Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • fettan28.07.2006 - 14:59

    gönül ayartıcı, cilveli... diyooo tdk. bazen fettan olmak gerekiyor ama...

  • gidiyorum13.07.2006 - 16:34

    Git

    vazgeçtim
    git kalma artık yanımda
    gözlerini gözlerimden al
    ve git

    sarmaşıklar dolama beynime artık
    ardından uzun yollar bırakarak git
    sesin kulağımda fısıltı kalsın sadece

    al gönlünü,
    sıcak ellerini,
    gözlerini de al ve git
    giderken arkana bak
    ama sakın yüzüme bakma ve üzülme
    yumuşak,
    incecik git salınarak
    geride ben kaldım

    Oktay Celep

  • ben07.07.2006 - 15:33

    Sus pus olmuş, puslu bir İstanbul'muydu yüzün, yoksa
    çok bildik hüzünler mi taşınmıştı yüzüne
    Dolmabahçe da çay tadında....
    Divit ucuyla yazılmış bir aşkın sureti vardı avuçlarında,
    tarih bir başka iklimin kıvamını gösteriyordu.
    Ben rehnedilmiş yelkovan gibi... hani akrep'i seven ama
    yüreği takvim yokuşlarında...

    Sinemada elinin elimde terleyişinin bir anlamı olmalı,
    sesinin sesimde yankılanmasının... sanki perdedekine
    üzülmüş ya da sevinmişsin de tesadüfen akmış yüzün
    içime... Yalan! Sen perdeye bakıyorsun, fikrin benim
    seyir defterimde.. ve ben amerikanca bir filmi kürtçe
    seyrediyorum...

    Kadın Beyoğlu'nun bir kış akşamında,
    üstündeki deri montun sahibine küs, soğukluğundan
    muzdarip yürüyordu... Adam da... Yürümek hiçbir şeyi
    çözmüyordu, bazı Aralık akşamlarında... Parmağında
    yaralı bir öyküyü taşıyordu adam... Kadının yüzünde
    bir hüzün... Hüzünlü aralık akşamında bir yüzük...
    Yüzüğün yüzünde dünya güzeli bir kadının kehaneti...
    ... Soğuğun ve karanlığın vehameti!

    Hayatı, bir başkasının pantolonu gibi, küçültülmüş,
    daraltılmış... İlk sahibinin o pantalonla yaşadığı şeyler,
    yani pantalonu pantalon yapan anılar, bazı ilkbahar
    bereleri yüzünden yapılan yamalar, ter tüketen
    yazlar... Hepsi daraltılmış... Yaşananlara bir beden
    büyük geliyor artık hayat!

    Bir aşkı paylaşmak için çok geç, bir paylaşıma aşık
    olmak içinse erken... Beni sevda yerimden vurdu yine
    zaman... Şimdi sana söylenecek tek cümle:

    Bende sana yetecek kadar ben kalmadı...

    YILMAZ ERDOĞAN

  • yaşlanmak07.07.2006 - 15:15

    Yaşlılık banka hesabi gibidir. Ne yatırdıysan onu çekersin hesabından. Bu nedenle, hatıraların banka hesabına dolu dolu mutluluk yatırmak gerekir. Anı bankamı doldurmaktaki katkıları için bütün dostlarıma teşekkür ederim.Gelecekte oradan bol bol mutluluk çekeceğim düşüncesiyle yaşlanmak güzel...

  • aşkın binbir hali06.07.2006 - 09:41

    Bir gun Delilik yakin dostlarini kahve icmek uzere evine davet etmis. Herkes gelmis. Kahveler icildikten sonra Delilik dostlarina saklambac oynamayi onermis.
    Saklambac mi? O da nedir? diye sormus Merak. - Saklambac bir oyundur. Sizler saklanirken ben yuze kadar sayacagim.
    Saymayi bitirdigimde ilk bulacagim kisi benden sonraki ebe olacaktir.
    Korku ve Tembellik disindakiler Delilik'in onerisini derhal kabul etmisler.
    1..., 2..., 3... diye yuksek sesle saymaya baslamis Delilik.
    Acelecilik, ilk buldugu yere kendini ativermis.
    Utangaclik, her zamanki aliskanligiyla bir agacin golgesine ilismis.
    Nese, bahcenin orta yerine dogru yonelmis.
    Huzun, saklanacak yer bulamadigindan aglamaya koyulmus.
    Kiskanclik, Basari'nin pesinden giderek yanibasindaki bir kayanin ardina siginmis.
    Delilik saymayi surdurmus...
    Umutsuzluk, Delilik'in doksan dokuza geldigini duydugunda iyiden iyiye umutsuzluga kapilmis.
    YUZ! diye haykirmis Delilik, 'Saklanmayan ebedir, aramaya basliyorum...'
    ilk sobelenen Merak olmus. Birinci kurbanin kim olacagini o kadar merak ediyormus ki, saklanmayi ihmal etmis.
    Bahce duvarina baktiginda, Delilik Kararsizlik'i farketmis; uzerine tunemis oldugu duvarin hangi tarafina saklanacagini dusunmekle mesgulmus.
    ...Ve hemen ardindan Neshe'yi, Huzun'u, Utangaclik' i sobelemis.
    Herkes yeniden biraraya geldiginde Merak sormus:
    Ask nerede? Hic Ask'i goren oldu mu? '

