Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • Adil Serdar SAÇAN26.08.2007 - 20:03

    Dr.Adil Serdar SAÇAN İstanbulda Organize Suçlarla Mücadele Şube müdürlüğünü kuran ve görevde bulunduğu süre boyunca namerde boyun eymeyen onur timsali bir kişiliktir. Bu ismi anımsayamayanlar için bir siteden, başkasının ağzından yaptığım alıntıyı aşağıya ekliyorum:
    VEKİL seçtirilen PKK'lı kızın hapishaneden alınıp taşınmasına Dr. Saçan'ın tanıklık ettiğini yazmıştım.. Sayın Saçan, gördüklerini yazdı, ben de izniyle aynen bu köşeye taşıyorum..
    Bakın, iktidarın görevden aldığı önemli bir eski polis müdürünün isyanı şöyle..
    Üniversiteden çıkıp Avrupa yakasına giderken, FSM köprü yolu Tem 6'da trafikten canımız çıkarken, bir de baktım ki, sağım, solum, önüm, arkam PKK'lı bir sürü hain dolu. Arabalardan DTP bayrakları sallanıyor, bazı hainler zafer işaretleri yapıyor, salyaları ağzından akan militan tipli hıyarlar, İstanbul'un göbeğinde bölücü slogan atıp, bölücü parti bayraklarını sanki baston yutmuş gibi dimdik tutuyor. Sağımdan giden bir minibüsten bir PKK'lı bana bakıp zafer işareti yapınca; 'Ulan o ellerini kırarım senin' dedim. Çaprazımdaki Kango'dan bir delikanlı; 'Ağabey biz kırarız sen üzülme' deyiverdi. O da yalnızdı ve basıyordu lafı. Çıt çıkmadı. 5 kilometre yan yana gittik, o el kalkmadı bir daha. Ne zaman yol kenarındaki polisi gördüler, yine başladı zafer işaretine. Şöyle bir baktım, o vefakar eski meslektaşlarıma, çiğ çiğ yiyecekler bıraksalar ama yapamıyorlar.
    Giden, cezaevinden tahliye olan, yeni milletvekili Kandil'li PKK'liye. Öyle ya, Kandil Dağı'ndan gelmiş, yakalanmış, cezaevine girmiş, milletvekili seçilip tahliye olmuştu. Bir konvoy sormayın. İnsan kahroluyor. Ben nasıl kahrolmam ki;
    Kandil Dağı'nda değil de, Atatürk'ün kurduğu Polis Koleji'nde eğitim aldım diye altı defa meslekten attı beni AKP İktidarı. 3 yılı Muş'ta TEM müdürlüğü olmak üzere yaklaşık 6 yıl bu PKK illetiyle mücadele ettim. Mafya, irticai örgütler, kaçakçılar cabası.
    Altıdan ikisi, işkenceden. İkisinden de beraat ettim Adli Yargıda. Ama AKP'nin Diyarbakırlı Bakanı atacaksınız diyordu, attılar. İkisinden de İdari Yargı kararı ile döndüm. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı olmadığım için attılar işte. O muhtereme! övgüler düzdüler.
    Altıdan ikisi, Susurluk sanığı bir kumarhanecinin hakkındaki şike iddialarının basında yer almasının sebebinin benim olduğum gerekçesiydi. Yani, muhterem (!) hakkında basında haber çıkmasından sorumlu tutulup iki kez meslekten çıkartıldım. Yargıda bu davaları da kazandım. Ama 33.000 insanı öldürten 'Sayın' oldu, biz yine adam addedilmedik bu ülkede.
    Altıda biri, sözüm ona devlete ait belgeleri kurum dışına çıkarma iddiası. Bununla ilgili davalar sürüyor. Uluslararası teröristlere kefil olanlar, çocukları Kürt mafyasının hamiliğini yapanlar karar vermişti bir kere, bizden ancak 'kelle' olurdu. Aldılar silahlarımı, kimliğimi, korumasız bıraktılar. Yargı; 'koruyacaksınız' dedi, hala korumuyorlar.
    Ama Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı'nı Türk Polisi ile koruyorlar.
    Altıda sonuncusu; mafya tetikçisinin biri; 'Arsa verdim ona' diyor. Tapu kayıtları orada, kendi atadıkları müfettişler, Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir mal varlığı soruşturması yapıp; 'İddialar asılsızdır, ceza tayinine gerek yok' diyor, Savcılık; 'Suç yoktur' deyip takipsizlik kararı veriyor, İçişleri Bakanlığı meslekten atıyor. Bununla da yetinmeyip, daha karar bana ulaşmadan Radikal Gazetesi'ne 'Hırsız' başlığı attırıyor. İdari dava sürüyor.
    Tabii, altı meslekten çıkarmanın gerçek nedeni muhterem (!) RTE ve saz heyetine yolsuzluk operasyonları icra etmemizdi.
    PKK'nın şirketleri Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nden besleniyor ses çıkmıyor.
    Veee tüm bunları yapanlar, göz yumanlar, namaz kılıp her rekatta, 'Yalnız sana kulluk eder, yalnız senden yardım bekleriz' diyor.
    SİZ, KULA KULLUK EDİYORSUNUZ, SAHİBİNİZE YARANMAK İÇİN BU MİLLETİN EVLATLARINA ZULM EDİYORSUNUZ. ALLAH SİZİ ISLAH ETSİN.

    Kaynak: http://www.forumimaj.com/showthread.php? p=124238

    Not: