BU ŞİİR MANEVİ OĞLUNUZ DEĞİL, “ÖZ OĞLUNUZ” BENDEN SİZE HEDİYE
YUSUF (İSTANBUL)
Kalk anam kalk, Allah aşkına kalk Bak mevsim umut mevsimi papatya mevsimi, gül mevsimi mevsim bahar dağlar kar suların coşup taştığı zamandır
kalk yarasına merhem olduğum kalk ben geldim uyan da bir bak yatma öyle sessiz, öyle nefessiz n’olur yatma öyle çaresiz aç gözlerini yaşadığını bileyim gülersen güleyim ağlarsan gözyaşını sileyim oynat kirpiklerini bulutlar uçsun gözlerinde bahar yağmurları yıkasın saçlarını ölmek gerekiyorsa ben öleyim...
kalk anam allah aşkına kalk ben geldim bak kime bu nazın, kime bu küsün bu inat niye konuş benimle, allah aşkına konuş yatma öyle sessiz, öyle nefessiz kurban olduğum bir ses ver, bir nefes yaşadığını bileyim
kalk anam kalk allah aşkına kalk ben geldim uyanda bir bak saklandığımız kovuklarda şidetli yağmurlar yağsın yine rüzgarlar essin, fırtınalar kopsun, şimşekler çaksın koynuna al beni, sarıl sımsıkı başımı göğsüne yaslayayım yeneyim bütün korkularımı ve sen beni hiç bırakma, bıkma n'olur
koynuna al yine, sarıl sımsıkı, üşüyorum korkuyorum yıldızlar uykuya yattığında tut elimden güneşe götür beni saçları sümbül anam, yanağı gül anam sayki, küçük bir çocuğum daha hiç büyümedim şimdi ben ne yaparım, nereye giderim kime gösteririm kanayan dizlerimi
uyan anam bak sümbül vakti, gül vakti bin hayat tomurcuğu umuda kızarır dallarda usul, ağır, yorgun uyuyor bedenin ah ne kadarda güzelsin anam uyan kurban olduğum uyan bak rüzgar vakti dağlarda
tut elimden kırlara gidelim beyaz papatyalar toplayayım sana düşersen yalnız kalırım gidersen öksüz taşıyamaz yüreğimin ağrısını hiç bir beden
kalk allah aşkına kalk böyle yapayalnız boynu bükük koma beni senin sıcaklığından ayrı, sevginden uzak kime koşarım, nasıl yaşarım böyle bir başıma teninin kokusunu özledim anne, sımsıcak nefesini yavrum diyen o nazlı yumuşacık sesini hadi uyan canyoldaşım, gözbebeğim sarı gülüm, altın kalplim, iyilik meleğim gözlerime acılar yağdıran kalk ki, yine sana türküler söyleyeyim
kalk anam kalk allah aşkına kalk bu yürek nasıl dayanır derdini kalem olup yazmaya, dil olup söylemeye sana sarılmayı özledim, nazlanıp darılmayı kanayan gözlerimde sızılar akıyor bak kırmızı yağmurlar yağıyor üzerime ıslanıyor sensíz kalan yanım hadi uyan yüreğini öptüğüm koma beni buralarda yalnız bırakıp gitme yıkılırım bir kez değil, her gün bin kez ölürüm
Sarılki kokun sinsin tenime anne sevgin işlesin yüreğime bu yalancı dünyada kimim varki senden başka gözlerimden öpecek, üstümü örtecek karanlık soğuk gecelerde
kalk anam allah aşkına kalk karanlık çöküyor bak goncagül sevinçler üstüne boynunu büküyor yaşam yaralı ceylanlar meliyor uzak dağbaşlarında turnalar da geçmiyor artık kalk allah aşkına kalk sen bir maral ol, ben ceylan dağlar gökkuşağı olsun, ovalar seyran
