Türk Milletinin tefekkürüne en az bin yıldan beri İslam Dini biçim vermektedir. Kurduğumuz muhteşem kitaplıklar incelendiğinde görülecektir ilim ve fikir adamlarımızca insanoğlunun meydana getirdiği her türlü kültür ve medeniyet ürünleri atalarımızca incelenmiş,araştırılmış, aşağı-yukarı bütün din ve inançlar süzgeçten geçirilmiş ve İslamiyet tam bir şuur ve yüksek bir irade ile tercih edilmiştir. Böylece “vahyin aydınlığına” ulaşan Türk’ün akıl ve idraki, İman-ı Buharileri, İmam-ı Gazalileri, Mevlana celaleddinleri, Yunus Emreleri, büyük mantıkçı ve şeyhülislam Mollafenarileri, Yunan felsefesini İmam-ı Gazali çapında tenkid edebilen ve yüce hünkar Fatih Mehmed Han’ın takdirlerine mazhar olan Hanzade efendileri; İmam-ı Birğivileri, İbn-i Kemalleri yetiştirdi ve onların fikir, kitap ve dersleri ile olgunlaşarak büyük imparatorluklar, dünyayı hayran bırakan kültür eserleri ve ölmez medeniyetler meydana getirdi. Biz bu yazımızda ve bunu takip edecek yazılarımızda, Türk-İslam kültür çizgisinde yürüyerek “yerel felsefe problemleri” karşısındaki yerimizi ve –dünya görüşümüzü- yüce dinimiz İslamiyet’in aydınlığında kısada olsa ortaya koymaya çalışacağız. Bütün “sahte tanrıları ve mabutları” gönüllerden, kafalardan, zaman ve mekan köşelerinden çıkarıp atmak isteyen “Allah’tan başka ilah yoktur” prensibini temel ölçü kabul eden şanlı Türk Milletini “Allah’ın ordusu” bilen “Türk Milleti birlik, Türk Devleti güçlü olursa insanlık kurtulur, zulüm biter” ölçüsü içinde hareket eden Türk-İslam ülkücülerinin –fikir sistemi- yüce Peygamberler silsilesinin mukaddes alın teri ile ıslanmış, Peygamberlik mührünü kıyamete dek elinde tutan şanlı kurtarıcımızın ve Peygamberlerimizin (O’na ve ONLAR’a selam olsun) nurdan ellerinde biçimlenmiş onu takip eden muhteşem “sahabi kadrosu” tarafından “Cihad Ruhu” ile beslenmiş büyük Veliler eliyle yoğrulmuştur. Türk-İslam ülkücüsü “Cahid-ü fillah” (Allah için savaşan) dır Türk-İslam ülkücüsünün büyük İman, aşk aksiyon adamı yüce Fatih bu ülküsünü şöyle dile getirir: “İmtisal-i Cahüd-u fillah oluptur niyyetim Din-i İslam’ın mucerred gayretidir gayretim Fazl-ı Hak-u himneti cund-i nicalullah ile Ehl-i küfrü ser-teser kahreylemektir, niyyetim Enbiyavu evliyayaistiradım var benim Cutuf-i haktandır hemen ümüt-i feth-i nusreti Nefis-ü mal ile nola kılsam cihanda ictihad Hamd-ü lillah var gazaya sad-hezaran nağbetim Umarım galib ola adayıdinedevletim.” İşte Türk-İslam ülküsünü yoğuran bu kadro ve bu ruhtur. Bu ruh, büyük Türk-İslam kültür ve medeniyetinden kaynaklanmaktadır. Bu dava ve ülkünün eskimediğini, modası geçmediğini bütün Türk-İslam düşmanları Allah’ın izni ile idrak edeceklerdir. Türk’e ve İslam’a kefen biçenlerin sonu korkunç olacaktır.
