Kapta Kusto, İslam’ı tercih etmesine neden olan olayı şöyle anlatmıştır: 1962 senesinde Alman ilim adamları, Aden körfezi ile Kızıldeniz’in birleştiği Mendeb boğazında, Kızıl denizin suyu ile Hint okyanus’unun suyunun birbirine karışmadığını bildirmişlerdi. Biz de, Atlas okyanusu ile Akdeniz’in sularının birbirine karışıp karışmadığını araştırmaya başladık. Önce Akdeniz’in kendine has sıcaklığı,tuzluluğu, yoğunluğu ile içinde yaşadığı canlıları tespit ettik. Aynı araştırmayı Atlas okyanus’unda da tekrarladık. İki deniz suyu binlerce yıldan beri Cebelitarık boğazında birleşiyordu. Bu durumda, iki suyun karışması ile tuzluluk ve yoğunluk gibi faktörlerin birbirine eşit, hiç olmazsa yakın olması gerekirdi. Halbuki, her iki denizin en yakın kısımlarında bile deniz suyu kendi özelliğini koruyordu. Yani; iki denizin birleşme noktasında bir su perdesi iki deniz suyunun birbirine karışmasına engel oluyordu. Bu hali anlattığım prof. Maurice BUCAİLLE, bunda şaşılacak bir şey olmadığını, İslam’ın kutsal kitabı Kuran’ın bunu açık bir şekilde yazdığını söyledi. Hakikaten bu hal Kuran’da dosdoğru açıklanıyordu. Bunu öğrenince Kuran’ın; Allah’ın kelamı olduğuna inandım. Hak din İslam’ı seçtim. İslam dini, manevi gücü ile bana kaybettiğim oğlumun acısına dayanma sabrını verdi. İlgili ayetler: Rahman suresi/ ayet:19-20-21: Ayet19: (Suları acı ve tatlı olan) iki denizi salıvermiştir; birbirine kavuşuyorlar. Ayet20:Fakat; aralarında bir engel vardır, birbirine geçip kavuşmuyorlar. Ayet21:O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? Furkan suresi/ayet53: O, birinin suyu lezzetli ve tatlı, diğerininki tuzlu ve acı olan iki denizi salıverip aralarında da görünmez bir perde ve karışmalarını önleyici bir engel koyandır.
Komünizmin başarılı olması imkansız; şimdiye kadar olamadı bundan sonra olamaz da. Çünkü komünizm, tüm insanların aynı tipte olmasını amaçlıyor. Ama insanların, çeşitli görüşleri amaçları, idealleri, istekleri, duyguları vardır ve bunlar göz ardı edilemez. Ne yani herkes Karl Marks’ın düşündüğü gibi bir insan olmak zorunda mı? Komünizmin bu amacı ise birçok insanın ölümüne, sürülmesine ve eziyet görmesine neden olmuştur. Tüm bu sıkıntıların nedeni tüm insanların aynı olmasını ve sadece sisteme tapmasını sağlamak için yapılmıştır
Bir şeyin kullanımı niyete göre olur. Örneğin bıçak, masum bir insanı öldürmek için de kullanılabilir, kurşun yemiş bir insandaki kurşunu alıp onun hayatını kurtarmak için de.
Prof.Dr. Saffet Solak anlatıyor: Amerika'da master yaptığım yıllarda,çalıştığım üniversitenin yemek salonu açık büfe şeklindeydi.Herkes dilediği yemekten istediği kadar alabiliyordu.yemekhanenin kapısında 'Take what you need.Eat what you take' (Yiyeceğin kadar al, aldığını da ye) diye yazmakta idi. Bir gün aynı masada yemek yediğimiz Çinli bir arkadaşı,tabağında kalan son pirinç tanesini almaya çalışırken görünce dayanamadım; denemek için dedim ki: 'Bir pirinç tanesi için neden bu kadar uğraşıyorsun? Bırak tabakta kalsın.'Çinli arkadaşın verdiği cevap çok düşündürücüydü: 'Her Çinli bir pirinç tanesi israf etse,Çin nüfusu ile çarp bakalım,kaç ton pirinç yapar? Biz kalabalık bir ülkeyiz,israf etme lüksümüz yoktur.' dedi. Yine denemek için dedim ki: 'Şu anda Çin'de değil Amerika'dasın.Tabağında bırakacağın pirinç tanesi Çin'i değil,Amerika'yı zarara uğratacaktır'.Bu sözlerim karşısında güldü ve şöyle dedi: 'Yaşadığım ülke olan Amerika'yı bu şekilde zarara uğratmak onurlu bir davranış olmaz.' Çinli arkadaşı bu onurlu davranışından dolayı tebrik ettim ve düşüncesini paylaştığımı söyledim. İslam dininin bu konudaki, 'Yiyiniz içiniz, fakat israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez' buyruğunu açıkladım. Çok hoşuna gitti.Tam o sırada,Ürdünlü Müslüman bir arkadaş tabağındaki yemek artıklarını çöp sepetine boşalttı.Bunu gören Çinli arkadaş Ürdünlü'yü göstererek: 'O Müslüman değil mi? dedi. O kadar üzüldüm ki,ne diyeceğimi bilemedim.
