Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • şu an ne dinliyorum31.12.2009 - 09:37

    Indian Flute Music - Warrior Chant (Kızılderili Müziği)

  • özlü sözler31.12.2009 - 09:24

    Ne dile gelmekteyim, ne de tasa sığmaktayım, medet ey sevgili

  • özlü sözler31.12.2009 - 09:23

    Canan bilmez canda olduğunu,
    can anlamaz cananı taşıdığını,
    bilmeden taşır her ikiside birbirini,
    tıpkı ayakları toprağa basıpta
    dünyayı farketmeyen insan gibi

  • özlü sözler31.12.2009 - 09:22

    can; tene bürümüş kendini,
    ten; cana katılmış aşk ile,
    üryan olan zihin iken,
    gaflet içinde olanlar,
    teni giydirmiş..

  • ERP31.12.2009 - 08:51

    ERP’nin günümüzdeki tanımı nedir? Bugün artık ERP konuşulurken sadece planlama fonksiyonundan bahsedilmiyor. ERP artık bir kurumun yaptığı işin bütününü yansıtan bir kavram olarak kullanılıyor. Diğer bir deyişle ERP bir kurumun tüm bileşenlerinin bir bütün olarak görülmesine imkan veriyor.

    ERP, bir kurumun kendi iç süreçlerini bütünleşik bir yapıda gerçekleştirmeye imkan tanırken, işin kurum sınırları dışına taşan kısmının da desteklenmesini sağlıyor. Bu iki süreci birleştiren ERP çözümlerinin genel karakteristikleri şöyle özetlenebilir:

    ERP uygulamaları, iş süreçlerini adresler.
    ERP uygulamaları modüler yapıdadır.
    ERP uygulamaları entegredir.
    ERP uygulamaları kurumların sınırlarını aşar, müşterilerine, iş ortaklarına ve tedarikçilerine kadar uzanır.
    Uçtan uca bir ERP çözümü, kurumun tüm iş fonksiyonlarını destekler.

    ERP hakkında kafalarda soru işareti oluşturan bazı konulara yanıt aramak gerekirse karşılaşacağımız sorular ve yanıtları şunlar olacaktır:

    1.“İş süreci” kavramı şirketin bir bölümü veya özel bir fonksiyonu mudur?
    İş süreçleri, kurum içerisinde birden fazla fonksiyona dokunur. Bu nedenle fonksiyonlar ve bölümler üzeridir. Örneğin bir şirkette muhasebe bölümü olabilir ya da satın alma işlemi gerçekleştirilebilir. Bu bölümler işlerini süreçler aracılığıyla yapar ama süreçler bölüm veya fonksiyon değildir. Örneğin satış süreci, müşteriyi edinmekle başlayan ve ürün veya hizmetin karşılığını müşteriden tahsil edene dek süren bir dizi aşamayı içerir.. Bu nedenle süreçler çok daha geniş bir yapıya sahiptir.

    2.Modüler bir ERP uygulaması, standart uygulamalardan nasıl farklılaşır?
    ERP uygulamasının güzel yanı, içerisindeki tüm fonksiyonların entegre bir yapıda çalışmasıdır. Bu özelliğe sahip olmayan bir çözüm, iş süreçlerinin bütününü kapsayamaz. Modüler yapının önemi, ERP uygulamasını satın alma ve kurma sürecinde daha da ön plana çıkar. Bir kurum, ERP uygulamasının sahip olduğu fonksiyonların tümünü kullanmak istemeyebilir. Bu nedenle modüler yapı istenilen fonksiyonları istenilen zamanlarda kullanmayı mümkün kılar.

    3.Kullandığım uygulamalar zaten entegre. Neden ERP düşüneyim?
    Farklı uygulamalar her zaman birbiri ile uyumlu çalışmaz ve aslında bu zor bir süreçtir. Ayrıca bir araya gelmiş birçok uygulama tek bir uygulamanın sağladığı özellikleri sağlayamayabilir. Yani 2+2 her zaman 4 etmeyebilir.

