büyüklerimden aldığım bi sigara içme merağım vardı...kurumuş yaprakları gazeet kağıdının icine koyup sigara niyetine yakmıştım.....tabi bol bol zehirlenmiştim.....tadı cok acıydı :) daha sonra işleri bizim mahallenin cocuklarıyla ilerletip bakkaldan sigara satın almak icin bakkal amcaya 'amca dayım öldü annem cok üzgün sigaraya ihtiyacı var ' yalanıyla gidiyoduk e tabi adam ne yapsın nerden bilsin icimizde donen dolapları...ama cok fazla sürmeden abime yakalandık...güzelce uyardı...başka bişi demedi cunku ona ozenerek yaptığımızn farkındaydı...o günden sonra sigara içmedim pek..artık ireniyom..ama arada bir hiç fena olmuyo :) ayda yılda bir yani.....
Melayê Cıziri’nin gerçek adı Ahmed’dir. Melayê Cıziri’nin doğum tarihi hakkında birçok rivayet vardır. Kendisinin şiirinde belirttiğine göre Hicri takvime göre 974’te Cizre’de dünyaya gelmiştir. Miladi takvime göre 1566’a denk gelir.
Ji herfan mah û salê me
Nehat der şiklê falê me
Bu da ebced hesabına göre 974’ü gösterir.
Melayê Cıziri Botan aşiretindendir. Babasının adı Muhammed’dir. O da zamanında bütün Kürt halkı arasında bilinen, dindar bir ailede büyümüştür. İlk hocası babasıdır. Sonra Kürdistan’ın birçok yerinde tahsilini devam ettirmiştir. Diyarbakır, Bingöl, Hasankeyf gibi farklı yerlerde ilim öğrenir. İmamlık icazetini Diyarbakır’dan Mele Taha’dan almıştır. Uzun süre Diyarbakır’ın Sırba Köyünde İmamlık yapmıştır. Sırba ve Hasankeyf’ten sonra Cizre’ye gelir ve hayatının sonu kadar memleketi olan Cizre’de kalır. Botan Beyi Mir Şeref Han’ın danışmanlığını yapıyordu. İmameddin Bey (Şeref Han) Melayê Cıziri’ye çok değer verirdi.
Mela Ehmedê Cıziri’nin eserlerinden en meşhur olanı O’nun “Divan”ıdır. Doğrusu diwanından başka hiç bir eserinden bahsedilmiyor. “Divan”ının dışında ağızdan ağza bize kadar ulaşan sadece birkaç şiiri vardır.
Mela Ehmedê Cıziri “Aşkın Piri” olarak tanınır. Aşk şiirleri kısa bir süre öncesine kadar evlerde eşler arasında karşılıklı okunurdu. Bunların dışında divanının her bir bölümü kendi başına bir bilinç ve sanat kaynağıdır. Tarihten, felsefeye, Timurleng ve Cengiz’in barbarlığından, Sokrat’ın teorisine, astronomiden, dünyanın hareketlerine kadar birçok konuda şiir yazmıştır.
Mela Ehmedê Cıziri’nin divanı Kürt edebiyatı açısından büyük bir zenginliktir. Mela şiirlerinde Farsça, Arapça ve birkaç ta Türkçe kelime kullanmıştır. Buna rağmen şiirlerini zengin bir dille yazmıştır. Şiirlerin birçok Kürtçe atasözü ve deyime yer vermiştir. 1500e yakın kelime ile yazmış ve kelimelerinin çoğu Kürtçe’dir. Bugünkü sözlüklerde Mela Ehmedê Cıziri’nin kelimelerinin yer almaması araştırmalarımızdaki eksikliği gösteriyor.
Onun şiirlerinden bazıları halkın ağzından bu günlere kadar gelmiştir. Şiirleri belli süre halk tarafından okunmuştur.
