Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • ahmed hulusi03.09.2006 - 17:00

    üstadın sürekli üstünde durduğu anlatmaya çalıştığı bir husus var.
    benim anladığım kadarıyla şu;
    şartlanmaları her durumda terk edebilmek gerekiyor. anlayamadığınız, idrak edemediğimiz konularla karşılaşınca hemen su koyuvermememiz gerekiyor.
    Allah'ın Ahad oluşunu idrak edemediğimiz müddetçe muhakkak bir yerlerde takılıp kalacağız.
    düşünün elinizde bir halatla yola çıtınız.eğer halatınızın sınırlı bir uzunlukta ise daha yüksek bir engelle karşılaştığınızda halatınızın boyu yetmediği için o engeli aşamayacaksınız. ama halatınızın uzunluğu sınırlı değilse,o zaman karşılaştığınız hiç bir engelde halatınız kısa gelmeyeceği için takılıp kalmayacaksınız.maddeye, şekillere vs. beş duyunuzla algıladıklarınıza takılı kalmayın.onlar sizin sınırınız.
    belki inanmayacaksınız...
    ben ilk olarak üstadın kitabında ahad isminin manasını okuyunca kafama almadı.çalıştığımfabrikada gece yarısı saat tam 00:00 'da ayağa kalktım ve düşündüm, düşündüm, düşündüm.sonsuzluğu, sınırsızlığı kavramaya çalıştım.bir yandanda işimle ilgileniyordum.
    çözemedim önceleri sonsuzluğu aklımla çünkü benim aklım sınırlıydı bunu fark ettim ve dedim ki kendime 'ibrahim bırak artık sınırlı beynindeki sınırlı aklını... çözemezsinki sınırsızlığı sınırlı düşüncelerle.hisset, yaşa... sınırsız düşün sınırsızlığı...''
    ve sürekli aralıksız tekrar etti sesli olarak... ALLAH AHAD'DIR, ALLAH AHAD'DIR, ALLAH AHAD'DIR,..... Her tekrarlayışımda ayrı manalar, ayrı
    hazlar duyuyordum. gülüyordum bazen kıkır, kıkır.dışarıdan biri görse deli derdi herhalde.bu esnada 4-5 saatte yapabileceğim işi yaptım fabrikada.sabah olmak üzere deyip oturdum bir kenara.saate baktım saat 00:12 yi gösteriyordu...