Arkadaşımın bir gözü kör-müş, onu tanıyan herkes bir gözünün kör olduğunu biliyormuş, biraz dikkatli bakıldığında farkediliyormuş ama nedense ben bunu, onu bir gözünün kör oluşu nedeniyle askere almadıkları zaman öğrendim. Bana hep bana bir tek sen acıyarak bakmıyorsun derdi de ben ne demek istediğini anlamazdım. Gün gelir öğrenirsin, sende onlar gibi acıyarak bakarsın derdi. Meğer çevresindeki bir çok insan, ona yarım insan muamelesi yapıyormuş. Hatta ve hatta bir gözü KOYUN gibi bakıyor bile diyorlarmış. Eyy insan müsveddeleri, yarın ne olacağınızı biliyor musunuz? Aynı anda iki gözünüzü birden kaybetmeyeceğinizi nerden biliyorsunuz ya da bir kaza sonucu kolunuzu, bacağınızı kaybetmeyeceğinizi.
Kesinlikle vermem. En son aldığım kitabı bir arkadaşıma vermiştim, elim kırılaydı da vermez olaydım. Ne diye kardeşim kitabımın kapağını öyle ikiye katlıyorsun? . Falancanın cep numarasının benim kitabımın içinde ne işi var, telefon defteri mi sandın? .
Allah Rahmet eylesin, bir Meliğa Teyzemiz vardı. Çocuğum tabi, oğlum bana bakkala ekmek almaya gider misin, ya da suların akmadığı zamanlarda elindeki şişeyi uzatırdı, bana şu sokak çeşmesinden bu şişeyi doldurur musun derdi. İstediklerini yaptıktan sonra da Allah razı olsun oğlum, büyüdüğün zaman sen evlenirken, düğününde kalburla su taşıyacağım derdi. Bende çocuk aklıyla, kalburla nasıl su taşınılabilirki diye düşünürdüm. Anlaşılan Meliğa Teyzem beni hep işletmiş. Şimdi ben zamane çocuklarının birinden birşey istesem, o çocuk da istediğim şeyi yapsa ve ben o çocuğa düğününde sana kalburla su taşıyacağım desem. Nasıl bir cevap alırım acaba?
Eğer bahsedilen herhangi bir kadınsa, kokusu mokusu yoktur. Yok eğer bahsedilen sevilen, gönül verilen kadının kokusu ise; işte ben o kokunun üzerine koku tanımam.
Arkadaşımın bir gözü kör-müş, onu tanıyan herkes bir gözünün kör olduğunu biliyormuş, biraz dikkatli bakıldığında farkediliyormuş ama nedense ben bunu, onu bir gözünün kör oluşu nedeniyle askere almadıkları zaman öğrendim. Bana hep bana bir tek sen acıyarak bakmıyorsun derdi de ben ne demek istediğini anlamazdım. Gün gelir öğrenirsin, sende onlar gibi acıyarak bakarsın derdi. Meğer çevresindeki bir çok insan, ona yarım insan muamelesi yapıyormuş. Hatta ve hatta bir gözü KOYUN gibi bakıyor bile diyorlarmış. Eyy insan müsveddeleri, yarın ne olacağınızı biliyor musunuz? Aynı anda iki gözünüzü birden kaybetmeyeceğinizi nerden biliyorsunuz ya da bir kaza sonucu kolunuzu, bacağınızı kaybetmeyeceğinizi.
Kesinlikle vermem.
En son aldığım kitabı bir arkadaşıma vermiştim, elim kırılaydı da vermez olaydım. Ne diye kardeşim kitabımın kapağını öyle ikiye katlıyorsun? . Falancanın cep numarasının benim kitabımın içinde ne işi var, telefon defteri mi sandın? .
senden başka ama artık sana da dokunamam........
En güzelide Kırkağaç kavunudur...
Gündüzün şerri, gecenin hayrından iyidir.
Koskoca adam oldum beni hala karanlıklar ürpertir....
Allah Rahmet eylesin, bir Meliğa Teyzemiz vardı. Çocuğum tabi, oğlum bana bakkala ekmek almaya gider misin, ya da suların akmadığı zamanlarda elindeki şişeyi uzatırdı, bana şu sokak çeşmesinden bu şişeyi doldurur musun derdi. İstediklerini yaptıktan sonra da Allah razı olsun oğlum, büyüdüğün zaman sen evlenirken, düğününde kalburla su taşıyacağım derdi. Bende çocuk aklıyla, kalburla nasıl su taşınılabilirki diye düşünürdüm. Anlaşılan Meliğa Teyzem beni hep işletmiş.
Şimdi ben zamane çocuklarının birinden birşey istesem, o çocuk da istediğim şeyi yapsa ve ben o çocuğa düğününde sana kalburla su taşıyacağım desem. Nasıl bir cevap alırım acaba?
Zararlı oldukları kesin ama ben bu ikiliyi seviyorum.
Kadı Hakları, Erkak Hakları diye bir şey var mı yaa? İnsan Hakları vardır.
Eğer bahsedilen herhangi bir kadınsa, kokusu mokusu yoktur. Yok eğer bahsedilen sevilen, gönül verilen kadının kokusu ise; işte ben o kokunun üzerine koku tanımam.
renklerin en kötüsü.... bir tek lacivertin yanına yakışıyor....