'o'na son şans olarak bakanlarla bir düşünmesem de onu şans olarak görenleri müthiş derecede tanımak isteyim boşuna değil kuşkusuz. FAust'a bu kadar yakın olunca hele
MEPHİSTO: 'Dünyanın küçük tanrısı hep aynı halde ve ilk günkü gibi. Eğer ona gök ışığından bir parça vermemiş olsaydın daha iyi yaşayacaktı. O buna akıl diyor; ama bunu sadece diğer hayvanlardan daha hayvanca yaşamak için kullanıyor.'
'Çok sözler edildi onlara dair' lakin gazabı bilmeyeni / gazaba inanmayanı yine gazapla korkutmak komik derler, bilmem ömr-i ahirde gidilecek yer belli. ben bizim mezarlıkta olacağım. Sonrası mı? 'her şey değişip akmada ve bu hal beni hayran bırakmada' derlerrrrr
'Aşk', eskilerin deyimiyle 'ışk'... Hep 'süveyda' denilen ve günümüzde sevda olarak telakki edilen marazi bir duygu-durum hali olarak dillendirildi /anlatıldı. Sanatkarlar hangi alanda olursa olsun 'aşk'a dokunmadan geçememişlerdir.
Aşkı kim yazmadı ki ama kimse bu kadar güzel bir onun gibi 'Leyla vü Mecnun' yazmadı.
Hakikate Erenlerin Bahçesi'nde binlerce gül bitermiş ama o gülleri hiç deremedi. Yalnız ol kapıda geda olmakmış muradı.
Diyorlar ki hep Necef'te kalmak istedi. Yok öyle değil. Gitmek istedi, gelip görmek istedi bu düşlerin kenti İSTANBUL'u velakin nasip olmadı. Göremediler bir sefil neler söylermiş de bugün cevr içinde yakar okuyanları bu güft gu.
O gelemedi İstanbul'a ama şiirleri geldi. Onlar bugüne gelemediler ama FUZULİ geldi.
'o'na son şans olarak bakanlarla bir düşünmesem de onu şans olarak görenleri müthiş derecede tanımak isteyim boşuna değil kuşkusuz. FAust'a bu kadar yakın olunca hele
En sevdiğim prolog:
Mephisto'nun Tanrı ile konuşmasından:
MEPHİSTO: 'Dünyanın küçük tanrısı hep aynı halde ve ilk günkü gibi. Eğer ona gök ışığından bir parça vermemiş olsaydın daha iyi yaşayacaktı. O buna akıl diyor; ama bunu sadece diğer hayvanlardan daha hayvanca yaşamak için kullanıyor.'
ölüyorum şampanya getirin
ÇEHOV
'Çok sözler edildi onlara dair' lakin gazabı bilmeyeni / gazaba inanmayanı yine gazapla korkutmak komik derler, bilmem ömr-i ahirde gidilecek yer belli. ben bizim mezarlıkta olacağım. Sonrası mı? 'her şey değişip akmada ve bu hal beni hayran bırakmada' derlerrrrr
'Ve o zaman acınası bir yetenek gelişti zihinlerinde, aptallığı görmek ve tahammül edememek ona'
FLAUBERT
'Gölge etme başka ihsan istemez'
DİYOJEN
'uzaktan maral okumak kolay, bi de derd-i 'ışk ile yananlara sormak gerek' dedirten o hercümerç hal.
Anlatılmaz yaşanır yani
her aşık ihaneti tadacaktır (ali)
Ah kaybedince bulmak ne mümkün!
'Aşk', eskilerin deyimiyle 'ışk'... Hep 'süveyda' denilen ve günümüzde sevda olarak telakki edilen marazi bir duygu-durum hali olarak dillendirildi /anlatıldı. Sanatkarlar hangi alanda olursa olsun 'aşk'a dokunmadan geçememişlerdir.
Aşkı kim yazmadı ki ama kimse bu kadar güzel bir onun gibi 'Leyla vü Mecnun' yazmadı.
Hakikate Erenlerin Bahçesi'nde binlerce gül bitermiş ama o gülleri hiç deremedi. Yalnız ol kapıda geda olmakmış muradı.
Diyorlar ki hep Necef'te kalmak istedi. Yok öyle değil. Gitmek istedi, gelip görmek istedi bu düşlerin kenti İSTANBUL'u velakin nasip olmadı. Göremediler bir sefil neler söylermiş de bugün cevr içinde yakar okuyanları bu güft gu.
O gelemedi İstanbul'a ama şiirleri geldi.
Onlar bugüne gelemediler ama FUZULİ geldi.