Efendiler, Avrupa’nın bütün ilerlemesine yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlanadurmuştur. Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine göre uygun yapmak, yürümek, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Halbuki, hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatiyle, ecnebilerin planlarıyla yükseltilebilsin?
Kulağımın içi kaşınıyor. Felaket. Önce azar azar başlıyor kaşıntı, geceleri. Sonra artıyor. Kaşımak da bir zor ki kulağın içini. Bir türlü geçmiyor. 'Ne yapsam acaba? ' diyorum. Günler geçtikçe daha da artıyor. Doktora gitmeye karar veriyorum. Arkadaşlarıma soruyorum 'Tanıdığınız iyi bir kulak burun boğazcı var mı? ' diye. 'N'oldu ki? ' diye soruyor arkadaşlarım. 'Kaşınıyor kulağım' diyorum. ' Uyuyamıyorum geceleri, kulak kaşınmasından! ' Bir doktorun adını söylüyor bir tanesi. 'Çok iyi doktordur' diyor. 'Kimsenin çözemediğini çözer, iyileştiremediğini iyileştirir.' Gidiyorum doktora. Gözlüklü, şirin bir amca. Elinde bir büyüteç, kulağıma bakıyor. Şaşırıyorum önce. 'İçinde kaşıntı var' diyorum. 'Öyle büyüteçle ne anlayacaksınız ki? ' 'Yok' diyor, 'Ben çoktan anladım ne olduğunu da, şimdi daha iyi görmek için bakıyorum.' 'Nedir? ' diyorum doktora. 'Eski sözler kaçmış kulağınıza' diyor. 'Nasıl yani? ' diyorum. 'Kimin sözleri? ' 'Bakacağız' diyor. Sonra bir alet çantasından kocaman, ucu ince, cımbıza benzer bir alet çıkarıyor. 'Yan durun. Kıpırdamayın' diyor bana. Biraz irkiliyorum. 'Eski sözler' diyorum, 'Ha? ' Cımbızın ucu kulağıma giriyor, canımı acıtmıyor nedense. 'Bir erkek sesi bu' diyor. Sanki bir uğultu duyuyorum. Cımbızı çıkarıyor kulağımdan. 'Yalan kaçmış kulağınıza! ' diyor doktor. Yalana bakıyorum. Küçücük bir şey gibi gözüküyor. 'Vay be! Günlerdir kulağımı kaşındıran bu muymuş? Hangi yalan peki? ' diyorum. 'Durun, bekleyin' diyor doktor. 'Dikkatli olmamız lazım. Tekrar kulağınıza kaçabilir. Önce şu deney tüpünün içine koyalım. Sonra serbest bırakırız.' Yalanı tüpün içine koyuyor. Kapağını da kapıyor tüpün. Serbest kalıyor yalan. 'Seni seviyorum' diye cılız bir ses geliyor tüpün içinden. 'Yalanmış ha? ' diyorum. Kulağım bile anlamış, kalbim hálá anlamıyor...
Her yaşın kendi tercihleri ve anlayışı var. İşte kadınların tercihleri
YAŞ / İÇKİ 17 – Bira 25 – Beyaz şarap 35 – Kırmızı şarap 48 - Şampanya 66 – Su
SAÇLAR 17 – Yıkamak 25 – Şampuan ve Yumuşatıcı ile yıkamak 35 – Boyatmak, şampuan ve yumuşatıcı ile yıkamak 48 – Boyatmak, bakım yapmak, şampuan ve yumuşatıcı ile yıkamak 66 – Peruğa bakım yapmak
MÜKEMMEL BİR BULUŞMA 17 - Burger King 25 – Bedava yemek 35 – Elmas yüzük 48 – Daha büyük elmas yüzük 66 – Evde tek başına
RÜYALARIN ERKEĞİ 17 – Uzun, esmer ve yakışıklı 25 – Uzun, esmer, ve paralı bir yakışıklı 35 – Uzun, esmer ve hem paralı hemde akıllı bir erkek 48 – Saçları olan bir erkek 66 – Bir erkek
EVLENMEK İÇİN EN İDEAL YAŞ 17 - 17 25 - 25 35 - 35 48 - 48 66 - 66
İDEAL SEVGİLİ 17 – Yemeği ödemeyi öneren 25 – Yemeği ödeyen 35 – Ertesi sabah kahvaltı hazırlayan 48 – Ertesi sabah çocuklar için kahvaltı hazırlayan 66 – Kahvaltısını çiğneyebilen
Onsuz yaşayamayacağını mı düşünüyorsun? Yanılıyorsun! Yarın sabah uyandığında onun adını bile hatırlamıyor olacaksın...
