Üstün Dökmen'in yazdığı Türkiye'nin klasiklerinden sayılabilecek tiyatro oyunu. Köylüler toplanır, ve civar köylerin hepsinde en az bir tane deli olduğunu kendi köylerinde neden olmadığını muhtara sorarlar; şikayet ederler hatta.. Muhtar derhal gazeteye deli aranıyor ilanı verir.. bu ilanı gören maceraperest ve gerçekte çok akıllı olan bir psikoloji öğrencisi ilana başvurur ve eğlenceli,bir o kadarda düşündürücü yolculuk başlar..
Divan şiirlerinin son beyitine verilen ad olmasının yanısıra bir 'oduncu' terimidir.. Batı Anadolu'nun bazı orman köylerinde köylülerin orman korucusuyla birlikte yaşlı ve çürümeye yüz tutmuş ağaçların işaretlenmesi işleminede makta denilir. Zira 'makta'dan yani bu tesbitten sonra işaretlenmiş ağaçlar köylüler tarafından kesilir..
düşerken düştüğünü bilen bir insanın tavrını takın ve bütün ciddiyetinle düş; asla yüzünde şaşkınlık olmasın! objektiflere -ben düşeceğimi biliyordum ifadesiyle poz ver....
Burun kızarır, gözler yaşarır böyle hapşırmakla hapşırmamak arasında gidip gelinir ya.. Çok hoş bir duygu o.. Ya da hapşurunca güzel oluyor.. Ya da.. seviyorum ben hapşurmayı..
Dışlanmış..
Ta ezelden beri bir güzele meftunum
Dostlar bu aşk etti pek bizar beni
Yitirdim Leylamı ben bir Mecnunum
Yıllar var terketmez ah-ü zar beni.
Bana derler alevin yok közün yok
Bu dünyada itibarın sözün yok
Yokladım kendimi bir kem özüm yok
Yare şekva kılmış rüzigar beni...
NARMANLI AŞIK SÜMMANİ
Ozanların takıntısı..
Dağlar da dağlar... kabahat hep dağların zaten..
Yara sızlar, yara sızlar
yaralının derdini ne bilsin;
yarasızlar..
bir türkmen türküsünden alıntı..
Erbakanın icâd ettiği mazotla çalışan su basma motoru..
Yazın Yalova nın köylerinde, dere kenarlarında sesi eksik olmaz..
pat pat pat! !
Üstün Dökmen'in yazdığı
Türkiye'nin klasiklerinden sayılabilecek tiyatro oyunu.
Köylüler toplanır,
ve civar köylerin hepsinde en az bir tane deli olduğunu
kendi köylerinde neden olmadığını muhtara sorarlar; şikayet ederler hatta..
Muhtar derhal gazeteye
deli aranıyor ilanı verir..
bu ilanı gören maceraperest ve gerçekte çok akıllı olan bir psikoloji öğrencisi
ilana başvurur ve eğlenceli,bir o kadarda düşündürücü yolculuk başlar..
Divan şiirlerinin son beyitine verilen ad olmasının yanısıra
bir 'oduncu' terimidir..
Batı Anadolu'nun bazı orman köylerinde
köylülerin orman korucusuyla birlikte yaşlı ve çürümeye yüz tutmuş ağaçların işaretlenmesi işleminede makta denilir.
Zira 'makta'dan yani bu tesbitten sonra
işaretlenmiş ağaçlar köylüler tarafından kesilir..
düşerken
düştüğünü
bilen bir insanın
tavrını takın
ve bütün ciddiyetinle düş;
asla yüzünde şaşkınlık olmasın!
objektiflere
-ben düşeceğimi biliyordum
ifadesiyle poz ver....
Burun kızarır, gözler yaşarır
böyle hapşırmakla hapşırmamak arasında gidip gelinir ya..
Çok hoş bir duygu o..
Ya da hapşurunca güzel oluyor..
Ya da..
seviyorum ben hapşurmayı..
La gariler..!
böyle bir fıkra vardı..