Sarıl sımsıkı tenim ol, beni bırakma tut ellerimi benimle ağla, benimle yan benimle uyu, benimle uyan birlikte çıkalım dağlara bak yayla zamanı ben munzur suyu olayım, sen teyran sen nisan ol, ben haziran... ben küçük bir pınar, sen çağlayan akıp gidelim koyun koyuna
Sen yoksan kurur kurnalar dereler susuz, koyunlar kuzusuz kalır melemez bir daha ardından koyunlar kan süzülür kirpiklerden yüreklere keklikler de ötmez bir daha, turnalar da geçmez buralardan bir daha koşamam çayır kuşlarıyla, yarışamam deli sularla bastırıp göğsüme acılarımı küserim yaşama
kalk anam kalk allah aşkına kalk bulutlarda ağlıyor bak kalk şiirler dizilsin yollara, türküler dizilsin eğilsin önünde kavak ağaçları akakasyalar çiçekler dursun selama yaşamın adı sensin, senin adın yaşam düşersen omuzuma üşürsen yüreğime yaslan tut ellerimi sevinçlere yürüyellim ana nasıl taşıdıysan beni dokuz ay karnında ben sırtımda taşıyayım seni bir ömür
....... ah nazlı anam uzansam dokunabilir miyim? yüreğindeki incinmişliklere durdurabilir miyim? zamanı gözlerinin içindeki yaşları öpebilir miyim? anlayabilir miyim? yaşamı ve ölümü anlatabilir miyim? acının dayanılmazlığını yaşamın umursamazlığını kim dinler beni
ey benim dağ dağ kalbime gömdüğüm nazlım benki, düşleri ıssız nehirlere akan o küçük çocuğum daha kar yağıyor, rüzgar uğultuları dışarda al sıcaklığına sar beni, üşüyorum ya gece, gecede üşür mü anne kimsesiz kalınca bırakıp gitme n’olur ......... ben başımı nasıl taşlara çalmazım dağlar oy gözyaşımı nasıl çaylara salmazım dağlar oy ah komşular komşular hele deyin ya ben nasıl, ya ben nasıl ağlamazım dağlar oy...
“BU MESAJI ALLAH RIZASI İÇİN” ÇEVRENİZE DAĞITMANIZI RİCA EDİYORUM… BU ZİNCİRE SİZDE KATILIN VE BU MESAJ EVLAT HASRETİ ÇEKEN TÜM ANNELERE ULAŞSIN…
Bu mesaj KİME?
1) Evladını herhangi bir sebeble KAYBETMİŞ tüm annelere…
2) Her hangi bir nedenle Evlat sahibi OLAMAMIŞ tüm annelere…
3) Evladı olupta herhangi bir nedenle evladı ile KONUŞAMAYAN iletişim kuramayan tüm annelere…
4) Annesini kaybetmiş, yada annesini bulamayan, annesi ike konuşamayan tüm EVLATLARA…
LÜTFEN SİZ YUKARIDAKİ SEÇENEKLERDEN BİRİNE AİT DEĞİLSENİZ BİLE, BU MESAJI ÇEVRENİZDEKİ ARKADAŞLARINIZA, DOSTLARINIZA ALLAH RIZASI İÇİN İLETİN…
Bir pazar sabahıydı Ankara kar altında Zemheri ayazıydı Yaz güneşi koynunda Ucuz can pazarıydı Kalemim düştü kana Y O B A Z L A R pusudaydı Bedenim paramparça
Çevirdim anahtarı Apansız bir ölüme Şarapnel parçaları Saplandı ciğerime Ucuz can pazarıydı Kan doldu gözlerime İsimsiz korkuları Katmadım yüreğime Bembeyaz doğruları Yaşadım ölümüne
Uğur'lar olsun Uğur'lar olsun Hüzünlü bulutlar yoldaşın olsun Bir keskin kalem, bir kırık gözlük ATATÜRKÇÜ GENÇLİĞE hatıran olsun
Not: Büyük harfle yazılan terimler orjinal türküye ait değildir, ben değiştirdim.
