Öğrencilik dönemimde kitaplardan,şiirlerinden bildim kendisini..Kendisi ile ilgili anım ise:2 yıl önce yakınımın yanında refakatçi kaldığım dönemde hemen yanımızdaki odaya getirmişlerdi kendisini..Herkes girip hatıra fotoğrafı çektirmiş..Ben fotoğraf değil ama kendisini görmeyi, tanımayı çok arzu etmiştim hasta olduğu için bu isteğimi bastırmıştım...Bir yardımcısı vardı..Bir gece benden yardım istedi..Gittim ettim geçmiş olsun deyip çıktım sadece rahatsız etmemek için kalmadım odasında.. Yine bir gece bu kez kendisi benim gelmemi rica etmiş..Pansumanı vardı..Hemşireler bırakıp gitmiş.Sn:Dağlarca önceki yardımımdan etkilenmiş beni istemiş..Yine yapılacak gerekli ne varsa yaptık..Oturmamı rica etti..Biraz kırgın gibi 'sen beni tanımadın sanırım' dedi..Ben diye kendini tanıtacakken ben tanıdığımı ve adını söyleyince şaşırarak neden sende gelip bir poz resim çektirmedin dedi..Biraz mahçup olsam da; rahatsız olmanızı istemedim birde fanatik yanım yok tanımak ve bu paylaşım dahi ömür boyu yetecek kadar özel benim için dedim...Uzun sohbet ettik şiir,edebiyat üzerine.Aslında o anlattı ben dinledim.. Üzülmüştüm kendisi bakma şimdi böyle olduğuma dedi oldukça yaşlı ve cildi fazlaca tahriş olmuitu canı yanıyordu, kanayan cilt lezyonları vardı..Birden öfkelenen aksi biriydi..Ama hemen sakinleşiyor ve neden öfkelendiğini söylüyordu..Bir hafta kadar kaldı sanırım hastanede. Sigara içmemden hiç hoşlanmamıştı..Benim hastamın odasında da tabi ki bana yatmakiçin yatak yoktu ve iskemlede uyuyordum..Bunu öğrenince; kendisi özel odada kaldığı için bir çekyat ayrıca açılınca yatak olabilecek tekli koltuklardan vardı..Benim uyku vaktim geldiğinde onun odasında kalmamı istemiş..Eminim rahat ve onur verici ve keyifli olurdu ama zaten benim hastamında gece bana daha çok ihtiyacı vardı..Teşekkür ettim..Beni Kadıköy'de ki evine davet etti..Söz vermiştim ama malesef gidemedim.. Önceden benim için ders kitaplarında Fazıl Hüsnü Dağlarca idi şimdi ise onun tatlı sert yönünü bildiğim, sohbetini paylaştığım ve gözlerinin içindeki gülücüklerin öfkesinin arasından gözlerimle buluştuğu anları yaşadığım için çok daha fazla üzüldüm.. Onun ölüm adlı şiirini çok beğendiğimi söylemeden de edemeyeceğim..
Sanırım 7-8 yaşlarında idim evde 45'lik plakları vardı... Canım Babam bir bardağa rakısını doldurup o yüce sesten 'Fakirim diye bakmadılar yavruma, Param yoktur doktor bakmaz yavruma ' adlı parçasını dinlerken bizimde insan olmanın ne demek olduğunun ve bunun erdemlerinin temellerini atıyordu yüreğimize hiç farkında olmadan...
Üstelik babamın parası da vardı ama parasından büyük yüreği vardı..
Selda Bağcan deyince kulaklarıma bazen kadife gibi çıkan bazen çağıl çağıl çağlayan asi sesi doluyor kulaklarıma.. Doyamıyorum onu dinlemeye doyamıyorum...Yaşamımda bana bağlamanın tınısını ilkokul öğretmenin Turhan Meraklı Bey tanıtıp sevdirmişti.Rahmetli Can Hasret Gültekin ömrüme işledi bu sevgiyi..Türküleri ise Selda Bağcan'ın sesinden ve yorumundan dinlemek sıkı bir yürek istiyor..Neden bilmem belki Koçero dan dolayı Selda Bağcan aklıma gelince yine çok sevdiğim Rahmetli Ahmet Kaya'nın sesi ve görüntüsü pekişiyor aklımda..Ve Selda Bağcan'la tanışıp kutlamak isterdim onu tıpkı sadece Hasret Gültekin'i kutladığım gibi..
Öğrencilik dönemimde kitaplardan,şiirlerinden bildim kendisini..Kendisi ile ilgili anım ise:2 yıl önce yakınımın yanında refakatçi kaldığım dönemde hemen yanımızdaki odaya getirmişlerdi kendisini..Herkes girip hatıra fotoğrafı çektirmiş..Ben fotoğraf değil ama kendisini görmeyi, tanımayı çok arzu etmiştim hasta olduğu için bu isteğimi bastırmıştım...Bir yardımcısı vardı..Bir gece benden yardım istedi..Gittim ettim geçmiş olsun deyip çıktım sadece rahatsız etmemek için kalmadım odasında..
