GAVS: Darda kalındığında sığınılan ve istimdâd edilen yani yardım istenilen kutuptur. Darda kalan sûfiler, “Yetiş ya Gavs! ” diye gavsa sığınırlar. Gavs, istimdad edene yardım elini uzatır. Abdülkadir Geylânî, “Gavs-ı a’zam” lakabıyla ünlüdür. Ancak bütün bu sığınma ve istimdâdlar, zahirde gavsa ise de hakikatte Allah’adır. Çünkü alemde yegane mutasarrıf Allah Teâlâ’dır. Ondan başka fail-i mutlak yoktur. “Gavs” olarak bilinenler, esmâ ve sıfât-ı ilahî mazharıdırlar. Bunlardan başka, sayıları bir rivayette sekiz, diğer bir rivayette kırk olan “nücebâ” ile, sayıları on, ya da üçyüz olan “nukabâ” denilen ve insanların iç dünyalarından haberdar olan şahsiyetler vardır. Genel olarak ricâlü’l-gayb ve gayb erenleri olarak anılan bu Hakk dostlarının makamı boş kalmaz. Ölenin yerine sırayla kendisinden sonraki yükseltilir. Onlara göre Allah dünyanın cismânî düzenini sağlamak için bazı insanların bir takım görevler üstlenmesini murâd ettiği gibi, alemdeki manevî ve ruhanî düzenin korunması, hayırların temini, kötülüklerin giderilmesi için de sevdiği bazı kullarını görevlendirmiştir. Bunlar büyük peygamberlerin yerine, onlardan bedel kişilerdir. “Allah’ın yeryüzünü kendilerine musahhar kıldığı” kimseler olarak değerlendirilmiştir. Onlar alemin intizam sebebidir. İnsanların işlerini tanzim ettiklerine inanılır.
GAVS-I SANİ: Yukarıda verilen bilgiler ışığında 'Gavs' kelimesinin anlamını öğrenmiş olduk. ' Sani ' ikinci anlamına gelmektedir. Böylelikle Gavs-ı Sani (İkinci Gavs) anlamı taşımaktadır. Adıyaman'ın Kahta ilçesine bağlı olan mübarek Menzil köyünde ikamet etmekte olan, Resul-ü Ekrem S.A.V. Efendimiz'in mübarek soyundan gelen Seyyid Abdülhakim el Hüseyni Kaddesallahu Sırruhul Aziz'in mübarek oğlu olan Seyyid Abdülbaki el Hüseyni'dir. Yani diğer ünvanı ile Gavs-ı Sani'dir. Resul-ü Ekrem S.A.V. Efendimizin varisi olmakla beraber, hem dünya hem de ahirette insanların hayrı için çalışmaktadır. ALLAH Celle Celalehu bizleri bu mübarek şahsiyetlerin himmetlerinden ayırmasın. Amin.
GAVS: Darda kalındığında sığınılan ve istimdâd edilen yani yardım istenilen kutuptur. Darda kalan sûfiler, “Yetiş ya Gavs! ” diye gavsa sığınırlar. Gavs, istimdad edene yardım elini uzatır. Abdülkadir Geylânî, “Gavs-ı a’zam” lakabıyla ünlüdür.
Ancak bütün bu sığınma ve istimdâdlar, zahirde gavsa ise de hakikatte Allah’adır. Çünkü alemde yegane mutasarrıf Allah Teâlâ’dır. Ondan başka fail-i mutlak yoktur. “Gavs” olarak bilinenler, esmâ ve sıfât-ı ilahî mazharıdırlar.
Bunlardan başka, sayıları bir rivayette sekiz, diğer bir rivayette kırk olan “nücebâ” ile, sayıları on, ya da üçyüz olan “nukabâ” denilen ve insanların iç dünyalarından haberdar olan şahsiyetler vardır.
Genel olarak ricâlü’l-gayb ve gayb erenleri olarak anılan bu Hakk dostlarının makamı boş kalmaz. Ölenin yerine sırayla kendisinden sonraki yükseltilir.
Onlara göre Allah dünyanın cismânî düzenini sağlamak için bazı insanların bir takım görevler üstlenmesini murâd ettiği gibi, alemdeki manevî ve ruhanî düzenin korunması, hayırların temini, kötülüklerin giderilmesi için de sevdiği bazı kullarını görevlendirmiştir. Bunlar büyük peygamberlerin yerine, onlardan bedel kişilerdir. “Allah’ın yeryüzünü kendilerine musahhar kıldığı” kimseler olarak değerlendirilmiştir. Onlar alemin intizam sebebidir. İnsanların işlerini tanzim ettiklerine inanılır.
GAVS-I SANİ: Yukarıda verilen bilgiler ışığında 'Gavs' kelimesinin anlamını öğrenmiş olduk. ' Sani ' ikinci anlamına gelmektedir. Böylelikle Gavs-ı Sani (İkinci Gavs) anlamı taşımaktadır. Adıyaman'ın Kahta ilçesine bağlı olan mübarek Menzil köyünde ikamet etmekte olan, Resul-ü Ekrem S.A.V. Efendimiz'in mübarek soyundan gelen Seyyid Abdülhakim el Hüseyni Kaddesallahu Sırruhul Aziz'in mübarek oğlu olan Seyyid Abdülbaki el Hüseyni'dir. Yani diğer ünvanı ile Gavs-ı Sani'dir. Resul-ü Ekrem S.A.V. Efendimizin varisi olmakla beraber, hem dünya hem de ahirette insanların hayrı için çalışmaktadır. ALLAH Celle Celalehu bizleri bu mübarek şahsiyetlerin himmetlerinden ayırmasın. Amin.