Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • ahmet kabaklı17.05.2007 - 21:04

    'HİÇ KIZMAYAN ÖĞRETMEN' NEDİM TAKTAK 'IN OKULUNU TANIYALIM:
    ŞEYHULMUHARRİRİN AHMET KABAKLI İ.Ö.OKULUNDA EĞİTİMCİ-YAZAR NEDİM TAKTAK 2002 YILINDAN BU YANA ÇALIŞMAKTADIR VE BİR ÇOK BAŞARILI PROJEYE İMZA ATMIŞTIR.
    KİTAP VE OKUMA AŞKINI VERMEYE ÇALIŞAN SAYIN TAKTAK; 'GELENEKSEL ALTIN ÖDÜLLÜ KİTAP OKUMA YARIŞMALARI' İLE DE ÜNLÜDÜR.
    ARANIZDA DERS ÇALIŞMAYI SEVMEYEN VAR MI VE GEREÇEK MÜFETTİŞ VELİDİR KİTAPLARI YANINDA İLK KİTABI OLAN HİÇ KIZMAYAN EĞİTİM CAMİASINCA YAKINDAN BİLİNMEKTEDİR.
    AYRICA http://www.hickizmayanogretmen.com sitesi ile eğitime rehber ve kaynak olarak ışık tutmaktadır.

    AHMET KABAKLI İLKÖĞRETİM OKULU VE TARİHÇESİ
    1994 yılında dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın direktifleriyle
    İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı olarak Erdoğan BAYRAKTAR’ın Genel Müdürlüğünde KİPTAŞ kurulmuştur.
    KİPTAŞ Genel Müdürü İsmet YILDIRIM döneminde, İkitelli Başakşehir 4.Etap 1.Kısım konutlarıyla birlikte
    01.03.1999 tarihinde okul binasının yapılmasına başlanmıştır. 01.06.2001 tarihinde tamamlanarak
    28.06.2001 tarihli valilik onayıyla açılması uygun görülmüştür.
    Okulumuza Türk edebiyatının ustalarından Ahmet Kabaklı’nın adı verilerek, 2001-2002 Eğitim öğretim yılında,
    “Ahmet Kabaklı İlköğretim Okulu” olarak, eğitim öğretime açılmıştır.
    Başakşehir’in Küçükçekmece İlçesine bağlı olması nedeniyle, Küçükçekmece İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne
    bağlı olarak eğitim öğretime devam ederken, Başakşehir 4.Etap’ın mahkeme kararıyla Esenler’e verilmesi
    üzerine de, Esenler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı olarak eğitim-öğretime devam etmektedir.

    OKULUMUZUN ÖZELLİKLERİ
    Okulumuz A-B-C bloklar ve çok amaçlı salonla birlikte toplam 4 bloktan oluşan betonarme bir yapıdır.
    Pencereleri PVC ve ısıcamlıdır. Isınma sistemi kaloriferlidir. 10370 m2’lik arsa alanının 3171 m2’si bina oturma
    alanı ve 8960 m2’lik bina kullanım alanına sahip olup, 7200 m bahçe alanı bulunmaktadır.



    KULLANIM DURUMU

    Okulumuzda bulunan derslik, oda, bölüm ve alanlar aşağıda belirtildiği gibidir;

    Derslik Sayısı : 55 Anasınıfı Dersliği : 3 İşliklil: 1
    İdari Oda Sayısı : 5 Fen Laboratuarı : 1 Kütüphane : 1
    Öğretmenler Odası : 2 Bilgisayar Lab. : 2 Kantin : 1
    Rehberlik Servisi : 3 Dil Laboratuarı : 1 Kooperatif : 1
    Memur odası : 1 Teknoloji Lab. : 1 Baskı Odası : 1
    Hizmetli Odası : 1 Resim Dersliği : 1 Çok Amaçlı Salon : 1
    Aile Birliği Odası : 1 Müzik Odası : 1 Toplantı Salonu : 1
    YÖNETİM VE ÖĞRETMEN KADROSU

    Okul Müdürü (REMZİ KOCAKAYA) , 1 Müdür Baş Yardımcısı (RAMAZAN ENİŞ) , 3 Müdür Yardımcısı (EMİNE GÜL,ENVER TUNCAY,RAMAZAN AYAN) , 6 Okul Öncesi Öğretmeni, 74 Sınıf Öğretmeni, 74 Branş Öğretmeni ve 3 Rehber Öğretmen bulunmaktadır.
    EĞİTİM – ÖĞRETİM DURUMU

    Ahmet Kabaklı İlköğretim Okulu, 1.Kademede 74, 2.Kademede 36, Okul Öncesinde de 6 şube sayısı ve ortalama 4700 öğrenci mevcuduyla eğitim-öğretime devam etmektedir.

