olgunlaşmış meyveler.. 40 devirip hala özrü ima edenler... benden özür dilemeyin hiç haz etmem.. mütevazı insanlar, zoru sevenler.. sen bana tecrübelerini anlat bende sana hayat teyzenin gözlerinden bahsedeyim.. nasıl?
size, bu odanın alacakaranlığından, okyanusundan, beni boğan dalgalarından, tenimde kalan tuzundan ve yastıklarda kuruyan gözyaşından hiç bahsetmedim.
size, nasılsın diyerek başlayan telefonlarınıza (garip, tuhaf aslında) beyaz bembeyaz tabiatımla 'iyiyim' diyorum. yani aslında korkuyorum bütün bunlar kıyamet bütün bunlar cinnet bütün bunlar cinayet demeye bir daha düzeltilemeyecek sözler söylemeye korkuyorum ... bunun beni ne kadar kırdığından hiç bahsetmedim. bahsetmediğim çok şey var daha yaz çiçekleri, cam çiçekleri ölüyor akşamın altını, gümüşe dönüyor bunlar da önemli elbette en az, bana ihaneti öğrettiğiniz bana kanatlarımı bıraktırdığınız kadar.
değil kardeşim, dal yeşil değil, gök mavi değil. bilsen! ben hangi alemdeyim, sen hangi alemde! aklından geçer mi dersin aklımdan geçen şeyler? sanmam! yıldız ve rüzgar payımız müsavi değil; sen kendi gecende gidersin, ben kendi gecemde; vazgeç. kardeşim, ayrıdır bindiğimiz gemiler!
kutlarım benden kaçmayı yine başaramadın! ..
anadolu t.i.l ;)
belki boya saçlarını yakar kısacık kestirmek zorunda kalırsın :))
zaruret hali şizofren kadınları oynarsın.
kaç kez denedim.
susamıyorum! sus/duramıyorum..
olgunlaşmış meyveler.. 40 devirip hala özrü ima edenler...
benden özür dilemeyin hiç haz etmem.. mütevazı insanlar, zoru sevenler.. sen bana tecrübelerini anlat bende sana hayat teyzenin gözlerinden bahsedeyim..
nasıl?
size,
bu odanın alacakaranlığından,
okyanusundan, beni boğan dalgalarından,
tenimde kalan tuzundan ve
yastıklarda kuruyan gözyaşından
hiç bahsetmedim.
size,
nasılsın diyerek başlayan telefonlarınıza
(garip, tuhaf aslında)
beyaz bembeyaz tabiatımla
'iyiyim' diyorum.
yani aslında korkuyorum
bütün bunlar kıyamet
bütün bunlar cinnet
bütün bunlar cinayet demeye
bir daha düzeltilemeyecek sözler
söylemeye korkuyorum
...
bunun beni ne kadar kırdığından
hiç bahsetmedim.
bahsetmediğim çok şey var daha
yaz çiçekleri, cam çiçekleri ölüyor
akşamın altını, gümüşe dönüyor
bunlar da önemli elbette
en az,
bana ihaneti öğrettiğiniz
bana kanatlarımı bıraktırdığınız kadar.
Birhan Keskin
değil kardeşim, dal yeşil değil, gök mavi değil.
bilsen! ben hangi alemdeyim, sen hangi alemde!
aklından geçer mi dersin aklımdan geçen şeyler?
sanmam! yıldız ve rüzgar payımız müsavi değil;
sen kendi gecende gidersin, ben kendi gecemde;
vazgeç. kardeşim, ayrıdır bindiğimiz gemiler!
düşmanlıkla saldırdı.. pek fazla derinlere uzanamadı.
sevgi gösterileriyle uzanıp girdi. yıktı geçti.
düşmanınıza sevgi yönünden yakınlaşınız.. onun içine girersiniz.
sonuç, sevgiyi kullanma seçiminize kalmıştır.
işte sana basit bir sır: insan ancak kalbiyle doğru olarak görebilir.
gerçek olan göze görünmez.
unutmak öğrenmekten zordur.
hatırlamak, unutmamak demek değildir, unutmak üzere anmaktır.
unutmamak unutmaktan büyük sanılır.. 'hiç unutmuyorum' derler.. 'hiç unutmayacağım' derler.. 'hiç unutamam' derler.. 'unutmam' derler..
ve unuturlar, unuturuz, unutursun..
hatırlamayı bile!
...
sahte gözyaşları vardı üzerinde.
(içinde dünyayı taşıdıkları için mi yaşlar yuvarlaktır?)
gözyaşlarında da gemiler. dönmemek için geriye;
akıttım hepsini denize.