Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Bir iskambil falında, çıkmıştık birbirimize..
o güzel kupa kızıydı,
sinek valesiydim bense
geceyarısı o perşembe rastladım
köprü üstünde
ağlama dedim, o ağladı
trabzanlardan indiğinde

saçların mı ıslak yoksa ıslak mı
yaşamak dedim
senin için rüzgarda hep yağmur mu var
gözlerin mi daldı yoksa sıkıldın mı
sorulardan
hiç geçmez mi gözlerinden bu sonbahar?

bir kar tanesi ol, kon dilimin ucuna
bir kar tanesi ol, eri ağzımda

sırılsıklamdı soyundu, vücuduma dokundu
biraz pürüzlü tenimde yaşam
hücrelerimi buldu
mutluydum o uyudu sarıldım sayıklarken
tanımadığım o adları yanımda, çırılçıplak

rüyamda gururluydum, biliyordum diyordum
inanmak lazımmiş meğer iskambil fallarına
uyandım, bakakaldım, hayali bir parmağın
bıraktığı yazıya, pencere camının buğusuna
hosçakal

güçlüler güçsüzleri terk edemeyecek kadar güçsüz olduklarında,
güçsüzler çekip gidecek kadar güçlü olmak zorunda..!

umberto eko romanı.. hafif bir tarz değişikliğiyle birlikte okunması hala bilek isteyen kitaplardan.. yerebatan sarayından eminönüne çıkan (kitaptaki tariflerden varsayım yapıyorum) gizli bir tünelden bahsediyordu.. birde yılanlı sütunları hatırlıyorum ama özelliği neydi çıkaramadım..

yürekleri lanetlenmiş insanlara gökten taş yağmasını beklemeyin artık.. taşlar içlerine yağıyor da haberleri yok..!

allı pullu davetiyeleri daha ziyade sünnet çocukları için anlamlı buluyorum.. evlilik davetiyesi geri dönüşümlü kağıttan ve iki satır olacak.. abartmaya gerek yok evleniyoruz işte..

uyudum uyandım büyü bozuldu..
bi kapı kapandı geçmişe..
toprak yok artık, su yok..
sevinç, telaş yok..
ey şehir sen yoksun..

anlamaya çalışma cümleler içinde kullan.. :)

meditasyon için pin kodu.. :)

m.ali erbil'e sanatçı demeyin de.. bu anlamda hint maymunu bile daha sanatçı olabilir..!

takım elbise giydiklerinde pek bir şabalak duruyor..