• Latincedeki Sirius Yıldızının Arapçasıdır. • Kuranda Necm Suresi 49. Ayette anılan yıldızdır. Kuranda bu yıldızın anılması mucizevidir. Çünkü günümüzde yeni keşfedilen Sirius yıldızı hakkındaki bilgillere 1400 yıl önce gizemli bilgiler iletilmiştir. Kuran mucizeleri listesinde yerini almıştır. • Şire kelimesiyle karıştırılan kelime.
• Latincedeki Sirius Yıldızının Arapçasıdır. • Kuranda Necm Suresi 49. Ayette anılan yıldızdır. Kuranda bu yıldızın anılması mucizevidir. Çünkü günümüzde yeni keşfedilen Sirius yıldızı hakkındaki bilgillere 1400 yıl önce gizemli bilgiler iletilmiştir. Kuran mucizeleri listesinde yerini almıştır. • Şire kelimesiyle karıştırılan kelime.
Necip Fazıl Kısakürek dönemin en büyük şairlerinden biridir. Hatta bir çok kişi onun son dönemlerin en büyük şairi olduğunu düşünmektedir. Necip Fazıl sadece şair değil aynı zamanda bir yazardır. Şiir yönüyle daha çok tanınmıştır. Necip Fazıl Kısakürek bütün şiirlerini Çile ismindeki kitabında toplamıştır. Bütün eserleri hayranlık uyandırıcı çevremdede gördüğüm kadarıyla Necip Fazıl hayranlarının baş kitaplarından biride Çile kitabıdır. Kafa kağıdı isimli romanınıda öneririm. Siyah pelerinli adam, Reis bey, Tohum okuduğum tiyatro yazılarından, Siyah pelerinli adam eserini vcd olarak izledim. Hikaye kitaplarıda var üstadın inşallah okurum. Necip Fazıl insanlığın gerisinde kalmış insanlar sayesinde kendisinden tam istifade edilemeyen, ömrünün birçoğu hapislerde geçen ileri görüşlü bir şair ve yazarımızdır. Onun hayatını şöyle özetleyen bir yazı eklemeyi uygun gördüm.
Necip Fazıl Kısakürek (Şair-Yazar)
1904 yılında İstanbul’da doğdu. Çeşitli okullarda, bu arada Amerikan Koleji'nde okudu ve orta öğrenimini Bahriye Mektebi'nde yaptı(1922) . Bu askeri okulda, din derslerini, Aksekili Ahmed Hamdi, tarih derslerini Yahya Kemal'den görmüş, ama asıl anlamda 'edebiyat ve felsefeden riyaziyeye ve fiziğe kadar iç ve dış bir çok ilimde derin ve mahrem mıntıkalara kadar nüfuz edebilmiş' dediği İbrahim Aşkî'nin etkisinde kalmıştır.İbrahim Aşkî, verdiği kitaplarla onun 'deri üstü deri bir plânda da olsa' tasavvufla ilk temasını sağlamıştır. Kısakürek Bahriye Mektebi'nin 'namzet ve harp sınıflarını bitirdikten sonra' Darülfünun Felsefe Bölümü'ne girmiş ve oradan mezun olmuştur (1921-1924) . Felsefedeki en yakın arkadaşlarından biri Hasan Ali Yücel'dir. Milli Eğitim Bakanlığı bursu ile bir yıl Paris'te gitmiştir. (1924-1925) . Yurda döndükten sonra Hollanda, Osmanlı ve İş Bankalarında memurluk ve müfettişlik gibi görevlerde bulunmuş (1926-1939) , Ankara'da Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Devlet Konservatuvarı ile İstanbul'da Güzel Sanatlar Akademisi'nde dersler vermiştir (1939-1942) . Daha gençlik yıllarında basınla ilişkiye geçen Kısakürek, bu tarihten sonra memurlukla ilişkisini kesmiş, hayatını yazarlık ve dergicilikten kazanmaya başlamıştır.Necip Fazıl Kısakürek 25 Mayıs 1983 tarihinde Erenköy'deki evinde öldü.Naşı, Eyüp sırtlarındaki kabristana defnedilmiştir.
Ödülleri
Necip Fazıl Sabır Taşı adlı oyunuyla 1947 yılında C.H.P. Piyes Yarışmacı Birincilik Ödülü'nü almıştır. Kısakürek'e doğumunun 75. yıldönümü dolayısıyla Kültür Bakanlığı'nca 'Büyük Kültür Armağanı' (25 Mayıs 1980) ve Türk Edebiyatı Vakfı'nca 'Türkçenin Yaşayan En Büyük Şairi' ünvanını vermiştir.
