Arnavutlara özgü; bir ciğer pişirme şekli olduğunu zannettiğimiz, ama aslında, Arnavut mutfağında böyle bir ciğer pişirme şekli olmayan yiyecek..! Arnavutun birisine sormuşlar; Arnavut ciğerini bilirmisin diye? - Aaaman more bre, bilırım elbat..benda vardır iki dane... demiş...hakikatten de Arnavutlar böyle bir ciğer pişirme şeklinden bihaberlermiş..! ! ! enteresan...!
Arnavut kaldırımı, bu adı nereden almış bilinmemekle beraber, Arnavutlukta bu isimle anılan bir kaldırım çeşidi olmadığını çok iyi biliyorum.Olmadığı gibi zavallı Arnavutların böyle bir şeyden haberleri bile yokmuş.! Sadece isim olarak alınmış bir kaldırım çeşidi,kesilmiş ve birbirlerine geçme yapabilen, döşenmesi gayet kolay olup hem de ekonomik olduğu gibi diğer malzemelerden daha uzun ömürlü bir kaldırım türü...ayrıca estetik ve şarkılara konu olabilecek kadar da mütevazi...
Aklıma hep; Ankara'da kış aylarında, yoğun yağan kardan sonra belediye otobüslerinin seferleri aksadığı zamanlarda, okula yürüyerek gitmek zorunda kaldığım yıllar geldi...sabah saat 06.00'da kalk 2 saat yürümek zorunda kal... niye? saat 08.00'da ders başı yapmak için...güzeldi yinede...
Asla haz almadığım bir vakayi hayriyye durumu.! ! ! zamanın birinde,cep tel'im çaldı kapandı.Baktım,'Özel numara aradı' yazan bir çağrı.galiba düşüremedi dedim...biraz sonra yine çaldı kapandı.yine aynı mesaj...biraz sonra yine aynı olayı yaşayınca sinir katsayım artmaya başladı...kendime kimdir bu? diye sorarken tekrarlayan durum karşısında çileden çıkmıştım artık...burnumdan buharlar çıkar ve bende arayan her kim ise sülalesi hakkında yorumlar yaparken kayıtlı bir numaradan çağrı geldi.açtım ve bir arkadaşım-yau kontürüm yok niye aramıyorsun! ! ! ? ? ? diye bir soru.! ben de; Özel bir numarayı bilip te arayacak kadar müneccim değilim.! ! ! dedim ve bildiğim tüm küfürlerle sıvadım..o günden beri bu tip numaralara asla bakmam..ben daha fazla Özel bir kişiyim de ondan...! ! !
Salamon eve giderken,Todori görmüş ve -Gel iki kadeh içelim öyle gidersin...demiş.oturmuş ve başlamışlar muhabbete sonra eve gitmek için kalkmış.yolda bu sefer Mişon görmüş o da gel demiş; Aman be iki tekide onunile içeyim suura gideyim...oturmuş muhabbete.tamam demiş kalkmış ama bu seferde Agop'u görünce; İki tek de seninile atalım a kuzum..demiş oturmuş...artık ben oldum deyip kalkmış zom vaziyette.yolda giderken birden tüm yediklerini çıkarmış.O kadar ye iç bir yere kadar..oracığa sızmış.10-15 dakika sonra gözlerini açmış.mahallenin kedisi de onun çıkardıkların yalayarak karın doyurmakta.Bizim ki, - Allah allah,ha şu mezeyi Todoriyle yedim,a şunu Mişon ile yedim,şuradakini de Agop ile yedim,Lakin a bu kediyi kimile yedim be kuzum? ? ? Demiş... =0DDD
Cirit Her ne kadar da Ata sporumuz olsada, memlekette Her türlü yolsuzluğa,usulsüzlüğe,hırsızlığa,halka haksızlığı kendine vazife bilmiş,zat-ı pek bi muhteşem kişiler var ki? ? ? ? o şahıslar tarafından zevkle oynadıkları bir oyun haline geleli çok oldu...ama biz,hala dürüst bir ATA sporumuz olduğuyla övünüyoruz..! ! ! ne diyelim? Allah müstaklarını versin.! ! ! !
Tecavüzcü Coşkun...Ben otuz yıllık hayatım boyunca onu her filminde hep aynı rolü ile izledim...adama hiç bir zaman bir filmde; Kız öğrenci yurdu müdürlüğü yapan babacan bi karakter veremediler azizim...! ! !
Şimdi buradaki Kristal öncelikle neyi? ifade etmektedir..? dolayısıyla kristal kelimesinin altında yatan anlam çözüldükten sonra yorumlanılabilecek bir terimdir...İçinde; Gece,Ağır ve Krıstal bulunuyor nede olsa...Her yoruma açık...
Yılbaşı geceleri; somali'deki açlık'tan kaçmış ve acısını çıkarmak istercesine her şeye dönmüş gözlerle saldırıp,içebileceğinin çok üzerinde tanklarını dolduran şehirhatları vapuru gibi her türlü alkollü sıvı ile Full'lenilen bir depo,ardısıra bir de 364 gün vücutta biriktirilen Kurtların 5.4 şiddetli bir zelzele eşliğinde düşürülmeye çalıştıktan sonra, 1 Ocak sabahına giren zavallıların, nasıl olupta? yeni bir başlangıca girdiklerine şaşmamak Namümkün.! ! ! !