  • öğretmen25.10.2006 - 20:16

    Küçük de olsa, büyük aşkla yaptığınız her iş büyük olur. Sevgili kardeşim Nedim Taktak öğretmek gibi büyük bir işi büyük bir aşkla yapmaya çalışıyor. Böyle olunca, işinin büyüklüğünü ifadeye yeltenmiyorum…

    Hatırlayalım ya da hatırlamayalım, her birimizin kalbinin bir yerinde bir öğretmenin sapladığı bir kıymık saklıdır. Canlar okşayan bir kıymık da olabilir bu, can yakıyor da olabilir… Öğretmen cana can katar. Öğretmen cana canan olur.

    Nedim öğretmen işte böylesi can alıcı çizgide yürüyor. Meslektaşlarını da bu can alıcı çizgide canla başla yürümeye çağırıyor. Bu çalışmasıyla sadece kendi öğrencilerine değil, meslektaşlarına da yol göstererek başka öğrencilere de eşi bulunmaz bir iyilikte bulunuyor.

    İtiraf ediyorum ki, kırkını aşmış bir adam olarak, “Bir öğretmen nasıl olur da kızmaz? ” sorusunu zihnimden silebilmiş değilim. Zira, bizim çocukluğumuzda, öğretmen sanki kızmak için vardı; hatta öğretmen kızdığı kadar öğretmendi. Belki de öğretmenlerimizin suçu değil bu intiba… “Yoksa, öğretmenine söylerim! ” diye korkutan ana babaların şişirdiği bir vehim. Öğretmen olmadım ben; doktor oldum; ama bakın, “Doktor amcan iğne yapar yoksa! ...” diye öcüleştirilmekten kurtulamadım. Öcüleştirilmek hepimizin yazgısı demek ki… Ama benim aklıma “HİÇ KIZMAYAN DOKTOR” çalışması yapmak gelmedi.

    Her birimiz hafif ve incinebilir bir kelebek gibiydik öğretmenlerimizin elinde. Onlar çıkardılar bizi kozamızdan, kanatlarımızı onların nezaretinde ve onların nezaketiyle açtık. En çok incinebilir olduğumuz bir demde, belki de alabildiğine incindik, yaralarımızı hâlâ daha yanımızda sürüyoruz.. En ürkek olduğumuz dönemde, belki de korkulara bulandık ve hayattan nasibimiz bu yüzden azaldı. Kimbilir? Öğretmenin yaptığı iyilik ya da kötülük çoğalarak, katlanarak yansır insana… O yüzden, pek nazik bir yerde durur. Bu yüzden Nedim öğretmen pek nazik bir yerde duruyor; pek uzun ve ince bir yürüyüşe başlıyor.

    Şimdi inanıyorum ki hiç kızmayan öğretmen olabilir. İnanıyorum ki, ancak hiç kızmayanlar öğretmen olabilir. Eminim ki, bir öğretmen hiç kızmadığı oranda öğretmendir. Şükür ki, bunu da hiç kızmayan bir öğretmenden, Nedim Taktak’tan, öğrendim…

    Arzum odur ki, çocuklarım bir öğretmenin gözlerinin içine bakınca, sevinsinler, sevildiklerini bilsinler. İlle de gözlerinin içine bakınca… Eksik olmasın Nedim öğretmenler, çok olsun, bol olsun, kopyalansın, klonlansın, örnek alınsın…

    İşini aşkla yapanlara aşk olsun.

    Nedim öğretmenim, sana da aşk olsun…

  • nedim25.10.2006 - 17:33

    Nedim Demek 'Hoş sohbet arkadaşı,can demektir' Bizmde tanıdığımız Nedim Taktak aynı özelliklere sahip olmakla beraber söylediğini yaşayan yaşadığını paylaşan yazardır.Timaş yazarlarından olup ücretsiz seminerler de veren Nedim Taktak 'İyi bir meslek sahibi olmanın yolu; iyi bir ilköğretim, ortaöğretim ve üniversite eğitiminden geçtiğini hepimiz iyi biliyoruz. Nedim Taktak tecrübeli bir öğretmen olarak bu kitabında, derslerin kolay yönlerine ışık tutarken; sizlere ders çalışmada öz ve verimli yolları gösterecek, yeni öğretim sistemini, çoklu zekâ kuramını ve öğrenme tekniklerini anlatacak bir öğrenci el kitabı olmasının yanında, başarıya giden kısa yolu bulmanıza yardımcı olacak. Amacımız, sizlere 'Yapamıyorum, sevmiyorum, sınav korkum var' ya da 'Görmeye bile tahammülüm yok! ' dediğiniz engelleri, basit ve kolay uygulanabilir yöntemlerle yıkabileceğinizi göstermek. Yarınlar bugünlerden kuruluyor. Gelecek yüzyılın, her yönüyle seçkin bir ferdi olmak ya da olmamak... Seçim sizin! Her gelecek yakındır ve siz geleceğe bu kitapla yön vereceksiniz. Bütün iş, başlamaya cüret edebilmekte.