Şiirlerindeki duygu yoğunluğu okuyanları çok etkilemektedir. Melayê Cıziri şiirlerinde Türklerin ve Farsların Kürtlere yönelik haksızlıklarından da bahsetmiştir.
Melayê Cıziri ilmi alanda kendini geliştirmiş ve büyük bir alimdir. Şüphesiz Melayê Cıziri Mutasavvuf idi, bir alimdi ve şiirlerinde saklı olan daha bir çok düşünce var.
Süleyman Şoreş şöyle der: “Bazıları onun ‘Vahdetul Vucud’ meşrebine bağlı olduğunu söylerler. Yani Allah ve alem birdir, farklı değiller. Fakat benim Mela Ehmedê Cıziri’den anladığım onun ‘Vahdetul Mutlaq’ meşrebine dahil olduğudur.” Şiirinde şöyle der:
Wehdetê Mutleq mela nûr e di qelban cela
Zorê di vê meselê ehlê dila şibheme
Bir başka beyitte:
Wehdetê sirf e me meşrep te çi iksîrê wucûd
Em lebaleb çi lebaleb bixwe hemame lebaleb
Mele Xalıd Sadini Melayê Cıziri hakkında şunları söylüyor; “Melayê Cıziri’nin divanında O’nun, bütün hikaye, eski rivayet, örf, adet, İslami ve ondan önceki ilmi kavramlara hakim olduğunu görüyoruz. Aynı zamanda O çevre halkların tarih ve ananelerinden de haberdardır.”
Mela Ehmedê Cıziri’nin divanında toplam 140 şiir vardır.
Mela Ehmedê Cıziri, her zaman divanı kendisine meslek edinmiştir. Okunmalarında da çok titizdir. Yanlış okunduğunda kızardı.
Mela Ehmedê Cıziri ve Feqiyê Teyran’ın atışmalarından anlıyoruz ki O 1631’de Cizre’deydi. Divanını da o yıl (1631) bitirmiştir. Feqiye Teyran “Îro girya me tê” isimli şiirinde Mela’nın ölümünü işler. Buna göre hicri 1050 yılında (M:1640) vefat etmiştir.
Mela Ehmedê Cıziri’nin ölümü hakkında birçok rivayet vardır.
Hicri 1050’de vefat etmiştir. Mezarı şimdi Cizre’de, “Medresa Sor”dadır.
burdan Sebah el-Xeyiri Xanim i dinleyebilirsiniz...manyak bişi... :)) bir imamın kalkıpta eşine böyle güzel şeyler söylemesi cok romantik....mutlaka tıklayın...
Melayê Cıziri’nin gerçek adı Ahmed’dir. Melayê Cıziri’nin doğum tarihi hakkında birçok rivayet vardır. Kendisinin şiirinde belirttiğine göre Hicri takvime göre 974’te Cizre’de dünyaya gelmiştir. Miladi takvime göre 1566’a denk gelir.
Ji herfan mah û salê me
Nehat der şiklê falê me
Bu da ebced hesabına göre 974’ü gösterir.
Melayê Cıziri Botan aşiretindendir. Babasının adı Muhammed’dir. O da zamanında bütün Kürt halkı arasında bilinen, dindar bir ailede büyümüştür. İlk hocası babasıdır. Sonra Kürdistan’ın birçok yerinde tahsilini devam ettirmiştir. Diyarbakır, Bingöl, Hasankeyf gibi farklı yerlerde ilim öğrenir. İmamlık icazetini Diyarbakır’dan Mele Taha’dan almıştır. Uzun süre Diyarbakır’ın Sırba Köyünde İmamlık yapmıştır. Sırba ve Hasankeyf’ten sonra Cizre’ye gelir ve hayatının sonu kadar memleketi olan Cizre’de kalır. Botan Beyi Mir Şeref Han’ın danışmanlığını yapıyordu. İmameddin Bey (Şeref Han) Melayê Cıziri’ye çok değer verirdi.
