'Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince Günler şu heyûlâyı da er geç silecektir Rahmetle anılmak, ebediyet budur amma Sessiz yaşadım kim beni nerden bilecektir' dizelerinin sahibi Muhterem Kişi..
''Bu yol nereye çıkar olric? .. Hiçbir yere efendimiz. Hiçbir yer neresidir olric..? Doğru yerdir efendimiz.. Gidelim mi? .. Vardık efendimiz. Sus olric düşünüyorum! .. Düşünmek ne haddinize efendimiz. Descartes düşündükçe var oluyordu olric..? Descartes düşündükçe var olur; Siz düşündükçe yok olursunuz efendimiz...! ''
aŞk'ta 'sevilen' mühimdir, kabul ediyoruz.. peki bir 'seven' olmayınca 'sevgi' nasıl filizlenecek.. aşk'a nasıl ulaşılacak..
aşığın maşukla bütünleşmesi, benliğinden vazgeçmesi vd. tasavvufi bi hâldir.. evet.. kabul.. bunu en iyi mutasavvıflar bilir.. biz bilmezük.. şunu biliriz ki.. mutasavvıflar 'ben' dahi demezler..
naçizane..
biz aŞk'ı tek kişilik görmeyenlerin dünyasındayız..
-gidelim olric.
-gidelim efendimiz.
aç kapıyı bezirgan başı,
kapı hakkı ne istersin?
......
diye süregiden bi tekerlemeyi anımsatıyor..
orijinallik.. kalmadı azizim..
tanınmayanlardan.. sevilmeyenlerden.. döneminin Ebu Zer'idir, denilebilir.. tanınmalıdır, sevilmelidir..
10-12 sene kadar önce mezarına yolum düştü, hâli hüzünlendirmişti.. umarım bakım çalışmaları yapılmıştır..
yer o yer ama ne ben aynı ben'im ne sen aynı sen'sin.
üstelik sen ve ben, ben ve sen de değiliz.
Nazan Bekiroğu / Nun Masalları s.42
'Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince
Günler şu heyûlâyı da er geç silecektir
Rahmetle anılmak, ebediyet budur amma
Sessiz yaşadım kim beni nerden bilecektir' dizelerinin sahibi Muhterem Kişi..
Rahmetle..
''Bu yol nereye çıkar olric? ..
Hiçbir yere efendimiz.
Hiçbir yer neresidir olric..?
Doğru yerdir efendimiz..
Gidelim mi? ..
Vardık efendimiz.
Sus olric düşünüyorum! ..
Düşünmek ne haddinize efendimiz.
Descartes düşündükçe var oluyordu olric..?
Descartes düşündükçe var olur; Siz düşündükçe yok olursunuz efendimiz...! ''
Çok yükseğe çıkamam bende yükseklik korkusu var.. ve kimseyi yarı yolda bırakamam bende 'alçaklık korkusu' var..
Oğuz Atay
aŞk'ta 'sevilen' mühimdir, kabul ediyoruz.. peki bir 'seven' olmayınca 'sevgi' nasıl filizlenecek.. aşk'a nasıl ulaşılacak..
aşığın maşukla bütünleşmesi, benliğinden vazgeçmesi vd. tasavvufi bi hâldir.. evet.. kabul.. bunu en iyi mutasavvıflar bilir.. biz bilmezük.. şunu biliriz ki.. mutasavvıflar 'ben' dahi demezler..
naçizane..
biz aŞk'ı tek kişilik görmeyenlerin dünyasındayız..
aŞk'ta;
aşık ve maşuk/a vardır..
gerisi laf-ı güzaftır..