dürüstlük üzerine hüüp diye okunacak bir öykü kitabı.. fakat ne kadarı uygulanabilir bilmiyorum..
üstün dökmen hocanın dediği gibi; -bizim memlekette aldatmak/kandırmak/yalan üzerine milli mutabak var sanki.. hiç kimse dürüst değil.. kendine karşı dürüst olanlar başkalarını kandırıyor.. ya da başkalarına dürüst davranırken kendini kandırıyor..
doğaya karşı dürüst olma hadisesi ise sanırım bu ikisini başarınca gerçekleşiyor..
bazıları akademisyen oldu (çünkü memlekette eğlence henüz yoktu, o yüzden ineklemeyi tercih ettiler) bazıları ruh hastası oldu (yükselen..! değerlere erişemedikleri için sorgulama süreçleri ruhlarını epi rendeledi) bazıları zengin oldu (fikren komünizme vakıf, ruhen kapitalizme meyyal hemde targıt özal dönemine denk düşünce..!) bazıları evli oldu (özgürlük henüz evlilikle mümkündü.. andropoz civarı olan er şahıslar, uçanı vurmaktalar, kaçanı vurmaktalar.. ençok aklı kıt olan tazeleri hedef almaktalar) bazıları aşka inandı (nazım hikmet okuyup, deniz gezmiş dinleyenlerdi.. henüz duygularımızı 'cıstak cıstak dumtıs dumtıs' yaşamıyorduk.. teknoloji cepten ete ulaşmıyordu.. dokunmak önemliydi, çünkü hasret nedir biliyorduk.. bazıları amorf oldu (ne eskiye ne yeniye ait olamadan, hep başkalarının anılarına sahip çıkan, fakat bir türlü anı biriktiremeyen, başkası olmaktan neye benzediğini unutan, karanlıkla beslenen, sadece körlere ruhunu gösteren, inandıklarını inkar eden, inanmadıklarını uygulayan şekilsizlerden çokçası benim kuşağımdan gelir)
ağlarken aynaya bakma gereksinimi de ayrı mevzu..
x-files dizisinin yakışıklı fox mulder'ı..
dürüstlük üzerine hüüp diye okunacak bir öykü kitabı.. fakat ne kadarı uygulanabilir bilmiyorum..
üstün dökmen hocanın dediği gibi;
-bizim memlekette aldatmak/kandırmak/yalan üzerine milli mutabak var sanki.. hiç kimse dürüst değil.. kendine karşı dürüst olanlar başkalarını kandırıyor.. ya da başkalarına dürüst davranırken kendini kandırıyor..
doğaya karşı dürüst olma hadisesi ise sanırım bu ikisini başarınca gerçekleşiyor..
eşiniz boğa burcuysa başka şansınız yok zaten..!
tatil yapamayınca bakası bile gelmiyo insanın..:'(
kondisyon bisikleti.. :)
ufff acır bea..
uçan tekme.. üstüne tanımam..
bazıları akademisyen oldu (çünkü memlekette eğlence henüz yoktu, o yüzden ineklemeyi tercih ettiler)
bazıları ruh hastası oldu (yükselen..! değerlere erişemedikleri için sorgulama süreçleri ruhlarını epi rendeledi)
bazıları zengin oldu (fikren komünizme vakıf, ruhen kapitalizme meyyal hemde targıt özal dönemine denk düşünce..!)
bazıları evli oldu (özgürlük henüz evlilikle mümkündü.. andropoz civarı olan er şahıslar, uçanı vurmaktalar, kaçanı vurmaktalar.. ençok aklı kıt olan tazeleri hedef almaktalar)
bazıları aşka inandı (nazım hikmet okuyup, deniz gezmiş dinleyenlerdi.. henüz duygularımızı 'cıstak cıstak dumtıs dumtıs' yaşamıyorduk.. teknoloji cepten ete ulaşmıyordu.. dokunmak önemliydi, çünkü hasret nedir biliyorduk..
bazıları amorf oldu (ne eskiye ne yeniye ait olamadan, hep başkalarının anılarına sahip çıkan, fakat bir türlü anı biriktiremeyen, başkası olmaktan neye benzediğini unutan, karanlıkla beslenen, sadece körlere ruhunu gösteren, inandıklarını inkar eden, inanmadıklarını uygulayan şekilsizlerden çokçası benim kuşağımdan gelir)
terimi tıkladığınızda büyük harfe dönüşüyor ve BRİCK'teki (i) , (ı) olacak, ın'deki (ı) , (i) olacak..
doğru yazmayı başardığımızı varsayarasak; pink floyd'un 'the wall' şarkısının vurucu sözleri olduğunu anlayabiliriz..
hepsi hepsi duvardaki diğer bir tuğlasın..!