beni koyup gitme ne olursun, durduğun yerde dur. kendini martılarla bir tutma, senin kanatların yok, düşersin, yorulursun, beni koyup gitme ne olursun.
elimi tutuyorlar,ayağımı, yetişemiyorum ardından, hevesim olsa,param olmuyor, param olsa hevesim..................
bu kenti sevdim dedim, benim olsun demedim k! . sevdim dedimse akşamın kızıllığını, gönlüm gibi akıp giden şu çayı, şu ormanı, şu denizi, şu dağı,....... benim olsun demedim ki!
bahar değil acı yükleniyor dallarıma, yapraklarımda ayrılık,meyvelerimde gurbet, vuslat olup gelir misin kollarıma? ellerimde kış,saçlarımda kar, cemre olup düşer misin toprağıma?
yalnızlık kendini hergün yıkıp hergün kuran çok eski bir handır, taşlarında yüzyılların parmak izleri vardır, burçlarında göğü ve odaları birer andır, kilidi zamandır bu hanın, pencereleri dışarıdan çok içeriye bakar, kapıları dışarıdan çok,içeriden azdır, hanlar ki yolcuların çaldığı yitik bir sazdır.
alıştır kendini biraz yalnızlığa, şöyle bir sağdan, bir de soldan bak ara sıra, yatağın senden uzun olsun, düşlerin senden uzak, ve her bir kelime dilinde bir tuzak, bak yer gök yapayalnız, lodos kendisinde, poyraz yağmura gebe değil, bu hep böyle. ne sudan nefes aldın, ne havayı içebildin, sevdin, sevdin, belki sevdin ama; alıştır kendini biraz yalnızlığa.
geceleyin bir ses böler uykumu,
içim ürpermeyle dolar,
nerdesin.
arıyorum yıllar var ki ben onu,
aşığıyım beni çağıran sesin.
bir deniz kıyısında otur,gemiler sensiz geçsin bırak,
herkes gibi yaşasana sen,işine gücüne baksana..
beni koyup gitme ne olursun,
durduğun yerde dur.
kendini martılarla bir tutma,
senin kanatların yok,
düşersin,
yorulursun,
beni koyup gitme ne olursun.
elimi tutuyorlar,ayağımı,
yetişemiyorum ardından,
hevesim olsa,param olmuyor,
param olsa hevesim..................
ben bakarken, kanayan bir şehir oluyor yüzün.....
bu kenti sevdim dedim,
benim olsun demedim k! .
sevdim dedimse akşamın kızıllığını,
gönlüm gibi akıp giden şu çayı,
şu ormanı,
şu denizi,
şu dağı,.......
benim olsun demedim ki!
ille görmek için mi beklenir güzel günler,
beklemekte güzel.
koca bir yalaaaaaaaaaaaan.....
bahar değil acı yükleniyor dallarıma,
yapraklarımda ayrılık,meyvelerimde gurbet,
vuslat olup gelir misin kollarıma?
ellerimde kış,saçlarımda kar,
cemre olup düşer misin toprağıma?
bilmezler yalnız yaşamayanlar,
nasıl korku verir yalnızlık insana,
insan nasıl konuşur kendisiyle,
nasıl koşar aynalara,
bir can'a hasret,
bilmezler.
yalnızlık kendini hergün yıkıp hergün kuran çok eski bir handır,
taşlarında yüzyılların parmak izleri vardır,
burçlarında göğü ve odaları birer andır,
kilidi zamandır bu hanın,
pencereleri dışarıdan çok içeriye bakar,
kapıları dışarıdan çok,içeriden azdır,
hanlar ki yolcuların çaldığı yitik bir sazdır.
alıştır kendini biraz yalnızlığa,
şöyle bir sağdan, bir de soldan bak ara sıra,
yatağın senden uzun olsun,
düşlerin senden uzak,
ve her bir kelime dilinde bir tuzak,
bak yer gök yapayalnız,
lodos kendisinde,
poyraz yağmura gebe değil,
bu hep böyle.
ne sudan nefes aldın,
ne havayı içebildin,
sevdin,
sevdin,
belki sevdin
ama;
alıştır kendini biraz yalnızlığa.