... Anısı biz olalım bu sokakların ve hiç durmada yağmur yağsın Biz gürültüsüz sözcükler bulalım sarmaşık fısıldaşsın yine Gidersen birlikte gideriz yeni sevinçler buluruz hüzne benzeye
telli turnam selam götür sevdiğimin diyarına üzülmesin, ağlamasın belki gelirim yarına, cananıma hasret kimseye kalmasın, sevdalılar ayrılmasın ben yandım eller yanmasın sevdanın, aşkın narına, cananıma
gönüle hasret yazıldı, sevgiye mezar kazıldı iki damla yaş süzüldü gözlerimin pınarına hasret kimseye kalmasın, sevdalılar ayrılmasın ben yandım eller yanmasın sevdanın, aşkın narına, cananıma
'Julio Cortázar, tanımak mutluluğuna eriştiğim en etkileyici insandı. Üstelik o yaşlı 1956 sonbaharının bitimine doğru, arasıra uğradığı, parmaklarını boyayan kocaman bir dolmakalemle önündeki okul defterine yazılar doldurmak üzere, Jean-Paul Sartre'dan yüz metre ötede, köşe masalarından birine kurulduğu, İngilizce adlı Paris kahvesinde onu ilk gördüğüm günden beri... İlk öyküler kitabı Bestiario'yu okumuş, daha ikinci sayfasında, büyüyüp adam olduğum zaman böyle bir yazar olmak istediğimi anlamıştım. O belki de hiç istemeden herkesçe sevilmeyi başaran tek Arjantinliydi.' - Gabriel Garcia Marquez -
sizlerin varlığını bilmek umut verici.sokakta,arabada ya da hayatın hangi mekanında olursanız olun okuma eylemini her dem taze tutmanız çok sevindirici.
insanı sev:unutma insanı sevmeyen kendini de sevemez.(sözüm meclisten hatta nedir bölümünden içeri,ikili ve hoş olmayan bir diyalog için..)
...
Anısı biz olalım bu sokakların
ve hiç durmada yağmur yağsın
Biz gürültüsüz sözcükler bulalım
sarmaşık fısıldaşsın yine
Gidersen birlikte gideriz
yeni sevinçler buluruz hüzne benzeye
Ahmet TELLİ
TELLİ TURNAM
telli turnam selam götür sevdiğimin diyarına
üzülmesin, ağlamasın belki gelirim yarına, cananıma
hasret kimseye kalmasın, sevdalılar ayrılmasın
ben yandım eller yanmasın sevdanın, aşkın narına, cananıma
gönüle hasret yazıldı, sevgiye mezar kazıldı
iki damla yaş süzüldü gözlerimin pınarına
hasret kimseye kalmasın, sevdalılar ayrılmasın
ben yandım eller yanmasın sevdanın, aşkın narına, cananıma
'Nedir Bölümü'ne gönderilen yazılarda kullanılan dilin kirletilmemesi,küfürlü cümleler kullanılmaması...bunlar öneri değil de bir temenni sadece...
CUMARTESİ
birdenbire anladım
sabahleyin balkonda gerinmenin güzelliğini
otobüste gözgöze gelip gülümseşmenin
bir bayram kartpostalında denizle bakışmanın
gidilmemiş korularda yaz akşamları
çam kokulu yellerle öpüşüp koklaşmanın
birdenbire anladım
eşsiz güzelliğini
yüreğin birdenbire neden kabardığını
neden ıslık çaldığını acı çekenin
yeni açmış çiçeklerin neden ağlattığını
birdenbire anladım
ama işte anlamadım nedendse
severken ağlatmanın güzelliğini
günlük'ten
'Julio Cortázar, tanımak mutluluğuna eriştiğim en etkileyici insandı. Üstelik o yaşlı 1956 sonbaharının bitimine doğru, arasıra uğradığı, parmaklarını boyayan kocaman bir dolmakalemle önündeki okul defterine yazılar doldurmak üzere, Jean-Paul Sartre'dan yüz metre ötede, köşe masalarından birine kurulduğu, İngilizce adlı Paris kahvesinde onu ilk gördüğüm günden beri... İlk öyküler kitabı Bestiario'yu okumuş, daha ikinci sayfasında, büyüyüp adam olduğum zaman böyle bir yazar olmak istediğimi anlamıştım. O belki de hiç istemeden herkesçe sevilmeyi başaran tek Arjantinliydi.'
- Gabriel Garcia Marquez -
sizlerin varlığını bilmek umut verici.sokakta,arabada ya da hayatın hangi mekanında olursanız olun okuma eylemini her dem taze tutmanız çok sevindirici.
filmlerini beğenerek izlediğim ve 'Küçük Adam Büyük Aşk'ta da oyunculuğuna hayran kaldığım 'sanatçı'
İŞKENCEDEN GELİYORUM
işkenceden geliyorum
çığlık çığlığa üstüm başım
değemem dudağımı dudağına
elektrik kokuyor ağzım
kelimelerim birbirini vurur
gözlerim yanar ağlarsam
dalga dalga uçardı saçlarım
ben de koşardım bir zaman
işkenceden geliyorum
acıyı umuda kattım
uzatma sarılası boynunu
kollarımı askıda bıraktım
yumuşak yataklar arama
başımı koyacak bir yer bulurum
hem ben uyursam artık
şimşekli bulutlarda uyurum
yıkılma sakın bırakma kendini
taşırım ben bu çarpık gövdeyi
seni yitirmek de olsa ucunda
yendim işkencede işkenceyi
aralık 1987-ocak 1988
nevzat çelik
...i severim,hele de uzun saç ve sakallı iseler :))))