Nazım Hikmet ve Süleyman Nazif'in de aralarında bulunduğu bir toplulukta güzel sohbet edilmektedir. O dönemlerde tanınmış şahısların evleri onların ölümünden sonra müze gibi ziyarete açılır ve evin kapısına da o kişiyi hatırlatacak nükteli bir kaç söz yazılırmış. Mevzu buraya gelince Nazım,yanında oturan Süleyman Nazif'e döner ve: -Üstat,der. Ben öldükten sonra acaba kapıma ne yazarlar? Süleyman Nazif hiç duraklamaz: -Kiralık ev.
Dünyada bütün siyaset adamlarına 100 gr. akıl dağıtılmış olsa bubun 90 gramı Abdulhamit'te,5 gramı bende,5 gamı da diğer siyasetçilerde olurdu. BİSMARC
Edebiyatçı Süleyman Nazifle bir arkadaşı yolda yürürlerken oldukça ağır yükü bir zavallı katırın çektiğini gören arkadaşı şöyle der: - Bu kadar yükü bir katırın çektiğine inanabiliyor musunuz üstadım.Süleyman Nazif cevap verir. -O da bir şey mi koskoca Osmanlıyı üç katır sürükledi ya... İşte böyle...üçünden biriydi
Eskiden onu sadece fıkralarıyla tanırdım. Demek ki tanımıyormuşum. Onun asıl büyüklüğü filozof tarafıdır. Nükteleriyle bugüne bile cevap verir.
karanlık bir adam
Nazım Hikmet ve Süleyman Nazif'in de aralarında bulunduğu bir toplulukta güzel sohbet edilmektedir. O dönemlerde tanınmış şahısların evleri onların ölümünden sonra müze gibi ziyarete açılır ve evin kapısına da o kişiyi hatırlatacak nükteli bir kaç söz yazılırmış. Mevzu buraya gelince Nazım,yanında oturan Süleyman Nazif'e döner ve:
-Üstat,der. Ben öldükten sonra acaba kapıma ne yazarlar?
Süleyman Nazif hiç duraklamaz:
-Kiralık ev.
Varsa şu mutluluğun resmini kopyala yapıştır yapabilir misiniz? Görmek istiyorum.
Dünyada bütün siyaset adamlarına 100 gr. akıl dağıtılmış olsa bubun 90 gramı Abdulhamit'te,5 gramı bende,5 gamı da diğer siyasetçilerde olurdu.
BİSMARC
Balık yemenin en rahat şekli.
bu sitede de var böyle leri...bir de bize kafatasçı derler.Kim kafatasçı gördük.
Barış için piyano çalmıştı hatırlıyorum.Önce katliam sonra piyano,bu sahne bana bir yerden tanıdık geliyor.
Edebiyatçı Süleyman Nazifle bir arkadaşı yolda yürürlerken oldukça ağır yükü bir zavallı katırın çektiğini gören arkadaşı şöyle der:
- Bu kadar yükü bir katırın çektiğine inanabiliyor musunuz üstadım.Süleyman Nazif cevap verir.
-O da bir şey mi koskoca Osmanlıyı üç katır sürükledi ya...
İşte böyle...üçünden biriydi
yemek konusunda uzman...ya da damakçı