Bizim evimizin yapımında hiçbir mimar, mühendis, usta, işçi görev yapmamış. Sizin ev nasıl oldu diye soruyorsanız ateistlere sorun belki cevap alırsınız.
Kominizm, dinin sömürge aracı olduğunu ve sömürgecilerin halkı uyutmak için dini öne sürdüklerini idda eder. Burada din derken hristiyanlık dikkate alınmıştır. Orta çağ Avrupasına bakarsak kiliseler halkı sömürmüştür ve kilise baskısı halkı yıldırmıştır. Ancak, bu İslam dini için geçerli değildir. Nitekim, Osmanlı döneminde birçok inançtan insanlar adaletle yönetilmiştir. İslamın emri nedeniyle tüm inançlara saygı gösterilmiştir. Onlara müslüman olmaları için zor kullanılmamıştır. O dönemlerde katolik ve ortodoksların ise birbirlerine baskıları vardır. Bu da özellikle Balkan halklarının Osmanlıyı kurtarıcı olarak tanımasına neden olmuştur ve fetihleri kolaylaştırmıştır. Yani, adalet ve insan halklarına saygı islam ve Türk kültüründe kominizme göre çok daha fazladır. Türk ve İslam kültüründe zaten sömürgecilik kesinlikle reddedildiği için kominizme gerek yoktur. Avrupa kültüründe ise(kominizmin doğmasına neden olan kültür) sömürgecilik vardır ve islam kültürüne yabancı kalınmıştır.
Kapta Kusto, İslam’ı tercih etmesine neden olan olayı şöyle anlatmıştır:
1962 senesinde Alman ilim adamları, Aden körfezi ile Kızıldeniz’in birleştiği Mendeb boğazında, Kızıl denizin suyu ile Hint okyanus’unun suyunun birbirine karışmadığını bildirmişlerdi. Biz de, Atlas okyanusu ile Akdeniz’in sularının birbirine karışıp karışmadığını araştırmaya başladık. Önce Akdeniz’in kendine has sıcaklığı,tuzluluğu, yoğunluğu ile içinde yaşadığı canlıları tespit ettik. Aynı araştırmayı Atlas okyanus’unda da tekrarladık. İki deniz suyu binlerce yıldan beri Cebelitarık boğazında birleşiyordu. Bu durumda, iki suyun karışması ile tuzluluk ve yoğunluk gibi faktörlerin birbirine eşit, hiç olmazsa yakın olması gerekirdi. Halbuki, her iki denizin en yakın kısımlarında bile deniz suyu kendi özelliğini koruyordu. Yani; iki denizin birleşme noktasında bir su perdesi iki deniz suyunun birbirine karışmasına engel oluyordu. Bu hali anlattığım prof. Maurice BUCAİLLE, bunda şaşılacak bir şey olmadığını, İslam’ın kutsal kitabı Kuran’ın bunu açık bir şekilde yazdığını söyledi. Hakikaten bu hal Kuran’da dosdoğru açıklanıyordu. Bunu öğrenince Kuran’ın; Allah’ın kelamı olduğuna inandım. Hak din İslam’ı seçtim. İslam dini, manevi gücü ile bana kaybettiğim oğlumun acısına dayanma sabrını verdi.
İlgili ayetler: Rahman suresi/ ayet:19-20-21:
Ayet19: (Suları acı ve tatlı olan) iki denizi salıvermiştir; birbirine kavuşuyorlar.
Ayet20:Fakat; aralarında bir engel vardır, birbirine geçip kavuşmuyorlar.
Ayet21:O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Furkan suresi/ayet53: O, birinin suyu lezzetli ve tatlı, diğerininki tuzlu ve acı olan iki denizi salıverip aralarında da görünmez bir perde ve karışmalarını önleyici bir engel koyandır.
Komünizmin başarılı olması imkansız; şimdiye kadar olamadı bundan sonra olamaz da. Çünkü komünizm, tüm insanların aynı tipte olmasını amaçlıyor. Ama insanların, çeşitli görüşleri amaçları, idealleri, istekleri, duyguları vardır ve bunlar göz ardı edilemez. Ne yani herkes Karl Marks’ın düşündüğü gibi bir insan olmak zorunda mı? Komünizmin bu amacı ise birçok insanın ölümüne, sürülmesine ve eziyet görmesine neden olmuştur. Tüm bu sıkıntıların nedeni tüm insanların aynı olmasını ve sadece sisteme tapmasını sağlamak için yapılmıştır
Bir şeyin kullanımı niyete göre olur. Örneğin bıçak, masum bir insanı öldürmek için de kullanılabilir, kurşun yemiş bir insandaki kurşunu alıp onun hayatını kurtarmak için de.
O MÜSLÜMAN DEĞİL Mİ?
