Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • ateist18.05.2007 - 14:20

    Şimdi bak çeşmelere, çaylara, ırmaklara.. Yerden, dağlardan kaynamaları tesadüfî değildir. Çünki: Onlara terettüb eden âsâr-ı rahmet olan faidelerin ve semerelerin şehadetiyle ve dağlar da bir mîzan-ı hâcetle iddiharlarının ifadesi ile ve bir mîzan-ı hikmetle gönderilmelerinin delaletiyle gösteriliyor ki; bir Rabb-ı Hakîm'in teshiriyle ve iddiharıyladır. Ve kaynamaları ise, onun emrine heyecanla imtisâl etmeleridir.

    Şimdi yerdeki bütün taşların ve cevâhirlerin ve mâdenlerin envâ'ına bak. Bunların tezyinatları ve menfaatlı hâsiyetleri bir Sâni'-i Hakîm'in tezyini ile, tertibi ile, tedbiri ile, tasviri ile olduğunu, onlara müteallik hakîmane faideleri ve mesalih-i hayatiyye ve levâzımât-ı insâniyye ve hâcât-ı hayvaniyeye muvafık bir tarzda ihzârları gösteriyor.

    Şimdi çiçeklere, meyvelere bak! Bunların gülümsemeleri ve tadları ve güzellikleri ve nakışları ve koku vermeleri; bir Sâni'-i Kerîm'in, bir Mün'im-i Rahîm'in sofrasında birer târife, birer dâvetname hükmünde olarak muhtelif renk ve koku ve tadlarla her nev'e ayrı ayrı târife ve dâvetname olarak verilmiştir.

    Şimdi kuşlara bak! Onların söyleşmeleri ve cıvıldaşmaları, bir Sâni'-i Hakîm'in intak ve söyletmesi olduğuna delil-i kat'î ise, hayret verir bir tarzda birbirine o seslerle müdâvele-i hissiyat ve ifade-i maksad etmeleridir.

    Şimdi bulutlara bak! Yağmurun şıpıltıları, mânasız bir ses olmadığına ve şimşek ile gök gürlemesi, boş bir gürültü olmadığına kat'î delil ise, hâlî bir boşlukta o acaibi îcad etmek ve onlardan

    sh: » (S: 714)

    âb-ı hayat hükmündeki damlaları sağmak ve zemin yüzündeki muhtaç ve müştak zîhayatlara emzirmek, gösteriyor ki: O şırıltı, o gürültü, gâyet mânidar ve hikmettardır ki: bir Rabb-i Kerîm'in emriyle, müştaklara o yağmur bağırıyor ki: «Sizlere müjde, geliyoruz! ..» mânasını ifade ederler.

    Şimdi göğe bak! Gök içinde hadsiz ecramdan yalnız Kamere dikkat et! Onun hareketi, bir Kadîr-i Hakîm'in emriyle olduğu, ona müteallik ve yeryüzüne ait mühim hikmetlerdir ki, başka yerde Beyân ettiğimizden kısa kesiyoruz.

    İşte ziyadan tut, tâ Kamer'e kadar saydığımız küllî unsurlar gâyet geniş bir tarzda ve büyük bir mikyasta bir pencere açar. Bir Vâcib-ül Vücud'un vahdetini ve Kemâl-i kudretini ve âzamet-i saltanatını gösterir, ilân ederler.

  • laiklik17.05.2007 - 22:24

    dinin siyasete alet edildiğini savunup,siyaseti dinsizliğe alet ednlerin en çok başvurduğu tanımlanamayan şey.

  • laiklik15.05.2007 - 13:04

    olmazsa olmaz birşey değildir.
    olursa olmazda değildir.

    ama her 10 yılda bir ordunun sahip çıkması gerkiyor.

  • bediüzzaman said nursi12.05.2007 - 15:32

    iman ve ibadetin, tefekkür ve duanın en nadide örneği, büyük çilekeş

  • ateist08.05.2007 - 21:20

    B i r i n c i s i: 'Evcedethü'l-Esbâb' Yani: 'Esbab bu şey'i îcad
    ediyor.'

    İ k i n c i s i: 'Teşekkele Bînefsihi' Yâni: 'Kendi kendine teşekkül
    ediyor, oluyor, bitiyor.'

    Ü ç ü n c ü s ü: 'İktezathü't-Tabiat' 'Yâni: 'Tabiîdir, tabiat iktiza edip îcad ediyor.'

    Dördüncüsü: Bir Kadîr-i Zülcelâl'in kudretiyle îcad edilir. Mâdem aklen bu dört yoldan başka yol yoktur; evvelki üç yol muhal, battal, mümteni', gayr-i kabil oldukları kat'i isbat edilse; bizzarure ve bilbedahe dördüncü yol olan tarîk-i vahdâniyyet şeksiz şüphesiz sabit olur.



    bediüüzzaman hz. ateizmin ne kadar komik ve acınası bir durum olduğunu yukarıdaki iddaları çürüterek gösteriyor.
    mür. TABİAT RİSALESİ

  • ateist29.04.2007 - 17:46

    bediüzzaman hz lerinin risale-i nur larla küfrü zir-ü zeber etmesiyle nur

    aleminin maskarası olan şahıslar.

  • gençlik31.03.2007 - 20:55

    Ey bu vatan gençleri! Frenkleri taklide çalışmayınız. Âyâ, Avrupa’nın size ettikleri hadsiz zulüm ve adâvetten sonra, hangi akılla onların sefahet ve bâtıl efkârlarına ittibâ edip emniyet ediyorsunuz?
    Yok, yok! Sefihâne taklit edenler, ittibâ değil, belki şuursuz olarak onların safına iltihak edip kendi kendinizi ve kardeşlerinizi i’dam ediyorsunuz.
    Âgâh olunuz ki, siz ahlâksızcasına ittibâ ettikçe, hamiyet dâvâsında yalancılık ediyorsunuz. Çünkü şu surette ittibâınız, milliyetinize karşı bir istihfaftır ve millete bir istihzâdır.»

    Bediüzzaman hz.

  • cennet31.03.2007 - 20:52

    Hem anlarsın ki; öyle bir Rahmân, öyle bir âlemde, öyle has ibâdına öyle ikramlar edecek; ne göz görmüş, ne kulak işitmiş, ne kalb-i beşere hutûr etmiştir. Âmenna...

    risale-i nur külliyatından

  • medeniyetin batışı31.03.2007 - 20:45

    Hakikat-ı İslamiye’nin güneşi ile sulh-u umumi dairesinde hakiki medeniyeti görmeyi Rahmet-i İlahiye’den bekleyebilirsiniz...”...

    Bediüzzaman hz.

  • ateist29.03.2007 - 14:38

    böle mükemmel bir kainatın,insanı hayrete bırakan intizamın tesadüf

    olduğunu ve hiçbir hikmeti olmadığını düşünen boş insanlar.

    Eğer şaşıracaksan, asıl şaşkınlık konusu onların şöyle söylemeleridir: “Biz toprak iken mi, gerçekten biz mi yeniden yaratılacağız? ” İşte onlar Rablerine karşı inkâra sapanlar, işte onlar boyunlarına (ateşten) halkalar geçirilenler ve işte onlar -içinde ebedi kalacakları- ateşin arkadaşları olanlardır. (Ra’d Suresi, 5)


    Yutkunmaya çabalayacak ve boğazından geçirmeyi başaramıyacak, ona her yandan ölüm gelecek, oysa ölmeyecek de. Ardından daha katı bir azab olacak. (İbrahim Suresi, 17)