Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • garfield28.06.2006 - 00:46

    Garfield! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! Bak burada da buldum seni.
    İlk okula gidiyordum.Sanırım üçüncü sınıftaydım.Ama bir cumartesi günüydü.O hafta sonu arkadaşımla kütüphaneye gitmiştik.Eve dönerken durağın yakınlarında ekmak arası köfte almak istedik.
    O zamanlar el arabasına benzer bir yerlerde köfte ekmek satarlardı.Annelerimizin bizi dışarıya çıkarken sıkı sıkı tembih etmesine rağmen yine de dışarıda bir şeyler yemenin verdiği zevk,zevkten de ziyade özgürlüğün adıydı o zamanlar bizlerde....
    Köftemi almış ve paramı vermiştim.Sonra durağa gidince fark ettimki; cüzdanımı düşürmüşüm.
    Ama en çok biriktirdiğim GARFİELD yapıştırmalarıma üzülmüştüm:(
    Aaaaaaaaa,şimdi de üzüldüm geçmişten gelen bir aşinalıkla........
    Ne diyordu garfield:
    'Sabahları daha çok sevebilirdim güneş biraz daha geç doğsaydı eğer...'
    'Seninle ortak noktamız ne biliyor musun? Sen de beni seviyorsun,ben de beni.......'
    Garfield; çocukluğumun en sevimli çizgi kahramanı,yaşadığım hayatta sana benzeyeniyle karşılaşamadımmm

  • kahve28.06.2006 - 00:31

    Sade,koyu bir kahvenin keyfini bir de kahve verir başka..........
    Bizim ailenin tiryakisi olduğu,hepimizin içmediğimiz zaman eksik kaldığı yer yüzü nün en değerli nimetlerinden biridir.
    Şu sıralar acı kahveye fazlaca taktım.Rengi siyahtır.Suriye'den gelir.İçmeyenlere tavsiye edebileceğim bir lezzete sahip.
    Ah Suriye dedim de; sevgili arkadaşım,benim için bir fincan iç oralarda,kentin en terkedilmiş yapılarında,beyninde kelimelerin en kalabalıklarıyla baş etmeye çalışırken.
    Yaz bir şeyler o sırala,parmakların boş durmasın,kağıdın yazmaktan yıpranıncaya,ellerin kasılıncaya,parmakların uyuşuncaya kadar yaz.Ve tam da o sırada bir damla kahve damlasın yazdıklarının üzerine...Belki yollarsın sonra bana kim bilir......
    Kahve:Sadeyse eğer,işte en kurak mevsim de olsa yaşadığım,yağmur kadar,yağmur kokusu kadar anlamlıdır,özeldir bende.
    Kahve,Yağmur ve Ben............

  • ölü bebek kokusu27.06.2006 - 10:34

    Ölü bebek kokusu,nedir bu bir şaka mı?
    Reddediyorum tüm gerçekliği şu an.Gerçekler isyanlardayım.........
    Bebek kosu can verir,umut verir,sevdalar eker yüreğe.Heyecana sürükler en aldırmazlarımızı bile.
    Bebek kokusu hayatın en masum yüzü olur çıkar karşımıza ve öyle derinden içine taaaa içine bakar ki gözlerimizin....Ne açlık,ne susuzluk o anda.
    Peki ya ölü bebek kokusu:hayatın tüm çirkefliği,yüreklerin durmasıdır olsa olsa.
    Tanrım!
    İnsanlar anlamıyor,dinlemiyor kimseleri.Bir anlamsız başına buyrukluk alıp başını gidiyor dünyanın her köşesinde.Bir avuç toprak için,petrol için,silah için....Adına özgürlük diyorlar ama; esaretlerin en büyüğü için...........
    Tanrım! Al bu hırsları insanlardan.Ve tüm yeryüzünü bebek kokulara sal....

  • kaçak çay27.06.2006 - 10:23

    Memleketimin çayıdır kaçak çay.Oraya da başkalarının memleketlerinden gelir elbet.Sabah sabah nereden geldim ki Nedir'e? Tüp de bitmiş,çaysızım şimdi.
    Ne kadar koyu olursa o kadar güzeldir kaçak çay.Bir de kekremsi,buruk bir tat bırakmaz mı damaklarda........
    Bizim oralarda misafirlere ne kadar demli konulursa çay,o kadar özel oldukları,değerli oldukları hissettirilir.Tabii bizim oraların insanı olmayıp da bizleri ziyaret edenler vardır....Hal hatır sormak,gönül almak isteyenler.İşte onlara bu kuralı uyguladığımız zaman görmüştüm gerçekten kafa yaptığını......
    Ah nazar boncuğu gözlü,güzel babaannem; nasıl da sarhoş etmiştin misafirlerimizi.............
    Kaçak Çay:Hasretini çektiğim memleketimin yıldızlı geceleridir.........
    _Yıldızlar da kaçar mı babaanne? ? ?