Prof.Dr. Saffet Solak anlatıyor:
Amerika'da master yaptığım yıllarda,çalıştığım üniversitenin yemek salonu açık büfe şeklindeydi.Herkes dilediği yemekten istediği kadar alabiliyordu.yemekhanenin kapısında 'Take what you need.Eat what you take' (Yiyeceğin kadar al, aldığını da ye) diye yazmakta idi.
Bir gün aynı masada yemek yediğimiz Çinli bir arkadaşı,tabağında kalan son pirinç tanesini almaya çalışırken görünce dayanamadım; denemek için dedim ki:
'Bir pirinç tanesi için neden bu kadar uğraşıyorsun? Bırak tabakta kalsın.'Çinli arkadaşın verdiği cevap çok düşündürücüydü:
'Her Çinli bir pirinç tanesi israf etse,Çin nüfusu ile çarp bakalım,kaç ton pirinç yapar? Biz kalabalık bir ülkeyiz,israf etme lüksümüz yoktur.' dedi.
Yine denemek için dedim ki:
'Şu anda Çin'de değil Amerika'dasın.Tabağında bırakacağın pirinç tanesi Çin'i değil,Amerika'yı zarara uğratacaktır'.Bu sözlerim karşısında güldü ve şöyle dedi:
'Yaşadığım ülke olan Amerika'yı bu şekilde zarara uğratmak onurlu bir davranış olmaz.'
Çinli arkadaşı bu onurlu davranışından dolayı tebrik ettim ve düşüncesini paylaştığımı söyledim. İslam dininin bu konudaki, 'Yiyiniz içiniz, fakat israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez' buyruğunu açıkladım.
Çok hoşuna gitti.Tam o sırada,Ürdünlü Müslüman bir arkadaş tabağındaki yemek artıklarını çöp sepetine boşalttı.Bunu gören Çinli arkadaş Ürdünlü'yü göstererek:
'O Müslüman değil mi? dedi.
O kadar üzüldüm ki,ne diyeceğimi bilemedim.
alıntı...
SİGARA İÇİN YABANCI BASINDAN BAZI ÖZETLER
NEWYORK:
• Sigara dumanındaki kimyevî maddeler, her yıl sigara içen 400 bin Amerika'lıyı öldürüyor.
Bu demekdir ki; bu kimyevî maddeler, sigara içenlerle ayni yerde yaşayan ve çalışan, fakat sigara içmeyen insanları da zehirliyor.
Araştırma neticesi hazırlanan rapora göre; çevredeki sigara dumanı:
•150.000 ile 300.000 arasındaki bebeğin hastahânelerde tedavi edilmelerini gerekdiriyor.
• 8.000 ile 26.000 arasındaki çocuğun nefes darlığına sebeb oluyor.
• 400.000 ile birmilyon arasındaki çocuğun göğüs hastalıklarını şiddetlendiriyor.
• Kalb hastalıklarından ölenlerin sayısı, yılda 35.000'i aşıyor.
• Bu yüzden 1990 yılından beri Amerika'daki lokantalarda, işyerlerinde, kapalı mekânlarda sigara içilmesi kat'î olarak yasaklanmışdır.
FRANSA'da:
Her yıl 25.000 kişi sigara yüzünden göğüs kanserine yakalanıb ölüyor.
(İBRET İÇİN, DAHA NELER OLMALI VE NE KADAR BEKLEMELİ..)
Bizim evimizin yapımında hiçbir mimar, mühendis, usta, işçi görev yapmamış. Sizin ev nasıl oldu diye soruyorsanız ateistlere sorun belki cevap alırsınız.
İyiler uyanık olmazsa meydanın kötülere kalması normaldir.
Kominizm, dinin sömürge aracı olduğunu ve sömürgecilerin halkı uyutmak için dini öne sürdüklerini idda eder. Burada din derken hristiyanlık dikkate alınmıştır. Orta çağ Avrupasına bakarsak kiliseler halkı sömürmüştür ve kilise baskısı halkı yıldırmıştır. Ancak, bu İslam dini için geçerli değildir. Nitekim, Osmanlı döneminde birçok inançtan insanlar adaletle yönetilmiştir. İslamın emri nedeniyle tüm inançlara saygı gösterilmiştir. Onlara müslüman olmaları için zor kullanılmamıştır. O dönemlerde katolik ve ortodoksların ise birbirlerine baskıları vardır. Bu da özellikle Balkan halklarının Osmanlıyı kurtarıcı olarak tanımasına neden olmuştur ve fetihleri kolaylaştırmıştır. Yani, adalet ve insan halklarına saygı islam ve Türk kültüründe kominizme göre çok daha fazladır. Türk ve İslam kültüründe zaten sömürgecilik kesinlikle reddedildiği için kominizme gerek yoktur. Avrupa kültüründe ise(kominizmin doğmasına neden olan kültür) sömürgecilik vardır ve islam kültürüne yabancı kalınmıştır.
Olgun bir insanla dost olmak istiyorsan onu eleştir, basit bir insanla dost olmak istiyorsan onu öv.
İyiliğin en iyisi karşılıksız yapılanıdır.