Aşıktın. Ayakların yerden kesilmişti. Sanki gökyüzünde uçuyordun. Sorunlar bulutlar kadar hafif, hayat gökkuşağı kadar renkli görünüyordu gözüne. Ama biri bir tekme vurdu, seni yeryüzüne attı. Artık mutsuz, umutsuz ve yalnızsın. Öyleyse Kırık Kalpler Kulübü'ne hoşgeldin. Burada çok uzun süre kalmayacaksın. Seni sadece 24 saat misafir edeceğiz ve bu 24 saatte kırılan kalbin tamamen onarılacak!
9:00 AĞLA Üzüntünü gizlemeye çalışma. Odana kapan, hatta yorganın altına saklan ve ağlayabildiğin kadar ağla. Ayrılma nedenini anlamaya ve mantıklı bir sebep bulmaya çalışma, tamamen duygularının esiri ol.
10:00 SİNiRLEN Yeteri kadar ağladıktan sonra, biraz daha sakin olup düşünmeye başlayabilirsin. ``Bunu nasıl yapar? ', ``Tüm bunları hak edecek ne yaptın ki? ' ``Sadece sevdin onu! ' ``Onunsa tüm söyledikleri yalanmış! ' Göz yaşlarını boşalttıktan sonra sıra sinirini boşaltmakta. Onun hakkındaki tüm olumsuzlukları düşün ve ona kız, sinirlen!
11:00 KAFA ŞİŞİR Arkadaşların çoktan uyanmıştır. Uyuyorsalar bile çok önemli değil. Sen acı çekerken, onların mışıl mışıl uyumaları gerekmiyor. En yakın arkadaşını ara, olanları ve kendini ne kadar kötü hissettiğini anlat. Sana moral vermesini bekle.
12:00 ŞİKAYET ET Anlayışsız ol ve bunun tadını çıkar! Bu durumda nasıl olsa kimse üstüne gelemez, seni daha fazla üzemez. Derslerden, kardeşinden, suların kesilmesinden, alnının ortasında çıkan sivilceden, herşeyden şikayet et. İçine attıklarını kus. Hazır bahanen de var
13:00 ALIŞVERİŞE ÇIK Yanına bir arkadaşını da alıp alışveriş merkezinin yolunu tut. Alışveriş herkesi rahatlatır. Alacağın küçük bir kalem de olsa, moralini biraz olsun düzeltecek.
14:00 BAYIL Sokakta yürüyen sevgililere iç geçirerek bak. Birlikte gitmeyi planladığınız film afişinin karşısında donup kal. Onunla ilgili aklında kalan son kırıntıları düşün. Ertelemeden düşün ki, bu durumu bir an önce atlatasın.
15:00 ŞARKI SÖYLE ``Dünya dönüyor sen ne dersen de, dünya dönüyor fark etmesen de...' Müzik setinin başına geç ve biraz hareketli parçalar dinlemeye çalış. Kıvrak şarkılara ruhun ``hayır' dese de, bedenin dayanamaz, bir bakmışsın ayakların ritm tutturmaya çalışıyor...