Kül Tigin (Tegin) Göktürklerin Kutlug devri kumandanlarından, Bilge Kağan’ın kardeşi. Babası, Göktürklerde millî şuuru uyandırarak, İkinci Hâkanlık devrinin kurucusu İlteriş Kutlug Kağan, annesi İl-Bilge Hâtun idi. Babası Kutlug Kağan 692 senesinde vefât ettiğinde, yedi yaşındaydı. Ağabeyi Bilge ile amcası Kapagan Kağan’ın yanında büyüyüp, yetişti. Atabegi, büyük edip ve prens Yollug Tegin idi. Onun terbiyesinde yetişip, Türk töresini, devlet idâresini ve lüzumlu âdap ve erkânı öğrendi. Küçük yaşından îtibâren Bilge ile berâber amcası Kapagan Kağan’ın yanında akınlara, seferlere katılmaya başladı. 702 senesinde devlet hizmetine girdiğinde, on altı yaşında idi. Amcası Kapagan Kağan ile Mâveraünnehir’deki Suğdakiler üzerine yapılan sefere katıldı. Muvaffakiyetle dönüldü. 706 senesinde, elli bin kişilik Çin ordusunun imhâ edilmesinde çok büyük hizmeti geçti. Piyâde kuvvetleriyle hücuma geçerek Çin kumandanını esir etti. Esir Çin kumandanını Kağana gönderdi. 707 senesinde, Çinliler ile yapılan muhârebede, üç at değiştirecek kadar çetin mücâdelelere katıldı. Yaralanmasına rağmen muhârebeye devâm etti. Bu muhârebede Çin ordusu yok edildi. Çinlilerin teşvik ettiği isyanların bastırılmasında mühim hizmetlerde bulundu.
Kapagan Kağan’ın 716 senesinde vefâtıyla, ağabeyi Bilge’nin kağanlığa geçmesine çalıştı ve muvaffak oldu. Kendisi cesâret ve muharipliği ile meşhûr olduğundan, ordu kumandanı ve doğu bölgesi şadlığına getirildi. İç isyanların ve taht kavgalarının bastırılmasında vazîfe aldı. Âsîleri mağlup ederek, Türklerin birlik ve berâberliğini sağladı. 731 târihinde Moga Kurgan’daki karargâhında öldü. Onun ölümü, başta Bilge Kağan olmak üzere Türk milletini mâteme boğdu.
Kül Tegin adına âbidevî bir eser yapıldı. Orhun Nehri sâhilinde Orhun Âbideleri veya Türük Bengü Taşları da denilen eser, Türk yâni Orhon Alfâbesiyle yazıldı. Âbide, Yollug Tegin tarafından yazılıp, 21 Kasım 731’de Orhun Nehri sâhiline dikildi. Âbide’de; Alpliği, cesâreti, muhâripliği, kumandanlığı ve Türk Milleti’ne hizmeti, edebî bir lisanla anlatılır. Kül Tegin Âbidesi, Göktürk Târihi, kültürü, Türk dil ve edebiyâtı yönünden emsalsiz bir eserdir. Âbide’nin metni Türkçe yazılmış, ayrıca Çince tercümesine yer verilmiştir.
REZZAK OLAN ALLAH’IN ASLANI BİR GAZADAN BESMELEYLE HANESİNE VASIL OLDULAR.KADİR OLAN ALLAH’IN RIZASI İÇİN NAMAZ KILIP DUA ETTİLER.İSLAMIN ÜÇ HALİFESİ (HZ.EBUBEKİR SIDDIK R.A,HZ.ÖMER R.A,HZ.OSMAN R.A) ONUN HANESİNE GELDİLER GAZAN MÜBAREK OLSUN EY ALLAHIN ASLANI DEDİLER.SOHBET EDİP BİRBİRLERİNE MÜJDELER VERDİLER.MÜJDELER ALDILAR HAZRETİ FATMA R.A ONLARA İKRAMEN KALAYLI BİR TAS İÇİNDE BAL GETİRDİ.BALIN ÜZERİNDE İNCE BİR KIL GÖRDÜLER.
HZ.EBUBEKİR SIDDIK R.A ‘’ DÖRDÜMÜZDE BİR AÇIKLAMA YAPALIM ‘’DİYE BUYURDULAR. HAZRETİ EBUBEKİR SIDDIK RADYALLAHU ANHUMA DEDİLER Kİ; - Namaz kılanın kalbi NURLUDUR bu kalaylı tastan, - Namaz kılmak TATLIDIR bu baldan, - Namazı Taadili-erkanına uygun olarak kılmak İNCEDİR bu kıldan.
