Seadet-i Ebediyye,sözcük olarak, sıfat tamalamasından oluşan ve sonsuz mutluluk demektir. Terim olarak da Tam İlmihal'in tamamlayıcı(mütemmimi) adıdır. Takriben binden fazla çok kıymetli eserlerden nakiller yapılarak vücuda getirilmiş bir eserdir. Kısacası baldır.Tıpkı bir arının bal yapabilmesi için onbilerce çiçekten polen toplaması gibi merhum alim,büyük mütefekkir,ömrünü ilme,insanlığın 'Seadet-i Ebediyye'sine' adamış gönül insanı,her konuşmasında efendimle konuşacak kadar İstanbul beyefendisi,bağdaşla oturmayı bile edepsizlik sayacak kadar zerafete sahip mükkemmel ve mükemmil veli Hüseyin Hilmi Işık(Rahimehullah) hazretleri de işte o kadar 'çiçekten' bu eşsiz balı meydana getirmiştir. Kİtapta bir insanın ömrü boyunca karşılaşacağı her konuda fazlasıyla bilgi verilmiştir.Dini bir kitap olmasının yanında,bir tıp kitabı,astronomi,fizik,kimya,Tarih,edebiyat ve şiir kitabı olma özelliklerini de taşır. Hiç olmazsa ilk 100 sayfasını okursanız,bana hak verirsiniz. Allahü Teala bizi o 'Büyüğün' şefaatından ve 'SEADETİ EBEDİYYE'nin nurlu yolundan ayırmasın.amin.
ASRIMIZIN FADILLARINDAN,ZAMANIN BİR TANESİ.EHLİ SÜNNETİN GÖZBEBEĞİ,ARİFLERİN 'IŞIK'I.SON İSTANBUL BEYEFENDİSİ. XIV. ASRIN MÜCEDDİDİ SEYYİD ABDULHAKİM ARVASİ HARETLERİNİN EN ÇOK SEVDİĞİ TALEBESİ.
Ey güzeller güzeli, ey gönüller kıblesi, Aslı, doğruyu gören, ehl-i sünnet varisi. Sensin mürşid-i kamil, sensin ilmin hamisi, Sensin dertlere deva, zamanın bir danesi...
Görmeyip bu güzeli, iyi anlamayanlar, Bu bulunmaz pınara, kabını koymayanlar, Aşkiyle tutuşup da, yanıp kavrulmayanlar, Ne büyük zarardadır, nasibi olmayanlar!
Vurulmamak ne mümkün! nur akan simanıza, Seçilmişler kavuşur, hizmete zatınıza. Bilsek ki karşılıktır, bizdeki hakkınıza, Cana minnet bilirdik, kulluğu kapınıza.
Duymakla tebdil oldu, mubarek isminizi, Kalbimizin dileği, gönlümüzün sevgisi. Kurtarır layık olsak, teveccühünüz bizi, Neler kazanmazdık ah! tanıyabilsek sizi.
Doğrusu bu cihanda, başkaca ışık yoktur, Olsa bile sönüktür, ziyasız ve donuktur. Sizi bilenler bilir, bilmeyene söz yoktur, Bu nadide sofrada, kırıntı bize çoktur.
Bizden sadır olanlar, sizi sena edemez, Boş laftan, yanlış sözden, daha öte gidemez. Hakire sükut düşer, karga nağme edemez! Sizi meth-ü senaya, diller de kafi gelmez.
Bizimki övmek değil; nafile bir gayrettir, Belki birkaç söz ile, şems’i tarif etmektir. Aşığa gönül gerek, bizlerdeki yürektir, Bu yolda makbul olan, kendini hiç bilmektir.
Seadet-i Ebediyye,sözcük olarak, sıfat tamalamasından oluşan ve sonsuz mutluluk demektir.
Terim olarak da Tam İlmihal'in tamamlayıcı(mütemmimi) adıdır.
