Gözlerimde yağmurlar, vücudumda ayazlar Ruhumda karamsarlık, geride kalmış yazlar Dilimde, bitmez sitem; saçlarımda beyazlar Ne işe yararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Bir yola gelmez deli, bin bir bela başımda Soframa oturamam, öfke zehir, aşımda Bir el var, kırılası; kan fışkırır, kaşımda Kendime zararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Oğlum aşmış boyumu, ellerimde ikizler Çocuklar yüreğinde anne özlemi gizler Almadan veriyoruz, bütün anneler, bizler Şefkatle sararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Gönlüm senin yanında, her gün daha aç, sana Hangimizden geçersin? Hepimiz muhtaç, sana Yüreğin alacaksa, dördümüze açsana! Çareler ararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Cefaya, önceleri büyük isyanım vardı Fakat önleyemedim, akacak kanım vardı Keşke baştan bitseydi; bir kuru canım vardı! Pişmanlık kararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Oğlum kader ortağım, bütün tesellim oldu Yüreğimdeki boşluk, içim, kucağım doldu Keşke büyümeseydi, onun da yüzü soldu Canımla sararım, ben; benden ne bekliyorsun?
İkizler daha küçük, henüz farkında değil Oysa düşmanımızın kılıcı, kında değil Allah yolu sabırda, yalnız aşkında değil Rabbimi ararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Azrail’im, sevgilim, sen ne güçlü büyüsün! Biraz geç gel, ne olur, özlemimiz büyüsün Gözüm açık kalmasın, çocuklarım büyüsün! Toprağı yararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Ben parayı çocuklar için kazanıyorum Zannetme ki içinden bir lira alıyorum Yalnız çalışıyorum, kendimle kalıyorum Onlara, yararım ben; benden ne bekliyorsun?
Kavuşmak ortak derdi; sevilenin, sevenin Senin ailen yok mu, çocukların, sevenin? Sorumluluğun yok mu; ben miyim, tek güvenin? Kendimi ararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Öyle büyük ki aşkın, herkesi siliyorsun! Bir yuva yıkılır mı? Günahtır, biliyorsun Bekleyenlerin varken, sen beni diliyorsun Bir sebep ararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Yaşamak zorundayız, bu kaderi, sessizce Her şeye katlanarak, kaya gibi hissizce Bir nur olup sabırla, muhteşemce, eşsizce Evreni tararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Sırdaş olup, dertleştim, iplerle, çile çile Her ilmekte: “Sabır ver, Ya Rabbim! ” diye diye Binlerce çile ördüm, daha da arttı çile Çileler sararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Her ne olsa, kabulüm, tevekküle çalıştım Şikâyetsiz katlanıp, sabretmeye alıştım Erenlere dost oldum, birkaç kademe aştım Sarp yola sararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Seni çok seviyorum, gücenme hiç, sevgilim Er geç kavuşacağız, henüz hazır değilim Allah aşkı içindir, bu sevgi, bu eğilim Ondan bîkararım, ben; benden ne istiyorsun?
İnsan ömrü kaç yıl ki? Belki gitti, yarısı “İsyan eder mi? ” diye, bir çılgının karısı Allah beni deniyor; vardır, bir tasarısı Kime, ne sorarım, ben; benden ne bekliyorsun?
Beni kurtardığında, kasırganın elinden Kefen giyebilirim, takamam ki telinden Çok farklı olacağım, tazecik bir gelinden Toprağa yararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Nasıl yakışıklısın, beyazların içinde! O gün de beyazlar giy; gel, hazların içinde! Artalım, çoğalalım, tüm azların içinde Hep umut kararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Yine öyle gülümse: “Geldim, senin için! ” de! Her şeyin en güzeli; huzur, senin içinde… Neler feda etmez ki Onur, senin için, de? Kabıma zararım, ben; benden ne istiyorsun?
Nasıl aydınlık yüzün! O nur, senin içinde Nasıl deli olmasın, Onur senin için, de! Başka yerde arama; onur, senin içinde. O Nur’u ararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Gözlerimde yağmurlar, vücudumda ayazlar Ruhumda karamsarlık, geride kalmış yazlar Dilimde, bitmez sitem; saçlarımda beyazlar Ne işe yararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Bir yola gelmez deli, bin bir bela başımda Soframa oturamam, öfke zehir, aşımda Bir el var, kırılası; kan fışkırır, kaşımda Kendime zararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Oğlum aşmış boyumu, ellerimde ikizler Çocuklar yüreğinde anne özlemi gizler Almadan veriyoruz, bütün anneler, bizler Şefkatle sararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Gönlüm senin yanında, her gün daha aç, sana Hangimizden geçersin? Hepimiz muhtaç, sana Yüreğin alacaksa, dördümüze açsana! Çareler ararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Cefaya, önceleri büyük isyanım vardı Fakat önleyemedim, akacak kanım vardı Keşke baştan bitseydi; bir kuru canım vardı! Pişmanlık kararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Oğlum kader ortağım, bütün tesellim oldu Yüreğimdeki boşluk, içim, kucağım doldu Keşke büyümeseydi, onun da yüzü soldu Canımla sararım, ben; benden ne bekliyorsun?