HAZRETİ ÖMER RADYALLAHU ANHUMA DEDİLER Kİ; - Misafir seven hane sahibinin kalbi NURLUDUR bu kalaylı tastan, -Misafirlerle sohbet edip,onlara ikram etmek TATLIDIR bu baldan, - Misafirin kalbi İNCEDİR bu kıldan.
HAZRETİ OSMAN RADYALLAHU ANHUMA DEDİLER Kİ; - Kur’an okuyanın kalbi NURLUDUR bu kalaylı tastan, - Alimlerle sohbet etmek TATLIDIR bu baldan, - Kur’ana mana vermek İNCEDİR bu kıldan.
HAZRETİ ALİ KEREMALLAHU VECHEH DEDİLER Kİ; - Gazaya giden Gazilerin kalbi NURLUDUR bu kalaylı tastan, - Kafirlerle cenk edip al kanlar içinde kalmak TATLIDIR bu baldan, - Üzerine kul hakkı geçirmeden insanın hanesine dönmesi İNCEDİR bu kıldan.
HAZRETİ FATİMETÜZZEHRA RADYALLAHU ANHUMA DEDİLER Kİ; - Erkeği ile hoş geçinmek,ona cefa etmemek TATLIDIR bu baldan, - Erkeğin Rızasını yerine getirmek İNCEDİR bu kıldan.
HZ.PEYGAMBERİMİZE (S.A.V) HABER SALDILAR. EFENDİMİZ HAZRETLERİ GELMİŞ VE BUYURMUŞ Kİ; - Benim Ümmetimin kalbi NURLUDUR bu kalaylı tastan, - Benim Şeriatım TATLIDIR bu baldan, - Benim Şeriatım İNCEDİR bu kıldan.
- Benim HABİBİMİN Nübüvvet nuru NURLUDUR bu kalaylı tastan, - Cennetimin Kevseri TATLIDIR bu baldan, - Sırat köprüsü İNCEDİR bu kıldan.diye buyurmuş.
Ondan sonra Resulüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem el kaldırıp dua ettiler;
YARABBİ! ! Bu Bal Tefsirini okuyana,dinleyene ikiyüz peygamber sevabı isteriz senden dediler.Cebrail’in önünde AMİN! Dediler.Merhamet sahibi ALLAH’TAN Nida geldi; YA MUHAMMED! Her kim bu Bal Tefsirini okursa,yahut okutursa,yazdırıp üzerinde taşırsa,senin ümmetine hediye ederse İzzet ve Celalim Hakkı için ben o kimseye İkiyüz Yirmidört bin peygamber sevabı veririm buyurdu.Bir kimse kendisine adet edinse bu tefsiri okursa ve okutmaya devam ederse,katiyyen Dünya darlığı görmez,Fakru zarurete düşmez Ölürken Hüsnü aleme nasip olur.Ahirete iman ile gider ve gelecek kaza ve musibetlerden kendisini CENAB-I HAKTAALA muhafaza eder.