Bağımsızlık savaşımızın önderi, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, Ulusumuzun kurtarıcısı, büyük komutan ve devlet adamı Yüce Atatürk'ün aramızdan ayrılışının günüdür.
O'nu sevgiyle ve gönül borcu duyarak, özlemle arıyor ve anıyoruz. Geride bıraktığı eserin büyüklüğünü her geçen gün daha iyi anlıyor ve kendisine sınırsız gönül borcu duyuyoruz.
Ulusumuzun kurtarıcısı, laik, demokratik ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, eşsiz devlet adamı, büyük devrimci ve komutan Yüce Önder Atatürk, sonsuza kadar yolumuzu ve yüreğimizi aydınlatmayı, ilke ve devrimleri ülkemizin geleceğine yön vermeyi sürdürecektir.
Bu mesaj KİME?
1) Evladını herhangi bir sebeble KAYBETMİŞ tüm annelere…
2) Her hangi bir nedenle Evlat sahibi OLAMAMIŞ tüm annelere…
3) Evladı olupta herhangi bir nedenle evladı ile KONUŞAMAYAN iletişim kuramayan tüm annelere…
4) Annesini kaybetmiş, yada annesini bulamayan, annesi ike konuşamayan tüm EVLATLARA…
EVLADI OLMAYAN, EVLADI OLAMAYAN YADA EVLADINI KAYBETMİŞ ANNELER…
BU ŞİİR MANEVİ OĞLUNUZ DEĞİL,
“ÖZ OĞLUNUZ” BENDEN SİZE HEDİYE
YUSUF (İSTANBUL)
Kalk anam kalk, Allah aşkına kalk
Bak mevsim umut mevsimi
papatya mevsimi, gül mevsimi
mevsim bahar
dağlar kar
suların coşup taştığı zamandır
kalk yarasına merhem olduğum kalk
ben geldim uyan da bir bak
yatma öyle sessiz, öyle nefessiz n’olur
yatma öyle çaresiz
aç gözlerini yaşadığını bileyim
gülersen güleyim
ağlarsan gözyaşını sileyim
oynat kirpiklerini bulutlar uçsun gözlerinde
bahar yağmurları yıkasın saçlarını
ölmek gerekiyorsa ben öleyim...
kalk anam
allah aşkına kalk
ben geldim bak
kime bu nazın, kime bu küsün
bu inat niye
konuş benimle, allah aşkına konuş
yatma öyle sessiz, öyle nefessiz kurban olduğum
bir ses ver, bir nefes
yaşadığını bileyim
kalk anam kalk
allah aşkına kalk
ben geldim uyanda bir bak
saklandığımız kovuklarda
şidetli yağmurlar yağsın yine
rüzgarlar essin, fırtınalar kopsun, şimşekler çaksın
koynuna al beni, sarıl sımsıkı
başımı göğsüne yaslayayım
yeneyim bütün korkularımı
ve sen beni hiç bırakma, bıkma n'olur
koynuna al yine, sarıl sımsıkı, üşüyorum
korkuyorum yıldızlar uykuya yattığında
tut elimden güneşe götür beni
saçları sümbül anam, yanağı gül anam
sayki, küçük bir çocuğum daha hiç büyümedim
şimdi ben ne yaparım, nereye giderim
kime gösteririm kanayan dizlerimi
uyan anam bak sümbül vakti, gül vakti
bin hayat tomurcuğu umuda kızarır dallarda
usul, ağır, yorgun uyuyor bedenin
ah ne kadarda güzelsin anam
uyan kurban olduğum uyan bak rüzgar vakti dağlarda
tut elimden kırlara gidelim
beyaz papatyalar toplayayım sana
düşersen yalnız kalırım
gidersen öksüz
taşıyamaz yüreğimin ağrısını hiç bir beden
kalk allah aşkına kalk
böyle yapayalnız boynu bükük koma beni
senin sıcaklığından ayrı, sevginden uzak
kime koşarım, nasıl yaşarım böyle bir başıma
