Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • yavşak11.07.2011 - 14:23

    bitin ufağına denir; yumurtasınada sirke.

  • şu an ne dinliyorum01.10.2008 - 13:50

    Orhan Ölmez........ Açma Zülüflerin Yar Yar

  • çevre kirliliği04.06.2007 - 00:54

    KAPİTALİZM
    Evet bugün çevre kirliliğinin tek nedeni insanların çok para kazanma,az çalışma,bugünü kurtar gerisi hiç önemli değil.Hele kirletilen hak'la alakalı,halkla alkalı ise hiç önemi yok.düşünebiliyormusunuz çevre kirliliğinden en son zarar gören onlar (paraya hükmedenler) neden? çünkü satın alırlar paranın alabildiği bütün maddi temizlikleri! ! ! Ama vicdanları hep kirli kalacak,ki bunun yanında çevre kirliliği hiçbirşeydir.Zaten vicdanları temiz olsaydı bir avuç dolar için milyonlarca cana kıyılmazdı.Siz karşı çıkın kim olursa dimdik karşısında haykırın TEMİZLİK İMAN'dandır.Birde çağın hastalığı olan İSRAF bunuda gözardı etmeyin ettirmeyin.

  • hayal31.03.2007 - 23:51

    HAYAL
    Hayat hayal değil gerçektir. Hayal gözlerin açıkken yapmak istediklerindir; bazan yaparsın bazansa mümkün olmayanlardır.

  • zemzem24.10.2006 - 19:29

    ZEMZEM


    1-) Avrupa`da labaratuarlarda yapılan araştırmaya göre Zemzem suyu diğer sulara göre çok daha az kükürt taşımaktadır.
    2-) Yine aynı araştırmaya göre diğer sulara nazaran çok daha besleyicidir ve çok daha fazla mineral barındırmaktadır.
    3-) Kaynağı henüz bulunamamıştır. Nereden geldigi şu anki teknolojiye göre bile bilinemiyor. Yakınlarinda hiçbir kuyu yok ve denize de 80 km uzaklıkta. Bu şartlarda suyunu denizden veya başka bir kuyudan almasi imkansız. Nasıl oluyor da yıllardir suyu bitmiyor, bunu kimse bilmiyor.
    4-) Açlığını gidermek için içen kişinin açlığını, susuzluğunu gidermek için içenin susuzluğunu giderir.
    5-) Sadece 1,5 metre derinliğindeki ufacık bir kuyudan çıkan su, haç mevsimi boyunca milyonlarca hacının tüm su ihtiyacını karşılamaktadır ve hiçbir zaman ne azalma ne de kuruma göstermemektedir.
    6-) Dünya Sağlık Örgütü (WHO) `nün raporlarına göre Dünya`daki en içilebilir ve sağlıklı sulardan biri.
    7-) Amerika`da yapılan test sonuçlarına göre Dünya`da içinde mikroorganizma ve bakteri bulundurmayan TEK su zemzem suyu.

  • büyü05.10.2006 - 02:47

    BÜYÜ,FAL,SİHİR
    Bunlara inanan;
    Bunları yapan;
    Bunları yaptıran İslamı inkar etmiştir.kim olursa olsun ne için olursa olsun İslam bunları kesinlikle yasaklamıştır sahih hiç bir meşruiyeti yoktur.

  • irtica05.10.2006 - 02:10

    İRTİCA:RUCU ETME.GERİYE DÖNME.

    İRTİCA İlk Peygamberle birlikte yeryüzünde varlığını göstermiştir.Nasıl mı? Peygamberler insanlara vahiy kaynaklı hayat nizamını anlatmaya çalışmışlar insanoğlusu ise ha bire şeytanın onları aldatmakta olduğu geçmişlerine sürekli bir eğilim ve inatla geçmişi terk-etmeme direnci göstermişlerdir.Yüce ALLAH azze ve celle ne kadar onları medenileştirmek meşru bir toplum haline getirmek için elçiler göndermişsede bazıları ısrarla geçmişlerine atalarının dinine sahip çıkmak adına geri dönücülüklerini sürdüregelmişlerdir.ALLAH azze ve celle onları özgür iradeye sahip kılmak ve iki dünya saadeti gibi bir ödülle müjdelemekle mükellef kıldığı peygamberleri aracılığı ile sahih ve temiz bir inanç göndermiş ama bu gericiler şeytanı kendilerine rehber edinerek iki cihandada bedbahtlığa mahkum olmuşlardır.irtica çok kötü bir şey insan apaçık bir yolda karanlıklar içerisine düşerde orda öylece bırakılıverir.

  • Sami Yusuf05.10.2006 - 00:10

    evet aynen katılıyorum.


    sami yusuf denen kişiye gösterdiğimiz alakanın binde birini 'İslam Alimleri'ne yada İslam uğruna ömür tüketmiş 'şahsiyetlere' göstersek herhalde o zaman çok daha samimi olurduk.
    (bakınız: zaman, islam, ömür, alim, aman, daha, alâka, yusuf, samimi, binde bir)

    ilikLeRİmdEN_CEheNNem_geÇti

  • televizyon19.07.2006 - 13:01

    Bu gün insanlığın mübtelası olduğu bir tutku, bir uyuşturucu var ki, onun adı televizyon (kanalizasyonlarında istirahat!) Bir ibret levhasıdır, kulak verin yaşayan insanlara. Bir binanın, dairelerinden birinde bir hayat kadını oturuyormuş...