İkizler daha küçük, henüz farkında değil Oysa düşmanımızın kılıcı, kında değil Allah yolu sabırda, yalnız aşkında değil Rabbimi ararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Azrail’im, sevgilim, sen ne güçlü büyüsün! Biraz geç gel, ne olur, özlemimiz büyüsün Gözüm açık kalmasın, çocuklarım büyüsün! Toprağı yararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Ben parayı çocuklar için kazanıyorum Zannetme ki içinden bir lira alıyorum Yalnız çalışıyorum, kendimle kalıyorum Onlara, yararım ben; benden ne bekliyorsun?
Kavuşmak ortak derdi; sevilenin, sevenin Senin ailen yok mu, çocukların, sevenin? Sorumluluğun yok mu; ben miyim, tek güvenin? Kendimi ararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Öyle büyük ki aşkın, herkesi siliyorsun! Bir yuva yıkılır mı? Günahtır, biliyorsun Bekleyenlerin varken, sen beni diliyorsun Bir sebep ararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Yaşamak zorundayız, bu kaderi, sessizce Her şeye katlanarak, kaya gibi hissizce Bir nur olup sabırla, muhteşemce, eşsizce Evreni tararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Sırdaş olup, dertleştim, iplerle, çile çile Her ilmekte: “Sabır ver, Ya Rabbim! ” diye diye Binlerce çile ördüm, daha da arttı çile Çileler sararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Her ne olsa, kabulüm, tevekküle çalıştım Şikâyetsiz katlanıp, sabretmeye alıştım Erenlere dost oldum, birkaç kademe aştım Sarp yola sararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Seni çok seviyorum, gücenme hiç, sevgilim Er geç kavuşacağız, henüz hazır değilim Allah aşkı içindir, bu sevgi, bu eğilim Ondan bîkararım, ben; benden ne istiyorsun?
İnsan ömrü kaç yıl ki? Belki gitti, yarısı “İsyan eder mi? ” diye, bir çılgının karısı Allah beni deniyor; vardır, bir tasarısı Kime, ne sorarım, ben; benden ne bekliyorsun?
Beni kurtardığında, kasırganın elinden Kefen giyebilirim, takamam ki telinden Çok farklı olacağım, tazecik bir gelinden Toprağa yararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Nasıl yakışıklısın, beyazların içinde! O gün de beyazlar giy; gel, hazların içinde! Artalım, çoğalalım, tüm azların içinde Hep umut kararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Yine öyle gülümse: “Geldim, senin için! ” de! Her şeyin en güzeli; huzur, senin içinde… Neler feda etmez ki Onur, senin için, de? Kabıma zararım, ben; benden ne istiyorsun?
Nasıl aydınlık yüzün! O nur, senin içinde Nasıl deli olmasın, Onur senin için, de! Başka yerde arama; onur, senin içinde. O Nur’u ararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Allahü Tealâ'nın tesettür emrinin gereklerindendir. Bayanlarda eller, ayaklar ve yüz hariç, bütün vücudun örtülmesi, Allah'ın emridir. Başörtüsü de başı, saçları örtmek için kullanılan bir kumaş parçasıdır. Tesettür için murtlaka gerekli, fakat tek başına yeterli değildir. Hıristiyanlarda ve Musevilerde de inanç gereği kullanılmaktadır. Türk kültüründe de İslamiyet öncesinden beri vardır. Güzel bir aksesuardır.
YA ARASINDAKİ? ? ? ...
Cenin de örtülüdür Cenaze de... Ya arasındaki? ? ? ...
Onu rüyamda gördüm. Altın rengi parlak şık bir takım elbise içindeydi sanırım. Oturuyordum. Sağ tarafımdaki kapıdan girdi. Belki boşlukta duran, tam karşımdaki yazı tahtası büyüklüğündeki cam bir levhaya sağ elinin işaret parmağıyla, olduça hızlı, Arap harfleriyle ALLAH yazıp, süratle geçti! .. 'Kimdi O? ' diyebildim, arkasından. 'AZRAİL! ..' dediler. Son derece yakışıklı bu genç adamın çıktığı sol tarafımdaki kapıya bakakaldım! .. 'Nereye gitti? ' dedim, üzülerek. İyice göremeyeceğim kadar seri hareket ettiği için tam görememiştim. O güzel yüzü görme merakı içindeydim. 'GELECEK! ' dediler. Bir süre, çıktığı kapıya dikip, gözlerimi, bekledim. Gelmedi. Mutluluk içinde uyandım. Ertesi gün yakında öleceğime yorduğum rüyamın etkisiyle, rastladığım herkesle helâlleştim. Gelecek, biliyorum. Sizler de gayet iyi biliyorsunuz. Fakat ne zaman? Asla bir an gecikmez! Vâde meselesi... Emri aldığı an, canı almıştır! .. Her zaman onunla gitmeye hazır beklemeli, gaflette olmamalıyız. Allah, her an bizimle! .. Biz ne kadar O'nunlayız? Her an nimetleri inmekte! .. Bizden ne kadar teşekkür, şükür, HAMD yükselmekte? Her nimetten sorgulanacağız. 'Kuru bir ağaç gölgesinde serinlemekten bile! .. Nasıl hesabını vereceğiz, bunca nimetin! ? .. Bizden beklenen, HAMD'dır. 'HAMD OLSUN! ..' demek, bu kadar mı zor! Yani kabir ve cehennem azaplarından! ? ..Yani ateşten! ? .. Yanmaktan! ? Kula teşekkür ediyoruz. Nezaket gereği. Allah'a şükür az! .. HAMD OLSUN RABBİM! HAMD OLSUN, HER TÜRLÜ NİMETİN İÇİN! SENİN BİLDİĞİN SAYILAR ADEDİNCE HAMD OLSUN! .. MELEĞİNE, HER EMRİNİ AYNEN VE ÂNINDA YERİNE GETİREN GÖREVLİNE, AZRAİL'E DE SELÂM OLSUN! Peygamber Efendimiz HAZRETİ MUHAMMET (S.A.V) e, ALLAH'ı seven ve ALLAH'ın sevdiği her yaratılana SELÂM OLSUN!