Mela Ehmedê Cıziri’nin eserlerinden en meşhur olanı O’nun “Divan”ıdır. Doğrusu diwanından başka hiç bir eserinden bahsedilmiyor. “Divan”ının dışında ağızdan ağza bize kadar ulaşan sadece birkaç şiiri vardır.
Mela Ehmedê Cıziri “Aşkın Piri” olarak tanınır. Aşk şiirleri kısa bir süre öncesine kadar evlerde eşler arasında karşılıklı okunurdu. Bunların dışında divanının her bir bölümü kendi başına bir bilinç ve sanat kaynağıdır. Tarihten, felsefeye, Timurleng ve Cengiz’in barbarlığından, Sokrat’ın teorisine, astronomiden, dünyanın hareketlerine kadar birçok konuda şiir yazmıştır.
Mela Ehmedê Cıziri’nin divanı Kürt edebiyatı açısından büyük bir zenginliktir. Mela şiirlerinde Farsça, Arapça ve birkaç ta Türkçe kelime kullanmıştır. Buna rağmen şiirlerini zengin bir dille yazmıştır. Şiirlerin birçok Kürtçe atasözü ve deyime yer vermiştir. 1500e yakın kelime ile yazmış ve kelimelerinin çoğu Kürtçe’dir. Bugünkü sözlüklerde Mela Ehmedê Cıziri’nin kelimelerinin yer almaması araştırmalarımızdaki eksikliği gösteriyor.
Onun şiirlerinden bazıları halkın ağzından bu günlere kadar gelmiştir. Şiirleri belli süre halk tarafından okunmuştur.
Şiirlerindeki duygu yoğunluğu okuyanları çok etkilemektedir. Melayê Cıziri şiirlerinde Türklerin ve Farsların Kürtlere yönelik haksızlıklarından da bahsetmiştir.
Melayê Cıziri ilmi alanda kendini geliştirmiş ve büyük bir alimdir. Şüphesiz Melayê Cıziri Mutasavvuf idi, bir alimdi ve şiirlerinde saklı olan daha bir çok düşünce var.
Süleyman Şoreş şöyle der: “Bazıları onun ‘Vahdetul Vucud’ meşrebine bağlı olduğunu söylerler. Yani Allah ve alem birdir, farklı değiller. Fakat benim Mela Ehmedê Cıziri’den anladığım onun ‘Vahdetul Mutlaq’ meşrebine dahil olduğudur.” Şiirinde şöyle der:
Wehdetê Mutleq mela nûr e di qelban cela
Zorê di vê meselê ehlê dila şibheme
Bir başka beyitte:
Wehdetê sirf e me meşrep te çi iksîrê wucûd
Em lebaleb çi lebaleb bixwe hemame lebaleb
Mele Xalıd Sadini Melayê Cıziri hakkında şunları söylüyor; “Melayê Cıziri’nin divanında O’nun, bütün hikaye, eski rivayet, örf, adet, İslami ve ondan önceki ilmi kavramlara hakim olduğunu görüyoruz. Aynı zamanda O çevre halkların tarih ve ananelerinden de haberdardır.”
Mela Ehmedê Cıziri’nin divanında toplam 140 şiir vardır.
Mela Ehmedê Cıziri, her zaman divanı kendisine meslek edinmiştir. Okunmalarında da çok titizdir. Yanlış okunduğunda kızardı.
Mela Ehmedê Cıziri ve Feqiyê Teyran’ın atışmalarından anlıyoruz ki O 1631’de Cizre’deydi. Divanını da o yıl (1631) bitirmiştir. Feqiye Teyran “Îro girya me tê” isimli şiirinde Mela’nın ölümünü işler. Buna göre hicri 1050 yılında (M:1640) vefat etmiştir.
Mela Ehmedê Cıziri’nin ölümü hakkında birçok rivayet vardır.