  • nedim25.10.2006 - 17:29

    Bizce Nedim 'Hiç Kızmayan Öğretmen' demektir.Çünkü; bu Nedim, NEDİM TAKTAK'tır.Birikimlerini anlattığı 'Hiç Kızmayan Öğretmen' kitabında öğretmenlik mesleğinin severek yapılması gerektiğini 'PAra için Yapılamayaacak Tek Meslek' olarak nitelendirmesi de bunu gözler önüne sermektedir.
    Bir sevgi ve duygu çağlayanı olan çocukluğumuzun o saf, berrak ve samimi dünyasına hitap eden öğretmenimiz, çocuğumuzun dünyasında çok önemli bir yer tutar. Çocuğa göre dünyanın en bilgili, en başarılı insanı odur. Gerçekten böyle olsa bile yaşayışı, kültürü, aile durumu, ekonomik seviyesi farklı olan öğrencilerin oluşturduğu bir sınıfta ahengi sağlamak, sağlıklı bir eğitim vermek hiç de o kadar kolay değil. Bunu başarmak hiç şüphesiz, ciddi bir şevk, gayret ve sabır ister. Özellikle mesleğe yeni başlayan öğretmenler, öğrendiklerini uygulama sürecinde, birtakım sıkıntılar yaşayabiliyorlar. Mutlaka sayısız tecrübenin ürünü olan kurallar çok önemlidir. İşte karşımızda bu kuralları geliştiren ve geliştirdiği bu kurallara “Hiç kızmayan öğretmen kuralları” ismini veren bir eğitimci duruyor.

    Aynı isimde bir internet sitesi ile bir kitabı da bulunan eğitimci Nedim Taktak, öğretmenliği boyunca çok farklı okullarda, farklı yaşayış biçimlerine sahip öğrencilerle muhatap olmuş. Öğretmenliği zevkli ve neşeli olduğu kadar zor ve zahmetli bir meslek olarak gören Nedim Taktak, kızmanın insanın doğasında olduğunu, dolayısıyla kızarken bile bunu hissettirmemenin önemine vurgu yaparak, “Öğretmen böyle davranıp, kızma duygularına fren koyunca, kızma olgusunu hissettirmeden geleceğe hazırladığı öğrencileri de bu duygularını frenliyor.” diyor. Kızıp sinirlenince, milyarlarca sinir hücremizin öldüğünü; sınıftaki başarının ardındaki sırrın empati olduğunu açıklayan Taktak, azarlama dili yerine empatiyi kullanmayı tavsiye ederek ayrıca sınıfta alınan kararların uygulanabilmesi için toplantı yaparak bu kararların çocuklar tarafından alınmasını sağladıklarını dile getiriyor. Başarının öğretmen, veli ve öğrenci birlikteliğinden kaynaklandığına dikkat çeken Taktak, bu konuda bazen aksamaların olduğu ve bu aksamaların bazen öğretmen, bazen öğrenci, bazen de veli merkezli olduğu üzerinde duruyor.

    Öğretmen kaynaklı sorunları genellikle “Sınıf öğretmeni branşında olmayan bazı öğretmenler çocuk ve velileri tanıyamıyor ya da geç tanıyorlar. Çocukların davranışlarından kaynaklanan iletişim mesajını alamıyorlar. Zor şartlarda çalışan arkadaşlarımızda agresiflik oluyor. Dolayısıyla çocuklarımızla ortak dili bulamıyoruz.” şeklinde tespitlerle dile getiriyor. Eğitimde gönüllülerin olması gerektiğine dikkat çeken Taktak, gönüllü velilerin olmadığı bir eğitim sisteminin bir yanının hep noksan kalacağına vurgu yapıyor.

    Öğrencilerin başarısızlıklarının öğretmen, veli ve öğrenci kaynakla gibi birçok nedene bağlı olabileceğine dikkat çeken Taktak, “Öğrenci, bazı nedenlerden dolayı herhangi bir derse karşı küsebilir, böyle bir durumda mutlaka aile desteğine ihtiyaç var.” şeklinde konuşuyor. Çocuklara ‘bey, hanımefendi’ şeklinde seslendiğinizde çocukların tavırlarında otomatik bir değişim oluyor ve çocuk sizden gelen mesajı daha bir dikkatli uyguluyor.

