Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • bahadır demir15.02.2007 - 18:36

    Sizler Hak Ettiğiniz Yeri Alamadığınız Sürece,Bu Ülkede; Hak Ve Adaletin Hüküm Sürmeyeceği Bir Gerçektir.

  • ismail erez15.02.2007 - 18:32

    Sizler Hak Ettiğiniz Yeri Alamadığınız Sürece,Bu Ülkede; Hak Ve Adaletin Hüküm Sürmeyeceği Bir Gerçektir.

  • Daniş Tunalıgil15.02.2007 - 18:26

    Sizler Hak Ettiğiniz Yeri Almadığınız Sürece,Bu Ülkede; Hak Ve Adaletin Hüküm Sürmeyeceği Bir Gerçektir.

  • mehmet baydar15.02.2007 - 18:15

    Sizler sizden sonrakilerin faydalanabileği bir şekilde anılmadığınız sürece geride kalanlar için elbette ki boşuna ölmüş olacaksınız.Sizler hak ettiğiniz yeri alamadığınız sürece bu ülkede de hak ve adalet hüküm sürmeyecektir.

  • kalbimin efendisi07.02.2007 - 17:39

    En iyi senaryo, en iyi yönetmen ve en iyi yardımcı kadın oyuncu dallarında ödül alan eşsiz müziğiylede unutulmayan bir film.

    Aldığı ödüller - 7.Antalya Film Festivali:

    Kalbimin Efendisi (1970) Ertem Eğilmez / En İyi Yönetmen

    Kalbimin Efendisi (1970) Lale Belkıs / En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu

    Kalbimin Efendisi (1970) Sadık Şendil / En İyi Senaryo

    Ve ne yalan söyleyim beni bu tür filmlerde en çok çeken filmin müzikleri. Müziğini unutmuşlar ama onuda biz tamamlıyalım.

    En İyi Müzik (1970) Kalbimin Efendisi - Beste,Güfte: Sadık Avcı /

    Okuyan: Esin Engin
    .

  • metin bükey07.02.2007 - 17:08

    Ölümsüz melodilere imzasını koymuş ölümsüz bir bestekar.

    Aldığı tek ödül:

    3. Adana Altın Koza Film Şenliği - En İyi Müzik / Acı (1971)

    Ama kimse Samanyolu gibi yapmış olduğu diğer bazı parçalarında hakkını yiyemez. Benim bildiklerim: Bülbül Yuvası, Baba, Şenlik Var ve Ala Geyik. Sayısız güzel müziği olduğu kesin. Fakat ülkemizde bu müzikleri değerlendirecek bir camia var mı bilmiyorum. Bir çok bestekarlarımızın müzikleri tozlu raflarda bekliyordur eminim.
    .

  • Yalçın Tura07.02.2007 - 16:49

    Aldığı bazı ödüller:

    21. Antalya Film Şenliği - En İyi Müzik / Bir Yudum İnsan (1984)

    Gazeteciler Cemiyeti Türk Film Festivali - En İyi Özgün Müzik / Zümrüt (1959)

    1.İzmir Enternasyonel Fuarı 1. Film Şenliği (1965) - En İyi Müzik /

    Keşanlı Ali Destanı (1964)

    Bunun dışında benim bir tek dinleyebildiğim bildiğim 'Umutsuzlar' adlı
    filmin müziği oda gerçekten çok güzel.Diğer müziklerini bulabilirsem onlarıda dinleyeceğim.

  • Dr.Fazıl Küçük06.02.2007 - 23:05

    14 Mart 1906'da Lefkoşa'da tek odalı kerpiç bir evde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Lefkoşa'da yaptı. İstanbul Dar-ül Fünun Tıp Fakültesini yarıda bırakıp Fransa daha sonra İsviçre Lozan Üniversitesi'nde tıp öğrenimini tamamladı. Dahiliye Mutehassısı olarak 1937'de adaya dönerek Lefkoşa'da bir taraftan serbest hekim olarak çalıştı bir taraftanda siyasetten uzak durmayarak 6 yıl Lefkoşa Belediye Meclis Üyesi olarak görev yaptı. Dr.Fazıl Küçük, bütün siyasi hayatı boyunca, gayretlerini Türk okulları ve Vakıf idaresinin Türk halkına devredilmesi için, Sömürge Hükümetini ikna etme üzerine topladı ve sırasında onlarla açık mücadeleye girdi.