Hicri 1050’de vefat etmiştir. Mezarı şimdi Cizre’de, “Medresa Sor”dadır.
burdan Sebah el-Xeyiri Xanim i dinleyebilirsiniz...manyak bişi... :)) bir imamın kalkıpta eşine böyle güzel şeyler söylemesi cok romantik....mutlaka tıklayın...
Deniz ve mehtap sordular seni neredesin? Nasıl derim terketti bırakıp beni gitti Anladılar ki aşkımız bitti.. Alay ettiler benle hep Sen oldun bunlara bak sebep Mehtap dedi gördüm ah onu Belinde erkek kolu Deniz güldü halime Bir avuç su verdi elime Biterse gözyaşın al dedi Doldur tekrar yerine... Rüzgar ve martı sordular seni neredesin? Nasıl derim terketti bırakıp beni gitti Anladılar ki aşkımız bitti Alay ettiler benle hep Sen oldun bunlara bak sebep Martı dedi gördüm ah onu Belinde erkek kolu Rüzgar güldü halime Dedi gidelim düş önüme Gidemem dinle martıları Bitmiyor alayları...
cok sevdiğim bi şarkı.....Zara da son albümünde seslendirmiş...
rüyalar mı...o da nedir...benim hiç gormediğim bişey....keşkeee rüyaa gorsemm...ve bi zahmet biraz da anlamlı olsa....hani oluyo ya gelecek ile ilgili ip ucları veren rüyalar....rüya gorduum zaman abuk sabuk şeler goruyorum..arkadaşlarım bilincaltıma attığım şeler olduunu söylüyolar....
büyüklerimden aldığım bi sigara içme merağım vardı...kurumuş yaprakları gazeet kağıdının icine koyup sigara niyetine yakmıştım.....tabi bol bol zehirlenmiştim.....tadı cok acıydı :) daha sonra işleri bizim mahallenin cocuklarıyla ilerletip bakkaldan sigara satın almak icin bakkal amcaya 'amca dayım öldü annem cok üzgün sigaraya ihtiyacı var ' yalanıyla gidiyoduk e tabi adam ne yapsın nerden bilsin icimizde donen dolapları...ama cok fazla sürmeden abime yakalandık...güzelce uyardı...başka bişi demedi cunku ona ozenerek yaptığımızn farkındaydı...o günden sonra sigara içmedim pek..artık ireniyom..ama arada bir hiç fena olmuyo :) ayda yılda bir yani.....
kulak,burun ve boğaz olmak üzere üç duyu organımız vardır:P
MELAYÊ CIZÎRÎ
Melayê Cıziri’nin gerçek adı Ahmed’dir. Melayê Cıziri’nin doğum tarihi hakkında birçok rivayet vardır. Kendisinin şiirinde belirttiğine göre Hicri takvime göre 974’te Cizre’de dünyaya gelmiştir. Miladi takvime göre 1566’a denk gelir.
Ji herfan mah û salê me
Nehat der şiklê falê me
Bu da ebced hesabına göre 974’ü gösterir.
Melayê Cıziri Botan aşiretindendir. Babasının adı Muhammed’dir. O da zamanında bütün Kürt halkı arasında bilinen, dindar bir ailede büyümüştür. İlk hocası babasıdır. Sonra Kürdistan’ın birçok yerinde tahsilini devam ettirmiştir. Diyarbakır, Bingöl, Hasankeyf gibi farklı yerlerde ilim öğrenir. İmamlık icazetini Diyarbakır’dan Mele Taha’dan almıştır. Uzun süre Diyarbakır’ın Sırba Köyünde İmamlık yapmıştır. Sırba ve Hasankeyf’ten sonra Cizre’ye gelir ve hayatının sonu kadar memleketi olan Cizre’de kalır. Botan Beyi Mir Şeref Han’ın danışmanlığını yapıyordu. İmameddin Bey (Şeref Han) Melayê Cıziri’ye çok değer verirdi.
