Sizin düzeninizle, akıl anlayışınızla, namus anlayışınızla, başarı anlayışınızla hiç bağdaşan yönüm yok. Aranızda dolaşmak için giyiniyorum. İyi giyinene iyi yer verdiğiniz için. Aranızda dolaşmak için çalışıyorum. İstediğimi çalışmama izin verdiğiniz için. İçgüdülerimi hiç bir işte uygulamama izin vermediğiniz için. Hiç bir çaba harcamadan bunları yapabiliyorum, bir şey yapıldı sanıyorsunuz.
Yaşamım boyunca içimi kemirttiniz. Evlerinizle. Okullarınızla. İş yerlerinizle. Özel ya da resmi kuruluşlarınızla içimi kemirttiniz. Ölmek istedim, dirilttiniz. Yazı yazmak istedim, aç kalırsın, dediniz. Aç kalmayı denedim, serum verdiniz. Delirdim, kafama elektrik verdiniz. Hiç aile olunmayacak bir insanla bir araya geldim, gene aile olduk. Ben bütün bunların dışındayım. Şimdi tek konuğu olduğum bu otelden ayrılırken, hangi otobüs ya da tren istasyonuna, hangi havaalanı ya da hangi limana doğru gideceğimi bilmediğim bu sabahta, iyi, başarılı, düzenli bir insandan başka her şey olduğumu duyuyorum.
bazen, biz istesek de istemesek de yani bizim hoşgörümüzün sınırlarının içinde kalsa da kalmasa da, ki yaşamın gerçekleri bizim algılarımızla ve hoşgörülerimizle sınırlı değildir, bazı şeyler vardır ve yaşanır...
eşcinsellik gibi...
bir eşcinsel olmasaydım eğer bu maddeye ilişkin olumsuz düşünce (!) kırıntılarını kusanlar gibi dünyaya bakacağımı düşündükçe kendimi şanslı hissediyorum. ve birazdan kendisi de benim gibi bir erkek olan sevgilimin sıcacık kucağında uykuya dalacağım için de....
beni kahredecek, beni buradan alıp hiç olmadığım bir yere götürecek, kabuk bağlamış tüm yaralardan acı fışkırtacak bir şey arıyorum dediğiniz zaman JUDGEMENT'i dinlemek istiyorsunuzdur........
björk'ün herhangi bir şarkısını dinlemememiş her insan biraz eksik yaşamıştır. abartıyor muyum? hayır hayır! ! ! az bile söylüyorum............
Sizin düzeninizle, akıl anlayışınızla, namus anlayışınızla, başarı anlayışınızla hiç bağdaşan yönüm yok. Aranızda dolaşmak için giyiniyorum. İyi giyinene iyi yer verdiğiniz için. Aranızda dolaşmak için çalışıyorum. İstediğimi çalışmama izin verdiğiniz için. İçgüdülerimi hiç bir işte uygulamama izin vermediğiniz için. Hiç bir çaba harcamadan bunları yapabiliyorum, bir şey yapıldı sanıyorsunuz.
Yaşamım boyunca içimi kemirttiniz. Evlerinizle. Okullarınızla. İş yerlerinizle. Özel ya da resmi kuruluşlarınızla içimi kemirttiniz. Ölmek istedim, dirilttiniz. Yazı yazmak istedim, aç kalırsın, dediniz. Aç kalmayı denedim, serum verdiniz. Delirdim, kafama elektrik verdiniz. Hiç aile olunmayacak bir insanla bir araya geldim, gene aile olduk. Ben bütün bunların dışındayım. Şimdi tek konuğu olduğum bu otelden ayrılırken, hangi otobüs ya da tren istasyonuna, hangi havaalanı ya da hangi limana doğru gideceğimi bilmediğim bu sabahta, iyi, başarılı, düzenli bir insandan başka her şey olduğumu duyuyorum.
bazen, biz istesek de istemesek de yani bizim hoşgörümüzün sınırlarının içinde kalsa da kalmasa da, ki yaşamın gerçekleri bizim algılarımızla ve hoşgörülerimizle sınırlı değildir, bazı şeyler vardır ve yaşanır...
eşcinsellik gibi...
bir eşcinsel olmasaydım eğer bu maddeye ilişkin olumsuz düşünce (!) kırıntılarını kusanlar gibi dünyaya bakacağımı düşündükçe kendimi şanslı hissediyorum. ve birazdan kendisi de benim gibi bir erkek olan sevgilimin sıcacık kucağında uykuya dalacağım için de....
beni kahredecek, beni buradan alıp hiç olmadığım bir yere götürecek, kabuk bağlamış tüm yaralardan acı fışkırtacak bir şey arıyorum dediğiniz zaman JUDGEMENT'i dinlemek istiyorsunuzdur........