Yazı Hayatı
Necip Fazıl'ın yayınlanan ilk şiiri Örümcek Ağı adlı kitabına 'Bir Mezar Taşı' başlığıyla alacağı 'Kitabe' şiiridir ve 1 Temmuz 1923 tarihli Yeni Mecmua'da çıkmıştır. Necip Fazıl hatıralarında 'benim de yerim bu el oldu yâhu/ Gençlik bahçesinde sel oldu yâhu' dizeleriyle başlayan bu şiir dolayısıyla Ahmet Haşim'in 'Çocuk Bu Sesi nerden buldun sen? ' dediğini yazmaktadır. Kısakürek bu tarihten itibaren 1939 yılına kadar Yeni Mecmua, Milli Mecmua, Anadolu, Hayat, Varlık gibi dergilerle Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan şiir ve yazılarıyla ününü genişletmiştir.Necip Fazıl 1925 yılında Paris'ten yurda döndükten sonra, aralıklı şekilde ama uzun sürelerle Ankara'da kalmış, üçüncü gelişinde, bazı bankaların da desteğini sağlayarak 14 Mart 1936 tarihinde Ağaç adlı bir dergi çıkarmıştır. Yazarları arasında Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Kutsi Tecer, Mustafa Şekip Tunç'un da bulunduğu Ağaç, yeni kapanmış olan Yakup Kadri'nin sahipliğindeki Kadro dergisinin Burhan Belge, Vedat Nedim Tör, Şevket Süreyya Aydemir ve İsmail Husrev Tökin gibi yazarlarının savunduğu ve dönemin etellektüellerini hayli etkilemiş bulunan materyalist ve marksizan düşüncelerine karşı spiritüalist ve idealist bir çizgi izlemeyi öngörmüştür. Ankara'da altı sayı çıkan Ağaç dergisini Kısakürek daha sonra İstanbul'a nakletmiş, ancak dergi 17'nci sayıda kapanmıştır.Ve Büyük Doğu Necip Fazıl, 1943 yılında bu defa, dini ve siyasi kimliği de olan Büyük Doğu dergisini çıkarmış, 1978 yılına kadar aralıklarla haftalık, günlük ve aylık olarak çıkardığı Büyük Doğu'da iktidarlara cephe almış, yazı ve yayınları yüzünden mahkemelere düşmüş, dergi birçok kez kapatılmıştır. Özellikle İslam medeniyetini ve tarihini savunan Necip Fazıl giderek milletimizin sevdiği bir insan olmuştur. Necip Fazıl 1947 yılında Büyük Doğu'nun toplatılması üzerine ayrıca Borazan diye bir siyasi mizah dergisi de çıkarmıştır.
ESERLERİ
Şiir: Örümcek Ağı, Kaldırımlar, Ben ve Ötesi, Sonsuzluk Kervanı, Çile, Şiirlerim, Esselâm, Çile Oyun: Tohum, Bir Adam Yaratmak,Künye, Sabır Taşı, Para, Nami Diğer Parmaksız Salih, Reis Bey, Ahşap Konak, Siyah Pelerinli Adam, Ulu Hakan Abdülhamit, Yunus Emre.
Roman: Aynadaki Yalan, Kafa Kağıdı
Hikaye: Birkaç Hikâye Birkaç Tahlil, Ruh Burkuntularından Hikâyeler, HikâyelerimHatırat: Cinnet Mustatili, Hac, O ve Ben, Bâbıâli.
Reyting dolayısıyla paradan başka hiçbir şeyi düşünmeyen zihniyetteki bir kanalda yayınlanan bir dizi. Dizinin bir bölümünü izledim. Olağanüstü derecede dejenere olmuş bir aile yapısı tablosu çizen. Büyüklerin bile ahlaki yapısına zarar verecekken, çocuklara ithaf edilen bir dizi. Bazı bilgisayar efektleriyle süslenen saçma bir konuya sahip ama dejenerasyon konusunda kaliteli bir yapım. Susam sokağı gibi bir eğitici çocuk programlarıyla yetişen gençlerde bile ne kadar dejenere olduklarına bakılınca. Bu diziyle yetişen çocukların ne kendine, ne ailesine, ne milletine ne de dünyaya bir yarar sağlayamayacağı düşüncesindeyim. Kurtlar vadisi dizisine tehlikeli diyenlere şayıyorum bu daha tehlikeli. İzlememenizi ve izlettirmemenizi öneririm.
• Latincedeki Sirius Yıldızının Arapçasıdır.