PARDON Pardon! Yanlış oldu, niyetim sizi sevmek değildi aslında. Aşık olmak, asla! Ne haddime...Biliyorum, bağışlayın flört teklif etmeliydim. Üç-beş gün kobay denemelerde harcanıp, hoşunuza gitmeyince, mantığa uygunsuz bahanelerle, ayrılık mesajı olmalıydım telefonunuzda. Evet geri kafalıyım. Evet hala aşktan söz edenler var. Toprağın hasatı beklediği gibi, sevdalanmayı ciğerlerine çekenlerde var. Haklısınız, saçmalıyorum. Sevmek diye birşey yok olsa olsa, hoşlanırsınız, arkadaşlarınıza, 'çok tatlı çocuk ya! ' falan dersiniz. Sonra sıkılırsınız, 'oha falan' olursunuz. Ah efendim, nasılda düşünemedim. Nasıl yaptım ben bu hatayı, benden hoşlanmanız için, pantolonumun belini düşürmeliydim. Sonra en dişi renklerde bir paçavra geçirmeliydim üzerime. Artı en topundan bir sakal bırakıp, bir de küpe takmalıydım kulağıma. Zaten arabam da yok, taksiciliğini yapamam ki senin. Sonra rezil olursun, fakültedeki diğer kızlara. Affet! affet bacım beni. Ben yanlış yaptım. Ne doğmalıydım, alnında iman parlayan anamdan ne yaşamalıydım. Ne TURAN' a doğru sarkmış bıyıklarım olmalıydı ne karatürk kumaş giyinmeliydim. Korkmamalıydım flörtün zinasından, her hafta kolumda biri olmalıydı, hepsi de sana benzeyen. Zaten hepiniz birbirinize benziyorsunuz bacım. Arada birde kaşlarımı aldırıp, manikür, pedikür yaptırmalıydım. Bilemedik, haklısın. Bizim gibi erkekle AB' ye bile giremezsin. Affet bacım, Affet... H. ASIM UÇER
Çankaya da oğluna yaptığı düğünün elektrik parasını kendi cebinden vermiş! Çok ayıp etmiş, biz öderdik... Evlenen benim oğlum sanki. Hem kimin parasını kime veriyor... Ya diğer faturaları kim ödemiş acaba?
TÜRK-İSLAM ÜLKÜSÜNÜ YOĞURANLAR
Türk Milletinin tefekkürüne en az bin yıldan beri İslam Dini biçim vermektedir. Kurduğumuz muhteşem kitaplıklar incelendiğinde görülecektir ilim ve fikir adamlarımızca insanoğlunun meydana getirdiği her türlü kültür ve medeniyet ürünleri atalarımızca incelenmiş,araştırılmış, aşağı-yukarı bütün din ve inançlar süzgeçten geçirilmiş ve İslamiyet tam bir şuur ve yüksek bir irade ile tercih edilmiştir. Böylece “vahyin aydınlığına” ulaşan Türk’ün akıl ve idraki, İman-ı Buharileri, İmam-ı Gazalileri, Mevlana celaleddinleri, Yunus Emreleri, büyük mantıkçı ve şeyhülislam Mollafenarileri, Yunan felsefesini İmam-ı Gazali çapında tenkid edebilen ve yüce hünkar Fatih Mehmed Han’ın takdirlerine mazhar olan Hanzade efendileri; İmam-ı Birğivileri, İbn-i Kemalleri yetiştirdi ve onların fikir, kitap ve dersleri ile olgunlaşarak büyük imparatorluklar, dünyayı hayran bırakan kültür eserleri ve ölmez medeniyetler meydana getirdi.
Biz bu yazımızda ve bunu takip edecek yazılarımızda, Türk-İslam kültür çizgisinde yürüyerek “yerel felsefe problemleri” karşısındaki yerimizi ve –dünya görüşümüzü- yüce dinimiz İslamiyet’in aydınlığında kısada olsa ortaya koymaya çalışacağız. Bütün “sahte tanrıları ve mabutları” gönüllerden, kafalardan, zaman ve mekan köşelerinden çıkarıp atmak isteyen “Allah’tan başka ilah yoktur” prensibini temel ölçü kabul eden şanlı Türk Milletini “Allah’ın ordusu” bilen “Türk Milleti birlik, Türk Devleti güçlü olursa insanlık kurtulur, zulüm biter” ölçüsü içinde hareket eden Türk-İslam ülkücülerinin –fikir sistemi- yüce Peygamberler silsilesinin mukaddes alın teri ile ıslanmış, Peygamberlik mührünü kıyamete dek elinde tutan şanlı kurtarıcımızın ve Peygamberlerimizin (O’na ve ONLAR’a selam olsun) nurdan ellerinde biçimlenmiş onu takip eden muhteşem “sahabi kadrosu” tarafından “Cihad Ruhu” ile beslenmiş büyük Veliler eliyle yoğrulmuştur. Türk-İslam ülkücüsü “Cahid-ü fillah” (Allah için savaşan) dır Türk-İslam ülkücüsünün büyük İman, aşk aksiyon adamı yüce Fatih bu ülküsünü şöyle dile getirir:
“İmtisal-i Cahüd-u fillah oluptur niyyetim
Din-i İslam’ın mucerred gayretidir gayretim
Fazl-ı Hak-u himneti cund-i nicalullah ile
Ehl-i küfrü ser-teser kahreylemektir, niyyetim
Enbiyavu evliyayaistiradım var benim
Cutuf-i haktandır hemen ümüt-i feth-i nusreti
Nefis-ü mal ile nola kılsam cihanda ictihad
Hamd-ü lillah var gazaya sad-hezaran nağbetim
Umarım galib ola adayıdinedevletim.”