Not: Dr. Abdullah Nur BAKİ'nin kaydettiği, hastası SERAP isimli gençkızla ilgili olan anısını bulup, okuyun, lütfen. Orada AZRAİL'in hakikâtini göreceksiniz. İşte o zaman, tüğleriniz diken diken, ağlayarak irkileceksiniz ve çok düşüneceksiniz, çooook düşüneceksiniz! ..
Ben her gün bu sokaktan defalarca geçerim Anıların içinden hayalini seçerim Ne senden ümit keser, ne de senden geçerim Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Sanki yıllardan sonra senden haber almışım Bir selâm, bir işaret, hayallere dalmışım Şaşırmışım; tutulup, heykel gibi kalmışım Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Birden yolda görünce, yine hayalin sandım Sen sıcacık gülünce, geldiğine inandım Gözümü alamadım, gözlerinden utandım Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Ne güzel bir sürprizdi, böyle birden gelişin! Nasıl oldu da geldin? Mutlaka var bir işin. Kime misafir olup, kimle görüşeceksin? Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Birden tanıyamadım, ne kadar değişmişsin! Buraya gelir miydin? Hayrola, nasıl geldin? Karşılaşamasaydık, sessizce gidecektin Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Galiba sen unuttun, unutabileceksin Demek unutmak kolay, sen bir gün sileceksin! Deli gibi özledim, nereden bileceksin? Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Ne kötülüğüm oldu, ben sana ne yapmıştım? Senin yörüngendeydim, hangi yöne sapmıştım? Bir sana tutulmuştum ve adeta tapmıştım Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Neden ansızın gittin? Bir çiçek verecektim Hiçbir şey istemedim, son bir kez görecektim Veda bile etmedin, kahrımdan ölecektim! Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Sensiz nasıl yaşarım, bir gün, yarım gün bile? Katkısız seviyorum, bilmem yapmacık, hile Bir gün umarım, biter, bütün eziyet, çile Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Ne kadar çok özledim! Bilsen, nasıl aradım! Ne kadar çok sevmişim! Burada duramadım Sokak sokak dolaştım, sokak sokak aradım! Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Yaktı aşk yüreğimi, ateşle mi, közle mi? Nasıl dayanabildim, nasıl çektim özlemi! Sen beni nasıl sevdin, yalandan mı, özle mi? Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Sen beni beğenmedin, yoksa hiç sevmedin mi? Beni hatırladın mı, birazcık özledin mi? Yoksa ben mi görmedim, daha önce geldin mi? Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Yoksa gelemez miydin? Sana bir şey mi oldu? Neden konuşmuyorsun? Neden gözlerin doldu? Keşke hiç sormasaydım, tüm sevincin kayboldu Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Sana uzanan eli, imanla kıracağım, Önce Allah, sonra sen! Ona haykıracağım! Kimseyle paylaşamam, seni kaçıracağım Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Benimle gelir misin? Bir yuva kuralım mı? Birlikte oturalım, hayaller kuralım mı? Kaderle yarışalım, ölümle duralım mı? Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Seni göremediysem; o gün, dünya bana dar Eşim ve çocuklarım, ne yurdum, ne yuvam var? Sen yoksan, anlamı yok, ne işim, görevim, var Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Eğer öğretmeseydin, bu duyguyu bilmezdim Karşıma sen çıkmasan, kolayca yenilmezdim Anlamsız yaşar, ölür, sevmezdim, sevilmezdim Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Yalansız bakışların, seviyor, özlüyorsun Gözlerin gözlerimde, hep beni izliyorsun Neden söylemiyorsun, aşkını gizliyorsun? Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Malım, mülküm, param yok, önüne sereceğim Yüreğimi, kanımı, canımı vereceğim! Beni böyle istersen, murada ereceğim Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Kalbimde Allah aşkı; dinle, her şeyi unut! Dua dudaklarımda, inanç ellerimde, tut! Seni götüreceğim cennete, bulut bulut! Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Gözlerimde yağmurlar, vücudumda ayazlar Ruhumda karamsarlık, geride kalmış yazlar Dilimde, bitmez sitem; saçlarımda beyazlar Ne işe yararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Bir yola gelmez deli, bin bir bela başımda Soframa oturamam, öfke zehir, aşımda Bir el var, kırılası; kan fışkırır, kaşımda Kendime zararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Oğlum aşmış boyumu, ellerimde ikizler Çocuklar yüreğinde anne özlemi gizler Almadan veriyoruz, bütün anneler, bizler Şefkatle sararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Gönlüm senin yanında, her gün daha aç, sana Hangimizden geçersin? Hepimiz muhtaç, sana Yüreğin alacaksa, dördümüze açsana! Çareler ararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Cefaya, önceleri büyük isyanım vardı Fakat önleyemedim, akacak kanım vardı Keşke baştan bitseydi; bir kuru canım vardı! Pişmanlık kararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Oğlum kader ortağım, bütün tesellim oldu Yüreğimdeki boşluk, içim, kucağım doldu Keşke büyümeseydi, onun da yüzü soldu Canımla sararım, ben; benden ne bekliyorsun?