Mela Ehmedê Cıziri’nin eserlerinden en meşhur olanı O’nun “Divan”ıdır. Doğrusu diwanından başka hiç bir eserinden bahsedilmiyor. “Divan”ının dışında ağızdan ağza bize kadar ulaşan sadece birkaç şiiri vardır.
Mela Ehmedê Cıziri “Aşkın Piri” olarak tanınır. Aşk şiirleri kısa bir süre öncesine kadar evlerde eşler arasında karşılıklı okunurdu. Bunların dışında divanının her bir bölümü kendi başına bir bilinç ve sanat kaynağıdır. Tarihten, felsefeye, Timurleng ve Cengiz’in barbarlığından, Sokrat’ın teorisine, astronomiden, dünyanın hareketlerine kadar birçok konuda şiir yazmıştır.
Mela Ehmedê Cıziri’nin divanı Kürt edebiyatı açısından büyük bir zenginliktir. Mela şiirlerinde Farsça, Arapça ve birkaç ta Türkçe kelime kullanmıştır. Buna rağmen şiirlerini zengin bir dille yazmıştır. Şiirlerin birçok Kürtçe atasözü ve deyime yer vermiştir. 1500e yakın kelime ile yazmış ve kelimelerinin çoğu Kürtçe’dir. Bugünkü sözlüklerde Mela Ehmedê Cıziri’nin kelimelerinin yer almaması araştırmalarımızdaki eksikliği gösteriyor.
Onun şiirlerinden bazıları halkın ağzından bu günlere kadar gelmiştir. Şiirleri belli süre halk tarafından okunmuştur.
Şiirlerindeki duygu yoğunluğu okuyanları çok etkilemektedir. Melayê Cıziri şiirlerinde Türklerin ve Farsların Kürtlere yönelik haksızlıklarından da bahsetmiştir.
Melayê Cıziri ilmi alanda kendini geliştirmiş ve büyük bir alimdir. Şüphesiz Melayê Cıziri Mutasavvuf idi, bir alimdi ve şiirlerinde saklı olan daha bir çok düşünce var.
Süleyman Şoreş şöyle der: “Bazıları onun ‘Vahdetul Vucud’ meşrebine bağlı olduğunu söylerler. Yani Allah ve alem birdir, farklı değiller. Fakat benim Mela Ehmedê Cıziri’den anladığım onun ‘Vahdetul Mutlaq’ meşrebine dahil olduğudur.” Şiirinde şöyle der:
Wehdetê Mutleq mela nûr e di qelban cela
Zorê di vê meselê ehlê dila şibheme
Bir başka beyitte:
Wehdetê sirf e me meşrep te çi iksîrê wucûd
Em lebaleb çi lebaleb bixwe hemame lebaleb
Mele Xalıd Sadini Melayê Cıziri hakkında şunları söylüyor; “Melayê Cıziri’nin divanında O’nun, bütün hikaye, eski rivayet, örf, adet, İslami ve ondan önceki ilmi kavramlara hakim olduğunu görüyoruz. Aynı zamanda O çevre halkların tarih ve ananelerinden de haberdardır.”
Mela Ehmedê Cıziri’nin divanında toplam 140 şiir vardır.
Mela Ehmedê Cıziri, her zaman divanı kendisine meslek edinmiştir. Okunmalarında da çok titizdir. Yanlış okunduğunda kızardı.
Mela Ehmedê Cıziri ve Feqiyê Teyran’ın atışmalarından anlıyoruz ki O 1631’de Cizre’deydi. Divanını da o yıl (1631) bitirmiştir. Feqiye Teyran “Îro girya me tê” isimli şiirinde Mela’nın ölümünü işler. Buna göre hicri 1050 yılında (M:1640) vefat etmiştir.
Mela Ehmedê Cıziri’nin ölümü hakkında birçok rivayet vardır.