teninin kokusunu özledim anne, sımsıcak nefesini
yavrum diyen o nazlı yumuşacık sesini
hadi uyan canyoldaşım, gözbebeğim
sarı gülüm, altın kalplim, iyilik meleğim
gözlerime acılar yağdıran
kalk ki, yine sana türküler söyleyeyim
kalk anam kalk allah aşkına kalk
bu yürek nasıl dayanır
derdini kalem olup yazmaya, dil olup söylemeye
sana sarılmayı özledim, nazlanıp darılmayı
kanayan gözlerimde sızılar akıyor bak
kırmızı yağmurlar yağıyor üzerime
ıslanıyor sensíz kalan yanım
hadi uyan yüreğini öptüğüm
koma beni buralarda yalnız
bırakıp gitme
yıkılırım
bir kez değil, her gün bin kez ölürüm
Sarılki
kokun sinsin tenime anne
sevgin işlesin yüreğime
bu yalancı dünyada kimim varki senden başka
gözlerimden öpecek, üstümü örtecek
karanlık soğuk gecelerde
kalk anam allah aşkına kalk
karanlık çöküyor bak goncagül sevinçler üstüne
boynunu büküyor yaşam
yaralı ceylanlar meliyor uzak dağbaşlarında
turnalar da geçmiyor artık
kalk allah aşkına kalk
sen bir maral ol, ben ceylan
dağlar gökkuşağı olsun, ovalar seyran
Sarıl sımsıkı tenim ol, beni bırakma
tut ellerimi benimle ağla, benimle yan
benimle uyu, benimle uyan
birlikte çıkalım dağlara bak yayla zamanı
ben munzur suyu olayım, sen teyran
sen nisan ol, ben haziran...
ben küçük bir pınar, sen çağlayan
akıp gidelim koyun koyuna
Sen yoksan kurur kurnalar
dereler susuz, koyunlar kuzusuz kalır
melemez bir daha ardından koyunlar
kan süzülür kirpiklerden yüreklere
keklikler de ötmez bir daha, turnalar da geçmez buralardan
bir daha koşamam çayır kuşlarıyla, yarışamam deli sularla
bastırıp göğsüme acılarımı küserim yaşama
kalk anam kalk allah aşkına kalk
bulutlarda ağlıyor bak
kalk şiirler dizilsin yollara, türküler dizilsin
eğilsin önünde kavak ağaçları akakasyalar
çiçekler dursun selama
yaşamın adı sensin, senin adın yaşam
düşersen omuzuma
üşürsen yüreğime yaslan
tut ellerimi sevinçlere yürüyellim ana
nasıl taşıdıysan beni dokuz ay karnında
ben sırtımda taşıyayım seni bir ömür
.......
ah nazlı anam
uzansam
dokunabilir miyim? yüreğindeki incinmişliklere
durdurabilir miyim? zamanı
gözlerinin içindeki yaşları öpebilir miyim?
anlayabilir miyim? yaşamı ve ölümü
anlatabilir miyim? acının dayanılmazlığını
yaşamın umursamazlığını
kim dinler beni
ey benim dağ dağ kalbime gömdüğüm nazlım
benki, düşleri ıssız nehirlere akan o küçük çocuğum daha
kar yağıyor, rüzgar uğultuları dışarda
al sıcaklığına sar beni, üşüyorum
ya gece, gecede üşür mü anne
kimsesiz kalınca
bırakıp gitme n’olur
.........
ben başımı nasıl taşlara çalmazım dağlar oy
gözyaşımı nasıl çaylara salmazım dağlar oy
ah komşular komşular hele deyin
ya ben nasıl, ya ben nasıl ağlamazım dağlar oy...
“BU MESAJI ALLAH RIZASI İÇİN” ÇEVRENİZE DAĞITMANIZI RİCA EDİYORUM… BU ZİNCİRE SİZDE KATILIN VE BU MESAJ EVLAT HASRETİ ÇEKEN TÜM ANNELERE ULAŞSIN…
Bu mesaj KİME?
