başıboş vatanımd asular akar başıboş herkes birbirini kakar başıboş bozkırlardan topal bir tren geçer çocuk merkep öküz bakar başıboş yanmazda yürekler güneşe atsan bir kibrit bir orman yakar başıboş tarih kutuplara kaçmış bir fener buz denizlerinde çakar başıboş yirmi dokuz harflik sözde aydınlar yafta yazar isim takar başıboş Allahım sen acı bu saf millete akşam yatar sabah kalkar başıboş
latif
eşya latifleştikçe göze görünmez olur
solucan kanat taksa yerde sürünmez olur
mantık
dağı tanıyan naıl tanımaz uçurumu
madem ki yükseliş var iniş olmaz olur mu
zaman
zaman sudan çıkarıp suya daldıran dolap
bir varlık ve bir yokluk her tasta bir ınkılap
kesiksiz an
zamanın olmadığı diyar acaba nasıl
kesiksiz bir an mıdır bundan sonraki fasıl
dua
bıçak soksan gölgeme
sıcacık kanım damlar
gir de bir bak ülkeme
başsız başsız adamalr...
ağlayın su yükselsin
belki kurtulur gemi
anne seccaden gelsin
bize dua et emi
ihtilal
ortalık mahşer gibi
kim buranın sahibi
kimlerin düğünü var
güneş batan bir bayrak
şu kıpkızıl ufka bak
ana baba günü var....
zindandan mehmed e mektup
zindan iki hece mehmedim lafta
baba katiliyle baban bir safta
birde geri adam boynunda yafta
halimi düşünüp yanma mehmedim
kavuşmak mı..belki..daha ölmedim
avlu...bir uzun yol..tuğla döşeli
kırmızı tuğlalar altı köşeli
bu yolda tutuktur hapse düşeli
git ve gel...yüz adım..bin yıllık konak
ne ayak dayanır buna ne tırnak
bir alem ki gökler boru içinde
akıl olmazların zoru içinde
üstüste sorular soru içinde
düşün mü,konuş mu,sus mu unut mu
buradan insan mı çıkar tabut mu
bir idamlık ali vardı asıldı
kaydını düştüler mühür basıldı
geçti gitti bir kaç günlük fasıldı
ondan kalan boynu bükük ve sefil
bahçeye diktiği üç beş karanfil..
müdür bey dert dinler bugün maruzat
çatık kaş hükümet dedikleri zat
beni Allah tutmuş kim eder azat
anlamaz yazısız pulsuz dilekçem
anlamaz ruhuma geçti bilekçem
saat beş dedimi bir yırtıcı zil
sayım var maltada hızaa dizil
tek yekun içinde yazıl ve çizil
insanlar zindanda birer kemmiyet
urbalarla kemik mintanlarla et
somurtmuş ki bıçak nara ki tokat
zift dolu gözlerde karanlık kat kat
yalnız seccademin yününde şefkat
beni kimsecikler okşamaz madem
öp beni alnımdan sen öp seccadem
çaycı getir ilaç kokulu çaydan
dakika düşelim senelik paydan
zindanda dakika farksızdır aydan
karıştır çayını zamna erisin
köpük köpük duman duman erisin
peykeler duvara mıhlı peykeler
duvarda başlardan yağlı lekeler
gömülmüş duvara baş baş gölgler
duvar katil duvar yolumu biçtin
kanla dolu sünger beynimi içtin
sükut..kıvrım kıvrım uzaklık uzar
tek nokta seçemez dünyadan nazar
yerinde mi acep ölü ve mezar
yeryüzü boşaldı habersiz miyiz
güneşe göç varda kaln biz miyiz...
ses demir,su demir ve ekmek demir
istersen demirde muhali kemir
ne gelir ki elden kader bu,emir
garip pencerecik küçük daracık
dünyaya kapalı Allah a açık..
dua dua eller karıncalanmış
yıldızlar avuçta gök parçalanmış
göz yaşı bir tarla hep yoncalanmış
bir soluk bir tütsü bir uçan buğu
iplik ki incecik örer boşluğu.
ana rahmi zahir şu bizim koğuş
karanlığınd anur yeniden doğuş
sesler duymakytayım davran ve boğuş
sen bir devsin yükü ağırdır devin
kalk ayağa dimdik doğrul ve sevin
mehmed im sevinin başlar yüksekte
ölsek de sevinin eve dönsek de
sanma bu tekerlek kalır tümsekte
yarın elbet bizim elbet bizimdir
gün doğmuş gün batmış ebed bizimdir....
çek perdeyi
evler döşemekti bendeki tasa
yaptım ettim nöbet mezara gekldi
yeter ban üçbeş arşın bez olsa
beklenmeik mallar pazara geldi
penceremde bir gün günlerden birgün
ses baygın renk dalgın ve ışık süzgün
belirsiz bir semte insanlık sürgün
çek perdeyi güneş nazara geldi...
başıboş
vatanımd asular akar başıboş
herkes birbirini kakar başıboş
bozkırlardan topal bir tren geçer
çocuk merkep öküz bakar başıboş
yanmazda yürekler güneşe atsan
bir kibrit bir orman yakar başıboş
tarih kutuplara kaçmış bir fener
buz denizlerinde çakar başıboş
yirmi dokuz harflik sözde aydınlar
yafta yazar isim takar başıboş
Allahım sen acı bu saf millete
akşam yatar sabah kalkar başıboş
...