boğaziçi yalıları...insan ruhunun boğaziçine,gurupların tahtına,faniliğin vadisine nasıl iskan olduğunun tasviri...bence ömrünün sonlarına doğru yazmış olması okunmasını daha bir gerektiriyor...
hafıza demek araplar....dimağın ezber duvarlarını olabildiğince genişletmiş ehl-i şiir insanlardır...belagat onlar için vazgeçilmezdir...ama islam öncesi arap şiirlerine bakmayın...develerin ve cariyelerin dışında bir şey yoktur...
biraz önce bir elma yedim ama ısırınca içnden sanki dicle ile fırat aktı...içinde sanki arılar bal yapmış...sanki şeker kamışlarıyla aynı topraktan çıkmış..daha önce böyle bir elma yeyemiştim...
şerh açmak genişletmak anlamındadır lisan-ı arabîde...eserlere şerh düşülür derler işte buradan mananın genişletilmesi,kariye yani ufukalar açılması adına yazılırlar..kur'an-ı kerim'de 94 sure inşirah suresidir...biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi...okumak isteyenler bir meal temin edip bakabilirler...ve hatta 93. sure olan duha suresi ile beraber okumalarını tavsiye edilir zira ikisi arasında sıkı bir rabıta vardır.peygamber kişinin başı sıkıştığında bu sureyi okumasını tavsiye etmiştir.
şems-i perende de derler...mevlanadan yaşça küçük olmasınarağmen mevlananın mürşidi olmuştur...bunu nereden çıkarıyorrum...mesneviden..çünkü mevlana ışığını ondan aldığını döyler...ayrıca mevlananın divan-ı kebirinin ism-i diğeri de divan-ı şems-i tebrizidir...mevlana bir çok şiirinde tahllüs olarak kendi adı yerine onun adını zikretmiştir...
konyadan ikinci ayrılışı konusunda farklı yorumlar vardır...okumak şsteyenler için makalatı güzel bir eserdir
süleymanın zavallı şehzadesi...şehzade mustafanın kırk yaşında katli..şehzade bayezidin babasıyla mektupları; ve şiirleri; ve mevti....sarı selimin manisa meclisleri... ve küçük cihangir...mimar sinanın çıraklık dönemi eseri olan şehzade cami yanılmıyorsam küçük yaşa ağabeylerinin üzüntüsünden ölen cihangir anısına yaptırılıyordu...fatih camiini ararken rast geldim o camiye...büyük diye fatih camii odur sanmıştım..sonra büyük minareleri görünce tepenin ardın anladım...öğle ezanı okunuyordu...girdim içeri...genç bir hafız kuran okuyordu...sonra kıldık ve ben özlediğim fatihin yanına gittim...
...deyince aklıma ruhsar-ı yaran geldi...ince bir bulutun arkasında...lacivert bir gecenin içinde...çerağ-ı mah yanıyorken...işte bulutun içinden görünen o tatlı beyaz...işte o tüllü saydamlık...başka neye benzeteyim onun yanaklarının beyazlığını...
hangi bir nehr-i dûr ile mahdud?
sükut.....ancak 'bu' ile anlatabilirm
boğaziçi yalıları...insan ruhunun boğaziçine,gurupların tahtına,faniliğin vadisine nasıl iskan olduğunun tasviri...bence ömrünün sonlarına doğru yazmış olması okunmasını daha bir gerektiriyor...
hafıza demek araplar....dimağın ezber duvarlarını olabildiğince genişletmiş ehl-i şiir insanlardır...belagat onlar için vazgeçilmezdir...ama islam öncesi arap şiirlerine bakmayın...develerin ve cariyelerin dışında bir şey yoktur...
galiba istanbulun en az merak ettiğim yeri..
biraz önce bir elma yedim ama ısırınca içnden sanki dicle ile fırat aktı...içinde sanki arılar bal yapmış...sanki şeker kamışlarıyla aynı topraktan çıkmış..daha önce böyle bir elma yeyemiştim...
şerh açmak genişletmak anlamındadır lisan-ı arabîde...eserlere şerh düşülür derler işte buradan mananın genişletilmesi,kariye yani ufukalar açılması adına yazılırlar..kur'an-ı kerim'de 94 sure inşirah suresidir...biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi...okumak isteyenler bir meal temin edip bakabilirler...ve hatta 93. sure olan duha suresi ile beraber okumalarını tavsiye edilir zira ikisi arasında sıkı bir rabıta vardır.peygamber kişinin başı sıkıştığında bu sureyi okumasını tavsiye etmiştir.
şems-i perende de derler...mevlanadan yaşça küçük olmasınarağmen mevlananın mürşidi olmuştur...bunu nereden çıkarıyorrum...mesneviden..çünkü mevlana ışığını ondan aldığını döyler...ayrıca mevlananın divan-ı kebirinin ism-i diğeri de divan-ı şems-i tebrizidir...mevlana bir çok şiirinde tahllüs olarak kendi adı yerine onun adını zikretmiştir...
konyadan ikinci ayrılışı konusunda farklı yorumlar vardır...okumak şsteyenler için makalatı güzel bir eserdir
süleymanın zavallı şehzadesi...şehzade mustafanın kırk yaşında katli..şehzade bayezidin babasıyla mektupları; ve şiirleri; ve mevti....sarı selimin manisa meclisleri... ve küçük cihangir...mimar sinanın çıraklık dönemi eseri olan şehzade cami yanılmıyorsam küçük yaşa ağabeylerinin üzüntüsünden ölen cihangir anısına yaptırılıyordu...fatih camiini ararken rast geldim o camiye...büyük diye fatih camii odur sanmıştım..sonra büyük minareleri görünce tepenin ardın anladım...öğle ezanı okunuyordu...girdim içeri...genç bir hafız kuran okuyordu...sonra kıldık ve ben özlediğim fatihin yanına gittim...
...deyince aklıma ruhsar-ı yaran geldi...ince bir bulutun arkasında...lacivert bir gecenin içinde...çerağ-ı mah yanıyorken...işte bulutun içinden görünen o tatlı beyaz...işte o tüllü saydamlık...başka neye benzeteyim onun yanaklarının beyazlığını...