İkizler daha küçük, henüz farkında değil Oysa düşmanımızın kılıcı, kında değil Allah yolu sabırda, yalnız aşkında değil Rabbimi ararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Azrail’im, sevgilim, sen ne güçlü büyüsün! Biraz geç gel, ne olur, özlemimiz büyüsün Gözüm açık kalmasın, çocuklarım büyüsün! Toprağı yararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Ben parayı çocuklar için kazanıyorum Zannetme ki içinden bir lira alıyorum Yalnız çalışıyorum, kendimle kalıyorum Onlara, yararım ben; benden ne bekliyorsun?
Kavuşmak ortak derdi; sevilenin, sevenin Senin ailen yok mu, çocukların, sevenin? Sorumluluğun yok mu; ben miyim, tek güvenin? Kendimi ararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Öyle büyük ki aşkın, herkesi siliyorsun! Bir yuva yıkılır mı? Günahtır, biliyorsun Bekleyenlerin varken, sen beni diliyorsun Bir sebep ararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Yaşamak zorundayız, bu kaderi, sessizce Her şeye katlanarak, kaya gibi hissizce Bir nur olup sabırla, muhteşemce, eşsizce Evreni tararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Sırdaş olup, dertleştim, iplerle, çile çile Her ilmekte: “Sabır ver, Ya Rabbim! ” diye diye Binlerce çile ördüm, daha da arttı çile Çileler sararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Her ne olsa, kabulüm, tevekküle çalıştım Şikâyetsiz katlanıp, sabretmeye alıştım Erenlere dost oldum, birkaç kademe aştım Sarp yola sararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Seni çok seviyorum, gücenme hiç, sevgilim Er geç kavuşacağız, henüz hazır değilim Allah aşkı içindir, bu sevgi, bu eğilim Ondan bîkararım, ben; benden ne istiyorsun?
İnsan ömrü kaç yıl ki? Belki gitti, yarısı “İsyan eder mi? ” diye, bir çılgının karısı Allah beni deniyor; vardır, bir tasarısı Kime, ne sorarım, ben; benden ne bekliyorsun?
Beni kurtardığında, kasırganın elinden Kefen giyebilirim, takamam ki telinden Çok farklı olacağım, tazecik bir gelinden Toprağa yararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Nasıl yakışıklısın, beyazların içinde! O gün de beyazlar giy; gel, hazların içinde! Artalım, çoğalalım, tüm azların içinde Hep umut kararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Yine öyle gülümse: “Geldim, senin için! ” de! Her şeyin en güzeli; huzur, senin içinde… Neler feda etmez ki Onur, senin için, de? Kabıma zararım, ben; benden ne istiyorsun?
Nasıl aydınlık yüzün! O nur, senin içinde Nasıl deli olmasın, Onur senin için, de! Başka yerde arama; onur, senin içinde. O Nur’u ararım, ben; benden ne bekliyorsun?
NE DİYOR? Bir ömür boyunca ne diyor insan? Nafile seyahat ediyor insan! .. “Haydi, vakit tamam! ..” denildiği an Bir selâ, bir ezan; gidiyor insan! .. Onur BİLGE
ZAMAN BU ZAMANDIR Dün, yaşandı, bitti; bir daha gelmez! Belki vakit tamam, yarın da gelmez! .. Zaman, bu zamandır, şakaya gelmez! .. Şimdi yapmalıyız, ne yapacaksak! .. Onur BİLGE
Hakikat Allah'tır. Herşey yalan, sonlu ve sanal görüntüden ibarettir. Herşey fani, Allah ezelden ebede bakidir. Gerçektir. Tek gerçek olandır. Ölüm bile öldürülür, yokedilir, kâinatla birlikte... Bir ALLAH kalır. Bir ALLAH vardı, herşeyden önce. Evvel'dir, Ahir'dir. Herşey çoktur. O bir'dir. Benzeri, eşi yoktur. Akılların almadığı, tek Hakikat'tir.Kînata sığmayan, küçücük beyinlere nasıl sığar ki böyle bir birkaç satırla HAKİKÂT anlatılabilsin! HAKİKÂT Tek'tir, Bir'dir! Beş anlamı olamaz! Onuraşk.
Azrailime
Gözlerimde yağmurlar, vücudumda ayazlar
Ruhumda karamsarlık, geride kalmış yazlar
Dilimde, bitmez sitem; saçlarımda beyazlar
Ne işe yararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Bir yola gelmez deli, bin bir bela başımda
Soframa oturamam, öfke zehir, aşımda
Bir el var, kırılası; kan fışkırır, kaşımda
Kendime zararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Oğlum aşmış boyumu, ellerimde ikizler
Çocuklar yüreğinde anne özlemi gizler
Almadan veriyoruz, bütün anneler, bizler
Şefkatle sararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Gönlüm senin yanında, her gün daha aç, sana
Hangimizden geçersin? Hepimiz muhtaç, sana
Yüreğin alacaksa, dördümüze açsana!