1) Evladını herhangi bir sebeble KAYBETMİŞ tüm annelere…
2) Her hangi bir nedenle Evlat sahibi OLAMAMIŞ tüm annelere…
3) Evladı olupta herhangi bir nedenle evladı ile KONUŞAMAYAN iletişim kuramayan tüm annelere…
4) Annesini kaybetmiş, yada annesini bulamayan, annesi ike konuşamayan tüm EVLATLARA…
LÜTFEN SİZ YUKARIDAKİ SEÇENEKLERDEN BİRİNE AİT DEĞİLSENİZ BİLE, BU MESAJI ÇEVRENİZDEKİ ARKADAŞLARINIZA, DOSTLARINIZA ALLAH RIZASI İÇİN İLETİN…
[email protected]
www.cemevi.8M.com
Uğur Mumcu
Cumhuriyet Gazetesi, 25 Ağustos 1975
SESLENİŞ...
Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık.
Babalarımız sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi.
Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken bizler bir mumun ışığında bitirirdik kitaplarımızı.
Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya.
Ecelsiz öldürüldük, dövüldük, vurulduk, asıldık…
VURULDUK EY HALKIM UNUTMA BİZİ! ! !
Yoksulluğun bükemediği bileklerimize çelik kelepçeler takıldı.
İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez..
İsteseydik, diplomalarımızı mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık.
Mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık.
Yazlık kışlık katlarımız, arabalarımız olurdu.
Bizleri yok etmek istediler hep.
ÖLDÜRÜLDÜK EY HALKIM UNUTMA BİZİ! ! !
Fidan gibi genç kızlardık; hayat, şakırdayan bir şelale gibi akardı göz bebeklerimizden.
Yirmi yaşında, yirmi bir yaşında, işkencecilerin acımasız ellerine terk edildik.
Direndik küçücük yüreğimizle, direndik genç kızlık gururumuzla..
Tükürülesi suratlarına karşı bahar çiçekleri gibi, taptaze inançlarımızı fırlattık boş birer eldiven gibi.
Utanmadılar insanlıklarından, utanmadılar erkekliklerinden.
HÜCRELERE ATILDIK EY HALKIM UNUTMA BİZİ! ! !
Ölümcül hastaydık. Bağırsaklarımız düğümlenmişti.
Hipokrat yemini etmiş doktor kimlikli işkencecilerin elinde öldürüldük acınmaksızın.
Gelinliklerimizin ütüsü bozulmamıştı daha.
Cezaevlerine kilitlenmiş kocalarımızın taptaze duygularına, birer mezar taşı gibi savrulduk.
Vicdan sustu.! ! !
Hukuk sustu.! ! !
İnsanlık sustu.! ! !
GÖZ GÖRE GÖRE ÖLDÜRÜLDÜK EY HALKIM UNUTMA BİZİ! ! !
Kanserdik; ölüm her gün bir sinsi yılan gibi dolaşıyordu derilerimizde.
Uydurma davalarla kapattılar hücrelere.
Hastaydık. Yurtdışına gitseydik kurtulurduk belki.
Bir buçuk yaşındaki kızlarımızı öksüz bırakmazdık.
Önce, kolumuzu, omuz başından keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak fırlattık attık önlerine.
Sonra da otuz iki yaşında bırakıp gittik bu dünyayı, ecelsiz.
ÖLDÜRÜLDÜK EY HALKIM UNUTMA BİZİ! ! !
Giresun’daki yoksul köylüler, sizin için öldük.! ! !
Ege’deki tütün işçileri, sizin için öldük.! ! !
Doğudaki topraksız köylüler, sizin için öldük.! ! !
İstanbul’daki, Ankara’daki işçiler, sizin için öldük.! ! !
Adana’da paramparça elleriyle, ak pamuk toplayan işçiler, sizin için öldük.! ! !
VURULDUK, ASILDIK, ÖLDÜRÜLDÜK EY HALKIM UNUTMA BİZİ! ! !