Arnavutlara özgü; bir ciğer pişirme şekli olduğunu zannettiğimiz, ama aslında, Arnavut mutfağında böyle bir ciğer pişirme şekli olmayan yiyecek..! Arnavutun birisine sormuşlar; Arnavut ciğerini bilirmisin diye? - Aaaman more bre, bilırım elbat..benda vardır iki dane... demiş...hakikatten de Arnavutlar böyle bir ciğer pişirme şeklinden bihaberlermiş..! ! ! enteresan...!
Arnavut kaldırımı, bu adı nereden almış bilinmemekle beraber, Arnavutlukta bu isimle anılan bir kaldırım çeşidi olmadığını çok iyi biliyorum.Olmadığı gibi zavallı Arnavutların böyle bir şeyden haberleri bile yokmuş.! Sadece isim olarak alınmış bir kaldırım çeşidi,kesilmiş ve birbirlerine geçme yapabilen, döşenmesi gayet kolay olup hem de ekonomik olduğu gibi diğer malzemelerden daha uzun ömürlü bir kaldırım türü...ayrıca estetik ve şarkılara konu olabilecek kadar da mütevazi...
Aklıma hep; Ankara'da kış aylarında, yoğun yağan kardan sonra belediye otobüslerinin seferleri aksadığı zamanlarda, okula yürüyerek gitmek zorunda kaldığım yıllar geldi...sabah saat 06.00'da kalk 2 saat yürümek zorunda kal... niye? saat 08.00'da ders başı yapmak için...güzeldi yinede...
Asla haz almadığım bir vakayi hayriyye durumu.! ! ! zamanın birinde,cep tel'im çaldı kapandı.Baktım,'Özel numara aradı' yazan bir çağrı.galiba düşüremedi dedim...biraz sonra yine çaldı kapandı.yine aynı mesaj...biraz sonra yine aynı olayı yaşayınca sinir katsayım artmaya başladı...kendime kimdir bu? diye sorarken tekrarlayan durum karşısında çileden çıkmıştım artık...burnumdan buharlar çıkar ve bende arayan her kim ise sülalesi hakkında yorumlar yaparken kayıtlı bir numaradan çağrı geldi.açtım ve bir arkadaşım-yau kontürüm yok niye aramıyorsun! ! ! ? ? ? diye bir soru.! ben de; Özel bir numarayı bilip te arayacak kadar müneccim değilim.! ! ! dedim ve bildiğim tüm küfürlerle sıvadım..o günden beri bu tip numaralara asla bakmam..ben daha fazla Özel bir kişiyim de ondan...! ! !
Salamon eve giderken,Todori görmüş ve -Gel iki kadeh içelim öyle gidersin...demiş.oturmuş ve başlamışlar muhabbete sonra eve gitmek için kalkmış.yolda bu sefer Mişon görmüş o da gel demiş; Aman be iki tekide onunile içeyim suura gideyim...oturmuş muhabbete.tamam demiş kalkmış ama bu seferde Agop'u görünce; İki tek de seninile atalım a kuzum..demiş oturmuş...artık ben oldum deyip kalkmış zom vaziyette.yolda giderken birden tüm yediklerini çıkarmış.O kadar ye iç bir yere kadar..oracığa sızmış.10-15 dakika sonra gözlerini açmış.mahallenin kedisi de onun çıkardıkların yalayarak karın doyurmakta.Bizim ki, - Allah allah,ha şu mezeyi Todoriyle yedim,a şunu Mişon ile yedim,şuradakini de Agop ile yedim,Lakin a bu kediyi kimile yedim be kuzum? ? ? Demiş... =0DDD
Cirit Her ne kadar da Ata sporumuz olsada, memlekette Her türlü yolsuzluğa,usulsüzlüğe,hırsızlığa,halka haksızlığı kendine vazife bilmiş,zat-ı pek bi muhteşem kişiler var ki? ? ? ? o şahıslar tarafından zevkle oynadıkları bir oyun haline geleli çok oldu...ama biz,hala dürüst bir ATA sporumuz olduğuyla övünüyoruz..! ! ! ne diyelim? Allah müstaklarını versin.! ! ! !
Tecavüzcü Coşkun...Ben otuz yıllık hayatım boyunca onu her filminde hep aynı rolü ile izledim...adama hiç bir zaman bir filmde; Kız öğrenci yurdu müdürlüğü yapan babacan bi karakter veremediler azizim...! ! !
' Alçak bulutlar,yine yaptılar yapacaklarını ve yağmurları erken getirdiler bu senede..' cümlesi içinde kullanılan bulutlar olabilir kanaatindeyim...
Şimdi buradaki Kristal öncelikle neyi? ifade etmektedir..? dolayısıyla kristal kelimesinin altında yatan anlam çözüldükten sonra yorumlanılabilecek bir terimdir...İçinde; Gece,Ağır ve Krıstal bulunuyor nede olsa...Her yoruma açık...
Yılbaşı geceleri; somali'deki açlık'tan kaçmış ve acısını çıkarmak istercesine her şeye dönmüş gözlerle saldırıp,içebileceğinin çok üzerinde tanklarını dolduran şehirhatları vapuru gibi her türlü alkollü sıvı ile Full'lenilen bir depo,ardısıra bir de 364 gün vücutta biriktirilen Kurtların 5.4 şiddetli bir zelzele eşliğinde düşürülmeye çalıştıktan sonra, 1 Ocak sabahına giren zavallıların, nasıl olupta? yeni bir başlangıca girdiklerine şaşmamak Namümkün.! ! ! !