Hicri 1050’de vefat etmiştir. Mezarı şimdi Cizre’de, “Medresa Sor”dadır.
burdan Sebah el-Xeyiri Xanim i dinleyebilirsiniz...manyak bişi... :)) bir imamın kalkıpta eşine böyle güzel şeyler söylemesi cok romantik....mutlaka tıklayın...
MELAYÊ CIZÎRÎ
Melayê Cıziri’nin gerçek adı Ahmed’dir. Melayê Cıziri’nin doğum tarihi hakkında birçok rivayet vardır. Kendisinin şiirinde belirttiğine göre Hicri takvime göre 974’te Cizre’de dünyaya gelmiştir. Miladi takvime göre 1566’a denk gelir.
Ji herfan mah û salê me
Nehat der şiklê falê me
Bu da ebced hesabına göre 974’ü gösterir.
Melayê Cıziri Botan aşiretindendir. Babasının adı Muhammed’dir. O da zamanında bütün Kürt halkı arasında bilinen, dindar bir ailede büyümüştür. İlk hocası babasıdır. Sonra Kürdistan’ın birçok yerinde tahsilini devam ettirmiştir. Diyarbakır, Bingöl, Hasankeyf gibi farklı yerlerde ilim öğrenir. İmamlık icazetini Diyarbakır’dan Mele Taha’dan almıştır. Uzun süre Diyarbakır’ın Sırba Köyünde İmamlık yapmıştır. Sırba ve Hasankeyf’ten sonra Cizre’ye gelir ve hayatının sonu kadar memleketi olan Cizre’de kalır. Botan Beyi Mir Şeref Han’ın danışmanlığını yapıyordu. İmameddin Bey (Şeref Han) Melayê Cıziri’ye çok değer verirdi.
Mela Ehmedê Cıziri’nin eserlerinden en meşhur olanı O’nun “Divan”ıdır. Doğrusu diwanından başka hiç bir eserinden bahsedilmiyor. “Divan”ının dışında ağızdan ağza bize kadar ulaşan sadece birkaç şiiri vardır.
Mela Ehmedê Cıziri “Aşkın Piri” olarak tanınır. Aşk şiirleri kısa bir süre öncesine kadar evlerde eşler arasında karşılıklı okunurdu. Bunların dışında divanının her bir bölümü kendi başına bir bilinç ve sanat kaynağıdır. Tarihten, felsefeye, Timurleng ve Cengiz’in barbarlığından, Sokrat’ın teorisine, astronomiden, dünyanın hareketlerine kadar birçok konuda şiir yazmıştır.
Mela Ehmedê Cıziri’nin divanı Kürt edebiyatı açısından büyük bir zenginliktir. Mela şiirlerinde Farsça, Arapça ve birkaç ta Türkçe kelime kullanmıştır. Buna rağmen şiirlerini zengin bir dille yazmıştır. Şiirlerin birçok Kürtçe atasözü ve deyime yer vermiştir. 1500e yakın kelime ile yazmış ve kelimelerinin çoğu Kürtçe’dir. Bugünkü sözlüklerde Mela Ehmedê Cıziri’nin kelimelerinin yer almaması araştırmalarımızdaki eksikliği gösteriyor.
Onun şiirlerinden bazıları halkın ağzından bu günlere kadar gelmiştir. Şiirleri belli süre halk tarafından okunmuştur.
Şiirlerindeki duygu yoğunluğu okuyanları çok etkilemektedir. Melayê Cıziri şiirlerinde Türklerin ve Farsların Kürtlere yönelik haksızlıklarından da bahsetmiştir.
Melayê Cıziri ilmi alanda kendini geliştirmiş ve büyük bir alimdir. Şüphesiz Melayê Cıziri Mutasavvuf idi, bir alimdi ve şiirlerinde saklı olan daha bir çok düşünce var.