Bağımsızlık Mustafa Kemal’den armağandı bize.
Kapitalizmin ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımzılığı için kan döktük sokaklara.
Mezar taşlarımıza basa basa, devleti yönetenler gizli emellerle, başlarımızı ezmek, kanlarımızı emmek istediler.
Amerikan üstleri kaldırılsın dedik, sokak ortasında sorgusuz sualsiz vurdular.
Yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde EY HALKIM UNUTMA BİZİ! ! !
Yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi savunduk, komünist dediler.
Ülkemiz tam bağımsız değil dedik, kelepçeyle geldiler üstümüze.
Kurtuluş Savaşı’nda emperyalizme karşı dalgalandırdığımız bayrağımızı daha da dik tutabilmekti çabamız.
Bir kez dinlemediler bizi.
Bir kez anlamak istemediler.
VURULDUK EY HALKIM UNUTMA BİZİ! ! !
Henüz çocukluğumuzu bile yaşamamıştık.
Bir kadın eline değmişti ellerimiz.
Bir sevgiliden mektup bile almamıştık daha..
Bir gece sabaha karşı, pranga vurulmuş ellerimiz ve ayaklarımızla çıkarıldık idam sehpalarına.
Herkes tanıktır ki korkmadık.
İçimiz titremedi hiç.
Mezar toprağı gibi taptaze, mezar taşı gibi dimdik boynumuzu uzattık yağlı kementlere.
ASILDIK EY HALKIM UNUTMA BİZİ! ! !
Bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasında vuranlar, ağabeyimiz, babamız yaşlarındaydılar.
Ya bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı ya da susmuşlardı bütün olan bitenlere.
Öfkelerini bir gün bile karşısındakilere bağırmamış insanların gözleri önünde öldürüldük.
Hukuk adına,
özgürlük adına,
demokrasi adına..
Batı uygarlığı adına bizleri, bir şafak vakti ipe çektiler:
Korkmadan öldürüldük, EY HALKIM UNUTMA BİZİ! ! !
Bir gün mezarlarımızda güller açacak EY HALKIM UNUTMA BİZİ! ! !
Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak EY HALKIM UNUTMA BİZİ! ! !
Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz şimdi, hep birlikteyiz EY HALKIM UNUTMA BİZİ! ! !
UNUTMA BİZİ! ! !
Uğur Mumcu
Cumhuriyet Gazetesi, 25 Ağustos 1975
.
Bir pazar sabahıydı
Ankara kar altında
Zemheri ayazıydı
Yaz güneşi koynunda
Ucuz can pazarıydı
Kalemim düştü kana
Y O B A Z L A R pusudaydı
Bedenim paramparça
Çevirdim anahtarı
Apansız bir ölüme
Şarapnel parçaları
Saplandı ciğerime
Ucuz can pazarıydı
Kan doldu gözlerime
İsimsiz korkuları
Katmadım yüreğime
Bembeyaz doğruları
Yaşadım ölümüne
Uğur'lar olsun Uğur'lar olsun
Hüzünlü bulutlar yoldaşın olsun
Bir keskin kalem, bir kırık gözlük
ATATÜRKÇÜ GENÇLİĞE hatıran olsun
Not: Büyük harfle yazılan terimler orjinal türküye ait değildir, ben değiştirdim.
Cemevi 'Cem İbadeti' yapılan yerdir...
Peki Cem İbadeti nedir derseniz?
Cem ibadeti Hakkında Detaylı Açıklama
“Bilmeyenler öğrenmekten çekinmesinler.
Çünkü insanın değeri bilgisi ölçüsünde olur”
Hz. İmam Ali
“Mutluluğun elde edilmesi
ibadetin devam etmesine bağlıdır.”
Hz. İmam Ali
Yazı çok uzun oldugu için (sayfalarca) bu yazıyı ben kendi web sitemde yayınladım. A'dan Z'ye 'Cem İbadeti' yazısının linki:
http://www.cemevi.8M.com
http://www.hacibektasveli.8M.com
Saygılarımla
YUSUF
.