Takriben binden fazla çok kıymetli eserlerden nakiller yapılarak vücuda getirilmiş bir eserdir.
Kısacası baldır.Tıpkı bir arının bal yapabilmesi için onbilerce çiçekten polen toplaması gibi merhum alim,büyük mütefekkir,ömrünü ilme,insanlığın 'Seadet-i Ebediyye'sine' adamış gönül insanı,her konuşmasında efendimle konuşacak kadar İstanbul beyefendisi,bağdaşla oturmayı bile edepsizlik sayacak kadar zerafete sahip mükkemmel ve mükemmil veli Hüseyin Hilmi Işık(Rahimehullah) hazretleri de işte o kadar 'çiçekten' bu eşsiz balı meydana getirmiştir.
Kİtapta bir insanın ömrü boyunca karşılaşacağı her konuda fazlasıyla bilgi verilmiştir.Dini bir kitap olmasının yanında,bir tıp kitabı,astronomi,fizik,kimya,Tarih,edebiyat ve şiir kitabı olma özelliklerini de taşır.
Hiç olmazsa ilk 100 sayfasını okursanız,bana hak verirsiniz.
Allahü Teala bizi o 'Büyüğün' şefaatından ve 'SEADETİ EBEDİYYE'nin nurlu yolundan ayırmasın.amin.
ASRIMIZIN FADILLARINDAN,ZAMANIN BİR TANESİ.EHLİ SÜNNETİN GÖZBEBEĞİ,ARİFLERİN 'IŞIK'I.SON İSTANBUL BEYEFENDİSİ. XIV. ASRIN MÜCEDDİDİ SEYYİD ABDULHAKİM ARVASİ HARETLERİNİN EN ÇOK SEVDİĞİ TALEBESİ.
Ey güzeller güzeli, ey gönüller kıblesi,
Aslı, doğruyu gören, ehl-i sünnet varisi.
Sensin mürşid-i kamil, sensin ilmin hamisi,
Sensin dertlere deva, zamanın bir danesi...
Görmeyip bu güzeli, iyi anlamayanlar,
Bu bulunmaz pınara, kabını koymayanlar,
Aşkiyle tutuşup da, yanıp kavrulmayanlar,
Ne büyük zarardadır, nasibi olmayanlar!
Vurulmamak ne mümkün! nur akan simanıza,
Seçilmişler kavuşur, hizmete zatınıza.
Bilsek ki karşılıktır, bizdeki hakkınıza,
Cana minnet bilirdik, kulluğu kapınıza.
Duymakla tebdil oldu, mubarek isminizi,
Kalbimizin dileği, gönlümüzün sevgisi.
Kurtarır layık olsak, teveccühünüz bizi,
Neler kazanmazdık ah! tanıyabilsek sizi.
Doğrusu bu cihanda, başkaca ışık yoktur,
Olsa bile sönüktür, ziyasız ve donuktur.
Sizi bilenler bilir, bilmeyene söz yoktur,
Bu nadide sofrada, kırıntı bize çoktur.
Bizden sadır olanlar, sizi sena edemez,
Boş laftan, yanlış sözden, daha öte gidemez.
Hakire sükut düşer, karga nağme edemez!
Sizi meth-ü senaya, diller de kafi gelmez.
Bizimki övmek değil; nafile bir gayrettir,
Belki birkaç söz ile, şems’i tarif etmektir.
Aşığa gönül gerek, bizlerdeki yürektir,
Bu yolda makbul olan, kendini hiç bilmektir.
Abulhakim Arvasi...Son asrın müceddidi.Evladı Resul(aleyhiselam) ...Hani 'hoca talebesinden bilinir' derler ya...İşte büyük mütefekkir,canlar canı,velilerin önderi,ilim adamı,son İstanbul beyefendisi Merhum Hüseyin Hilmi Işık'ın hocası...Her şeyi..Allahü Teala şefaatlerine kavuştursun.Amin...