'Bu haller bir mürebbi aslında.. Haddi aşınca, bir görünmez el acz ve fakr değneğini indiriyor kafaya.. Bir muhasebedir ki dünya-ukba arasında gidip geliyor zihin. Bir çöküntü bin çöküntüyü beraberinde getiriyor; bir zincirleme kaza.. Yok dostum! mazoşist değilim ben, bu sıkıntıları arasıra misafir edişim evsahipliğinin şanından.. Gel! diye ısrar etmem Git! diye kovmam bu halleri.. İradem istirahatte şuan; doğrudur zayıfım.. Ama çıkınım yaşamak için binbir bahaneyle dolu; bazısı sana malum.. O dediğin haller varya içe atma, yabancılaşma.. Ah! onlarda geldi geçti başımdan; HER sorgulayan KES gibi..
'equipe' fransızcada 'gemi mürettebatı'..
'Bu haller bir mürebbi aslında..
Haddi aşınca, bir görünmez el acz ve fakr değneğini indiriyor kafaya..
Bir muhasebedir ki dünya-ukba arasında gidip geliyor zihin.
Bir çöküntü bin çöküntüyü beraberinde getiriyor; bir zincirleme kaza..
Yok dostum! mazoşist değilim ben, bu sıkıntıları arasıra misafir edişim
evsahipliğinin şanından..
Gel! diye ısrar etmem
Git! diye kovmam bu halleri..
İradem istirahatte şuan; doğrudur zayıfım.. Ama çıkınım yaşamak için
binbir bahaneyle dolu; bazısı sana malum..
O dediğin haller varya içe atma, yabancılaşma..
Ah!
onlarda geldi geçti başımdan; HER sorgulayan KES gibi..
eksik olma
çok ol
herdaim! '
'sipirmek' Eski Türkçe.
Oynak.
'fingir' oynama sesi.
Hesap işleriyle uğraşan kişi..
'Muhasebeci' nin eski ismi..
'mutemet' = (itimat edilen, güvenilen) anlamına gelir..
Gölgemi; alnından..
'Her yer kerbelâ, her gün aşûra'
'Hayat iman ve cihaddır'
Hz.Hüseyin
Dün gördükten sonra
Ankara'ya yaptığım
'Kerbelâ gibi yer' yakıştırmasından vazgeçtim..
Haksızlık etmişim; yeşil yerler var imiş Ankara'da..
Hayat..
şaşırmaz hiç!
Hergün aynı saatte uğruyor
Yüklüyor
Çekip gidiyor..
Bunca sıklet;
Ey sırtım! taşıyabilecek misin?
Öznesi sürekli değişen bir cümlede yüklemim ben!
'mübtelâ'
'belâ'ya tutulmuş..
Okumak iptilâdır; müptelâlara selam olsun!