ŞANSLILARIZ.NE KUMSAL FARKINDA KİRLETİLDİĞİNİN NE DE BİZ KİRLETTİKLERİMİZİN.ASLINDA KUMSAL YALAN, BİZ DE YALANIZ...TEK GERÇEK OLAN GERİDE KALAN AYAK İZLERİ...
mem u zin in yazarı ya leyla mecnundan daha güzel olan bu esere müfredatta yer verilmiyo sonrada eğitimde özgürlükten bahsediyorlar özgürlük bunun neresinde!
idolüm ölümümüde onun kadar onurlu isterim yaşamımı da ne demişti son sözünde kahrolsun emperyalizm...onu SE Vİ YO RUM...unutmadık da....yağlı ipler ancak kalbimizin atışını engeller düşüncemizin değil! ! ! onun düşüncesi bir çok deniz meydana getirdi....
annem kürttür babam türk ben melezim bu yönümlede gurur duyarım...insanların ırkı değildir önemli olan....neden kürt türk diye sınıflandırma yapalım ki....insanız herşeyden önce...
eleştirmek istediğim bir nokta var ders müfredatında tüm ülkelerin edebiyatları incelenirken kürt edebiyatının ünlü yazarlarına şairlerine yer verilmiyor...halbuki en az bir leyla mecnun kadar güzeldir mem u zin...
hala nazım hikmete hain diyenlere sadece gülüyorum kendinizi o kadar düşürüyorsunuz ki...küba devrimcisi che guevara da bir nazım hikmet hayranıydı...bilmem hatırlarmısınız 2000 yılı nazım hikmet yılı ilan edilmişti dünya çapında...bu kadar saygı duyulan bir şair bir devrimciydi hikmet... 'Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim. Vatan çiftliklerinizse, kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan, vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan, vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın, fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan, vatan tırnaklarıysa ağalarınızın, vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa, ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan, vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa, vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan, ben vatan hainiyim. Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla: Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.'
nazım hikmet ran hala anlayamadıysanız bu güzel yüreği şu şiirini birdaha okuyun biz hatırlatmaktan anlatmaktan bıktık da siz hala anlayamadınız....
türkiye de hiç bir şey doğru dürüst işlemezken bir gecede yaşı büyütülerek asılan yüreği büyük DEVRİMCİ....susturacaklarını sanıyorlar asarak....halbuki daha büyük nefesle çığlık çığlığa bağırıyoruz gerçekleri...ERDAL EREN ölmedi DENİZ GEZMİŞ ölmedi HÜSEYİN İNANölmedi YUSUF ASLAN ölmedi....VE ÖLMEDİ BİNLERCE BÜYÜK İNSAN...
Sizlere bugüne kadar pek sağlıklı mektup yazamadım. Ayrıca konuşma olanağımız ve görüşmemizde olmadı. Zaten dışarıdayken de birbirimizi anlayacak şekilde konuşamadık.(Bu konuda sizlere karşı büyük oranda hatalı davrandım. Ancak bunu size karşı saygı duymadığım, bu nedenle böyle davrandığım şeklinde yorumlamamanızı dilerim) Bu nedenle sizlere anlatacağım, konuşacağım çok şey var.
Ancak olanak yok. Düşüncelerimi bu mektupla anlatmaya çalışacağım. Şu anda ne durumda olacağınızı tahmin ediyorum. Ama çok açıklıkla söylüyorum ki benim moralim çok iyi ve ölümden de korkum yok. Çok büyük bir ihtimalle bu işin ölümle sonuçlanacağını çok iyi biliyorum. Buna rağmen korkuya, yılgınlığa, karamsarlığa kapılmıyorum ve devrimci olduğum, mücadeleye katıldığım için onur duyuyorum. Böyle düşünmem, böyle davranmam,halka ve devrime olan inancımdan gelmektedir. Ölümden korkmadığımı söylemem, yaşamak istemediğim, yaşamaktan bıktığım şeklinde anlaşılmamalı. Elbette ki hayatta olmayı ve mücadele etmeyi arzularım. Ancak karşıma ölüm çıkmışsa, bundan korkmamam, cesaretle karşılamam gerekir. Biliyorsunuz ki bu ceza işlediğim iddia edilen suçtan verilmedi. Asıl amaçlanan böyle bir olayla gözdağı vermek ve mücadeleyi engellemek hedefine dayalıdır. Bu nedenle sizinde bildiğiniz gibi, kendi hukuk kurallarını çiğneyerek bu cezayı verdiler.