Yine bir gece bu kez kendisi benim gelmemi rica etmiş..Pansumanı vardı..Hemşireler bırakıp gitmiş.Sn:Dağlarca önceki yardımımdan etkilenmiş beni istemiş..Yine yapılacak gerekli ne varsa yaptık..Oturmamı rica etti..Biraz kırgın gibi 'sen beni tanımadın sanırım' dedi..Ben diye kendini tanıtacakken ben tanıdığımı ve adını söyleyince şaşırarak neden sende gelip bir poz resim çektirmedin dedi..Biraz mahçup olsam da; rahatsız olmanızı istemedim birde fanatik yanım yok tanımak ve bu paylaşım dahi ömür boyu yetecek kadar özel benim için dedim...Uzun sohbet ettik şiir,edebiyat üzerine.Aslında o anlattı ben dinledim..
Üzülmüştüm kendisi bakma şimdi böyle olduğuma dedi oldukça yaşlı ve cildi fazlaca tahriş olmuitu canı yanıyordu, kanayan cilt lezyonları vardı..Birden öfkelenen aksi biriydi..Ama hemen sakinleşiyor ve neden öfkelendiğini söylüyordu..Bir hafta kadar kaldı sanırım hastanede. Sigara içmemden hiç hoşlanmamıştı..Benim hastamın odasında da tabi ki bana yatmakiçin yatak yoktu ve iskemlede uyuyordum..Bunu öğrenince; kendisi özel odada kaldığı için bir çekyat ayrıca açılınca yatak olabilecek tekli koltuklardan vardı..Benim uyku vaktim geldiğinde onun odasında kalmamı istemiş..Eminim rahat ve onur verici ve keyifli olurdu ama zaten benim hastamında gece bana daha çok ihtiyacı vardı..Teşekkür ettim..Beni Kadıköy'de ki evine davet etti..Söz vermiştim ama malesef gidemedim..
Önceden benim için ders kitaplarında Fazıl Hüsnü Dağlarca idi şimdi ise onun tatlı sert yönünü bildiğim, sohbetini paylaştığım ve gözlerinin içindeki gülücüklerin öfkesinin arasından gözlerimle buluştuğu anları yaşadığım için çok daha fazla üzüldüm..
Onun ölüm adlı şiirini çok beğendiğimi söylemeden de edemeyeceğim..
Dileğim gittiği yerde buraları aramasın..
Vermem seni ellere leylim aman aman
Leylim aman aman leylim aman aman sarı gelin
Benim için 20 yaşlarıma dayanan ve bende özelliğini hiç kaybetmeyen, şimdi de arkadaşımla pekişen güzelim türküyü dinliyorum..
Ali Ekber Eren'in
Gel bulut ol Yağda Biraz Islandır
Al Başımı Dizlerine Yaslandır
Delirmişim Sevde Beni Uslandır
Ben Aklımı Gözlerine Takmışım.......
Parçasını zevkle dinliyorum....Muhteşem........
Sanırım 7-8 yaşlarında idim evde 45'lik plakları vardı... Canım Babam bir bardağa rakısını doldurup o yüce sesten 'Fakirim diye bakmadılar yavruma, Param yoktur doktor bakmaz yavruma ' adlı parçasını dinlerken bizimde insan olmanın ne demek olduğunun ve bunun erdemlerinin temellerini atıyordu yüreğimize hiç farkında olmadan...
Üstelik babamın parası da vardı ama parasından büyük yüreği vardı..
Sevgilerimle
Selda Bağcan deyince kulaklarıma bazen kadife gibi çıkan bazen çağıl çağıl çağlayan asi sesi doluyor kulaklarıma.. Doyamıyorum onu dinlemeye doyamıyorum...Yaşamımda bana bağlamanın tınısını ilkokul öğretmenin Turhan Meraklı Bey tanıtıp sevdirmişti.Rahmetli Can Hasret Gültekin ömrüme işledi bu sevgiyi..Türküleri ise Selda Bağcan'ın sesinden ve yorumundan dinlemek sıkı bir yürek istiyor..Neden bilmem belki Koçero dan dolayı Selda Bağcan aklıma gelince yine çok sevdiğim Rahmetli Ahmet Kaya'nın sesi ve görüntüsü pekişiyor aklımda..Ve Selda Bağcan'la tanışıp kutlamak isterdim onu tıpkı sadece Hasret Gültekin'i kutladığım gibi..
Sevgilerimle