eskiden yağmurdan sonra oluşan renk cümbüşü gelirdi aklıma; şimdi maalesef milli kütüphanenin önündeki zımbırtı geliyor. biz paslanmış, yokuş yukarı çıkamayan otobüslerde telef olalım, sayın büyükşehir belediyesi başkanımız hala böyle saçma sapan projelere imza atmaya devam etsin. gerçekten ankarada yatırım yapılacak daha iyi bir alan olamazdı. tebrik ediyorum.
promises'ın bende çok önemli bir yeri vardır. nasıl olmasın.
eskiden yağmurdan sonra oluşan renk cümbüşü gelirdi aklıma; şimdi maalesef milli kütüphanenin önündeki zımbırtı geliyor. biz paslanmış, yokuş yukarı çıkamayan otobüslerde telef olalım, sayın büyükşehir belediyesi başkanımız hala böyle saçma sapan projelere imza atmaya devam etsin. gerçekten ankarada yatırım yapılacak daha iyi bir alan olamazdı. tebrik ediyorum.
ankaraya tapan biri olarak ankarayı ankara yapan her şeyi yok edişini büyük bir hüsranla seyrediyorum. bakalım daha ne kadar musallat olacak başımıza.
yıllarca hürriyet alıp okuduysam bunun tek nedeni emin çölaşan'dır. geçen haftaki programda beni çok güldürdü. taktir ediyorum kendisini.
çok tuhaf bi havası var. bi daha onun gibisi gelir mi bilinmez.
isveçte yaptığı konuşmadan sonra dedemin, hakkındaki tüm fikirlerini değiştirerek tapmaya başladığı, acilen birkaç kitabını sipariş ettiği yazar.
ömrümün en zevzek; ama bir o kadar da buhranlı, karmaşık yıllarını geçirmekte olduğum mekan. seviyorum
'sosyolojiyi bilim yapan örüntülerdir.' demiş fichter. ilginç ve inkar edilemez bi yaklaşım gibi gözüküyo.
kendisi bi cinayet işlese kimse çözemezdi herhalde. severek okuyoruz.
sen
san
-
ki
son
um
sun.
git,
bit:
söylen
me.
işte bu insan bu lafı etmiştir, edebilmiştir.