    Yapılan birçok araştırma göstermektedir ki özellikle orta ve küçük ölçekli kurumlar bazı işlemleri birçok kez tekrarlamaktadır. Bu mükerrer işlemler sırasında belli başlı sorunlarla karşılaşmak mümkün. Örneğin sürekli veri girişi yapmak aman kaybına neden olmakta. Ayrıca bu girişlerde hata payı yükselmekte. Farklı uygulamalardan gelen veriler farklı özellikte olacağı için bu verileri bütünleştirip analizler yapmak elma ile armudu karşılaştırmak gibi kalacaktır.

    Entegre bir ERP paketinde gerekli veriler bir kere girildikten sonra ihtiyaç duyulan her noktada kullanılabilmektedir. Uygulamayı kullanan tüm süreçler ve çalışanlar, karar verme mekanizmasındaki yöneticiler bilgileri aynı biçimde, gerçek zamanlı olarak görme şansına kavuşur.

    4.Neden ERP uygulaması, kurumun sınırlarını aşmak zorunda?
    Günümüzde kurumların işleri zaten kendi sınırlarını aşıyor, dahili uygulamalar harici uygulamalarla bütünleşiyor. Başarılı olmak isteyen kurumlar, satın alma süreçlerini, iş ortakları ve müşterileri ile olan ilişkilerini en doğru ve etkin biçimde sürdürmek orunda. Bunların tümü harici operasyonlar gerektiriyor.

    5.Kurumun bütününü adresleyen bir ERP çözümüne sahip olmanın avantajları nelerdir?
    Komple bir çözüm sahibi olmanın, parça parça uygulamalara göre birçok önemli avantajı söz konusudur.
    Ölçeklenebilirlik: ERP çözümleri, kurumun büyümesine paralel olarak genişleyebilme özelliğine sahiptir.
    Fonksiyonalite: ERP çözümleri, uygun maliyetlerle farklı fonksiyonlara gerektiği zaman erişmeyi mümkün kılar. Bugün ihtiyaç duymadığınız bir özelliği yarın aktive ederek kullanmanız mümkün.
    Destek ve hizmet: ERP çözümlerinde destek ve hizmet son derece önemlidir. Entegre bir ERP ortamının destek ve hizmet işlemleri çok daha basit ve etkili biçimde gerçekleştirilebilir.

    KOBİ’lerin Başlıca Sorunları
    Dünyada birçok KOBİ, 1990’lı yıllardaki ERP fırtınasına yakalanmış ve bu sürecin maliyetlerini ve zorluğunu göğüslemekte zorlanmıştır. Bugün bu kurumların çoğu, güncelliğini kaybetmiş veya gereğinden fazla büyük uygulamalarla iş yapmaya çalışmakta ve rekabetçiliklerini korumak için yeni teknolojilere yatırım yapmak zorunda kalmaktadır. Bugün birçok KOBi ellerindeki sistemler için güncellemelere, farklı uygulamalara ve yeni teknolojilere gereksinim duymaktadır.

    ERP’yi yeniden değerlendirmek için doğru zaman mı?
    Günümüzde KOBİ’ler için maliyetlerin etkin biçimde yönetimi son derece önemlidir. Ayrıca KOBİ’lerin finansman eksiliği de önemli bir sorundur. Buna karşın günümüzün modern KOBİ’leri, müşteri tabanını büyütmek ve eldeki müşterileri korumak çabası içerisindedir. Her geçen gün farklılığı azalan ürün ve hizmetlerin getirdiği rekabet, KOBİ’lerin bir diğer önemli sıkıntısıdır. Bu sıkıntıların ERP ile kesiştiği noktalara bir göz atalım:

    Kurumsal stratejilerin ve inisiyatiflerin hayata geçirilmesi için finansman yetersizliği
    Kurumsal vizyonu ve hedefleri belirlemedeki sıkıntı
    Kurumsal stratejilerin ve inisiyatiflerin iletişiminde yetersizlik
    Çalışanların daha verimli kılınması için gerekli olan ölçütlerin eksikliği
    Kurumsal amaçları gerçekleştirecek kalifiye insan kaynağı eksikliği
    Müşteri taleplerini planlamada yetersizlik

    Kurumsal stratejilerin belirlenmesi ve etkin biçimde duyurulmasının en iyi yolu, kurum içerisinde portal yapıları üzerinden çalışanlar ile etkileşimin sağlanmasıdır. Amaçlara yönelik girişimlerin hayata geçirilmesi için yine insan kaynağı ile etkin iletişim, e-işe alma sistemleri önemli avantajlar sağlayacaktır diğer yandan müşteri taleplerini öngörmeye yönelik analiz ve raporlama sistemleri süreci oldukça kolaylaştıracaktır. Her ne kadar orta ölçekli kurumlar bu tür çözümleri hayata geçirmekte büyük ölçekli kurumlardan biraz daha yavaş olsa da ERP tüm bu sorunlara çözüm getirmektedir.

    Sonuç olarak...
    Günümüzde KOBİ’ler, teknolojiyi, stratejilerini hayata geçiren bir araç olarak konumlandırmaktadır. Gelişmiş analiz araçları, karar destek sistemleri, raporlama araçları ve süreçlere özel uygulamaların özellikleri geliştikçe, bu hedef daha kolay gerçekleşmektedir. ERP çözümleri, bu çabanın en önemli destekçisidir.

    KOBİ’lerin farklı iş yapma biçimleri ve kendilerine özgü dinamiklerinin çeşitliliği hala son derece fazladır. Buna karşın operasyonel maliyetlerin düşürülmesi ve yatırımların daha etkin gerçekleştirilmesi sayesinde KOBİ2ler iş amaçlarına daha etkin biçimde ulaşacaktır. Bunun yolu ERP’den geçmektedir. Bu bağlamda KOBİ2ler şu 3 noktaya dikkat etmelidir:

    İş amaçlarının ve gerekliliklerin bugünün şartlarına göre belirlenmesi
    Potansiyel çözümlerin, üreticilerin ve katma değerli satıcıların değerlendirilmesi
    Planların bugün için değil gelecek için yapılması

    www.pargesoft.com adresinden alınmıştır.

  • insan olmak20.07.2008 - 01:03

    Insan Olmak. Murat Tali

    Insan olmanın değerlerini yitirmiş, sağını solunu, önünü arkasını
    sırf ait olma duygusunu tatmin etmek için insan kimliğinden uzaklaşıp
    kendisine örülen kimlikleri taşıyan, öz benliklerini yitirmiş bir
    yığın canlı haline gelmiş Insanlara.
    Unutmamalısınız ki

    Herhangi bir dine, dile, milliyete, inanca mensup olmadan önce asıl
    kimliğiniz INSAN'dı.
    Tercihlerinizle yitirdiğiniz insan kimliğinin önüne geçmiş olan
    siyasi, dini ve ideolojik fikir ve dayatmalarınız hem kendinize hem
    topluma zarar vermektedir.

    Bugün bütün dünyadaki canlıların 'konuşan, yazan, düşünen' aradığı
    mutluluk kavramı Insan kelimesi ardına gizlenmiştir. Insan olmanın
    erdeminin ardına.

    Bugün dünün devamı ve yarının başlangıcı bütün dünyada tüm siyasi ve
    dini oluşumlar kendi fikir ve eylemlerini ön plana çıkarmak, akılda
    kalmak, hayatlara ambargo koymak adına trilyonlarca para
    harcamaktadır. Bu kimlik oluşturmak çalışması insana ve yaşama zarar
    vermekten başka bir işe yaramamaktadır.

