Rasim Özdenören kitabı.. Bazı islâmi kavramları batıdan ithal kelimelerle ifade etmenin ne gibi kavramsal çıkmazlara neden olacağını anlatan okunası bir kitap.. ayrıca ben bedavaya almadım, ese itturi cuma?
-'Yüzünün yarısını bana vereceksin! ' Yüzümün bir yarısı intihar eden sevgilimin peşinden gitti. Öte yarısı film artisti olmak için evden kaçtı.
-'Ellerinden biri benim olsun! ' Ellerimden biri en büyük aşkımın saçları arasında kayboldu. Ötekisi hapse girdi.
-'Çocukluğunun en güzel günlerini bana armağan et! ' Çocukluğumun en güzel günlerinden bazılarını kurtlar yedi. Geri kalan kısmını ise çocuk esirgeme kurumuna bağışladım.
-'Umutlarının aynısından bana da ısmarla! ' Umutlarımın bir kısmından hüznüme şahane bir sos hazırladım. Arta kalan kısmını evlatlıktan reddettim.
-'Hiç kimsenin bilmediği yerlere gidelim! ' Hiç kimsenin bilmediği yerlerin bir bölümü düşler altında kaldı. Diğer bölümlerin inşası sürmekte.
-'Herşeyini bana anlat! ' Herşeyimin bir parçasından trajedi imal ettiler. Boşta kalanlarını da sucuk yaptılar.
-'Kalbinin temizliği için gündelikçi olabilirim! ' Kalbimin temizliğinin bir katıyla uzayın sonsuzluğu ilgileniyor. Öte katlarında zaten belalı yalnızlıklar yaşamakta.
-'Hiç ayrılmayalım! ' Ayrılıkların çoğunluğu ruhun iklim şartlarından: Sen karasalsın, ben ılıman. Ayrılıkların azınlığı bitki örtüsünden: Sende kaktüsler var, bende plastik vazo çiçekleri.
Araplar bir merdivenin en altındaki basamağına 'dereke' derler. Aynı zamanda bir şeyin en alt kısmı anlamında genel olarakta kullanılır bu kelime. 'idrâk' ise bir şeyin dibine inme, yetişme, ulaşma anlamındadır ki; buna 'DANK etmek' te diyebiliriz.. bu ses susuz, karanlık bir kuyuya atılan taşın en dibe ulaştığında çıkarttığı sestir ki zihin kuyusuna atılan kavramlar da dibe düştüğü zaman aynı sesi çıkarır; idrâk etmek, kavramaktır..
El yazısı çok çirkin.. Hapishaneye girdiği zaman bir kız arkadaşım ona mektup yazmış, ve oda yanıtlamıştı.. Hiç ama hiç bir şey anlaşılmıyordu yazısından.. Yaptığı müziğin kalitesi çektiği düşük maliyetli kliplerin basitliğini gölgede bırakıyor.. Severek dinleriz kendisini..
Rasim Özdenören kitabı..
Bazı islâmi kavramları batıdan ithal kelimelerle ifade etmenin
ne gibi kavramsal çıkmazlara neden olacağını anlatan
okunası bir kitap..
ayrıca ben bedavaya almadım,
ese itturi cuma?
Eski türkçede 'lanetlemek' yerine 'kargamak' denilirmiş...
Lanet Kuşu..
(totem inancı)
- Uyudun mu?
diye sorulur. Yanıt gelmeyincede
-Şşş! sana diyorum cevap versene!
Giderken kendinide al!
Ve gelirken geri getirme...
-'Yüzünün yarısını bana vereceksin! '
Yüzümün bir yarısı intihar eden sevgilimin peşinden gitti. Öte yarısı film artisti olmak için evden kaçtı.
-'Ellerinden biri benim olsun! '
Ellerimden biri en büyük aşkımın saçları arasında kayboldu. Ötekisi hapse girdi.
-'Çocukluğunun en güzel günlerini bana armağan et! '
Çocukluğumun en güzel günlerinden bazılarını kurtlar yedi. Geri kalan kısmını ise çocuk esirgeme kurumuna bağışladım.
-'Umutlarının aynısından bana da ısmarla! '
Umutlarımın bir kısmından hüznüme şahane bir sos hazırladım. Arta kalan kısmını evlatlıktan reddettim.
-'Hiç kimsenin bilmediği yerlere gidelim! '
Hiç kimsenin bilmediği yerlerin bir bölümü düşler altında kaldı. Diğer bölümlerin inşası sürmekte.
-'Herşeyini bana anlat! '
Herşeyimin bir parçasından trajedi imal ettiler. Boşta kalanlarını da sucuk yaptılar.
-'Kalbinin temizliği için gündelikçi olabilirim! '
Kalbimin temizliğinin bir katıyla uzayın sonsuzluğu ilgileniyor. Öte katlarında zaten belalı yalnızlıklar yaşamakta.
-'Hiç ayrılmayalım! '
Ayrılıkların çoğunluğu ruhun iklim şartlarından: Sen karasalsın, ben ılıman. Ayrılıkların azınlığı bitki örtüsünden: Sende kaktüsler var, bende plastik vazo çiçekleri.
-'Saçmalıyorsun artık! '
Saçmalıklarımdan kimisini hayattan aldım. Kimisini alkol sanıp içtim.
Sen iyisi mi üstüne basacağın bir mayın bul ve beni unut!
aLpHaE' ye ithafen..
İlk müslüman sosyalist
tanımlamasını yapar bazı düşünürler onun için..
Araplar bir merdivenin en altındaki basamağına 'dereke' derler.
Aynı zamanda bir şeyin en alt kısmı anlamında genel olarakta kullanılır bu kelime.
'idrâk' ise bir şeyin dibine inme, yetişme, ulaşma anlamındadır ki;
buna 'DANK etmek' te diyebiliriz..
bu ses susuz, karanlık bir kuyuya atılan taşın en dibe ulaştığında çıkarttığı sestir ki
zihin kuyusuna atılan kavramlar da dibe düştüğü zaman aynı sesi çıkarır;
idrâk etmek, kavramaktır..
El yazısı çok çirkin..
Hapishaneye girdiği zaman bir kız arkadaşım ona mektup yazmış,
ve oda yanıtlamıştı..
Hiç ama hiç bir şey anlaşılmıyordu yazısından..
Yaptığı müziğin kalitesi
çektiği düşük maliyetli kliplerin basitliğini gölgede bırakıyor..
Severek dinleriz kendisini..
Omuzumda iz bırakma; yüküm dünyaya yakın..