17:00 BAKIM YAP Aynanın karşısına geçme vakti geldi. Bütün gece uyumadığın ve bütün sabah ağladığın için gözlerin kan çanağı gibi görüyor değil mi? Saç baş bir yerde, böyle de olmaz ki! Hadi canlan biraz, duşa gir, temizlen, çıkınca kokulu kremlerle vücudunu ödüllendir. Onun yüzünden kendini bırakmana gerek yok, sadece onu ve onunla ilgili düşünceleri bırakman yeterli!
18:00 MAKYAJ YAP
Şimdi sıra yüzüne biraz renk vermeye geldi. Biraz allık, mükemmel kıvrımlı kirpikler, parlayan dudaklar. İşte şimdi eski haline daha çok benziyor ve çok daha güzel görünüyorsun.
19:00 DIŞARI ÇIK Artık zil çalan karnını doyurmanın vakti geldi. Arkadaşlarınla hoş mekanda kendine bir ziyafet çekmeye ne dersin? Hatta bu yemeği yakınlarındaki yakışıklıyla bile yiyebilirsin. Nasıl olsa artık bunu yanlış anlayacak ve kıskanacak biri yok.
22:00 UYU Bir bardak süt içip erkenden yat. Dün geceki uykusuzluğunu üzerinden atman gerekiyor. Çünkü yarın yeni bir gün, yeni bir hayat seni bekliyor, bakalım neler getirecek?
Gecenin karanlığına gizlendim,
Yüreğimdeki yanık izleri görünmesin diye.
Sözlerden vazgeçtim,
Çünkü, hiç birisi seni anlatmaya yetmiyordu..
Bir gözlerinden vazgeçemedim,
Çünkü, sevgiyi en iyi gözlerin anlatıyordu....
Aynalı körük olmazsa
Ben gelin gitmem
Ud kemani çalmazsa
Aynalı körüğe binmem
Sen yoktun sevdiceğim,
Sensiz herşey anlamsızdı,
Ayrılığımıza sebepler yüklediğim
Suskunluklarım vardı dilimde
Yangınlar vardı yüreğimde
Gözlerini kaçırma gözlerimden,
İşte ben, o zaman üşüyorum.
Gönül aldırmıyor,
Ferman sultanından geldi diye..
Efendiler,
Avrupa’nın bütün ilerlemesine yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlanadurmuştur. Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine göre uygun yapmak, yürümek, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Halbuki, hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatiyle, ecnebilerin planlarıyla yükseltilebilsin?
Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir
Kulağımın içi kaşınıyor.
Felaket.
Önce azar azar başlıyor kaşıntı, geceleri. Sonra artıyor.
Kaşımak da bir zor ki kulağın içini.
Bir türlü geçmiyor. 'Ne yapsam acaba? ' diyorum.
Günler geçtikçe daha da artıyor.
Doktora gitmeye karar veriyorum.
Arkadaşlarıma soruyorum 'Tanıdığınız iyi bir kulak burun boğazcı var mı? ' diye.
'N'oldu ki? ' diye soruyor arkadaşlarım.
'Kaşınıyor kulağım' diyorum. '
Uyuyamıyorum geceleri, kulak kaşınmasından! '
Bir doktorun adını söylüyor bir tanesi.
'Çok iyi doktordur' diyor.
'Kimsenin çözemediğini çözer, iyileştiremediğini iyileştirir.'
Gidiyorum doktora. Gözlüklü, şirin bir amca. Elinde bir büyüteç, kulağıma bakıyor.
Şaşırıyorum önce. 'İçinde kaşıntı var' diyorum.
'Öyle büyüteçle ne anlayacaksınız ki? '
'Yok' diyor, 'Ben çoktan anladım ne olduğunu da, şimdi daha iyi görmek için bakıyorum.'
'Nedir? ' diyorum doktora.
'Eski sözler kaçmış kulağınıza' diyor.
'Nasıl yani? ' diyorum. 'Kimin sözleri? '
'Bakacağız' diyor.
Sonra bir alet çantasından kocaman, ucu ince, cımbıza benzer bir alet çıkarıyor.
'Yan durun. Kıpırdamayın' diyor bana.
Biraz irkiliyorum.