Çareler ararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Cefaya, önceleri büyük isyanım vardı
Fakat önleyemedim, akacak kanım vardı
Keşke baştan bitseydi; bir kuru canım vardı!
Pişmanlık kararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Oğlum kader ortağım, bütün tesellim oldu
Yüreğimdeki boşluk, içim, kucağım doldu
Keşke büyümeseydi, onun da yüzü soldu
Canımla sararım, ben; benden ne bekliyorsun?
İkizler daha küçük, henüz farkında değil
Oysa düşmanımızın kılıcı, kında değil
Allah yolu sabırda, yalnız aşkında değil
Rabbimi ararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Azrail’im, sevgilim, sen ne güçlü büyüsün!
Biraz geç gel, ne olur, özlemimiz büyüsün
Gözüm açık kalmasın, çocuklarım büyüsün!
Toprağı yararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Ben parayı çocuklar için kazanıyorum
Zannetme ki içinden bir lira alıyorum
Yalnız çalışıyorum, kendimle kalıyorum
Onlara, yararım ben; benden ne bekliyorsun?
Kavuşmak ortak derdi; sevilenin, sevenin
Senin ailen yok mu, çocukların, sevenin?
Sorumluluğun yok mu; ben miyim, tek güvenin?
Kendimi ararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Öyle büyük ki aşkın, herkesi siliyorsun!
Bir yuva yıkılır mı? Günahtır, biliyorsun
Bekleyenlerin varken, sen beni diliyorsun
Bir sebep ararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Yaşamak zorundayız, bu kaderi, sessizce
Her şeye katlanarak, kaya gibi hissizce
Bir nur olup sabırla, muhteşemce, eşsizce
Evreni tararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Sırdaş olup, dertleştim, iplerle, çile çile
Her ilmekte: “Sabır ver, Ya Rabbim! ” diye diye
Binlerce çile ördüm, daha da arttı çile
Çileler sararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Her ne olsa, kabulüm, tevekküle çalıştım
Şikâyetsiz katlanıp, sabretmeye alıştım
Erenlere dost oldum, birkaç kademe aştım
Sarp yola sararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Seni çok seviyorum, gücenme hiç, sevgilim
Er geç kavuşacağız, henüz hazır değilim
Allah aşkı içindir, bu sevgi, bu eğilim
Ondan bîkararım, ben; benden ne istiyorsun?
İnsan ömrü kaç yıl ki? Belki gitti, yarısı
“İsyan eder mi? ” diye, bir çılgının karısı
Allah beni deniyor; vardır, bir tasarısı
Kime, ne sorarım, ben; benden ne bekliyorsun?
Beni kurtardığında, kasırganın elinden
Kefen giyebilirim, takamam ki telinden
Çok farklı olacağım, tazecik bir gelinden
Toprağa yararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Nasıl yakışıklısın, beyazların içinde!
O gün de beyazlar giy; gel, hazların içinde!
Artalım, çoğalalım, tüm azların içinde
Hep umut kararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Yine öyle gülümse: “Geldim, senin için! ” de!
Her şeyin en güzeli; huzur, senin içinde…
Neler feda etmez ki Onur, senin için, de?
Kabıma zararım, ben; benden ne istiyorsun?
Nasıl aydınlık yüzün! O nur, senin içinde
Nasıl deli olmasın, Onur senin için, de!
Başka yerde arama; onur, senin içinde.
O Nur’u ararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Onur Bilge
Azrailime
Gözlerimde yağmurlar, vücudumda ayazlar
Ruhumda karamsarlık, geride kalmış yazlar
Dilimde, bitmez sitem; saçlarımda beyazlar
Ne işe yararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Bir yola gelmez deli, bin bir bela başımda
Soframa oturamam, öfke zehir, aşımda
Bir el var, kırılası; kan fışkırır, kaşımda
Kendime zararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Oğlum aşmış boyumu, ellerimde ikizler
Çocuklar yüreğinde anne özlemi gizler
Almadan veriyoruz, bütün anneler, bizler
Şefkatle sararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Gönlüm senin yanında, her gün daha aç, sana
Hangimizden geçersin? Hepimiz muhtaç, sana
Yüreğin alacaksa, dördümüze açsana!
Çareler ararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Cefaya, önceleri büyük isyanım vardı
Fakat önleyemedim, akacak kanım vardı
Keşke baştan bitseydi; bir kuru canım vardı!
Pişmanlık kararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Oğlum kader ortağım, bütün tesellim oldu
Yüreğimdeki boşluk, içim, kucağım doldu
Keşke büyümeseydi, onun da yüzü soldu
Canımla sararım, ben; benden ne bekliyorsun?
İkizler daha küçük, henüz farkında değil
Oysa düşmanımızın kılıcı, kında değil
Allah yolu sabırda, yalnız aşkında değil
Rabbimi ararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Azrail’im, sevgilim, sen ne güçlü büyüsün!
Biraz geç gel, ne olur, özlemimiz büyüsün
Gözüm açık kalmasın, çocuklarım büyüsün!
Toprağı yararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Ben parayı çocuklar için kazanıyorum
Zannetme ki içinden bir lira alıyorum
Yalnız çalışıyorum, kendimle kalıyorum
Onlara, yararım ben; benden ne bekliyorsun?