    Insan olmak kriterinin önüne konulan kimliklerin devamını sağlamak
    için; kilise, havra, cami, ibadet evleri neden yapılır? Allah'a yakın
    olmak için mi? Asla. Insanları bir arada tutmak ve diğer inançlara
    baskın gelmek ve adet olarak çok görünmek için. Birine insan olmayı ve
    insanca yaşamayı öğretirseniz öğretilerinizle o insan zaten cenneti
    yaşar ve yaşatır. Oysa siz onu cennete gitmenin yolunun kapanmak,
    ibadet etmek, dava uğruna savaşmak ve ölmek olduğuna ikna ederseniz
    'ki olan bu' dışarıda kalan insanlara kin duymaya yada onları kazanmak
    için çalışmaya başlar. Işte savaşlar, kavgalar, ayrışmalar,
    bölünmeler, ölümler ve mutsuzluklar buradan yola çıkar.

    Biliyor musunuz?
    Türk, Kürt, Laz, Ermeni, Azeri, Çerkes, Sırp, Rus, Japn, Çinli,
    Afrikalı, Amerikalı olmadan önce INSAN vardı. Ilk o vardı. Musevi,
    Yahudi, Hıristiyan, Müslüman, Budist, Hinduizm, Şintoizm, Taoizim
    yokken de INSAN vardı. Gelecekte de bunlar olmayacak. Öldükten sonra,
    herkes INSAN. Bir mezar gördüğünüzde yatan kişinin dinini,
    cinsiyetini, teninin rengini, kimliğini düşünmezsiniz o sadece bir
    INSAN'dır.

    Şu halinize bakın Erdemlerinizi yitirmiş insanlığınızdan kopmuş
    hayvansı içgüdüleri bile atletmiş davranışlarınızla dünyayı, yaşamı,
    geleceği ve evrendeki diğer tüm güzellikleri kirletmeye ısrarla devam
    ediyorsunuz.

    Barış olmadan, sevgi olmadan, aşk olmadan, savaş olmadan, ölüm olmadan
    öncede INSAN vardı.
    Karşı cins diye görüp cinsel hazlarla yoğrulup her bakış açısını apış
    arasına indirgeyip varlık olma bilincini aşağılayıp saçının teline
    varana kadar kapatan zihniyetten öncede INSAN vardı.

    Unutmayın ki
    Ilk insan Allah'ın karşısında çıplaktı.

    Düşündüm de
    Anne, baba, abla, abi, kardeş, dayı, amca, teyze, hala olmadan önce
    INSAN vardı
    Hümanist, realist, komünist, sosyalist, Kemalist, bütün ist'lerden
    önce INSAN vardı
    Birinci, ikinci, üçüncü, sona kalan, ortada giden, tutan, çeken, iten
    döven olmadan önce INSAN vardı.
    Sunni, Hanefi, Hanbeli, Maliki, Şafi, Alevi, Süryani, Musevi, Yahudi
    olmadan önce INSAN vardı.
    Milliyetçi, dinci, liberal, muhafazakar, sosyal demokrat olmadan önce
    INSAN vardı.

    Şimdi
    Kendi güzelliğinden, nurundan, ışığından kopmuş sürüler var.

    Aşık Nimri Dede ne güzel söz söylemiş
    Meğerse Aşk Imiş Canın Mayası
    Ona Mihrab Olmuş Kaşın Arası
    Hakkın Işlediği Kudret Boyası
    Yüzde Ben Bir Insan Olmaya Geldim
    Serimi Meydana Koymaya Geldim

    INSAN OLMAK IÇIN YOLA ÇIKANLAR DIĞER YAŞAMLARI AYDINLATMAK IÇIN
    YÜREKLERINDEKI VE YÜZLERINDEKI IŞIKLARI YAKMALILAR.

    Insan'ca Kalmanız Dileğiyle.