    Delilik, Ask'i aramaya koyulmus. Daglara cikmis, nehirlerin yataklarina bakmis. ama Ask'i hic bir yerde bulamamis.
    Caresiz arayisini surduren Delilik, bir gul agaci ile karsilasmis.
    Eline geçirdigi bir caliyla agacin dallarini, yapraklarini yoklamis.
    Aniden tiz bir ciglikla irkilmis. Aciyla bagiran Ask, diken batan gozunu tutuyormus.
    Delilik ne yapacagini bilememis.
    Ozur dilemis, yalvarmis yakarmis Ask'a kendisini affetmesi icin.
    O kadar üzulmus ki, bir daha hayat boyu yanindan ayrilmayacagini bile vaadetmis.
    Acisi biraz dinen Ask sonunda ozurleri kabul etmis.
    O gunden beri AŞK'ın GÖZÜ KÖRDÜR ve DELİLİK HEP YANIBAŞINDADIR

    Netten alıntıdır

  • keşke27.06.2006 - 16:23

    Sevdiğin, değer verdiğin birine, o an içinden geçenleri paylaşmak adına; birşeyler söylersin ya da mesaja dökersin hissettiklerini... Elbette söylediğin söze ya da mesaja karşılık gelsin diye yapmazsın bütün bunları; ama içten içe de beklersin bir şeyler. En azından bir gülümseme, sıcak bir dokunuş, sert bir bakış veya iki kelimede olsa bir mesaj. Attığın mesaj belki de doğum günü mesajı 'eee buna da mı cevap yazılacak? ' elbette değil. 'Seninde kutlu olsun' diyecek hali yok ya... Zaman zaman dilimiz sürçüp söylesek de! Sonra elinde telefon bekler bulursun kendini; hala ses yok, kendini salak hissedersin,sinir olursun kızarsın kendine. Hayatının ilerleyen zamanlarında ' keşke söyleseydim' dememek, gönderdiğin mesaj için de ' keşke göndermeseydim ' diye aklından geçirirken, telefona bir mesaj gelir.
    Veee sevinçle, bütün iyiniyetinle 'haksızlık etmişim' deyip, mesajın adeta üstüne atlarsın. Bir de bakarsın ki beklediğin kişiden değil, hayal kırıklığına uğrarsın... Sonra beklemeye devam ettiğini fark edersin; çünkü sürekli telefona bakıyorsundur. Bunu fark ettiğin anda başka bir şeyi de fark edersin. Sana gelen mesaja da cevap bekleyen birileri var telefonun diğer bir ucurda. Hadi bakalım sen bari hayal kırıklığına uğratma karşındakini düşüncesiyle alırsın telefonu eline...

  • inanmak24.06.2006 - 16:38

    hayatta en çok inandığım insan yada tek kaldı demeliyim artık... ama o da benim o na inandığımdan emin değil sanki... keşke herşeye rağmen ne olursa olsun kendisine olan inancımı, güvenimi, saygımı hiç bir zaman hiç bir şey yada hiç kimse uğruna kaybetmiyeceğime inansa umarım inanıyordur.....

  • kendine dön24.06.2006 - 16:20

    Hayat öyle garip ki,neyin ne zaman karşına çıkacağı belli değil,biraz ne istediğinle de ilgisi var bunun
    “HAYAT NE İSTERSEN,ONU, VERİYOR”
    Bu yaşanan tecrübelerle anlaşılıyor,yaşadıkça fark ediyorsun, hayat bazen de istemediklerini veriyor....Bana hep istemediklerimi verdiği gibi...
    SORUN DOĞRU INSANI BULMAKTA
    DOĞRU İNSAN NEREDE PEKİ?
    HAYAT TECRÜBELERLE DAHA DA GÜZELLEŞECEK,KEYF ALINDIKCA DAHA DA MUTLU EDECEK İNSANLARI,BİR ANLIK BİR AYLIK BİR YILLIK KEYFLER ZEVKLER RAHATLATMIYOR……
    ÇÜNKİ HAYAT HEM UZUN,HEM KISA……
    Arkadaşlık,dostluk,ağabeylik babalık,annelik,çocuk,sevgili olmak kolay değil….
    Daha önce verilen kararlardan vazgeçme, kararını değiştirme konusunda; İŞTEEE BURNU SÜRTÜLDÜ DİYECEKLER, bunu söyleyenler ASLA SENIN DOSTUN DEĞİL,ARKADAŞIN HİÇ DEĞİL, onlarda senin keşkelerin,AT O İNSANLARI YAŞAMINDAN,çevreni yeni arkadaşlıklar bulacağım diye genişletme….her kes farklı ağırlık verir sana…TAŞIMA BAŞKALARINI,HAT DA SORUNLARINI SANANE……
    Mutsuz olduğunda yalnız kal,yalnızlığının tadını çıkar,fazlalıkları at,lazım olanları tut sadece, ayırt et,ayırt et……

    Kendini sev önce,birde seni sevenleri.

  • şaşırdıklarımız24.06.2006 - 15:28

    Artık hayatta hiç bir şeye şaşırmamak gerektiğini öğrendim....

  • sensizlik14.06.2006 - 14:10

    Sen yoksan mutsuzum, eksiğim, herşey yarım, hiçbir şeyin tadı yok... tatsız tuzsuz yemek gibi... susuz hayat, oksijensiz nefes gibi... bir açılıp bir kapanan parçalı bulutlu gökyüzü gibi yüreğim... hiç bir şey içten değil gülüşüm, mutluluğum, hüznüm bile! ! ! hepsi formalite, hepsi sahte...