Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Delal Sönmez
Delal Sönmez

SUSKUNLUĞUM ASALETİMDENDİR.HER LAFA VERECEK CEVABIM YOKTUR.LAKİN BİR LAFA BAKARİM LAFMİ,BİRDE SÖYLEYENE BAKARİM ADAMİ DİYE..

  • ağlatmak24.01.2009 - 06:04

    Fitil tutmaz yaktığım cıgaramın çektiği Özlem yüzünden....


    Bir duyguyu tanımlamak ne kadar zordur. Adını koymak bile zulümdür..oysa ben
    hep sevdiklerimden uzak yaşadim.en değer verdiklerimi birer saçlarimdan yere
    düşen tel gibi kaybettim...önce çocukluk arkaşalarımı,sonra ilk okula
    başladiğimda bana ders veren öğretmenlerimi,ilkokulda geydiğim beyaz yakalı
    önlüğümü,ilk yürüdüğümde giydiğim ayakabilarımı,ve sonra folklor oynadığım
    arkadaşlarımı.aynı mahlede oturduğumuz komşularımızı,

    en önemlisi ve sonuncusu Babacığımı.! ! ! !

    işte bundandır beni duygu seline kaptıran derya dolu şu yaralı sol yüreğim
    coşar durur....

    orada hep sızı ve potensiyel bir gaflet vardı...adı ÖZLEM

    Özlem bir arayıştır, yokluğun farkının iyice kendini belli ettiği durumlarda
    kabarır. İnsan bir çok etkiye ve eskiye özlem duyabilir. Bunun daha
    ayrıntılı anlatıldığı bir yer olup, özlem insanın en saf, en temiz, en
    karşılıksız hislerindendir.


    Özlemek ızdırabı insanı, yaşamaktan uzaklaştırabileceği gibi, gözü kara
    yapar, özleyen insandan her şey beklenebilir.


    Özlem birşeyden çok uzak kaldığında hissettiğin duygu. Eski arkadaşlara
    karşı çok hissedilir. Özlem, kağıdın mürekkebe kavuşmak için beklentisi,
    toprağın suya tutkusu, ağaçların çiçeklerini açacağı anı beklerken
    hissedebilecekleri tek duygudur.


    Özlem bir boşluğu işgal eden sular gibi duru bir anıdır. Kalbinde aşkın. bir
    bıçak yarasının bıraktığı boşluktan kanamaktır, sessizliğin daha sessiz,
    kalabalıkların daha ıssız, yaşamanın daha anlamsız olduğu andır.


    Özlem bahara duyduğun istektir; Güneşi yüzünde hissettiğinde içinde duyduğun
    neşedir.


    Aşkın vazgeçilmez bir parçasıdır, özlemeden aşık olamazsın, onun tamamladığı
    yerde onsuzluğun bıraktığı ışsızlığı hissetmeden onunla olmanın mutluluğunu
    bilemezsin.

    Gece yarısı başlayan yağmurlarda uyanmak gibi, özlemin gözyaşlarına ihtiyacı
    vardır bir aşkın.
    Aşk ne kadar tutkuysa, tutkun olunana duyulan özlem o denli güçlüdür.

    Özlem düşlerle desteklenir, kurulan düşlerle kendi dünyasını yaratır insan
    kalbinde.


    Özlem bir yolculuktur, tıpkı aşkın kendisi gibi, yol aldıkça geçmişten
    uzaklaşmak, keşfedilmemiş yanlarını keşfetmek ve kendi içinde yanan bir
    ateşle aşkın acısının bir yönünü farketmektir.


    Ruh kendisini özlemleriyle keşfeder, nefes almak, uyumak, üşümek gibi
    bedenin kendini tanıması için gerekli olgular kadar ruhun da kendisine
    ilişkin, belki daha gizli, daha mistik, anlaşılması daha zor ama daha
    yaşamsal anlamları vardır.



    Özlemeye başladığını ilk hissettiğinde, hiçbirşey anlamazsın...


    Yüreğinde birşeyler sıkışmaktadır, önce derin bir sıkıntı içinde hissedersin
    kendini, saniyelerin geçmediğine takılırsın; Anlamsız hareketler, dalıp
    gitmeler, sabırsızlıklar, sessizlikler...


    Sanki bir uyuşturucu bedenini sarmaktadır.
    Ve sen kendinden uzaklaşarak bir başka ruha bürünmektesindir.

    Mutsuz olduğunu düşünürsün, yaşamdan tat almak, gülmek, daha önce seni mutlu
    eden şeylerle yetinmek olanaksız olmuştur.

    Mutsuz olduğunu, onu sevmediğini, aşkın olmadığını düşünürsün; Dalgaların
    ardı ardına geldiği kumsalda, kumları kaldırıp rüzgara savurmak gibi yüzüne
    gözüne kum taneleri dolmaya başlar. Deniz açılan boşluklardan işgalini daha
    büyük bir hırsla sürdürür;

    Delicesine aşık olduğunu ve özlem duyduğunu o an farkedersin.
    Özlem, kendisini içinde genişleten bir duygudur. Farkında olduktan sonra da
    büyümesini sürdüreceksin.

    Dakikalar geçmez; Oda hızla soğumaktadır. Gece ıssızlaşır, göl yüzeylerinde
    fırtınalar kopar; Aylarca sürecek susuzluklar, açlıklar, uykusuzluklar,
    düşsüz uykular, gölgesiz karanlıklar başlayacaktır.


    Özlem sevişmektir kendi bedeninle;

    Acılarınla var olmaktır.

    Özlem kendi içinde aşkı keşfetmektir;

    Kalbini dinlediğin ve sessizlikte onun adının fısıldandığını hissetmektir.

    Özlem kendi içinde çıkılan bir yolculuktur;

    Sesiz bozkırlarda hissedilen yalnızlıktan daha kesici, gece ayazlarından
    daha çok ürkütücü kimi zaman gözyaşlarına boğulup pencere camlarından
    dışarıya bakıp onun ismini fısıldamak ve gözlerini yumarak ona eriştiğini
    düşünmektir.Sevginin dili kilit altindadir..o susar sen hayal edersin.o uzak
    oldukça seversin,yakinlaştıkça kaybedersin...
    Oysa sen sadece Hayalindeki yaratığını sevmişsindir.
    Dokundukça Hergün azalır.
    Uzaklaşınca Coğalır..
    Yalnız kalmak istersin.. ve

    Sessizlikler daha çok can yakıcı olmustur;

    Bir an uzaklaştığında dünyanın dönüşünü durdurmak istersin.

    Tek başına karşılamak istemezsin zamanı ve yaşamı.

    Güzel olan herşey onu hatırlatır sana....

    Tıpkı benim Sevgili Babaciğimi çok ama çok Özlediğim Gibi..

    Bu yazimi Babacığıma,ve bütün kaybetiğim sevdiklerime Dair kaleme aldım...

    Sizleri İnsan tanında,Ülke Sevdasında,Mutluluk çağında Özledim....


    Delal SÖNMEZ

  • yaşamak dediğin13.05.2006 - 15:09

    guzelikleri yaratmak icin yasamak,kendi kendisiyle yuzlesmek gibi yasamak,tirnaklarinla zorluklar karsisinda direnerek yasamak,ozgurluk dediginiz yalan ve aldatici kavrami yirtarak bir cilgin cocuk gibi sesini nehirlere birakarak yasamak,toplumu kendinle butunlestirerek yasamak,