İşte Türk-İslam ülküsünü yoğuran bu kadro ve bu ruhtur. Bu ruh, büyük Türk-İslam kültür ve medeniyetinden kaynaklanmaktadır. Bu dava ve ülkünün eskimediğini, modası geçmediğini bütün Türk-İslam düşmanları Allah’ın izni ile idrak edeceklerdir. Türk’e ve İslam’a kefen biçenlerin sonu korkunç olacaktır.
SEYYİD AHMET ARVASİ
Bir devlet ne kadar derinse o kadar devlettir.
Kül Tigin (Tegin)
Göktürklerin Kutlug devri kumandanlarından, Bilge Kağan’ın kardeşi. Babası, Göktürklerde millî şuuru uyandırarak, İkinci Hâkanlık devrinin kurucusu İlteriş Kutlug Kağan, annesi İl-Bilge Hâtun idi. Babası Kutlug Kağan 692 senesinde vefât ettiğinde, yedi yaşındaydı. Ağabeyi Bilge ile amcası Kapagan Kağan’ın yanında büyüyüp, yetişti. Atabegi, büyük edip ve prens Yollug Tegin idi. Onun terbiyesinde yetişip, Türk töresini, devlet idâresini ve lüzumlu âdap ve erkânı öğrendi. Küçük yaşından îtibâren Bilge ile berâber amcası Kapagan Kağan’ın yanında akınlara, seferlere katılmaya başladı.
702 senesinde devlet hizmetine girdiğinde, on altı yaşında idi. Amcası Kapagan Kağan ile Mâveraünnehir’deki Suğdakiler üzerine yapılan sefere katıldı. Muvaffakiyetle dönüldü. 706 senesinde, elli bin kişilik Çin ordusunun imhâ edilmesinde çok büyük hizmeti geçti. Piyâde kuvvetleriyle hücuma geçerek Çin kumandanını esir etti. Esir Çin kumandanını Kağana gönderdi. 707 senesinde, Çinliler ile yapılan muhârebede, üç at değiştirecek kadar çetin mücâdelelere katıldı. Yaralanmasına rağmen muhârebeye devâm etti. Bu muhârebede Çin ordusu yok edildi. Çinlilerin teşvik ettiği isyanların bastırılmasında mühim hizmetlerde bulundu.
Kapagan Kağan’ın 716 senesinde vefâtıyla, ağabeyi Bilge’nin kağanlığa geçmesine çalıştı ve muvaffak oldu. Kendisi cesâret ve muharipliği ile meşhûr olduğundan, ordu kumandanı ve doğu bölgesi şadlığına getirildi. İç isyanların ve taht kavgalarının bastırılmasında vazîfe aldı. Âsîleri mağlup ederek, Türklerin birlik ve berâberliğini sağladı. 731 târihinde Moga Kurgan’daki karargâhında öldü. Onun ölümü, başta Bilge Kağan olmak üzere Türk milletini mâteme boğdu.
Kül Tegin adına âbidevî bir eser yapıldı. Orhun Nehri sâhilinde Orhun Âbideleri veya Türük Bengü Taşları da denilen eser, Türk yâni Orhon Alfâbesiyle yazıldı. Âbide, Yollug Tegin tarafından yazılıp, 21 Kasım 731’de Orhun Nehri sâhiline dikildi. Âbide’de; Alpliği, cesâreti, muhâripliği, kumandanlığı ve Türk Milleti’ne hizmeti, edebî bir lisanla anlatılır. Kül Tegin Âbidesi, Göktürk Târihi, kültürü, Türk dil ve edebiyâtı yönünden emsalsiz bir eserdir. Âbide’nin metni Türkçe yazılmış, ayrıca Çince tercümesine yer verilmiştir.