Eline
Diline
Beline
(sahip ol)
.
Dost, sen yokken dostluk şartlarını yerine getiren kimsedir! ! !
Gerçek dost, arkadaşının kusurunu görünce birdaha yapmaması için arkadaşını uyarır, ikaz eder! ! ! Fakat bu kusurları başkalarına açıklamaz! ! !
İSTANBULUM DOĞDUGUM VE YAŞADIGIM ŞEHİR
İstanbulum, şanslıdır sende doğan
Sahillerine kimler değil ki hayran
Tüm güzellikleri dillerde dolaşan
Adalar, Kanlıca, Kalamış Emirğan
Ne eşsiz meşhur şehir çok enteresan
Bir bir gezilir saray hisar hamam han
O mükemmel güzellikteki Ayasofyayı an
Leylaklar,erguvanlar zamanı onu bir dolan
İstanbulum, şanslıdır sende doğan
ADI DENİZ OLMALI
Bir çocuğumuz olmalı
Adı deniz olmalı
Deniz dedim adına
Adı deniz olmalı
Bir çocuğumuz olursa
Adı deniz olmalı
Deniz kadar engin
Deniz kadar çoşkun
Deniz kadar sıcak
Deniz kadar güzel
Bir çocuğumuz olmalı
Adı deniz olmalı
Deniz dedim adına
Adı deniz olmalı
10 KASIM
Bağımsızlık savaşımızın önderi, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, Ulusumuzun kurtarıcısı, büyük komutan ve devlet adamı Yüce Atatürk'ün aramızdan ayrılışının günüdür.
O'nu sevgiyle ve gönül borcu duyarak, özlemle arıyor ve anıyoruz. Geride bıraktığı eserin büyüklüğünü her geçen gün daha iyi anlıyor ve kendisine sınırsız gönül borcu duyuyoruz.
Ulusumuzun kurtarıcısı, laik, demokratik ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, eşsiz devlet adamı, büyük devrimci ve komutan Yüce Önder Atatürk, sonsuza kadar yolumuzu ve yüreğimizi aydınlatmayı, ilke ve devrimleri ülkemizin geleceğine yön vermeyi sürdürecektir.
CEM iBADETi NEDiR? NASIL YAPILIR? BAŞTAN SONA DETAYLI AÇIKLAMA
“Bilmeyenler öğrenmekten çekinmesinler.
Çünkü insanın değeri bilgisi ölçüsünde olur”
Hz. İmam Ali
“Mutluluğun elde edilmesi
ibadetin devam etmesine bağlıdır.”
Hz. İmam Ali
CEM iBADETi NEDiR? NASIL YAPILIR? BAŞTAN SONA DETAYLI AÇIKLAMA
Yazı çok uzun oldugu için (sayfalarca) bu yazıyı ben KENDİ WEB SİTEMDE yayınladım.
CEM İBADETİMİZİ DETAYLARI İLE A'DAN Z'YE OKUMAK İSTERSENİZ BUYRUN DİREK LİNKİNİ YAZIYORUM TIKLAMANIZ YETERLİ
DİREK LİNKİ (KOPYALA YAPIŞTIR İLE ALABİLİR YADA ELLE YAZABİLİRSİNİZ)
http://www.hacibektasveli.8m.com/aaCEM.htm
YADA SİTEYE GİRİP CEM İBADETİMİZ LİNKİNİ TIKLAYIN
SİTE ANA SAYFASI
http://www.cemevi.8M.com
http://www.hacibektasveli.8M.com
Saygılarımla
YUSUF
“Bilmeyenler öğrenmekten çekinmesinler.
Çünkü insanın değeri bilgisi ölçüsünde olur”
Hz. İmam Ali
“Mutluluğun elde edilmesi
ibadetin devam etmesine bağlıdır.”
Hz. İmam Ali
YUSUF
[email protected]
Bu mesaja cevap yazmak için tıklayın