'Eski sözler' diyorum, 'Ha? '
Cımbızın ucu kulağıma giriyor, canımı acıtmıyor nedense.
'Bir erkek sesi bu' diyor.
Sanki bir uğultu duyuyorum.
Cımbızı çıkarıyor kulağımdan.
'Yalan kaçmış kulağınıza! ' diyor doktor.
Yalana bakıyorum. Küçücük bir şey gibi gözüküyor.
'Vay be! Günlerdir kulağımı kaşındıran bu muymuş? Hangi yalan peki? ' diyorum.
'Durun, bekleyin' diyor doktor. 'Dikkatli olmamız lazım. Tekrar kulağınıza kaçabilir. Önce şu deney tüpünün içine koyalım. Sonra serbest bırakırız.'
Yalanı tüpün içine koyuyor. Kapağını da kapıyor tüpün. Serbest kalıyor yalan.
'Seni seviyorum' diye cılız bir ses geliyor tüpün içinden.
'Yalanmış ha? ' diyorum. Kulağım bile anlamış, kalbim hálá anlamıyor...
Her yaşın kendi tercihleri ve anlayışı var. İşte kadınların tercihleri
YAŞ / İÇKİ
17 – Bira
25 – Beyaz şarap
35 – Kırmızı şarap
48 - Şampanya
66 – Su
SAÇLAR
17 – Yıkamak
25 – Şampuan ve Yumuşatıcı ile yıkamak
35 – Boyatmak, şampuan ve yumuşatıcı ile yıkamak
48 – Boyatmak, bakım yapmak, şampuan ve yumuşatıcı ile yıkamak
66 – Peruğa bakım yapmak
FAVORİ SPOR
17 - Alışveriş
25 - Alışveriş
35 - Alışveriş
48 - Alışveriş
66 - Alışveriş
MÜKEMMEL BİR BULUŞMA
17 - Burger King
25 – Bedava yemek
35 – Elmas yüzük
48 – Daha büyük elmas yüzük
66 – Evde tek başına
RÜYALARIN ERKEĞİ
17 – Uzun, esmer ve yakışıklı
25 – Uzun, esmer, ve paralı bir yakışıklı
35 – Uzun, esmer ve hem paralı hemde akıllı bir erkek
48 – Saçları olan bir erkek
66 – Bir erkek
EVLENMEK İÇİN EN İDEAL YAŞ
17 - 17
25 - 25
35 - 35
48 - 48
66 - 66
İDEAL SEVGİLİ
17 – Yemeği ödemeyi öneren
25 – Yemeği ödeyen
35 – Ertesi sabah kahvaltı hazırlayan
48 – Ertesi sabah çocuklar için kahvaltı hazırlayan
66 – Kahvaltısını çiğneyebilen
Onsuz yaşayamayacağını mı düşünüyorsun? Yanılıyorsun! Yarın sabah uyandığında onun adını bile hatırlamıyor olacaksın...
Aşıktın. Ayakların yerden kesilmişti. Sanki gökyüzünde uçuyordun. Sorunlar bulutlar kadar hafif, hayat gökkuşağı kadar renkli görünüyordu gözüne. Ama biri bir tekme vurdu, seni yeryüzüne attı. Artık mutsuz, umutsuz ve yalnızsın. Öyleyse Kırık Kalpler Kulübü'ne hoşgeldin. Burada çok uzun süre kalmayacaksın. Seni sadece 24 saat misafir edeceğiz ve bu 24 saatte kırılan kalbin tamamen onarılacak!
9:00
AĞLA
Üzüntünü gizlemeye çalışma. Odana kapan, hatta yorganın altına saklan ve ağlayabildiğin kadar ağla. Ayrılma nedenini anlamaya ve mantıklı bir sebep bulmaya çalışma, tamamen duygularının esiri ol.
