Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • çile03.02.2004 - 15:02

    bendedir

    ne azap ne sitem bu yalnızlıktan
    kim ene aşılmaz duvar bendedir
    süslenmiş gemiler geçse açıktan
    sanırım gittiği diyar bendedir

    yaram var havanlar dökemez merhem
    yüküm var bulamaz pazarlar dirhem
    ne çıkar bir yola düşmemiş gölgem
    yollar ki Allah a çıkar bendedir

  • çile03.02.2004 - 15:01

    ben

    ben kimsesiz seyyahı meçhuller caddesinin
    ben yankısından kaçan çocuk kendi sesinin

    ben sırtında taşıyan işlenmedik günahı
    Allah ın körebesi cinlerin padişahı

    ben usanmaz bekçisi yolcu inmez hanların
    ben tükenmez ormanı ısınmaz külhanların

    ben kutup yelkenlisi buz tutmuş kayalarda
    öksüzün altın bahtı yıldızdan mahyalarda

    ben başı ağır gelmiş boşlukta düşen fikir
    benliğin dolabında kör ve çilekeş beygir

    ben Allah diyenlerin boyunlarınd avebal
    ben bugünküne mazi yarın kine istikbal

    ben ben ben haritada deniz görmüş boğulmuş
    dokuz köyün sahibi dokuz köyden kovulmuş


    hep ben ayna ve hayal hep ben pervane ve mum
    ölü ve münker nekir başdönmesi uçurum
    ..

  • çile03.02.2004 - 15:01

    serseri

    yeryüzünd eyalnız benim serseri
    yeryüüznd eyalnız ben derbederim
    herkesin dünyad avars abir yeri
    bende büütn dünya benimdir derim

    yıllarca gezdidim hoyrat başımı
    aradım bir ömür arkadaşımı
    ölsem dikecek yok mezar taşımı
    halime ben bile hayret ederim


    gönlüm ne dertlidir nede bahtiyar
    ne kendiisne yar ne kimseye yar
    bir rüya uğrunda ben diyar diyar
    gölgemin peşinden yürür giderim

  • çile03.02.2004 - 15:00

    nefs

    geceler toprağa benimle girmiş
    kasırga benimle kopmuş denizde
    sanırım vabalı elim gezinmiş
    çürüyen ağaçta hasta denizde

    cinnet şüphe korku benim eserim
    sıcak kalbinizde gizlidir yerim
    bir kurdum ki sizi hep diş diş yerim
    ve gezerim her gün elbisenizde

  • çile03.02.2004 - 14:57

    benim nefsim

    ruhuma bir kefen bezi yeterde
    yetmez aç nefsime sırma ve ipek
    çare yok yüzünden düştüğüm derde
    yesemde toprakla karışık kepek

    güneşle bir tutsam girmez hızaya
    dar bulur sığmam der dipsiz fezaya
    kuyruk sallar sonra hırlar ezaya
    benim nefsim benim nefsim ne köpek

  • çile25.01.2004 - 23:50

    ölmemek

    kesilmiş bir kamış ormanlıklardan
    insan..rüzgarlara bağlı bir düdük
    indik de dünyaya karanlıklardan
    sıra sıra mezar başka ne gördük

    ölmemek ilk ve son büyük kelime
    çarpıldık ölmemek için ölüme
    ver Allahım büyük sırrı elime
    geçmez an solmaz renk kopmaz bütünlü

  • çile25.01.2004 - 23:50

    eski rafta

    oyuncak kırılır haydi ya insan
    nasıl parçalanır nasıl bölünür
    söylerler mezara kulak dayasan
    bir daha ölmemek için ölünür

    çekilmez akılda bu kadar sancı
    akıl bir çürük diş at kurtulursun
    ölmemenin olsa gerek ilacı
    eski rafta ara belki bulursun...

  • çile25.01.2004 - 23:47

    dövün

    ben ölünce etsin dostlarım bayram
    üstüste tam kırk gün kırk gece düğün
    açı doyurmaksa kabirde meram
    yemeğim fatiha günde beş öğün


    hey gidi gölgeler ülkesi dünya
    bir görünmez şeyin gölgesi dünya
    boşlukta ayrılık bölgesi dünya
    bu dünyada yeme içme ve dövün

  • çile25.01.2004 - 23:46

    ölünün odası

    bir od ayerde bir mum perdler indirilmiş
    yerde çıplak bir gömlek korkusundan dirilmiş
    süt beyaz duvarlarda çivilerin gölgesi
    artık ne bir çıtırtı ne de bir ayak sesi
    yatıyor yatağında didik upuzun ölü
    üstü boynuna kadar bir çarşafla örtülü
    bezin üstünde ayak parmaklarının izi
    mum alevinden sarı baygın ve donuk benzi
    son nefeste göğsü boş eli uzanmış yana
    gözleri renkli bir cam mıhlı ahşap tavana
    sarkık dudaklarının ucund abir çizgi var
    küçük bir çizgi küçük titreyen bir an kadar
    sarkık dudaklarında asılı titrek bir an
    belli ki birden bire gitmiş çırpınamadan
    bu benim kendi ölüm bu benim kendi ölüm
    ban geldiği zaman böyle olacak ölüm

  • çile25.01.2004 - 23:45

    çan sesi

    odamda yanan mumu üfledi bir çan sesi
    gözlerim halka halka gördü bu uçan sesi
    önümden bir hız geçti aktı ateşten izler
    açıldı kızrım kıvrım toprak altı dehlizler
    şimşekler yandı söndü şimşekler sönüp yandı
    derindeki sarnıçta durgun sular uyandı
    sağa sola sallanıp dan dan dan çaldı çanlar
    durmadan çaldı çanlar durmadan çaldı çanlar
    sular ürperdi eşya ürperdi tunç ürperdi
    çanlar kocaman çanlar korkunç korkunç ürperdi
    gördüm ki adım adım gölge gölge keşişler
    ebedi karanlığın mahzenine inmişler