Cezaevinde yapılan (Neler olduğunu ayrıntılı bir biçimde öğrenirsiniz sanırım) insanlık dışı zulüm altında inletildik. O kadar aşağılık, o kadar canice şeyler gördüm ki, bugünlerde yaşamak bir işkence haline geldi. İşte bu durumda Ölü korkulacak bir şey değil, şiddetle arzulanan bir olay, bir kurtuluş haline geldi. Böyle bir durumda insanın intihar ederek yaşamına son vermesi işten bile değildir. Ancak ben bu durumda irademi kullanarak, ne pahasına olursa olsun yaşamımı sürdürdüm. Hem de ileride bir gün öldürüleceğimi bile bile. Sizlere bunları anlatmamın nedeni yaşamaktan bıktığım yada meselenin önemini, ciddiyetini kavramadığım gibi yanlış bir düşünceye kapılmamanız içindir. Bütün bu yapılanlar,başımdan geçenler, kinimi binlerce kez daha arttırdı ve mücadele azmimi körükledi. Halka ve devrime olan inancımı yok edemedi. Mücadeleyi sonuna kadar, en iyi bir şekilde yürütmek ve yükseltmekten başka amacım yoktur.
Mesele benim açımdan kısaca böyle. Ancak sizin açınızdan daha farklı, daha zor olduğunu biliyorum.
Anne, baba ve evlat arasındaki sevgi çok güçlüdür, kolay kolay kaybolmaz. Ve evlat acısının da sizin için ne derece etkili olacağını biliyorum. Ama ne kadar zor da olsa bu tür duygusal yönleri bir kenara bırakmanızı istiyorum. Şunu bilmenizi ve kabul etmenizi isterim ki, sizin binlerce evladınız var. Bunlardan daha niceleri katledilecek, yaşamlarını yitirecek, ama yok olmayacaklar. Mücadele devam edecek ve onlar mücadele alanlarında yaşayacaklar.
Sizlerden istediğim bunu böyle bilmeniz, daha iyi kavramaya çaba göstermenizdir. Zavallı ve çaresiz biriymiş gibi ardımdan ağlamanız beni yaralar. Bu konuda ne kadar güçlü, ne kadar cesur olursanız, beni o kadar mutlu edersiniz.
mem u zin in yazarı ya leyla mecnundan daha güzel olan bu esere müfredatta yer verilmiyo sonrada eğitimde özgürlükten bahsediyorlar özgürlük bunun neresinde!
idolüm ölümümüde onun kadar onurlu isterim yaşamımı da ne demişti son sözünde kahrolsun emperyalizm...onu SE Vİ YO RUM...unutmadık da....yağlı ipler ancak kalbimizin atışını engeller düşüncemizin değil! ! ! onun düşüncesi bir çok deniz meydana getirdi....
annem kürttür babam türk ben melezim bu yönümlede gurur duyarım...insanların ırkı değildir önemli olan....neden kürt türk diye sınıflandırma yapalım ki....insanız herşeyden önce...
süper bence.kürt müziği dinlerken ağlatır beni ağıtları,uzun havaları...dinlerken bir bakmışım gözlerim dolmuş en çok da şiwan perver....
eleştirmek istediğim bir nokta var ders müfredatında tüm ülkelerin edebiyatları incelenirken kürt edebiyatının ünlü yazarlarına şairlerine yer verilmiyor...halbuki en az bir leyla mecnun kadar güzeldir mem u zin...
hala nazım hikmete hain diyenlere sadece gülüyorum kendinizi o kadar düşürüyorsunuz ki...küba devrimcisi che guevara da bir nazım hikmet hayranıydı...bilmem hatırlarmısınız 2000 yılı nazım hikmet yılı ilan edilmişti dünya çapında...bu kadar saygı duyulan bir şair bir devrimciydi hikmet...
'Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.'
nazım hikmet ran
hala anlayamadıysanız bu güzel yüreği şu şiirini birdaha okuyun biz hatırlatmaktan anlatmaktan bıktık da siz hala anlayamadınız....
şimdide et lokantası oldu! ! !
anlamı yeterince açık bence...
gericiliğin vahşetin boyutunun ulaştığı iğrenç nokta...35 aydınımızı unutmadık unutturmaya niyetimiz yok....
türkiye de hiç bir şey doğru dürüst işlemezken bir gecede yaşı büyütülerek asılan yüreği büyük DEVRİMCİ....susturacaklarını sanıyorlar asarak....halbuki daha büyük nefesle çığlık çığlığa bağırıyoruz gerçekleri...ERDAL EREN ölmedi DENİZ GEZMİŞ ölmedi HÜSEYİN İNANölmedi YUSUF ASLAN ölmedi....VE ÖLMEDİ BİNLERCE BÜYÜK İNSAN...
