Hıraş kelimesinin farsçada isimden sıfat türeten bir 'ek' olmasından mütevellit bu deyim bitişik yazılmalıydı, neyse. Tek başına kullanıldığında gürültüye sebebiyet veren, ürperten anlamlarına gelir hıraş. Şöyle ki 'hurûş' kelimesiyle de aynı kökendendir. Hurûş, yani coşku, telâş..
Canhırâş ise her daim vücud denilen memleketin yönetimini elinde bulunduran, bizim yürek, bazılarının kalp, lazların ise ' guri ' dediği Farisilerin ise cân dediği organın telaşa kapılması anlamına gelir.
Bunun yanısıra bir tencere içerisine önce bir miktar su üzerine de ekmek ile teması önlemek için metal bir tas koyup onun üzerine de kuru ekmekleri istifler ocağa koyarsanız, kuru ekmeklerimiz buharın da etkisiyle yumuşayıp servise hazır hale getirilebilir.
Her ne kadar fakirliği temsilen cümle içinde kullanıla gelse de çobanlar tarafından ıslatılıp büyükbaş hayvanlara ziyafet olarak takdim edilir. Yani kuru ekmeklerinizi çöpe atmayınız, sütçünüze veriniz. Hayvanât bayram etsin.
Hapishâne.
Kumarhâne.
Meriç kalemiyle çizer bu portreyi;
' İnsanlık, barut fıçıları üzerinde rakseden sarhoş. Ağzında sigara ve elinde havai fişekler.. '
Veysel'in kavuşamazsın aşk olur demesi gibi sâde bir tanım;
Kötü iyinin eskimiş halidir.
Hıraş kelimesinin farsçada isimden sıfat türeten bir 'ek' olmasından mütevellit bu deyim bitişik yazılmalıydı, neyse. Tek başına kullanıldığında gürültüye sebebiyet veren, ürperten anlamlarına gelir hıraş. Şöyle ki 'hurûş' kelimesiyle de aynı kökendendir. Hurûş, yani coşku, telâş..
Canhırâş ise her daim vücud denilen memleketin yönetimini elinde bulunduran, bizim yürek, bazılarının kalp, lazların ise ' guri ' dediği Farisilerin ise cân dediği organın telaşa kapılması anlamına gelir.
Bunun yanısıra bir tencere içerisine önce bir miktar su üzerine de ekmek ile teması önlemek için metal bir tas koyup onun üzerine de kuru ekmekleri istifler ocağa koyarsanız, kuru ekmeklerimiz buharın da etkisiyle yumuşayıp servise hazır hale getirilebilir.
Her ne kadar fakirliği temsilen cümle içinde kullanıla gelse de çobanlar tarafından ıslatılıp büyükbaş hayvanlara ziyafet olarak takdim edilir. Yani kuru ekmeklerinizi çöpe atmayınız, sütçünüze veriniz. Hayvanât bayram etsin.
Mustafa Armağan bir yazısında Yavuz Sultan Selim'e ait küpeli fotoğrafın Şah İsmail'e ait olduğunu iddia eder ki gayet mantıklı gerekçeleri vardır;
http://www.mustafaarmagan.com.tr/yaziGoster.php? yaziNO=1151
The Elephant Man (1980)
Reklamlarında halen Tatlıses Fm'de Kırmızı Başlıklı Kız isimli eğlenceli programı sunan namı (diğer) Kırmızı'yı oynatan pisküvit.
(bknz. dit dit dit, dit dit di)