Kavuşmak ortak derdi; sevilenin, sevenin
Senin ailen yok mu, çocukların, sevenin?
Sorumluluğun yok mu; ben miyim, tek güvenin?
Kendimi ararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Öyle büyük ki aşkın, herkesi siliyorsun!
Bir yuva yıkılır mı? Günahtır, biliyorsun
Bekleyenlerin varken, sen beni diliyorsun
Bir sebep ararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Yaşamak zorundayız, bu kaderi, sessizce
Her şeye katlanarak, kaya gibi hissizce
Bir nur olup sabırla, muhteşemce, eşsizce
Evreni tararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Sırdaş olup, dertleştim, iplerle, çile çile
Her ilmekte: “Sabır ver, Ya Rabbim! ” diye diye
Binlerce çile ördüm, daha da arttı çile
Çileler sararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Her ne olsa, kabulüm, tevekküle çalıştım
Şikâyetsiz katlanıp, sabretmeye alıştım
Erenlere dost oldum, birkaç kademe aştım
Sarp yola sararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Seni çok seviyorum, gücenme hiç, sevgilim
Er geç kavuşacağız, henüz hazır değilim
Allah aşkı içindir, bu sevgi, bu eğilim
Ondan bîkararım, ben; benden ne istiyorsun?
İnsan ömrü kaç yıl ki? Belki gitti, yarısı
“İsyan eder mi? ” diye, bir çılgının karısı
Allah beni deniyor; vardır, bir tasarısı
Kime, ne sorarım, ben; benden ne bekliyorsun?
Beni kurtardığında, kasırganın elinden
Kefen giyebilirim, takamam ki telinden
Çok farklı olacağım, tazecik bir gelinden
Toprağa yararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Nasıl yakışıklısın, beyazların içinde!
O gün de beyazlar giy; gel, hazların içinde!
Artalım, çoğalalım, tüm azların içinde
Hep umut kararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Yine öyle gülümse: “Geldim, senin için! ” de!
Her şeyin en güzeli; huzur, senin içinde…
Neler feda etmez ki Onur, senin için, de?
Kabıma zararım, ben; benden ne istiyorsun?
Nasıl aydınlık yüzün! O nur, senin içinde
Nasıl deli olmasın, Onur senin için, de!
Başka yerde arama; onur, senin içinde.
O Nur’u ararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Onur Bilge
Allahü Tealâ'nın tesettür emrinin gereklerindendir. Bayanlarda eller, ayaklar ve yüz hariç, bütün vücudun örtülmesi, Allah'ın emridir. Başörtüsü de başı, saçları örtmek için kullanılan bir kumaş parçasıdır. Tesettür için murtlaka gerekli, fakat tek başına yeterli değildir. Hıristiyanlarda ve Musevilerde de inanç gereği kullanılmaktadır. Türk kültüründe de İslamiyet öncesinden beri vardır. Güzel bir aksesuardır.
YA ARASINDAKİ? ? ? ...
Cenin de örtülüdür
Cenaze de...
Ya arasındaki? ? ? ...
Onur Bilge
AZRAİL: ÖLÜM MELEĞİ...
Onu rüyamda gördüm. Altın rengi parlak şık bir takım elbise içindeydi sanırım. Oturuyordum. Sağ tarafımdaki kapıdan girdi. Belki boşlukta duran, tam karşımdaki yazı tahtası büyüklüğündeki cam bir levhaya sağ elinin işaret parmağıyla, olduça hızlı, Arap harfleriyle ALLAH yazıp, süratle geçti! .. 'Kimdi O? ' diyebildim, arkasından. 'AZRAİL! ..' dediler. Son derece yakışıklı bu genç adamın çıktığı sol tarafımdaki kapıya bakakaldım! .. 'Nereye gitti? ' dedim, üzülerek. İyice göremeyeceğim kadar seri hareket ettiği için tam görememiştim. O güzel yüzü görme merakı içindeydim. 'GELECEK! ' dediler. Bir süre, çıktığı kapıya dikip, gözlerimi, bekledim. Gelmedi.
Mutluluk içinde uyandım.
Ertesi gün yakında öleceğime yorduğum rüyamın etkisiyle, rastladığım herkesle helâlleştim. Gelecek, biliyorum. Sizler de gayet iyi biliyorsunuz. Fakat ne zaman? Asla bir an gecikmez! Vâde meselesi... Emri aldığı an, canı almıştır! ..
Her zaman onunla gitmeye hazır beklemeli, gaflette olmamalıyız.
Allah, her an bizimle! .. Biz ne kadar O'nunlayız?
Her an nimetleri inmekte! .. Bizden ne kadar teşekkür, şükür, HAMD yükselmekte?
Her nimetten sorgulanacağız. 'Kuru bir ağaç gölgesinde serinlemekten bile! .. Nasıl hesabını vereceğiz, bunca nimetin! ? ..
Bizden beklenen, HAMD'dır. 'HAMD OLSUN! ..' demek, bu kadar mı zor! Yani kabir ve cehennem azaplarından! ? ..Yani ateşten! ? .. Yanmaktan! ?
Kula teşekkür ediyoruz. Nezaket gereği. Allah'a şükür az! ..
HAMD OLSUN RABBİM! HAMD OLSUN, HER TÜRLÜ NİMETİN İÇİN! SENİN BİLDİĞİN SAYILAR ADEDİNCE HAMD OLSUN! ..
