Eflatuna sormuşlar, insanoğlunun şaşırtan davranışları nelerdir diye, Eflatun: 1- İnsanoğlu çocukluktan sıkılır, büyümek için acele eder, sonrada çocukluğunu özler. 2- İnsanoğlu para kazanmak için önce sağlığını harcar, sonrada kaybettiği sağlığını geri kazanmak için parasını. 3- İnsanoğlu hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar sonrada hiç yaşamamış gibi ölür. 4- Hayata hazırlanmaya o kadar çok zaman harcarki, sonrada hayatı yaşamaya zamanı kalmaz. 5- İnsanoğlu geleceğini o kadar çok düşünürki, bugünün avuçlarının içinden aktığını fark etmez bile. Oysaki hayat ne geçmişte ne gelecek yalnızca bu içinde bulunduğumuz anda yaşanır demiş.
Böğürtlenin bir tek onları toplarken ellerimi boyamasını sevmem. Köyüme gidebilsem şöyle çıksam kırlara, toplayıp toplayıp yesem, toplarken dikenleri ellerimi yırtsa, ellerim çizik çizik olsa dikenlerinden. Kanasa ve hatta boyansa (onada razıyım) . Sonra biraz fazla toplasam eve götürüp reçel yaptırsam bir güzel. Ha bu arada bizim buralarda muhacir göçmenleri arkadaşlar, böğürtlene Kapina diyorlar. Bilginiz olması açısından söyledim.
Peygamber Efendimiz bir hadislerinde; 'kalp kırmak, kabeyi yetmiş defa yıkmaktan daha kötüdür' der. O halde hiç kimsenin kalbini kırmayalım. Bir kalp kırıldığında da ne yazıkki onarılması çok zor oluyor.
Ben öldüremiyorum işte. Ne kadar çok ve ne kadar zararlı olurlarsa olsunlar ben yine de öldüremiyorum. Ben vermedimki canlarını niye ben alayım diye düşünüyorum.
Biz hayvanları çok seven bir aileyiz. Ve bütün hayvanlarımıza da mutlaka bir isim koyarız. Köydeyken bizimde ineklerimiz vardı, Seda, Yurdanur,Eylül.....
Eflatuna sormuşlar, insanoğlunun şaşırtan davranışları nelerdir diye,
Eflatun:
1- İnsanoğlu çocukluktan sıkılır, büyümek için acele eder, sonrada çocukluğunu özler.
2- İnsanoğlu para kazanmak için önce sağlığını harcar, sonrada kaybettiği sağlığını geri kazanmak için parasını.
3- İnsanoğlu hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar sonrada hiç yaşamamış gibi ölür.
4- Hayata hazırlanmaya o kadar çok zaman harcarki, sonrada hayatı yaşamaya zamanı kalmaz.
5- İnsanoğlu geleceğini o kadar çok düşünürki, bugünün avuçlarının içinden aktığını fark etmez bile. Oysaki hayat ne geçmişte ne gelecek yalnızca bu içinde bulunduğumuz anda yaşanır demiş.
Böğürtlenin bir tek onları toplarken ellerimi boyamasını sevmem. Köyüme gidebilsem şöyle çıksam kırlara, toplayıp toplayıp yesem, toplarken dikenleri ellerimi yırtsa, ellerim çizik çizik olsa dikenlerinden. Kanasa ve hatta boyansa (onada razıyım) . Sonra biraz fazla toplasam eve götürüp reçel yaptırsam bir güzel. Ha bu arada bizim buralarda muhacir göçmenleri arkadaşlar, böğürtlene Kapina diyorlar. Bilginiz olması açısından söyledim.
Sadece bin defa mı? O kadarcık mı?
Peygamber Efendimiz bir hadislerinde; 'kalp kırmak, kabeyi yetmiş defa yıkmaktan daha kötüdür' der. O halde hiç kimsenin kalbini kırmayalım. Bir kalp kırıldığında da ne yazıkki onarılması çok zor oluyor.
Ben öldüremiyorum işte. Ne kadar çok ve ne kadar zararlı olurlarsa olsunlar ben yine de öldüremiyorum. Ben vermedimki canlarını niye ben alayım diye düşünüyorum.
Ben mi? Olsam olsam mezarda emekli olurum. Altmış yaşına kadar yaşayacağımı sanmıyorum.
Kim demiş onu hiç de öyle olmuyor işte. Gözden ırak olmak aşkınızı daha da büyütüyor....
Biz hayvanları çok seven bir aileyiz. Ve bütün hayvanlarımıza da mutlaka bir isim koyarız. Köydeyken bizimde ineklerimiz vardı, Seda, Yurdanur,Eylül.....
içimden bir ses, içindeki seslere kulak verme sakın diyor...
Gençlik aşkı nisan yağmuru gibidir, gelir geçer. Sen bir de 28'den sonra aşık olda bir gör bakalım dünya kaç bucakmış.