10:00
SİNiRLEN
Yeteri kadar ağladıktan sonra, biraz daha sakin olup düşünmeye başlayabilirsin. ``Bunu nasıl yapar? ', ``Tüm bunları hak edecek ne yaptın ki? ' ``Sadece sevdin onu! ' ``Onunsa tüm söyledikleri yalanmış! ' Göz yaşlarını boşalttıktan sonra sıra sinirini boşaltmakta. Onun hakkındaki tüm olumsuzlukları düşün ve ona kız, sinirlen!
11:00
KAFA ŞİŞİR
Arkadaşların çoktan uyanmıştır. Uyuyorsalar bile çok önemli değil. Sen acı çekerken, onların mışıl mışıl uyumaları gerekmiyor. En yakın arkadaşını ara, olanları ve kendini ne kadar kötü hissettiğini anlat. Sana moral vermesini bekle.
12:00
ŞİKAYET ET
Anlayışsız ol ve bunun tadını çıkar! Bu durumda nasıl olsa kimse üstüne gelemez, seni daha fazla üzemez. Derslerden, kardeşinden, suların kesilmesinden, alnının ortasında çıkan sivilceden, herşeyden şikayet et. İçine attıklarını kus. Hazır bahanen de var
13:00
ALIŞVERİŞE ÇIK
Yanına bir arkadaşını da alıp alışveriş merkezinin yolunu tut. Alışveriş herkesi rahatlatır. Alacağın küçük bir kalem de olsa, moralini biraz olsun düzeltecek.
14:00
BAYIL
Sokakta yürüyen sevgililere iç geçirerek bak. Birlikte gitmeyi planladığınız film afişinin karşısında donup kal. Onunla ilgili aklında kalan son kırıntıları düşün. Ertelemeden düşün ki, bu durumu bir an önce atlatasın.
15:00
ŞARKI SÖYLE
``Dünya dönüyor sen ne dersen de, dünya dönüyor fark etmesen de...' Müzik setinin başına geç ve biraz hareketli parçalar dinlemeye çalış. Kıvrak şarkılara ruhun ``hayır' dese de, bedenin dayanamaz, bir bakmışsın ayakların ritm tutturmaya çalışıyor...
17:00
BAKIM YAP
Aynanın karşısına geçme vakti geldi. Bütün gece uyumadığın ve bütün sabah ağladığın için gözlerin kan çanağı gibi görüyor değil mi? Saç baş bir yerde, böyle de olmaz ki! Hadi canlan biraz, duşa gir, temizlen, çıkınca kokulu kremlerle vücudunu ödüllendir. Onun yüzünden kendini bırakmana gerek yok, sadece onu ve onunla ilgili düşünceleri bırakman yeterli!
18:00
MAKYAJ YAP
Şimdi sıra yüzüne biraz renk vermeye geldi. Biraz allık, mükemmel kıvrımlı kirpikler, parlayan dudaklar. İşte şimdi eski haline daha çok benziyor ve çok daha güzel görünüyorsun.
19:00
DIŞARI ÇIK
Artık zil çalan karnını doyurmanın vakti geldi. Arkadaşlarınla hoş mekanda kendine bir ziyafet çekmeye ne dersin? Hatta bu yemeği yakınlarındaki yakışıklıyla bile yiyebilirsin. Nasıl olsa artık bunu yanlış anlayacak ve kıskanacak biri yok.
22:00
UYU
Bir bardak süt içip erkenden yat. Dün geceki uykusuzluğunu üzerinden atman gerekiyor. Çünkü yarın yeni bir gün, yeni bir hayat seni bekliyor, bakalım neler getirecek?
Git, verdiğin sözlerini unut
Yok artık bizim için bir umut
Çık aklımdan al kendini
Yanında götür sevdiğim hayalini
Git, geri dönme sakın
Ayrılık vakti, şimdi çok yakın
Dönersen sevmem ki seni
Bu gidişinle öldürdün sen beni
Git, mutluluğun yüzünde okunuyor
Git, bu gülüşün bana dokunuyor
Git, eğer diyorsan seni ağlatmak niyetim
Gözyaşlarım çoktan bitti, bitti benim diyetim...