  • zerdali18.06.2006 - 22:29

    A.KADİR derki;
    'Sen orda bağrına bas dur en büyük çileyi
    Ben burda en büyük çileyi doldurayım
    Ekmeğe muhtaç,hürriyete muhtaç,sana muhtaç
    Sen orda dalından koparılmış bir ZERDALİ gibi dur
    Ben burda ZERDALİSİZ bir dal gibi durayım'

    Fazla söze ne hacet....Bu dörtlüğü okuduktan sonra,
    Zerdali:aşktır,yaradır,hasrettir,sıladır diyorum ben.....

  • sahaf13.06.2006 - 22:39

    Offffff,nasıl anlatmalı ki?
    Hayal kırıklığımı yaşadığım yerdir sahaflar.Çok giderim,çıkmam genellikle sahaflardan.O tozlu rafların arasında yapılan sohpetlerin tadı nerede varki diye düşünür dururum.
    Ya olmasaydı,yokluğunda yok olsaydık bizler...
    Bir de kitaplarını satmak için gelenler var ki; işte hayal kırıklığımın başlangıcı.Sahaf bir arkadaşımın anlattığı o hazin gerçek.
    Zengin bir kitaplığa sahip olan babalar,anneler,dedeler....Öldükten sonra çok yer kapladığı,gereksiz olduğu düşüncesiyle elden çıkarıyor geride kalanlar.
    Ama bu haksızlık.....
    Ama bu ihanet....
    Tanrım; ardımda bıraktıklarıma,bıraktılarımın kadrini bildir.
    SAHAF:Kaybettiğim huzurumun saklandığı yerdir...

  • agape11.06.2006 - 03:08

    Antik Yunan'da sevgi,dört ayrı kelime ile ifade edilmektedir.
    EROS:Cinsel sevgiyi ifade eder.İçinde sadece şehvet ve tutku vardır.
    STERGO:Anne,baba,çocuk sevgisi.Doğal sevgidir.İçten sevgidir.
    PHİLEO:Dostluk,arkadaşlık sevgisi,hoşlanılana duyulan sevgidir.Ve burada hoşlanılan cansızda olabilir.
    AGAPE:Karşılıksız.çıkarsız sevgidir.Ve İncil'de der ki; karşınızdaki kişiyi kendinizi sevdiğiniz gibi seviniz.Yani hatalarıyla,yanlışlarıyla beraber bir bütün olarak kabul edebilmek......
    En güzeli,fakat en zoru da bu olsa gerek...Kendimiz kadar sevmek bir başkasını.......
    Antik zamanlardan beri başarılamamış bir sevgi türüdür AGAPE.Eğer yerini alabilseydi yüreklerde,nerde savaşlar yaşanır,hangi bilinmezde çocuklar açlıktan ölür,hangi şehirlerde kadınlar intihar ederdi.
    AGAPE:Acıdır ki; ütopik bir sevgidir düşünüldüğünde.

  • agnostik11.06.2006 - 02:32

    Agnostikler der ki;
    Tanrı vardır diyemem,çünkü varlığını ispat edemem
    Tanrı yoktur da diyemem,çünkü yokluğunu da ispat edemem.
    Suya sabuna dokunmayan bir felsefe.Oh ne güzelllll.........

  • ğezal11.06.2006 - 02:25

    Türkçe yazılışı:HAZAL
    Kürtçe yazılışı:XEZAL
    XEZAL:Ceylandır,ahudur.Ürkektir ki; ürkekliği ceylan oluşundan gelir...
    İsimlerin en güzellerindendir Xezal.....

  • ömer hayyam11.06.2006 - 02:17

    O devrin şairleri oldukça heybetli,görkemli mahlaslar alırken; Hayyam(çadırcı) mahlasını almış olması zaten yeterince yalın ve samimi olduğunun göstergesi değil midir?
    HAYYAM:Huzurdur,Asudedir........

    Bu gece böyle mahmur,kim getirdi ki seni,
    Sis örtülü sahraya,kimler gönderdi seni,
    Ateşlerin içinde yanarım alev alev;
    Yumuşak bir yel gibi,kimler getirdi seni.

    Haydi kalk gel! Kalk gel de,bir araya gelelim.
    Beraberce seninle zorlukları yenelim.
    Nasılsa toprağımız testi olmayacak mı?
    Testi olmadan önce,testilerden içelim.

    Sevgilim pek de güzel,aşkından yanıyorum.
    Gönlüm söylüyor fakat,ben konuşamıyorum.
    Yarabbi şu cihanda bundan garip ne vardır;
    Ki; önümde soğuk su,bense kavruluyorum.