Süleyman Şoreş şöyle der: “Bazıları onun ‘Vahdetul Vucud’ meşrebine bağlı olduğunu söylerler. Yani Allah ve alem birdir, farklı değiller. Fakat benim Mela Ehmedê Cıziri’den anladığım onun ‘Vahdetul Mutlaq’ meşrebine dahil olduğudur.” Şiirinde şöyle der:
Wehdetê Mutleq mela nûr e di qelban cela
Zorê di vê meselê ehlê dila şibheme
Bir başka beyitte:
Wehdetê sirf e me meşrep te çi iksîrê wucûd
Em lebaleb çi lebaleb bixwe hemame lebaleb
Mele Xalıd Sadini Melayê Cıziri hakkında şunları söylüyor; “Melayê Cıziri’nin divanında O’nun, bütün hikaye, eski rivayet, örf, adet, İslami ve ondan önceki ilmi kavramlara hakim olduğunu görüyoruz. Aynı zamanda O çevre halkların tarih ve ananelerinden de haberdardır.”
Mela Ehmedê Cıziri’nin divanında toplam 140 şiir vardır.
Mela Ehmedê Cıziri, her zaman divanı kendisine meslek edinmiştir. Okunmalarında da çok titizdir. Yanlış okunduğunda kızardı.
Mela Ehmedê Cıziri ve Feqiyê Teyran’ın atışmalarından anlıyoruz ki O 1631’de Cizre’deydi. Divanını da o yıl (1631) bitirmiştir. Feqiye Teyran “Îro girya me tê” isimli şiirinde Mela’nın ölümünü işler. Buna göre hicri 1050 yılında (M:1640) vefat etmiştir.
Mela Ehmedê Cıziri’nin ölümü hakkında birçok rivayet vardır.
Hicri 1050’de vefat etmiştir. Mezarı şimdi Cizre’de, “Medresa Sor”dadır.
burdan Sebah el-Xeyiri Xanim i dinleyebilirsiniz...manyak bişi... :)) bir imamın kalkıpta eşine böyle güzel şeyler söylemesi cok romantik....mutlaka tıklayın...
bu filmi üc sene önce izlemiştim....cok etkilendiğim filmlerden biri....soundtrack parcası mehmet atlı ya ait..şarkının ismi dengé dilé min...
burdan
dinleyebilirsiniz...cok güzel bi şarkıdır.....tabi film de öyle
Deniz ve mehtap sordular seni neredesin?
Nasıl derim terketti bırakıp beni gitti
Anladılar ki aşkımız bitti..
Alay ettiler benle hep
Sen oldun bunlara bak sebep
Mehtap dedi gördüm ah onu
Belinde erkek kolu
Deniz güldü halime
Bir avuç su verdi elime
Biterse gözyaşın al dedi
Doldur tekrar yerine...
Rüzgar ve martı sordular seni neredesin?
Nasıl derim terketti bırakıp beni gitti
Anladılar ki aşkımız bitti
Alay ettiler benle hep
Sen oldun bunlara bak sebep
Martı dedi gördüm ah onu
Belinde erkek kolu
Rüzgar güldü halime
Dedi gidelim düş önüme
Gidemem dinle martıları
Bitmiyor alayları...
cok sevdiğim bi şarkı.....Zara da son albümünde seslendirmiş...
Temptationun anlamı cazibe,şeytana uymaktır....Arash'ın Rebecca ile söledikleri şarkının ismi de temptation.....
burdan dinleyebilirsiniz........
yaww o bulunmaz hint kumaşı deil miydi....? :()
Onun memleketinde var peribacaları....:((
rüyalar mı...o da nedir...benim hiç gormediğim bişey....keşkeee rüyaa gorsemm...ve bi zahmet biraz da anlamlı olsa....hani oluyo ya gelecek ile ilgili ip ucları veren rüyalar....rüya gorduum zaman abuk sabuk şeler goruyorum..arkadaşlarım bilincaltıma attığım şeler olduunu söylüyolar....