• Kuranda Necm Suresi 49. Ayette anılan yıldızdır. Kuranda bu yıldızın anılması mucizevidir. Çünkü günümüzde yeni keşfedilen Sirius yıldızı hakkındaki bilgillere 1400 yıl önce gizemli bilgiler iletilmiştir. Kuran mucizeleri listesinde yerini almıştır.
• Şire kelimesiyle karıştırılan kelime.
• Latincedeki Sirius Yıldızının Arapçasıdır.
• Kuranda Necm Suresi 49. Ayette anılan yıldızdır. Kuranda bu yıldızın anılması mucizevidir. Çünkü günümüzde yeni keşfedilen Sirius yıldızı hakkındaki bilgillere 1400 yıl önce gizemli bilgiler iletilmiştir. Kuran mucizeleri listesinde yerini almıştır.
• Şire kelimesiyle karıştırılan kelime.
Necip Fazıl Kısakürek hakkında bilgi alabileceğiniz bir link
www.necipfazil.com
Necip Fazıl Kısakürek dönemin en büyük şairlerinden biridir. Hatta bir çok kişi onun son dönemlerin en büyük şairi olduğunu düşünmektedir. Necip Fazıl sadece şair değil aynı zamanda bir yazardır. Şiir yönüyle daha çok tanınmıştır. Necip Fazıl Kısakürek bütün şiirlerini Çile ismindeki kitabında toplamıştır. Bütün eserleri hayranlık uyandırıcı çevremdede gördüğüm kadarıyla Necip Fazıl hayranlarının baş kitaplarından biride Çile kitabıdır. Kafa kağıdı isimli romanınıda öneririm. Siyah pelerinli adam, Reis bey, Tohum okuduğum tiyatro yazılarından, Siyah pelerinli adam eserini vcd olarak izledim. Hikaye kitaplarıda var üstadın inşallah okurum. Necip Fazıl insanlığın gerisinde kalmış insanlar sayesinde kendisinden tam istifade edilemeyen, ömrünün birçoğu hapislerde geçen ileri görüşlü bir şair ve yazarımızdır. Onun hayatını şöyle özetleyen bir yazı eklemeyi uygun gördüm.
Necip Fazıl Kısakürek (Şair-Yazar)
1904 yılında İstanbul’da doğdu. Çeşitli okullarda, bu arada Amerikan Koleji'nde okudu ve orta öğrenimini Bahriye Mektebi'nde yaptı(1922) . Bu askeri okulda, din derslerini, Aksekili Ahmed Hamdi, tarih derslerini Yahya Kemal'den görmüş, ama asıl anlamda 'edebiyat ve felsefeden riyaziyeye ve fiziğe kadar iç ve dış bir çok ilimde derin ve mahrem mıntıkalara kadar nüfuz edebilmiş' dediği İbrahim Aşkî'nin etkisinde kalmıştır.İbrahim Aşkî, verdiği kitaplarla onun 'deri üstü deri bir plânda da olsa' tasavvufla ilk temasını sağlamıştır. Kısakürek Bahriye Mektebi'nin 'namzet ve harp sınıflarını bitirdikten sonra' Darülfünun Felsefe Bölümü'ne girmiş ve oradan mezun olmuştur (1921-1924) . Felsefedeki en yakın arkadaşlarından biri Hasan Ali Yücel'dir. Milli Eğitim Bakanlığı bursu ile bir yıl Paris'te gitmiştir. (1924-1925) . Yurda döndükten sonra Hollanda, Osmanlı ve İş Bankalarında memurluk ve müfettişlik gibi görevlerde bulunmuş (1926-1939) , Ankara'da Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Devlet Konservatuvarı ile İstanbul'da Güzel Sanatlar Akademisi'nde dersler vermiştir (1939-1942) . Daha gençlik yıllarında basınla ilişkiye geçen Kısakürek, bu tarihten sonra memurlukla ilişkisini kesmiş, hayatını yazarlık ve dergicilikten kazanmaya başlamıştır.Necip Fazıl Kısakürek 25 Mayıs 1983 tarihinde Erenköy'deki evinde öldü.Naşı, Eyüp sırtlarındaki kabristana defnedilmiştir.
Ödülleri
Necip Fazıl Sabır Taşı adlı oyunuyla 1947 yılında C.H.P. Piyes Yarışmacı Birincilik Ödülü'nü almıştır. Kısakürek'e doğumunun 75. yıldönümü dolayısıyla Kültür Bakanlığı'nca 'Büyük Kültür Armağanı' (25 Mayıs 1980) ve Türk Edebiyatı Vakfı'nca 'Türkçenin Yaşayan En Büyük Şairi' ünvanını vermiştir.