MELEĞİNE, HER EMRİNİ AYNEN VE ÂNINDA YERİNE GETİREN GÖREVLİNE, AZRAİL'E DE SELÂM OLSUN!
Peygamber Efendimiz HAZRETİ MUHAMMET (S.A.V) e, ALLAH'ı seven ve ALLAH'ın sevdiği her yaratılana SELÂM OLSUN!
Not: Dr. Abdullah Nur BAKİ'nin kaydettiği, hastası SERAP isimli gençkızla ilgili olan anısını bulup, okuyun, lütfen. Orada AZRAİL'in hakikâtini göreceksiniz. İşte o zaman, tüğleriniz diken diken, ağlayarak irkileceksiniz ve çok düşüneceksiniz, çooook düşüneceksiniz! ..
Azrail'in Cevabı:
ÖLÜME ÇAĞRI
Ben her gün bu sokaktan defalarca geçerim
Anıların içinden hayalini seçerim
Ne senden ümit keser, ne de senden geçerim
Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Sanki yıllardan sonra senden haber almışım
Bir selâm, bir işaret, hayallere dalmışım
Şaşırmışım; tutulup, heykel gibi kalmışım
Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Birden yolda görünce, yine hayalin sandım
Sen sıcacık gülünce, geldiğine inandım
Gözümü alamadım, gözlerinden utandım
Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Ne güzel bir sürprizdi, böyle birden gelişin!
Nasıl oldu da geldin? Mutlaka var bir işin.
Kime misafir olup, kimle görüşeceksin?
Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Birden tanıyamadım, ne kadar değişmişsin!
Buraya gelir miydin? Hayrola, nasıl geldin?
Karşılaşamasaydık, sessizce gidecektin
Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Galiba sen unuttun, unutabileceksin
Demek unutmak kolay, sen bir gün sileceksin!
Deli gibi özledim, nereden bileceksin?
Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Ne kötülüğüm oldu, ben sana ne yapmıştım?
Senin yörüngendeydim, hangi yöne sapmıştım?
Bir sana tutulmuştum ve adeta tapmıştım
Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Neden ansızın gittin? Bir çiçek verecektim
Hiçbir şey istemedim, son bir kez görecektim
Veda bile etmedin, kahrımdan ölecektim!
Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Sensiz nasıl yaşarım, bir gün, yarım gün bile?
Katkısız seviyorum, bilmem yapmacık, hile
Bir gün umarım, biter, bütün eziyet, çile
Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Ne kadar çok özledim! Bilsen, nasıl aradım!
Ne kadar çok sevmişim! Burada duramadım
Sokak sokak dolaştım, sokak sokak aradım!
Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Yaktı aşk yüreğimi, ateşle mi, közle mi?
Nasıl dayanabildim, nasıl çektim özlemi!
Sen beni nasıl sevdin, yalandan mı, özle mi?
Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Sen beni beğenmedin, yoksa hiç sevmedin mi?
Beni hatırladın mı, birazcık özledin mi?
Yoksa ben mi görmedim, daha önce geldin mi?
Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Yoksa gelemez miydin? Sana bir şey mi oldu?
Neden konuşmuyorsun? Neden gözlerin doldu?
Keşke hiç sormasaydım, tüm sevincin kayboldu
Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Sana uzanan eli, imanla kıracağım,
Önce Allah, sonra sen! Ona haykıracağım!
Kimseyle paylaşamam, seni kaçıracağım
Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Benimle gelir misin? Bir yuva kuralım mı?
Birlikte oturalım, hayaller kuralım mı?
Kaderle yarışalım, ölümle duralım mı?
Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Seni göremediysem; o gün, dünya bana dar
Eşim ve çocuklarım, ne yurdum, ne yuvam var?
Sen yoksan, anlamı yok, ne işim, görevim, var
Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Eğer öğretmeseydin, bu duyguyu bilmezdim
Karşıma sen çıkmasan, kolayca yenilmezdim
Anlamsız yaşar, ölür, sevmezdim, sevilmezdim
Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Yalansız bakışların, seviyor, özlüyorsun
Gözlerin gözlerimde, hep beni izliyorsun
Neden söylemiyorsun, aşkını gizliyorsun?
Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Malım, mülküm, param yok, önüne sereceğim
Yüreğimi, kanımı, canımı vereceğim!
Beni böyle istersen, murada ereceğim
Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Kalbimde Allah aşkı; dinle, her şeyi unut!
Dua dudaklarımda, inanç ellerimde, tut!
Seni götüreceğim cennete, bulut bulut!
Benden mi kaçıyorsun? Nerde saklanıyorsun?
Onur BİLGE
Azrailime
Gözlerimde yağmurlar, vücudumda ayazlar
Ruhumda karamsarlık, geride kalmış yazlar
Dilimde, bitmez sitem; saçlarımda beyazlar
Ne işe yararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Bir yola gelmez deli, bin bir bela başımda
Soframa oturamam, öfke zehir, aşımda
Bir el var, kırılası; kan fışkırır, kaşımda
Kendime zararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Oğlum aşmış boyumu, ellerimde ikizler
Çocuklar yüreğinde anne özlemi gizler
Almadan veriyoruz, bütün anneler, bizler
Şefkatle sararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Gönlüm senin yanında, her gün daha aç, sana
Hangimizden geçersin? Hepimiz muhtaç, sana
Yüreğin alacaksa, dördümüze açsana!
