Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Kanun...
Soyadı kanunu ile ilgili bir fıkra aklıma gelmekte...yedi tane köy'e sahip bir ağa'ya haber gitmiş,kendine yakışan bir soyadı bul diye.haber salmış yedi köye bana soyadı bulun diye.hiç bir köyden uygun bir soyadı bulunamayınca kızmış.Kahyası devreye girip,-Ağam aslan gibi adamsın ne kızarsın deyince..ağa, hah demiş benim soyadım aslanoğlu olsun.haber salın köylere böyle biline...aradan zaman geçmiş ağa köyleri imtihana gitmiş,hiç bir köy hatırlayamamış yine küplere binmiş,o sinirle duvar dibinde oturan bir yaşlıya tekme vurarak -söyle ihtiyar benim soyadımı biliyormusun? yaşlı köylü korkarak ağa'ya bakmış ve 'ağam bir hayvanın oğlusun amma ben de hatırlayamadım...' demiş.! ! !

Koyun, kendi halinde munis bir hayvan...hiç kimselerin etlisine sütlüsüne karışmayan, hee bir de, kurban bayramlarında insanlara kurban olan bir canlı...o da onun kaderi...

Biz Adige toplumunun, zengin mutfağından belkide dünya üzerinde tanınmış bir yemek çeşidi...Bazı esprilere konu olmasına rağmen.!
(Çerkez Tavuğu nasıl yapılır? önce bir Çerkez Tavuğu bulmak lazım...) gibi.! aslında biraz uğraştırıcı olur ama yerken..? ? değmiş doğrusu dedirtir adama...Tavuk eti,tereyağ,hamur,biraz baharat...harika bir yemek...! Ama işin özü şudur; çerkez tavuğu bulmak zordur! ! ! çerkez tavuğunu yapacak Çerkez'i bulmak daha önemlidir...! ! !

Kahve bir kültür mozaiğidir...dünya üzerinde 72 buçuk ülkede, farklı iklim koşullarında yetiştirilen ve farklı farklı pişirme şekillerine sahip bir içecek...Filtre kahve yada süzme kahve denilen bu kahve pişirme şekli ise; insan sağlığı açısından daha yararlı bir duruma sahiptir.Çünkü; içimi hafif olduğu için, süt ile vaya şekersiz, nasıl isterseniz içebileceğiniz bir kahvedir...zihin açıcı olması ise apayrı bir durum..tamamen doğal olduğu için...

Teşbihte hata olmazmış...ne diyeyim ki '40 harfi geçmeyen nick tutturmak zor' size şapka çıkarıyorum...tespitleriniz yerinde ve doğru...yazmanın bedelini, mürekkep kurumadan yayın evleri HAKEDİYOR...bize sadece hakkı kalıyor... o da zaten berberlik yapıyor..! ! ! =0DD

Gazete...
Eee bizler ne de olsa Osmanlının torunlarıyız...eski alışkanlıklarımızdan kolay kolay vazgeçemiyoruz...Çünkü; ilk yazılı varakname'ler eski yazı ile yazıldığından mütevellit,hep arka sayfa dediğimiz ama ön sayfa olan başlangıç noktasıydı...zamane ise olayı, daha önemli havadisleri arka sayfada aradığı için olsa gerek, alışkanlık oradan kalmıştır kanaatindeyim...

Ucu, tee kağıdın bulunmasına kadar giden bir davranış diyebilmekteyim..! öyle yapılınca, okumakta olduğumuz ve yarım bıraktığımız sayfaya, geri dönmek için daha kolay bir yöntem arz etmektedir...Mamafih; hayatta yarım bıraktığımız ve tekrar dönmek için, çaba gösteremediğimiz durumlar için ise, hayatın köşesini kıvırdığımızın da ayrı bir ispatıdır...! Ayraç'ta uygundur ve daha medenidir ayrıca...

Yaşamakta olduğumuz yada yaşamaya çalıştığımız bu dünya üzerinde,neleri terk etmek zorunda kaldığımızın yanında kocaman bir hiçlik gibi dursada.Aslında,herkezin elbet bir gün terk etmek zorunda olduğu, kaçınılmaz bir terk etme durumu...Bazen, bu durumun farkında olmayan faniler, her ne kadar da kontrat yapmış gibi görünselerde, kendilerini avutmalarından başka bir değildir...

Hiç bir sözlükte yer almayan,fakat 1950'li yılların avrupasında, sahne sanatlarında dünya tarafından tanındığına dair bilgiler bulunan, bir sanatçının ismidir...Ne kadar acıdır ki; özentilere bu kadar bağımlı bir toplum yaratılmaya çalışılan yurdum insanlarına, ezberletilen bir pelesenkten başka bir şey değil.! Hele hele bir de, silüetine dahi tahammül edemediğim malum şahsiyete (B.Ersoy) bu şekilde hitap edilmesini ve şımartılmasını hiç kabul edemiyorum...Hak etmeyene, hak etmediği şeyleri vermekte üzerimize yok azizim...tamamen kişisel bir yorum...

Çocukluk ve gençlik yıllarımın, bir çok güzel ve az biraz hüzünlü hatıralarımın geçtiği, memleketimin güzide ilçelerinden benim için en önemli olanı...belkide her metre karesinde bir anı bırakmışımdır...! özlüyorum...çocukluğumu...