İstanbul hâlâ güneşin ardında ufuklarında birkaç kara leke birkaç kan pıhtısı dudaklarında İstanbul hâlâ sevimli mi sevimli ve hâlâ bir tomucuk tadında yürüyelim seninle İstanbulda......
Bir Japon ile Amerikalı Afrika’da bir safariye katılır.Bir süre sonra kaybolurlar ve birlikte yürümeye başlarlar. O sırada bir haftadır aç sefil dolaşan bir aslanda onları fark eder.Kükrer ve ikii kafadara doğru koşmaya başlar.Japon, aslanı görünce çantasından spor ayakkabılarını çıkarıp giymeye koyulur.Amerikalı gülerek sorar; -‘Bu ayakkabıları giyince aslandan daha hızlı koşabileceğinimi sanıyorsun.’ Japon’un cevabı çok ilginçtir: -‘ Aslandan hızlı koşamam ama en azından senden daha hızlı koşarım…’ :))
Sana dün bir tepeden baktım azîz İstanbul! Görmedim; gezmediğim,sevmediğim hiç bir yer Ömrün oldukça, gönül tahtına keyfince kurul! Sâde bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
Sınıf, öğrencilerin gürültü patırtısıyla sallanırken sert görünümlü hoca kapıda beliriyor.İçeriye kızgın bir bakış atıp kürsüye geçiyor.Tebeşirle tahtaya kocaman bir (1) rakamı çiziyor. ‘bakın’ diyor.’Bu kişiliktir.Hayatta sahip olabileceğiniz en değerli şey…’ Sonra (1) in yanına bir (0) koyuyor: ‘ Bu başarıdır.Başarılı bir kişilik (1) i (10) yapar.’ Bir (0) daha…’Bu tecrübedir. (10) iken (100) olursunuz.’ Sıfırlar böyle uzayıp gidiyor: Yetenek…disiplin…sevgi. Eklenen her yeni (0) ın kişiliği 10 kat zenginleştirdiğini anlatıyor hoca…Sonra eline silgiyi alıp en baştaki (1) i siliyor.Geriye bir sürü sıfır kalıyor ve hoca yorumu patlatıyor: ‘KİŞİLİĞİNİZ YOKSA, ÖBÜRLERİ HİÇTİR.’
Yalnızlık! İnsan daha doğduğu ilk andan itibaren etrafında herkes gülerken, o çığlık çığlığa ağlayışından yalnız! ! !
En amansız olanı ise; son nefeste yüzlerce insanla birlikte aynı anda can verse bile TEK başına ölüyor, hesabını TEK başına veriyor insan. İşte gerçek yalnızlık! ..
Güller dedim bu bahçede mutlak siyâh açar,
Suskun kalan dudakları yalnız bir âhh açar......
Hülyâsı kalmayınca hayatın ne zevki var?
Bitsin hayırlısıyla bu beyhûde sonbahar,
Ölmek değildir ömrümüzün en fecî işi,
Müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi......
Kederler insanı vaktinden önce yıpratıyor,
Bu doğru!
Kış günü solgun güneş çabuk batıyor.........
İstanbul hâlâ güneşin ardında
ufuklarında birkaç kara leke
birkaç kan pıhtısı dudaklarında
İstanbul hâlâ sevimli mi sevimli
ve hâlâ bir tomucuk tadında
yürüyelim seninle İstanbulda......
Ömrümün mevsimi hüzün oldu
Günlerim, güllerim soldu
Ahüzâr beni ahüzâr
Ah yanar yüreğim yanar
Ayrılık ölümden beter...........
Bir Japon ile Amerikalı Afrika’da bir safariye katılır.Bir süre sonra kaybolurlar ve birlikte yürümeye başlarlar. O sırada bir haftadır aç sefil dolaşan bir aslanda onları fark eder.Kükrer ve ikii kafadara doğru koşmaya başlar.Japon, aslanı görünce çantasından spor ayakkabılarını çıkarıp giymeye koyulur.Amerikalı gülerek sorar;
-‘Bu ayakkabıları giyince aslandan daha hızlı koşabileceğinimi sanıyorsun.’ Japon’un cevabı çok ilginçtir:
-‘ Aslandan hızlı koşamam ama en azından senden daha hızlı koşarım…’ :))
Uzak nedir?
Kendinin bile ücrasında yaşayan için
Gidilecek yer ne kadar uzak olabilir?
Sana dün bir tepeden baktım azîz İstanbul!
Görmedim; gezmediğim,sevmediğim hiç bir yer
Ömrün oldukça, gönül tahtına keyfince kurul!
Sâde bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
Sınıf, öğrencilerin gürültü patırtısıyla sallanırken sert görünümlü hoca kapıda beliriyor.İçeriye kızgın bir bakış atıp kürsüye geçiyor.Tebeşirle tahtaya kocaman bir (1) rakamı çiziyor.
‘bakın’ diyor.’Bu kişiliktir.Hayatta sahip olabileceğiniz en değerli şey…’ Sonra (1) in yanına bir (0) koyuyor: ‘ Bu başarıdır.Başarılı bir kişilik (1) i (10) yapar.’ Bir (0) daha…’Bu tecrübedir. (10) iken (100) olursunuz.’
Sıfırlar böyle uzayıp gidiyor: Yetenek…disiplin…sevgi. Eklenen her yeni (0) ın kişiliği 10 kat zenginleştirdiğini anlatıyor hoca…Sonra eline silgiyi alıp en baştaki (1) i siliyor.Geriye bir sürü sıfır kalıyor ve hoca yorumu patlatıyor:
‘KİŞİLİĞİNİZ YOKSA, ÖBÜRLERİ HİÇTİR.’
Yalnızlık! İnsan daha doğduğu ilk andan itibaren etrafında herkes gülerken, o çığlık çığlığa ağlayışından yalnız! ! !
En amansız olanı ise; son nefeste yüzlerce insanla birlikte aynı anda can verse bile TEK başına ölüyor, hesabını TEK başına veriyor insan.
İşte gerçek yalnızlık! ..