Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • Yıldırım Nikahı04.03.2009 - 15:24

    Böyleymiş demek. Benden, bizden daha heyecanlı belediye başkanına gülümseyip 'evet' demek.
    Kendimi izledim, bu ne telaşsızlık, nasıl bir ciddiyet.
    O halde antoloji, artık sana kocaman bir el-veda...

  • Geceleyin Bir Koşu01.11.2008 - 22:05

    Koşmam lazım.
    Ama çok koşmam.
    Kaç beygir gücü ederim koşsam.
    -45,
    kaç beygirlik koşsam, eşeğin böylesine boş.

  • basit24.10.2008 - 14:35

    Şşşşşt! Sakin olun. Herşey çok basit. Ölmek basit. bacağınızın kopması basit mesela. Karmaşık birşey yok bunda. Hepsi ve herşey çok basit.
    Bütün bunlar, cenazeler, bacağı kopanlar, seyredenler için basit.
    Siz seyirciler, tasasız olun, sıra size gelene kadar hepsi basit.
    Ölenler, üzgünüm, siz derdinize yanacaksınız, zira derdiniz çok basit! ! !

  • yılan24.10.2008 - 14:26

    Denize düşen yılana sarılırmış.
    Mış...
    Bunu diyen yılanı bilmeyen değil, hiç derdi tanımayan.
    Dert bilmeyenler konuşurmuş.
    Kül anlattı:
    Bir gün babası eğilmiş, o küçük bir kızken, başlamış buna kızmaya. Baba kızıyor, ama o kadar kızıyormuş ki sonu gelmiyormuş. Artık beş yaşlarındaki arkadaşımın canına tak etmiş, babasına bakıp, vıy vıy vıy demiş. E tabii babanın öfkesi malum.
    Dünyaya bakıp, vıy vıy vıy demek istiyorum.
    Vıy Vıy Vıy dünya, ve Vıy Vıy Vıy dosltar! ! !

  • bedbaht13.10.2008 - 11:52

    Ben.
    Valizim yolda kaybedildi. Muavin rahat.
    Bulunur canım diyor.
    Bulunur, nolacak.
    Alt tarafı içinde satılacak son takılar vardı, bulunur...
    La havle...

  • mut08.10.2008 - 19:59

    Hiç mut yok dedim bende, 'mut'suzluk gırtlağıma dayandı.
    Saksağanlar bile benden daha 'mut'lu.
    Mut bulalım sana, dedi biri.
    Tamam dedim.
    Ama,
    Bulalım, tez olsun, akmasın, kokmasın, bulaşmasın, ulaşsın.

  • mut08.10.2008 - 19:54

    Elimde hiç mut kalmadı.

  • hiç06.10.2008 - 22:50

    Kocaman hayallerimiz vardı belki, ya da yoktu, ne bileyim.
    Yalnızca hayal etmeyi becerebilmiş olabiliriz.
    Ya da biz, yani ben, hayal etmenin de hayalini sevdim belki.
    Ne kadar acı çekiyorsunuz bilemiyorum.
    Ben dibe vurdum.
    Dipten çıkmak hayalim var şimdi.
    Belki de bu hayali hayal etmeyi seviyorum işte, bilmiyorum.
    Bilmelerin hayalini kuruyorum.
    Bilmemenin hayalini de.
    Paradoks hayalleri kuruyorum.
    Ben naptığımı bilmiyorum.
    Yandığımdan eminim.
    Ben yanıyorum.
    Yarın burada mıyım bilmiyorum.
    Bugün orada mısınız bilmiyorum.
    Ölür müyüm bilmiyorum.
    Şu anda ölü müsünüz bilmiyorum.
    Bilmiyorum ben.
    Lâ diyorum birtek.
    Neyseler olsunlar bir de.
    Ben bitiyorum.
    Ruhumda bir küresel ısınma.
    Su bitmeden bitecek ruhum, biliyorum.
    İhanetten bitecek.
    Kalbim bu kadar çok ihaneti kaldırmayacak.
    Kalp, bu kadar çoğunu algılayamıyor ihanetin.
    En iyisi bu.
    Ölmek.

  • irfan03.09.2008 - 02:01

    Yanımdaki güzel yüzlü çocuğa diyorum ki, nedir irfan, susup, dudaklarını büküyor. Evet, çocuk bunlar hala. Ben mi öyle sanıyorum ne. Büyümesinler hiç. Yok yok, büyüsünler de, hep böyle çocuk gibi sevilsinler. Baktı, dudağını büktü, 'İrfan, Elifin kıvırımıdır' dedi.
    Halbuki, kıvrılıp bükülmez Eliflerdendi değil mi geriye kalanlar...
    İrfandan çıktık, yine Elifte kaldık.
    Bebek Elif, yumuk avucunu açtığında, içinde irfan bulasın. Bulup, ülkeme saçasın. Ülkem yitik bir hazineye gark olsun. Yanımdaki çocuk, İzmirdeki ve sen...
    Siz, irfanı olun ülkemin.
    Amin.

  • gaziantep16.08.2008 - 23:18

    Taksicileri harika.Esnafı görülmeye değer. Yabancıya pek alışık olmadıkları için, şimdilik hoşlar. Yabancı demek yanlış tabii. Batılı yabancıya alışık değiller. Arapların dışında, normal, bedevi olmayan bir milletle yeni yeni temas ediyorlar. Dolayısıyla yardımseverler. Taksicilerle pazarlık yapmak harika bir duygu. Taksimetrenin kırk lia yazdığı bir yere sizi onbeşe götürüyor, üstelik de gülümsüyorlar. Haydi İstanbuldaki yerleşmeciler, Antep sizi bekliyor.