Üvey anaları istemediği için çocuklarını çalıştığı işyerinin mutfağına kilitliyor, sabahları gün ağarmadan çıkarıyordu onları o soğuk, o şefkatsiz yerden, karanlık yüzlü baba…
Kimsesi yok mu bu çocukların …
Babaları var dimi …hani bu baba sorumluluk sahibi ya..
Yine o sihirli camekandan öğreniyoruz….
Bir umutla yuvalara emanet edilen çocuklar…
Hani işkence kaldırılmıştı , hani yok tu ülkemizde
……………. cezaevlerinde dahi duymadığımız işkenceler…
Kimsesizlik bence bu olsa gerek…ne acı……
Ya bu sahneyi hiç yaşayamayacak olanlar… buz kesmiş bir işyerinde acımasız bir şefkatle terk edilenlerden ya da bir devlet yuvasında ruh sağlığı bozulanlardan farklı olanlar….
işte onlar … o minik yürekler…….
Neye muhtaçlar biliyor musunuz… Hissediyor musunuz onların çığlıklarını … Duyar gibi oluyor musunuz…
Evet tek eksikleri ne biliyor musunuz
İnsan ne ile yaşar diye bir kitap yazmış TOLSTOY Sıralıyor cümleleri tek tek, satır satır, hece hece… Ve diyor ki insan SEVGİ ile yaşar.
Çoğu zaman anlamını yitiren, günlük koşuşturmalarımızda , her gün hiç düşünmeden, umursamadan üstüne basa basa yürüdüğümüz bu topraklar bize gün gelecek bağrını açacak Bunu sizde bende çok iyi biliyoruz …
Mühürlenmiş kalplerimizin sevgiye, hoşgörüye açılması çevremize, çocuklarımıza, o minicik ellere biraz daha duyarlı olmamız dileğiyle………….
Hani varya o çoçuklar …
Bazen ışıklarda mendil satan…
Sıcak arabamızın camlarını açmaya üşenirken , hayatın acımasız yüzünü daha çok erken gören bu çocukları görmezden geliriz ya hani…
Neyse bi şeyler sıralamak o kadar kolay ki benim için bu konuda , edebiyat yapmak…
Dün sihirli ekranda izlemiştik, tüylerimiz ürpermişti hani…
Üvey anaları istemediği için çocuklarını çalıştığı işyerinin mutfağına kilitliyor, sabahları gün ağarmadan çıkarıyordu onları o soğuk, o şefkatsiz yerden, karanlık yüzlü baba…
Kimsesi yok mu bu çocukların …
Babaları var dimi …hani bu baba sorumluluk sahibi ya..
Yine o sihirli camekandan öğreniyoruz….
Bir umutla yuvalara emanet edilen çocuklar…
Hani işkence kaldırılmıştı , hani yok tu ülkemizde
……………. cezaevlerinde dahi duymadığımız işkenceler…
Kimsesizlik bence bu olsa gerek…ne acı……
Ya bu sahneyi hiç yaşayamayacak olanlar… buz kesmiş bir işyerinde acımasız bir şefkatle terk edilenlerden ya da bir devlet yuvasında ruh sağlığı bozulanlardan farklı olanlar….
işte onlar … o minik yürekler…….
Neye muhtaçlar biliyor musunuz…
Hissediyor musunuz onların çığlıklarını …
Duyar gibi oluyor musunuz…
Evet tek eksikleri ne biliyor musunuz
İnsan ne ile yaşar diye bir kitap yazmış TOLSTOY
Sıralıyor cümleleri tek tek, satır satır, hece hece…
Ve diyor ki insan SEVGİ ile yaşar.
Çoğu zaman anlamını yitiren, günlük koşuşturmalarımızda , her gün hiç düşünmeden, umursamadan üstüne basa basa yürüdüğümüz bu topraklar bize gün gelecek bağrını açacak
Bunu sizde bende çok iyi biliyoruz …
Mühürlenmiş kalplerimizin sevgiye,
hoşgörüye açılması çevremize, çocuklarımıza, o minicik ellere biraz daha duyarlı olmamız dileğiyle………….
Saygılar………..
mUyAr