----------
BAL TEFSİRİ
REZZAK OLAN ALLAH’IN ASLANI BİR GAZADAN BESMELEYLE HANESİNE VASIL OLDULAR.KADİR OLAN ALLAH’IN RIZASI İÇİN NAMAZ KILIP DUA ETTİLER.İSLAMIN ÜÇ HALİFESİ (HZ.EBUBEKİR SIDDIK R.A,HZ.ÖMER R.A,HZ.OSMAN R.A) ONUN HANESİNE GELDİLER GAZAN MÜBAREK OLSUN EY ALLAHIN ASLANI DEDİLER.SOHBET EDİP BİRBİRLERİNE MÜJDELER VERDİLER.MÜJDELER ALDILAR HAZRETİ FATMA R.A ONLARA İKRAMEN KALAYLI BİR TAS İÇİNDE BAL GETİRDİ.BALIN ÜZERİNDE İNCE BİR KIL GÖRDÜLER.
HZ.EBUBEKİR SIDDIK R.A ‘’ DÖRDÜMÜZDE BİR AÇIKLAMA YAPALIM ‘’DİYE BUYURDULAR.
HAZRETİ EBUBEKİR SIDDIK RADYALLAHU ANHUMA DEDİLER Kİ;
- Namaz kılanın kalbi NURLUDUR bu kalaylı tastan,
- Namaz kılmak TATLIDIR bu baldan,
- Namazı Taadili-erkanına uygun olarak kılmak İNCEDİR bu kıldan.
HAZRETİ ÖMER RADYALLAHU ANHUMA DEDİLER Kİ;
- Misafir seven hane sahibinin kalbi NURLUDUR bu kalaylı tastan,
-Misafirlerle sohbet edip,onlara ikram etmek TATLIDIR bu baldan,
- Misafirin kalbi İNCEDİR bu kıldan.
HAZRETİ OSMAN RADYALLAHU ANHUMA DEDİLER Kİ;
- Kur’an okuyanın kalbi NURLUDUR bu kalaylı tastan,
- Alimlerle sohbet etmek TATLIDIR bu baldan,
- Kur’ana mana vermek İNCEDİR bu kıldan.
HAZRETİ ALİ KEREMALLAHU VECHEH DEDİLER Kİ;
- Gazaya giden Gazilerin kalbi NURLUDUR bu kalaylı tastan,
- Kafirlerle cenk edip al kanlar içinde kalmak TATLIDIR bu baldan,
- Üzerine kul hakkı geçirmeden insanın hanesine dönmesi İNCEDİR bu kıldan.
HAZRETİ FATİMETÜZZEHRA RADYALLAHU ANHUMA DEDİLER Kİ;
- Erkeği ile hoş geçinmek,ona cefa etmemek TATLIDIR bu baldan,
- Erkeğin Rızasını yerine getirmek İNCEDİR bu kıldan.
HZ.PEYGAMBERİMİZE (S.A.V) HABER SALDILAR.
EFENDİMİZ HAZRETLERİ GELMİŞ VE BUYURMUŞ Kİ;
- Benim Ümmetimin kalbi NURLUDUR bu kalaylı tastan,
- Benim Şeriatım TATLIDIR bu baldan,
- Benim Şeriatım İNCEDİR bu kıldan.
HZ.CEBRAİL ALEYHİSSELAM YÜCE ALLAHTAN VAHİY GETİRDİ;
- Benim HABİBİMİN Nübüvvet nuru NURLUDUR bu kalaylı tastan,
- Cennetimin Kevseri TATLIDIR bu baldan,
- Sırat köprüsü İNCEDİR bu kıldan.diye buyurmuş.
Ondan sonra Resulüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem el kaldırıp dua ettiler;
YARABBİ! ! Bu Bal Tefsirini okuyana,dinleyene ikiyüz peygamber sevabı isteriz senden dediler.Cebrail’in önünde AMİN! Dediler.Merhamet sahibi ALLAH’TAN Nida geldi;
YA MUHAMMED! Her kim bu Bal Tefsirini okursa,yahut okutursa,yazdırıp üzerinde taşırsa,senin ümmetine hediye ederse İzzet ve Celalim Hakkı için ben o kimseye İkiyüz Yirmidört bin peygamber sevabı veririm buyurdu.Bir kimse kendisine adet edinse bu tefsiri okursa ve okutmaya devam ederse,katiyyen Dünya darlığı görmez,Fakru zarurete düşmez
Ölürken Hüsnü aleme nasip olur.Ahirete iman ile gider ve gelecek kaza ve musibetlerden kendisini CENAB-I HAKTAALA muhafaza eder.
Bence zevk meselesi. İyilerde giyer kötüler de.
Yakışan ne ise odur.
FETİH MARŞI
Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;
Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek;
Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek
Yürü, hala ne diye oyunda oynaştasın?
Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.!
Sen ne geçebilirsin yardan, anadan, serden....
Senin de destanını okuyalım ezberden...
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden...
Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın...
Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.!
Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini...
Göster: Kabaran sular nasıl yıkar bendini?
Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini
Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın;
Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.!
Bu kitaplar Fatihtir, Selimdir, Süleymandır.
Şu mihrap Sinanüddin, şu minare Sinandır.
Haydi artık uyuyan destanını uyandır.!
Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın
Kızım, sen de Fatihler doğuracak yaştasın.!
Delikanlım, işaret aldığın gün atandan
Yürüyeceksin... Millet yürüyecek arkandan!
Sana selam getirdim Ulubatlı Hasandan....
Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;
Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.!
Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin!
Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!
Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın...
Yürü, hala ne diye kendinle savaştasın?
Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.!
PARDON
Pardon! Yanlış oldu, niyetim sizi sevmek değildi aslında. Aşık olmak, asla! Ne haddime...Biliyorum, bağışlayın flört teklif etmeliydim. Üç-beş gün kobay denemelerde harcanıp, hoşunuza gitmeyince, mantığa uygunsuz bahanelerle, ayrılık mesajı olmalıydım telefonunuzda.
Evet geri kafalıyım. Evet hala aşktan söz edenler var. Toprağın hasatı beklediği gibi, sevdalanmayı ciğerlerine çekenlerde var. Haklısınız, saçmalıyorum. Sevmek diye birşey yok olsa olsa, hoşlanırsınız, arkadaşlarınıza, 'çok tatlı çocuk ya! ' falan dersiniz. Sonra sıkılırsınız, 'oha falan' olursunuz. Ah efendim, nasılda düşünemedim. Nasıl yaptım ben bu hatayı, benden hoşlanmanız için, pantolonumun belini düşürmeliydim. Sonra en dişi renklerde bir paçavra geçirmeliydim üzerime. Artı en topundan bir sakal bırakıp, bir de küpe takmalıydım kulağıma. Zaten arabam da yok, taksiciliğini yapamam ki senin. Sonra rezil olursun, fakültedeki diğer kızlara.
Affet! affet bacım beni. Ben yanlış yaptım. Ne doğmalıydım, alnında iman parlayan anamdan ne yaşamalıydım. Ne TURAN' a doğru sarkmış bıyıklarım olmalıydı ne karatürk kumaş giyinmeliydim. Korkmamalıydım flörtün zinasından, her hafta kolumda biri olmalıydı, hepsi de sana benzeyen. Zaten hepiniz birbirinize benziyorsunuz bacım. Arada birde kaşlarımı aldırıp, manikür, pedikür yaptırmalıydım. Bilemedik, haklısın. Bizim gibi erkekle AB' ye bile giremezsin. Affet bacım, Affet...
H. ASIM UÇER
Hep bakiye verip sonraki yıla DEVREDEN KAZMALAR...
Daha çoook devredersiniz...
Çankaya da oğluna yaptığı düğünün elektrik parasını kendi cebinden vermiş!
Çok ayıp etmiş, biz öderdik... Evlenen benim oğlum sanki.
Hem kimin parasını kime veriyor...
Ya diğer faturaları kim ödemiş acaba?
Ülkenin menfaatleri için çalışan üstü öetülü bir örgüttür.
Vatan sağolsun diye, sevdiğinden, seveninden ve hatta kendinden geçen insanlar da var.