© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Toplumsal bilincin yerleşmediği bir ülkede böyle insaları yaşaması mümkün mü?
Batılıların bizlere yaptığı şey.Bügün mallarıyla ıvırıyla zıvırıyla etrafımızı kuşatmış durumdalar.Buna karşı değilim ama işin içinde sen olmayınca tamamen onlara bağımlı kalıyorsun.Yani devletin gözle görülür bir politikası olması gerektiğini düşünüyorum.
Evet inancın,azmin ve kendine güvenin insanı nereye götürdüğünü gösteriyor.Bizede ona saygı duymaktan ve ibret almaktan başka birşey kalmıyor.
Artık şu halktan gizli politika yürütmekten vazgeçsinler.Bu şekilde ne istikrar olur ne güven.
Esas olarak son dini müjdelemesi müslümanlık açısından bakıldığında olasılık olarak yüksek olan büyük peygamberlerden biri.
Yalnız kafamızı meşgul eden bazı sorular var.Hz.İsa zamanını doldurdumu yani dinini tamamladımı yoksa tamamlamak için yeniden mi gelecek.Yeniden gelecekse Kur'anda neden bu konuyla ilgili açık bir beyan yok.Böyle birşey eğer gerçekse son din olan Kur'an bu konuyu muallaktamı bırakmıştır yoksa muallak insanların düşüncelerindemi? .Bir diğer konu Hz.İsa'nın tekrar geldiğini nerden anlayacağız bunu bize bildiren nedir,böyle ciddi bir konuda rivayetlere güvenilebilirmi,zan niteliğindeki bir konuya inanmak ne kadar doğru.Biliyorsunuz bu konuda müslümanların aklı ikiye ayrılmış durumda.Bir kısım son peygamberle din tamamlanmıştır bunun üzerine eklenecek birşey olamaz derken bir kısımda Hz.İsa'nın tekrar gelip Müslümanlığı vurgulayacağını belirtmektedir.
Bana göre ise Hz.İsa misyonunu tamamlamıştır ve kendisinden sonra gelen bir dini vurgulamak için yeniden dönmeside mantıksızdır.Herkesin kendi zamanında getirdiği dinden mesul olmasının mantığa daha uygun olduğunu düşünüyorum.
Miklos Rozsa (1907-1995) macar bestekar.Özelliği Malkoçoğlu,Tarkan,Karamurat ve Battal Gazi gibi filmlerde yer yer müziğini dinliyor olmamız.
Kötü emelleri olan vahşilerce insanlarımızın katledildiği,onurumuzu,gururumuzu bir takım kendini bilmeyenlere karşı koruduğumuz,emperyalist güçlerce dünyadan soyutlanmaya çalışılan kutsal topraklar.Bir toprak parçasının anlam bulabilmesi için hiç bir fedakarlığın esirgenmediği ölümsüz Türk yurdudur.Kutsallığı asil kanımızdan,ölümsüzlüğü uğruna yapılmış bulunan fedakarlıklardan gelir.Türkiye'nin Akdeniz'e açılan kapısı ve geleceğimize etki eder durumdadır.Bir toprağı verebilirsiniz hatta yurdunuzdanda olabilirsiniz ama o toprak için yapılan fedakarlıkları silip atamazsınız.Onlar o toprağa altın harflerle yazılmıştır ve ebediyete şöyle seslenir; ''Benim üzerimden Hak'kı birleyen bir toplum geçti.Onlar ne güzel insanlardı,onlar hiç ölmeyecek.Allah yaptıklarından dolayı onları aziz ilan etmiştir.''Benim fikrim şu ki ırkı,dini ne olursa olsun Tanrı kendini birleyenlerle beraberdir.Onları ve onlar gibi düşünenleri yüceltir.Yukardaki repliğimin ilham kaynağı budur.Unutmayalımki bugün Rum tarafında bu canilikleri yapanın heykeli dikilidir ve bu toplumun niyeti gayet açıktır.Eğer bizde doğrudan yada dolaylı olarak bu katilin idealine hizmet edeceksek ölmek bundan daha yeğ'dir.
Özgünlüğü oyunculuğunda,karekterinde,konusunda,repliklerinde gizli olan film türü.Buna bazen müziklerde ekleniyor tabi.O zaman gerçek bir türk filmi izliyoruz işte.
Medyamızdan şikayetciysek eğer kendi basınımızı seçelim ve diğer yayın organlarına pirim vermeyelim.Bunu başarabilirsek bir sonraki adım gelecektir.Bu da onları dışlamak.
Azim,güven ve inanç demektir.Yoo...daha çok şaşıracağız.