Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • nokta02.07.2006 - 19:32

    bazen en güzel ifadelerin bitimlerine konulur ifadelere ifade ekler habersizce,bazen bitim kabul edilir...bazense konulduğu yerde hiç bir anlam ifade etmez,koyan kadar ifadesizdir..

  • söz vermek02.07.2006 - 19:31

    'ÖLENE KADAR' diye söz verilmiştir,ama 'ÖLÜM YOLUNDA' başka tercihler belirmiştir...!

  • masal02.07.2006 - 19:31

    hayatın bir varmış,bir yokmuşları....bir göz açıp bir kapayışları,,çocukların hayal ürünleri ama büyüklerin yaşamak istedikleri..
    becerebilirlerse tabii...

  • Saça düşen ilk aklar02.07.2006 - 19:30

    ne kadar olgunluk diye gönül avuntusu olsada,çürümenin başlangıcıymış..

  • aç tavuk02.07.2006 - 19:29

    kendini hayal köşelerine salar,olmadık düşlerde kabarır dururmuş... kendi der kendi duyarmış..

  • şans kapıyı kırınca02.07.2006 - 19:28

    içeri yaşanası mutluluklar dolarmış...vay nasiplenemeyenlere..

  • Tanrılar Çıldırmış Olmalı02.07.2006 - 19:27

    harika bir flimdi..N! Xau amatör olmasına rağmen Xixo rolüyle tüm dünyanın sempatisini kazanmıştı...

    ormanda yaşayan bir yerlinin boş bir kola kutusu bulmasından sonra yaşanan absürd olayları anlatan olağanüstü ilgi çekmiş bir komedi klasiği. beklenmeyen başarısından dolayı filmin devamı çekilmişti 89 larda..

  • kelebek02.07.2006 - 19:26

    Kelebek Henri Charriere, işlemediği bir cinayetten müebbet kürek cezasına çarptırıldığında, yargıtaya bile başvurmayacak kadar umutsuz, toplumun gözden çıkardığı bir süprüntüydü. Uğradığı haksızlığın bilediği bir hınçla çok az insanın sağ kalmayı başardığı kürek cehenneminden kaçıp kurtulabilmek için aralıksız on üç yıl sürecek korkunç kaçma - yakalanma - yeniden kaçma mücadelesine atıldığında kıçında gizlediği bir tüp içindeki bin altı yüz franktan başka hiçbir şeyi yoktu. Bugün dünyanın en çok okunan, en sevilen yazarlarından biri.

  • Edebiyat-ı Cedîde02.07.2006 - 19:26

    1896’da Servet-i Fünun dergisini çıkaran şair ve yazarların meydana getirdiği canlı bir akımdır. İmparatorluğun baskıları sonucu dağılan bu şair ve yazarlar ayrı ayrı bağlı bulundukları fikirleri yaymaya devam etmişlerdir.

    Edebiyat-ı Cedide şairleri, yalnız aydınlara seslenmişler, (sanat için sanat) ilkesini benimsemişlerdir. Fransız romantiklerini, parnasyonleri ve sembolist şairleri örnek almışlardır.

    Tevfik Fikret, Cenap Şahabettin, Halit Ziya Uşaklıgil, Süleyman Nazif, Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit Yalçın tarafından yürütülen akımdır..

  • liseden akılda kalanlar02.07.2006 - 19:25

    çektiğim ilk kopya......
    fizik yazılındayız..hocam robot tahsin..herkesin ikili oturduğu sıralarda biz üç kişiyiz..ayrılmazlar yani..ve her yazılı birimiz tek oturan bir arkadaşın yanına geçiyoruz..veee sorular dağıtılıyor..yanımdaki de babam kopya çekiyor..ee ben dururmuyum..istedim bir soru verdi..biraz yazdım ama sonrasını okuyamadım..sanki bizden başkası yok gibi arkadaşa okutuyorum ki ikimizin arasından bir el uzandı kopyayı aldı ve hiç birşey olmamış gibi devam et işareti verildi hoca tarafından..
    yazıyorum ama ne yazdığımı biliyormuyum derken ders bitti kağıtlar toplandı..ben sonucu biliyorum ya...derken sonuçlar okunuyor.o zaman notlar 10 üzerinden değerlendirilirdi..ve ben o yazılıdan sekiz aldım arkadaş sıfır aldı...
    itirazlar falan derken hoca'oğlum alana değil verene bakacaksın' dedi..

    bu kopya ilk ve sondu hayatımda ki...