ÇAĞDAŞ İŞKENCE! ! Canım annem! Ne yapıyor acaba? Oğlunun saatlerdir kendi bulunduğu arabanın arkasında olduğunu bilse her halde çıldırırdı. En son bunu düşündüğümü hatırlıyorum.* * *Gözlerimi açtığımda önce bir kuyunun içindeyim sandım. Karanlık, ama kapkaranlık bir yerdi. Elimi nereye uzatsam parmaklarıma duvar çarpıyordu. Meğer hücredeymişim. Aradan bir hafta geçmiş. Ben bunu gardiyan Chu Yui'den öğrendim. Hayret bir şey doğrusu. Dile kolay, bir hafta... Yememişim, içmemişim, uyanmamışım, hiçbir ihtiyaç hissetmemişim. Kafam yerinden zor kalkıyordu. Nerede olduğumu anlamaya çalıştıktan sonra ilk işim su istemek oldu. Bana iyi davranan gardiyan Chu Yui getirdi bir tas su. Karanlıkta, açılan hücre deliğini zor gördüm. Suyu alıp hemen içtim. Aman Allah'ım! İçtiğim neydi öyle? Acaba bana idrar mı içirdiler? Bu sorunun cevabını hiçbir zaman öğrenemedim. Yemekte aklıma gelse midem bulanıyordu. Sonra 'açım' dedim. Yine ne olduğunu görmediğim bir yemek geldi. Tadı nasıldı, onu hatırlayamıyorum. Ama ekmek denen şeyi el yordamıyla tuttuğumda kiremit sanmıştım. Sonra ekmek olduğunu anladım. özgürlükçü(!) sosyalist ülkeler... Aydın ve çağdaş(!) rejimler... İlerici(!) ve modern(!) düşünce... Gelsinler... Gelsinler de kendilerini bana anlatsınlar. Bu hücrede Chu Yui'den başka beni hiç kimse sormuyor... Ne mahkeme, ne hakim... Ne avukat, ne yargıç... İki ay kendime gelemedim. İki ay sonra hücremde oturup kendi kendime düşündüm. — Anlaşıldı Kaan. Seni buradan çıkarmayacaklar... Gardiyan Chu bile bunu söyledi. Bu Çin işkencesinin bir numaralı modeliymiş. Tek gayeleri insanı böyle çıldırtmakmış. Aklını başına al Kaan. Sakın seni çıldırtmalarına izin verme. Aklını koru ve bir program yap kendine. Kendimle anlaştım.
ÜSTAD NECİP FAZIL KISAKÜREK (25 Mayıs 1905- 25 Mayıs 1983)
Surda bir gedik açtık mukaddesmi,mukaddes
Ey kahbe rüzgar,artık ne yandan esersen es
benim güzel ismim.... :)
Kur'an-ı Kerim de yer alan bir sure...
NİSÂ= kadın (arapça)
NİSÂNUR= nurlu kadın
selam ve dua
Bir gericilik tutturmuşsunuz;
Gericilik değil, Türk'ün köy modasıdır bu...
Üstelik, ninemizin başımızda
Taşıdığımız hatırasıdır bu!
Dediniz: 'Çıkacak başınızdan
Başörtünüz! '
Alın -öyleyse- onunla
Yüzünüzü örtünüz!
Canım kurban,başı secdede,
İki büklüm,ALLAH diyene
Gökte Melek, Yerde İnsan Ağladı
BARNABA İNCİLİ NİN ORJİNAL İNCİLE BENZEDİĞİ DOĞRULTUSUNDA BİLGİLER VAR..
BARNABA İNCİLİNDE SON PEYGAMBER İN GELECEĞİ BİLDİRİLMİŞ...ve KUR'AN -I KERİM İLE YAKIN ANLAMLAR TAŞIDIĞI BİLDİRİLİYOR.
FAKAT...
BARNABA İNCİLİNİ TEMİN ETMEK ÇOK ZOR...
hak yol İSLAM' dır
selam ve dua
HUZUR..
İnnacımın tüm gereklerini yerine getirmek için çabalayan..BİR olan Rabbime layık bir kul olmak için herşeyi feda edebiliyorsam...
evet..BEN AŞIRI DİNCİYİM
bu sıfatı uygun bulanlar da 'hafif dinci' demek ki
ÇAĞDAŞ İŞKENCE! !
Canım annem!
Ne yapıyor acaba? Oğlunun saatlerdir kendi bulunduğu arabanın arkasında olduğunu bilse her halde çıldırırdı.
En son bunu düşündüğümü hatırlıyorum.* * *Gözlerimi açtığımda önce bir kuyunun içindeyim sandım. Karanlık, ama kapkaranlık bir yerdi. Elimi nereye uzatsam parmaklarıma duvar çarpıyordu.
Meğer hücredeymişim. Aradan bir hafta geçmiş. Ben bunu gardiyan Chu Yui'den öğrendim.
Hayret bir şey doğrusu. Dile kolay, bir hafta... Yememişim, içmemişim, uyanmamışım, hiçbir ihtiyaç hissetmemişim. Kafam yerinden zor kalkıyordu.
Nerede olduğumu anlamaya çalıştıktan sonra ilk işim su istemek oldu. Bana iyi davranan gardiyan Chu Yui getirdi bir tas su. Karanlıkta, açılan hücre deliğini zor gördüm.
Suyu alıp hemen içtim. Aman Allah'ım! İçtiğim neydi öyle? Acaba bana idrar mı içirdiler? Bu sorunun cevabını hiçbir zaman öğrenemedim. Yemekte aklıma gelse midem bulanıyordu.
Sonra 'açım' dedim. Yine ne olduğunu görmediğim bir yemek geldi. Tadı nasıldı, onu hatırlayamıyorum. Ama ekmek denen şeyi el yordamıyla tuttuğumda kiremit sanmıştım. Sonra ekmek olduğunu anladım.
özgürlükçü(!) sosyalist ülkeler...
Aydın ve çağdaş(!) rejimler...
İlerici(!) ve modern(!) düşünce...
Gelsinler... Gelsinler de kendilerini bana anlatsınlar.
Bu hücrede Chu Yui'den başka beni hiç kimse sormuyor... Ne mahkeme, ne hakim... Ne avukat, ne yargıç...
İki ay kendime gelemedim. İki ay sonra hücremde oturup kendi kendime düşündüm.
— Anlaşıldı Kaan. Seni buradan çıkarmayacaklar... Gardiyan Chu bile bunu söyledi. Bu Çin işkencesinin bir numaralı modeliymiş. Tek gayeleri insanı böyle çıldırtmakmış. Aklını başına al Kaan. Sakın seni çıldırtmalarına izin verme. Aklını koru ve bir program yap kendine.
Kendimle anlaştım.
..........
-alıntı-