    Sınıfın bir de internet sitesi var. Site, ismini de kitaptan almış. ‘Hickizmayanogretmen.com’ sitesi velilerin katkısıyla kurulan bir site. Bu alanda kurulan ilk sınıf sitesi olması açısından önemli. Veliler site sayesinde öğrencilerinin notlarını, okula devam gibi konularda okul durumlarını anında öğrenebiliyor.

    Sorunları halletmek için aile tanınmalı

    Çocukların sorunlarının çözülmesi için ailenin tanınması gerekiyor. Bunun için aile anketleri yapılmalı. Ev reisleri ile iletişim kurularak çocukların başarıları için çözüm yolları aranmalı. Velilerle yakınlaşma için onların özel günlerine katılmalı. Çocuk ve aile arasında iletişimin daha güçlü olması için alternatif “sürpriz anneler günü” gibi aktivitelerle aile ve çocukların, duygusal iletişimlerine katkı sağlanmalı. Yakın hedeflerle çocukların iyi alışkanlıklar kazanmalarına yardımcı olunmalı. İki gün boyunca yazılarını güzel yazıp, çevreyi temiz tutan ve anne-babalarını üzmeyen çocuklar ödüllendirilmeli. Kitap okuyup raporlarını getirenlere hediyeler verilmeli. Sınıf kumbarası’ uygulaması çocuklara çok cazip gelebilir. Kumbara sisteminde zorunluluk olmamalı. Ama olumlu pekiştireçlerle çocukların ceplerindeki bozuk paraları bu kumbarada değerlendirmelerine imkan verilmeli. Çocuklar, bu güzel tavırlarının; sonra bir kitap, kalem ya da sınıfa bir şey alınarak geri döndüğünü görünce mutlu oluyor, yardımseverlik duyguları gelişiyor.

    A.Kadir Süphandağı
    (http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/haber.do; jsessionid=B1D5A1C00B5E365AC436A7001AC8F6B9.node3? haberno=154814)

  • akik taşı14.06.2006 - 15:16

    Muhtelif renkli ince ve yuvarlak halkalardan oluşan bir taş türü. Tabakalarının dizilişine göre özel isimler alır.
    PSİKOLOJİK ETKİLERİ:
    Canlılık veren enerjisiyle, kendinizi sıkıntılı ve kötü hissettiğiniz anlarda olayların iyi yönünü de görmenizi sağlar. İnsanların olumsuzluklarından kolayca etkileniyorsaniz akik size iyi gelecektir.

    Kendisini taşıyan kişiye güç, keyif ve iyimserlik hissi verir. Ceplerinde bu taşı taşıyan çocukları olumsuz duygulardan ve münakaşalardan uzak tutar.

    Dünyevi başarıyı simgeleyen akik, negatif enerjiye karşı koruma sağlar ve tükenmiş olan cesareti canlandırır. İşadamlarının bu taşı, özellikle belin altında (cepte veya yüzük olarak olabilir) taşımaları faydalı olacaktır. Özellikle yüzük olarak kullanıldığında, kişinin kendisine güvenini artırır.

    Kırmızımsı turuncu renkteki akikler (Carnelian) fiziksel canlılığı artırarak tembelliği giderir. Yaşanılan ana yoğunlaşma isteğini güçlendirir.

    Mavi renkli olan akikler nazara karşı etkilidir. Ayrıca; sadece rengiyle bile kişinin içini ferahlatan mavi akik, konuşma güçlüğü çekenler için faydalıdır.

    Mavi dantelli akik taşı; sosyal ortamlarda gereksinim duyulan serinkanlılık ve özgüven duygularını güçlendirir. Konuya yoğunlaşmaya ve konuşmaya yardımcı olur. Sinir bozukluklarını yatıştırır ve topluluk önünde yapılacak konuşmalarda duyulan heyecanı giderir.

    Yosun akik, insanın içini koşulsuz sevgi ile doldurur ve kişinin ruhsal gelişimine yardımcı olur.

    FİZİKSEL ETKİLERİ:
    Güçlü ve erkeksi bir enerjiye sahip olan akik, cinsel organlar ve cinsel güç için faydalıdır.

    Bedenin gerginlik olan kisimlarina sicaklik hissi verir ve gerginligi azaltir

    Sertlik derecesi: 7
    Unsuru: Toprak
    Çakra: Alt karın, Güneş sinirağı