Çareler ararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Cefaya, önceleri büyük isyanım vardı
Fakat önleyemedim, akacak kanım vardı
Keşke baştan bitseydi; bir kuru canım vardı!
Pişmanlık kararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Oğlum kader ortağım, bütün tesellim oldu
Yüreğimdeki boşluk, içim, kucağım doldu
Keşke büyümeseydi, onun da yüzü soldu
Canımla sararım, ben; benden ne bekliyorsun?
İkizler daha küçük, henüz farkında değil
Oysa düşmanımızın kılıcı, kında değil
Allah yolu sabırda, yalnız aşkında değil
Rabbimi ararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Azrail’im, sevgilim, sen ne güçlü büyüsün!
Biraz geç gel, ne olur, özlemimiz büyüsün
Gözüm açık kalmasın, çocuklarım büyüsün!
Toprağı yararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Ben parayı çocuklar için kazanıyorum
Zannetme ki içinden bir lira alıyorum
Yalnız çalışıyorum, kendimle kalıyorum
Onlara, yararım ben; benden ne bekliyorsun?
Kavuşmak ortak derdi; sevilenin, sevenin
Senin ailen yok mu, çocukların, sevenin?
Sorumluluğun yok mu; ben miyim, tek güvenin?
Kendimi ararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Öyle büyük ki aşkın, herkesi siliyorsun!
Bir yuva yıkılır mı? Günahtır, biliyorsun
Bekleyenlerin varken, sen beni diliyorsun
Bir sebep ararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Yaşamak zorundayız, bu kaderi, sessizce
Her şeye katlanarak, kaya gibi hissizce
Bir nur olup sabırla, muhteşemce, eşsizce
Evreni tararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Sırdaş olup, dertleştim, iplerle, çile çile
Her ilmekte: “Sabır ver, Ya Rabbim! ” diye diye
Binlerce çile ördüm, daha da arttı çile
Çileler sararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Her ne olsa, kabulüm, tevekküle çalıştım
Şikâyetsiz katlanıp, sabretmeye alıştım
Erenlere dost oldum, birkaç kademe aştım
Sarp yola sararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Seni çok seviyorum, gücenme hiç, sevgilim
Er geç kavuşacağız, henüz hazır değilim
Allah aşkı içindir, bu sevgi, bu eğilim
Ondan bîkararım, ben; benden ne istiyorsun?
İnsan ömrü kaç yıl ki? Belki gitti, yarısı
“İsyan eder mi? ” diye, bir çılgının karısı
Allah beni deniyor; vardır, bir tasarısı
Kime, ne sorarım, ben; benden ne bekliyorsun?
Beni kurtardığında, kasırganın elinden
Kefen giyebilirim, takamam ki telinden
Çok farklı olacağım, tazecik bir gelinden
Toprağa yararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Nasıl yakışıklısın, beyazların içinde!
O gün de beyazlar giy; gel, hazların içinde!
Artalım, çoğalalım, tüm azların içinde
Hep umut kararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Yine öyle gülümse: “Geldim, senin için! ” de!
Her şeyin en güzeli; huzur, senin içinde…
Neler feda etmez ki Onur, senin için, de?
Kabıma zararım, ben; benden ne istiyorsun?
Nasıl aydınlık yüzün! O nur, senin içinde
Nasıl deli olmasın, Onur senin için, de!
Başka yerde arama; onur, senin içinde.
O Nur’u ararım, ben; benden ne bekliyorsun?
Onur Bilge
AKİKA
Çocuklar yaşasın, sevgiyi bildim!
Bütün hayalleri, isteği sildim.
Yuvalar yıkılır, çocuklar ölür! ..
Bir akika da ben oldum, kesildim! ..
Onur BİLGE
NE DİYOR?
Bir ömür boyunca ne diyor insan?
Nafile seyahat ediyor insan! ..
“Haydi, vakit tamam! ..” denildiği an
Bir selâ, bir ezan; gidiyor insan! ..
Onur BİLGE
ZAMAN BU ZAMANDIR
Dün, yaşandı, bitti; bir daha gelmez!
Belki vakit tamam, yarın da gelmez! ..
Zaman, bu zamandır, şakaya gelmez! ..
Şimdi yapmalıyız, ne yapacaksak! ..
Onur BİLGE
SIR İÇİ SIR
İzahı olmayan sevgidir, sırdır
Anlatılamamış o kaç asırdır
Aşkın tarifi yok, sır içi sırdır
Duyulur, yaşanır, anılar kalır.
Onur Bilge
Hakikat Allah'tır. Herşey yalan, sonlu ve sanal görüntüden ibarettir. Herşey fani, Allah ezelden ebede bakidir. Gerçektir. Tek gerçek olandır. Ölüm bile öldürülür, yokedilir, kâinatla birlikte... Bir ALLAH kalır. Bir ALLAH vardı, herşeyden önce. Evvel'dir, Ahir'dir. Herşey çoktur. O bir'dir. Benzeri, eşi yoktur. Akılların almadığı, tek Hakikat'tir.Kînata sığmayan, küçücük beyinlere nasıl sığar ki böyle bir birkaç satırla HAKİKÂT anlatılabilsin!
HAKİKÂT Tek'tir, Bir'dir! Beş anlamı olamaz!
Onuraşk.