Eğer dünyanın her yerini gezmiş, görmüş, türlü türlü mâceralar atlatmış, değişik kütüphanelere gidip, değişik kitaplar okuyup kimsenin bilmediği bilgileri bilmiş, yaşı kemale erip gençliğinde savaşlara katılmış hapishanelerde yatmış ölümlerden dönmüş hatta uzaya çıkmış BİLGE bir insan olsaydım, ve birileri gelip benden onlara nasihat etmemi isteseydi onlara söyleyeceğim tek kelime bu olurdu; DENGE.. bknz. ve insan...çok konuştu ama kendi yapmadı..
' taife ' bir şeyin etrafını çevirenler.. yardakçılar (sadece kötü manada değil) .. Mürettebât.. Yürüyerek etrafını dolaşmak anlamındaki 'tavâf' kelimesi ile aynı kökenden..
Belki de 'Ama, ama... deniz tutar beni; binmek istemiyorum...! ' feryatları arasında bineceğimiz kayıktır, kim bilir.. Tabutun içinde biz, altında cenazeyi taşıyan 'kürek mahkumları' kaptan (imam) önde.. Ve liman.. mezarlık..
Yeni doğmuş hatta yepyeni doğmuş bir bebeğin ilk ağlama sesi.. kirlenmemiş bir gırtlak, alınan ilk nefes ve akabinde verilen 'ıngaa' sesi.. Böylemi anlatılır; bilmem ki..
1935 yılında 'zâbit' kelimesinin karşılığı olarak kullanılmaya başlanmış bir kelime. Moğolcada çocuksuz, bekar anlamına gelmekle beraber hafif süvârilerede verilen isim ayrıca 'subay'
Eğer lisede şimdiki aklım olsaydı yaprakları siyah olan bir defter alır ve notlarımı, ödevlerimi beyaz bir kalemle yine o deftere yazardım.. çok manidar ve marjinal bir fikir aslında... gel görki tatbik etmek için artık biraz geç...
Eğer ipuçlarını bırakan bir insan ise, mutlaka ama mutlaka çözüme ulaşılır.. hiç bir zeka sorusu bıktırmaz beni o yüzden.. Yaz tatilimde yanında çıraklık yaptığım beyaz eşya tamircisi olan ustamın bir sözü vardı; 'eğer bu makinayı icâd eden ve bozup bu hale getiren bir insansa, ben bunu tamir edebilirim' derdi.. Asıl eğlenceli olan, kainattaki, evrendeki ipuçlarını takip edip hakikate varmak, İnsanın psikolojisinde kendisine giden yollara döşenmiş ipuçlarını çözümleyerek insanı tanımak.. işte heyecanlı bir serüven ve düşündürüp kafa yorduran ipuçları; Yaradanın ipuçları...
Eğer dünyanın her yerini gezmiş, görmüş,
türlü türlü mâceralar atlatmış,
değişik kütüphanelere gidip, değişik kitaplar okuyup kimsenin bilmediği bilgileri bilmiş,
yaşı kemale erip gençliğinde savaşlara katılmış
hapishanelerde yatmış
ölümlerden dönmüş
hatta uzaya çıkmış
BİLGE bir insan olsaydım,
ve birileri gelip benden onlara nasihat etmemi isteseydi
onlara söyleyeceğim tek kelime bu olurdu; DENGE..
bknz.
ve insan...çok konuştu ama kendi yapmadı..
' taife '
bir şeyin etrafını çevirenler.. yardakçılar (sadece kötü manada değil) ..
Mürettebât..
Yürüyerek etrafını dolaşmak anlamındaki 'tavâf' kelimesi ile aynı kökenden..
En ebleh insanın bile hakkında fikir sahibi olduğu 'tek' konu..
Kaçınılmazlardan..
Geçme namerd köprüsünden ko aparsın su seni.
Yatma tilki gölgesinde ko yesin arslan seni..
bknz.
Selim kadar Yavuz, Yavuz kadar da Selim olmak
Tamburlu tabanca..
Belki de
'Ama, ama... deniz tutar beni; binmek istemiyorum...! '
feryatları arasında bineceğimiz kayıktır, kim bilir..
Tabutun içinde biz, altında cenazeyi taşıyan 'kürek mahkumları' kaptan (imam) önde.. Ve liman.. mezarlık..
Yeni doğmuş hatta yepyeni doğmuş bir bebeğin ilk ağlama sesi..
kirlenmemiş bir gırtlak, alınan ilk nefes ve akabinde verilen 'ıngaa' sesi..
Böylemi anlatılır; bilmem ki..
1935 yılında 'zâbit' kelimesinin karşılığı olarak kullanılmaya başlanmış bir kelime.
Moğolcada çocuksuz, bekar anlamına gelmekle beraber hafif süvârilerede verilen isim ayrıca 'subay'
Eğer lisede şimdiki aklım olsaydı
yaprakları siyah olan bir defter alır ve notlarımı, ödevlerimi beyaz bir kalemle yine o deftere yazardım..
çok manidar ve marjinal bir fikir aslında...
gel görki tatbik etmek için artık biraz geç...
Eğer ipuçlarını bırakan bir insan ise,
mutlaka ama mutlaka çözüme ulaşılır.. hiç bir zeka sorusu bıktırmaz beni o yüzden.. Yaz tatilimde yanında çıraklık yaptığım beyaz eşya tamircisi olan ustamın bir sözü vardı;
'eğer bu makinayı icâd eden ve bozup bu hale getiren bir insansa, ben bunu tamir edebilirim' derdi..
Asıl eğlenceli olan, kainattaki, evrendeki ipuçlarını takip edip hakikate varmak,
İnsanın psikolojisinde kendisine giden yollara döşenmiş ipuçlarını çözümleyerek insanı tanımak..
işte heyecanlı bir serüven ve düşündürüp kafa yorduran ipuçları; Yaradanın ipuçları...