    Halkın haklarını savunmak için ilk önce zamanın tek Türk gazetesi olan Söz'de daha sonra Halkın Sesi adlı kendi gazetesinde yazılarını sürdürdü. Gazete bütün engellemelere karşın yayınına devam etti. KATAK'nun (Kıbrıs Adası Türk Azınlığı Kurumu) kurucuları arasında yer aldı 18 Nisan 1943. Kıbrıs Milli Türk Halk Partisi'ni kurdu (KMTHP) 23 Nisan 1944. Partinin birinci hedefi adanın Yunanistan'a ilhakını (Enosis) önlemekti. Daha sonra bu parti KATAK'la birleşerek başınada Dr. Küçük getirildi 23 Ekim 1949. Türk işçi birliklerinin (Rumlardan ayrı meslek birlikleri) kurulmasını teşvik etti. 2 Ekim 1946'da evlendi. Vakıf idaresinin Türk halkına devredilmesini sağlamak amacıyla 1948'de büyük bir miting düzenledi. Burda oluşan havadan sonra İngiliz Sömürge Hükümeti Türk Tali okullarını ve Vakıf'ı Türk halkına devretti. Şeriye Mahkemeleri kaldırılarak, yerine Türk Aile Mahkemeleri kuruldu. Sırf Türk halkının haklarını savunduğu için 47 kez dava açıldı ve para cezasına çarptırıldı. İngilizlere ve Rumların 'Enosis' taleplerine karşılık 15 Ağustos 1955'de partinin ismi 'Kıbrıs Türktür Partisi' olarak değiştirilir. 1 Nisan 1955 tarihinde EOKA'nın kanlı eylemlere girmesinden sonra Kıbrıs Türk Mukavemet Birliği (KITEMB) adlı örgütü kurdu. Daha sonra bu örgüt dağıtıldı ve yerine gizlice VOLKAN teşkilatı kuruldu. Onun davası üniversite yıllarında İdare Meclisi'nin Türk üyelerine karşı Türk okullarının İngiliz müdürler tarafından yönetilmesinde ısrar etmeleri üzerine başlamıştı. 1955 yılında Türkiye, Yunanistan ve İngiliz Dışişlei Bakanları arasında yapılan üçlü konferansı izlemek üzere Londra'ya gitti. Ayrıca Londra'da Kıbrıslı Türkler tarfından düzenlenen ve 5 bin kişinin katıldığı Tarafalgar Meydanı'ndaki büyük mitingte birde konuşma yaptı 4 Eylül 1955. 1958 yılında Türkiye'de bu dava için düzenlenen büyük mitinglerde konuşmalar yaparak mücadelenin Türkiye'de benimsenmesini sağladı. Kıbrıs Türk halkının haklı tezini dünyaya tanıtmak için 'Halkın Sesi' adlı gazetesini ayrıca ingilizce olarak yayınladı. EOKA terör örgütünün bu dönemde sürdürdüğü faliyetleri yakından izliyor ve Anavatan'la bir çözüm arıyordu. Daha sonra Zürih'te Türk ve Yunan başkanları arasında varılan antlaşma üzerine 17 Şubat 1959'da Türk halkını temsilen bulundu. İki gün sonra antlaşma imzalandı. Antlaşmaya göre Cumhurbaşkanı Rum yardımcısı Türk olacaktı ve Kıbrıs Türk halkı 3 Aralık 1959'da rakipsiz Kıbrıs'ın ilk Cumhurbaşkanı yardımcısını seçti. 21 Aralık 1963'te Rumların başlattıkları saldırılar üzerine kurulan Genel Komite'nin başkanlığını yaptı. 27 Aralık 1967 tarihinde kurulan Geçici Kıbrıs Türk Yönetimi'nde başkanlığa getirildi. 18 Şubat 1973'de Cumhurbaşkanlığı yardımcılığında ayrıldı ve yerini Rauf Denktaş'a bıraktı.

    Yazılarını bundan sonrada sürdüren Dr.Küçük 15 Ocak 1984 yılında tedavi gördüğü Londra'da 78 yaşında öldü. Yalnız ölmeden önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu büyük bir sevinçle gördü. Şuanda Lefkoşa Hamitköy'de yeralan Anıttepe'de bulunan 'Anıt Mezar''da yatmaktadır.

    * Ben yalnız mensup olduğum cemaati ilgilendiren meseleleri kaleme alan naciz bir ferdim. Çünkü Türküm ve hiç bir zaman Türklüğün ayaklar altında çiğnenmesine tahammül edemem.
    .

  • Constantinopolis not İstanbul05.02.2007 - 16:01

    Constantinopolis'le kafayı bozmuş, akıl sağlıklarını yitirme noktasına gelmiş insanlar için yazdım bu kelimeyi. Bunlar yerlide oluyor yersizde. Sanki arsız der

    gibi. İşte bunlar için o kelimeyi söylemek büyük marifettir. Sanırsınız onu söylemek için diziyorlar laflarını özenle birbiri ardına. En çokta insan kendi içinden

    çıkınca bozuluyor gerçi onların bizden olmadığını bilsekte. Siz ne Constantinopolis demekle onu geri getirebilirsiniz bizde ne İstanbul demekle onu silebiliriz.

    Herşey olduğu yerde yaşıyor zaten. Tarihte kalmak isteyenler orda kalabilirler ama biz şu an yaşayan İstanbul'a bakalım ve onun değerini iyi bilelim.

    Kendimizi ve topraklarımızı unuttuğumuz gün Constantinus'un Şehri'ne zaten dönmüşüz demektir. İşgale gerek yok. O zaman hadi bağırmak vaktidir bağırın

    yüce Constantinus diye...
    .

  • Beşir Balcıoğlu05.02.2007 - 15:05

    2 Haziran 1978 - Madrit (İspanya) Necla Kuneralp - Beşir Balcıoğlu

    - Türkiye'nin Madrit Büyükelçisi Zeki Kuneralp'in makam aracına 3 terörist tarafından ateş açıldı. Arabada bulunan büyükelçinin eşi Necla Kuneralp ile emekli büyülkelçi Beşir Balcıoğlu, hayatlarını kaybettiler. Saldırıyı 'Ermeni Soykırımı Adalet KOmandoları' adlı örgüt üstlendi. Bu olayda, ilkkez bir yabancı da Ermeni teröristlerin Türklere yönelik saldırısı sırasında öldü. Makam Şöförü İspanyol Atonyo Torres, teröristlerin kurşunlarına hedef oldu.
    .