tıpkı müzikteki akorlar gibi parfüm akorunda da dört esans ya da nota bulunur. aralarında armonik bir ilişki olması için özenle seçilirler. her parfümde üç akor bulunur. baş, kalp ve temel yani toplam 12 nota baş akoru ilk izlenimi verir, birkaç dakika sonra yerini kalp akoruna bırakır, kalp parfümün temasıdır. birkaç saat sürer, son olarak da, taban akoru parfümün bıraktığı iz, birkaç gün sürer.
Şu insanlar ne de budala oluyor! Bahtın sillesini yiyince, çok kere kendi ektiğimizi biçtiğimiz halde, başımıza gelen felaketlerin sorumluluğunu güneşe, aya, yıldızlara yüklüyoruz. Sanki kaderin zorlamasıyla alçaklık ediyoruz; sanki göklerin zoruyla ahmak, doğuşumuza hâkim gezegenlerin baskısıyla hain, yıldızların etkisine boyun eğmek gerektiği için sarhoş, yalancı oluyoruz; zina ediyoruz. Ne kötülük edersek tanrıların zoruyla oluyor. Orospu peşinde koşan zamparanın hayvanlığını bir yıldıza yüklemesi çok güzel bir kaçamak doğrusu!
* eski arif'e göre cennet bahçesi'nde iki ağaç vardı...bilgi ağacı ve hayat ağacı. Adem ve Havva, bilgi ağacı'nın meyvelerinden yiyince, Tanrı bahçeyi onlara yasakladı ve hayat ağacı'nı sakladı.
filmi zihni tam olarak anlamak imkansız, çok derin. fakat vücudunuzun her hücresinde hissetmek mümkündür. en önemlisi, kelimelerle değil, metafor ve sembollerde “okunur”. evet, gerçekten önemli kelimeleri açıklamak mümkün mü?
tıpkı müzikteki akorlar gibi parfüm akorunda da dört esans ya da nota bulunur. aralarında armonik bir ilişki olması için özenle seçilirler. her parfümde üç akor bulunur. baş, kalp ve temel yani toplam 12 nota baş akoru ilk izlenimi verir, birkaç dakika sonra yerini kalp akoruna bırakır, kalp parfümün temasıdır. birkaç saat sürer, son olarak da, taban akoru parfümün bıraktığı iz, birkaç gün sürer.
Perfume: The Story of a Murderer
"He Huan Hua” yani “Mutluluğu Bir Araya Getiren Çiçek"
İnsanın karakteri, onun yazgısıdır.
Herakleitos
"Güneşim ve yıldızlarım"
Martıları
Şu insanlar ne de budala oluyor! Bahtın sillesini yiyince, çok kere kendi ektiğimizi biçtiğimiz halde, başımıza gelen felaketlerin sorumluluğunu güneşe, aya, yıldızlara yüklüyoruz. Sanki kaderin zorlamasıyla alçaklık ediyoruz; sanki göklerin zoruyla ahmak, doğuşumuza hâkim gezegenlerin baskısıyla hain, yıldızların etkisine boyun eğmek gerektiği için sarhoş, yalancı oluyoruz; zina ediyoruz. Ne kötülük edersek tanrıların zoruyla oluyor. Orospu peşinde koşan zamparanın hayvanlığını bir yıldıza yüklemesi çok güzel bir kaçamak doğrusu!
William Shakespeare, Kral Lear
birkaç sirk sanatçısının hayal kırıklıkları.. siyah beyaz film.
burası mutlu bir mezarlık.
* eski arif'e göre cennet bahçesi'nde iki ağaç vardı...bilgi ağacı ve hayat ağacı. Adem ve Havva, bilgi ağacı'nın meyvelerinden yiyince, Tanrı bahçeyi onlara yasakladı ve hayat ağacı'nı sakladı.
- bu, gerçek olabilir mi?
filmi zihni tam olarak anlamak imkansız, çok derin. fakat vücudunuzun her hücresinde hissetmek mümkündür. en önemlisi, kelimelerle değil, metafor ve sembollerde “okunur”. evet, gerçekten önemli kelimeleri açıklamak mümkün mü?