Yazı Hayatı
Necip Fazıl'ın yayınlanan ilk şiiri Örümcek Ağı adlı kitabına 'Bir Mezar Taşı' başlığıyla alacağı 'Kitabe' şiiridir ve 1 Temmuz 1923 tarihli Yeni Mecmua'da çıkmıştır. Necip Fazıl hatıralarında 'benim de yerim bu el oldu yâhu/ Gençlik bahçesinde sel oldu yâhu' dizeleriyle başlayan bu şiir dolayısıyla Ahmet Haşim'in 'Çocuk Bu Sesi nerden buldun sen? ' dediğini yazmaktadır. Kısakürek bu tarihten itibaren 1939 yılına kadar Yeni Mecmua, Milli Mecmua, Anadolu, Hayat, Varlık gibi dergilerle Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan şiir ve yazılarıyla ününü genişletmiştir.Necip Fazıl 1925 yılında Paris'ten yurda döndükten sonra, aralıklı şekilde ama uzun sürelerle Ankara'da kalmış, üçüncü gelişinde, bazı bankaların da desteğini sağlayarak 14 Mart 1936 tarihinde Ağaç adlı bir dergi çıkarmıştır. Yazarları arasında Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Kutsi Tecer, Mustafa Şekip Tunç'un da bulunduğu Ağaç, yeni kapanmış olan Yakup Kadri'nin sahipliğindeki Kadro dergisinin Burhan Belge, Vedat Nedim Tör, Şevket Süreyya Aydemir ve İsmail Husrev Tökin gibi yazarlarının savunduğu ve dönemin etellektüellerini hayli etkilemiş bulunan materyalist ve marksizan düşüncelerine karşı spiritüalist ve idealist bir çizgi izlemeyi öngörmüştür. Ankara'da altı sayı çıkan Ağaç dergisini Kısakürek daha sonra İstanbul'a nakletmiş, ancak dergi 17'nci sayıda kapanmıştır.Ve Büyük Doğu Necip Fazıl, 1943 yılında bu defa, dini ve siyasi kimliği de olan Büyük Doğu dergisini çıkarmış, 1978 yılına kadar aralıklarla haftalık, günlük ve aylık olarak çıkardığı Büyük Doğu'da iktidarlara cephe almış, yazı ve yayınları yüzünden mahkemelere düşmüş, dergi birçok kez kapatılmıştır. Özellikle İslam medeniyetini ve tarihini savunan Necip Fazıl giderek milletimizin sevdiği bir insan olmuştur. Necip Fazıl 1947 yılında Büyük Doğu'nun toplatılması üzerine ayrıca Borazan diye bir siyasi mizah dergisi de çıkarmıştır.
ESERLERİ
Şiir: Örümcek Ağı, Kaldırımlar, Ben ve Ötesi, Sonsuzluk Kervanı, Çile, Şiirlerim, Esselâm, Çile Oyun: Tohum, Bir Adam Yaratmak,Künye, Sabır Taşı, Para, Nami Diğer Parmaksız Salih, Reis Bey, Ahşap Konak, Siyah Pelerinli Adam, Ulu Hakan Abdülhamit, Yunus Emre.
Roman: Aynadaki Yalan, Kafa Kağıdı
Hikaye: Birkaç Hikâye Birkaç Tahlil, Ruh Burkuntularından Hikâyeler, HikâyelerimHatırat: Cinnet Mustatili, Hac, O ve Ben, Bâbıâli.
Üstad'ı rahmetle anıyoruz.
Reyting dolayısıyla paradan başka hiçbir şeyi düşünmeyen zihniyetteki bir kanalda yayınlanan bir dizi. Dizinin bir bölümünü izledim. Olağanüstü derecede dejenere olmuş bir aile yapısı tablosu çizen. Büyüklerin bile ahlaki yapısına zarar verecekken, çocuklara ithaf edilen bir dizi. Bazı bilgisayar efektleriyle süslenen saçma bir konuya sahip ama dejenerasyon konusunda kaliteli bir yapım. Susam sokağı gibi bir eğitici çocuk programlarıyla yetişen gençlerde bile ne kadar dejenere olduklarına bakılınca. Bu diziyle yetişen çocukların ne kendine, ne ailesine, ne milletine ne de dünyaya bir yarar sağlayamayacağı düşüncesindeyim. Kurtlar vadisi dizisine tehlikeli diyenlere şayıyorum bu daha tehlikeli. İzlememenizi ve izlettirmemenizi öneririm.