Sevgili annem, babam ve kardeşlerim;
Sizlere bugüne kadar pek sağlıklı mektup yazamadım. Ayrıca konuşma olanağımız ve görüşmemizde olmadı. Zaten dışarıdayken de birbirimizi anlayacak şekilde konuşamadık.(Bu konuda sizlere karşı büyük oranda hatalı davrandım. Ancak bunu size karşı saygı duymadığım, bu nedenle böyle davrandığım şeklinde yorumlamamanızı dilerim) Bu nedenle sizlere anlatacağım, konuşacağım çok şey var.
Ancak olanak yok. Düşüncelerimi bu mektupla anlatmaya çalışacağım. Şu anda ne durumda olacağınızı tahmin ediyorum. Ama çok açıklıkla söylüyorum ki benim moralim çok iyi ve ölümden de korkum yok. Çok büyük bir ihtimalle bu işin ölümle sonuçlanacağını çok iyi biliyorum. Buna rağmen korkuya, yılgınlığa, karamsarlığa kapılmıyorum ve devrimci olduğum, mücadeleye katıldığım için onur duyuyorum. Böyle düşünmem, böyle davranmam,halka ve devrime olan inancımdan gelmektedir. Ölümden korkmadığımı söylemem, yaşamak istemediğim, yaşamaktan bıktığım şeklinde anlaşılmamalı. Elbette ki hayatta olmayı ve mücadele etmeyi arzularım. Ancak karşıma ölüm çıkmışsa, bundan korkmamam, cesaretle karşılamam gerekir. Biliyorsunuz ki bu ceza işlediğim iddia edilen suçtan verilmedi. Asıl amaçlanan böyle bir olayla gözdağı vermek ve mücadeleyi engellemek hedefine dayalıdır. Bu nedenle sizinde bildiğiniz gibi, kendi hukuk kurallarını çiğneyerek bu cezayı verdiler.
Cezaevinde yapılan (Neler olduğunu ayrıntılı bir biçimde öğrenirsiniz sanırım) insanlık dışı zulüm altında inletildik. O kadar aşağılık, o kadar canice şeyler gördüm ki, bugünlerde yaşamak bir işkence haline geldi. İşte bu durumda Ölü korkulacak bir şey değil, şiddetle arzulanan bir olay, bir kurtuluş haline geldi. Böyle bir durumda insanın intihar ederek yaşamına son vermesi işten bile değildir. Ancak ben bu durumda irademi kullanarak, ne pahasına olursa olsun yaşamımı sürdürdüm. Hem de ileride bir gün öldürüleceğimi bile bile. Sizlere bunları anlatmamın nedeni yaşamaktan bıktığım yada meselenin önemini, ciddiyetini kavramadığım gibi yanlış bir düşünceye kapılmamanız içindir. Bütün bu yapılanlar,başımdan geçenler, kinimi binlerce kez daha arttırdı ve mücadele azmimi körükledi. Halka ve devrime olan inancımı yok edemedi. Mücadeleyi sonuna kadar, en iyi bir şekilde yürütmek ve yükseltmekten başka amacım yoktur.
Mesele benim açımdan kısaca böyle. Ancak sizin açınızdan daha farklı, daha zor olduğunu biliyorum.
Anne, baba ve evlat arasındaki sevgi çok güçlüdür, kolay kolay kaybolmaz. Ve evlat acısının da sizin için ne derece etkili olacağını biliyorum. Ama ne kadar zor da olsa bu tür duygusal yönleri bir kenara bırakmanızı istiyorum. Şunu bilmenizi ve kabul etmenizi isterim ki, sizin binlerce evladınız var. Bunlardan daha niceleri katledilecek, yaşamlarını yitirecek, ama yok olmayacaklar. Mücadele devam edecek ve onlar mücadele alanlarında yaşayacaklar.
Sizlerden istediğim bunu böyle bilmeniz, daha iyi kavramaya çaba göstermenizdir. Zavallı ve çaresiz biriymiş gibi ardımdan ağlamanız beni yaralar. Bu konuda ne kadar güçlü, ne kadar cesur olursanız, beni o kadar mutlu edersiniz.
Hepinize özgür ve mutlu yaşam dilerim.
Devrimci selamlar
Oğlunuz Erdal
şimdide lübnan; ölen çocuklar,yakılan kitaplar,annesizlik babasızlık,yıkılmış evler,bombaların sesleri,ni ninni yapıp uyuyan o minicik yürekler...