    herkes rahatsız olmuş, onun varlığından, gizli gizli fuhuş yaparmış isbat edememişler ve kanûnen atamamışlar kadını binadan. Bu bina sakinleri çıldıracak kadar rahatsız olmuşlar bu işten ve bir gün baskına varmışlar kadının evine. Demediklerini komamışlar ve “bu binadan taşınmazsan” diye; adam akıllı tehdit etmişler. Kadın demiş ki onlara: “Yarın taşınacağım komşular, yalnız bir çift sözüm var size; “ben hayatın pisliğinde kendimi kaybettim ve bu güne kadar bu binaya hırsız gibi girdim, çıktım, kimseye ilişmedim, kimsenin ahlakını bozmadım, dışarıda bile hep ahlakı bozuklar buldu beni. Hatta az önce aranızdan, binanın namusu diye bağıranlar, kaç kez kapımı çaldı, açmadım. Benim anlamadığım; hepinizin evinde başköşeye kondurduğunuz televizyonlarda, beni bu hayata düşüren ve beni kullanan ahlaksızları yetiştiren proğramlar hergün yayında. Allah aşkına söyleyin bir gün karşınıza çıkıp dansözlük yaptım mı? Bir gün açık saçık giyinip birinizi tahrik ettim mi? Karınızı, kızınızı yoldan çıkarmak için yakışıklı erkeklerle tanıştırdım mı? Sizin aklınızdan bir an için bile cinselliği çıkarmanızı engelleyen televizyondan daha mı ahlaksızım ben? ! ! Arkası yarın pembe dizilerde kimin karısı kimin kocasıyla senaryolarını ve yatak odalarını karınız, kızınız, oğlunuz ve siz seyretmeye tahammül gösterebiliyorsunuz da, herkesin gözünden uzak benden rahatsız oluyorsunuz öyle mi? ! Sizi benim kapıma baskına getiren iblistir. Size evinizdeki meyhaneyi, kerhaneyi unutturup, benim gibi aldatılmış bir nesil yetiştiresiniz diye sizi bir araya toplamıştır. Şeytan hedef saptırmıştır. Şeytan sizi sivri sineklerle oyalamak istiyor. 'BANA KALIRSA SİZ BATAKLIĞI KURUTUN.”

  • cenaze04.07.2006 - 20:37

    Muhterem Cemaat!

    İslam Dini, insana saygıyı önemli bir görev saymıştır. Müslümanları, bu konuda dikkatli olmaya çağırmış, insanın hayatta olanına da, ölenine de saygı gösterilmesini istemiştir. Musallaya konulan ölü üzerine Allah rızası için kılınan cenaze namazı, yapılan dua, aynı zamanda o din kardeşimize gösterilen fiili bir saygının ifadesidir.

    İnsanın ölüsü de saygıya layıktır. Ölen bir Müslümanı yıkamak, kefenlemek, cenaze namazını kılıp dua etmek ve kabrine kadar götürüp defin işlerini yapmak, Müslümanlar için farz-ı kifayedir ve dostlar için de manalı bir vefa borcudur. Sevgili Peygamberimiz, “Ölülerinizi, iyilikleriyle yâd edin, kötülüklerini dile getirmeyin”[1] buyurarak, ölmüşlerimizi hayırla anmamızı, iyi yönlerini konuşmamızı tavsiye etmiştir.

    Değerli Müslümanlar!

    Bu dünya, her şeyi ile fanidir. Bâki olan, yalnız Allah’tır. Her canlı mutlaka ölümü tadacaktır. Doğum gibi, ölüm de Allah’ın değişmez bir kanunudur. Ölüm, yok olup gitmek değil, yeni ve ebedi bir hayatın başlangıcıdır. Dünya, ahiret hayatı için gereken hazırlıkları yapma yeridir. Bunun için de, Allah’ın emirleri doğrultusunda hayatımızı sürdürmemiz gerekir. Çünkü dünya ve âhirette bizi kurtaracak ve mutlu kılacak olan, yalnız Allah’ın emirlerine uyup yasaklarından sakınmak ve O’nun rızasını kazanmaktır.

    Aziz Müminler!

    Cenazeyi teşyi etmek, yani cenazenin arkasından mezara kadar gitmek sünnettir ve büyük sevaptır. Cenaze namazını kılanların ve cenazeyi takip edenlerin, vakar içinde yürümeleri ve üzüntülü ortama uygun düşecek şekilde davranmaları gerekir.

    Cenaze ile ilgili dini görevler yapılırken, bilgisizlik yüzünden bazı bidat ve hurafeler karıştırıldığı görülmektedir. Cenazenin başında yüksek sesle konuşulması, alkış tutulması, cenazeyi taşırken slogan atılması, İslam’a uygun olmayan faydasız ve gönülleri rahatsız eden anlamsız davranışlardır. Hatta cenazenin başında veya mezarlığa götürülürken yüksek sesle tekbir getirilmesini bile, dinimiz hoş karşılamamıştır.

    Ayrıca Allah’a isyan anlamına gelebilecek şekilde dövünüp saç baş yolmak ve yersiz sözler söylemek de doğru değildir. Ancak, cenaze için kalben kederlenmek ve göz yaşı dökerek ağlamak da bir günah yoktur. Ölünün yakınlarına mümkün olduğunca teselli edici, rahatlatıcı sözler söylemek ve üzüntüsünün paylaşıldığını göstermek bir taziyedir ve sünnettir. Ayrıca taziye için, “Allah size sabırlar versin. Başınız sağ olsun! Allah geride kalanlara ömür versin! ” gibi teselli edici cümleler de söylenir.

    Hutbemi Âl-i İmran Sûresi’nin 133. ayetinin mealiyle bitirmek istiyorum: “Rabbinizin bağışına ve genişliği göklerle yer arası kadar olan ve muttakiler için hazırlanmış bulunan cennete koşun”[2].

    ----------

    [1] Tirmizî; Cenaiz, 34, H.No: 1019.

    [2] Âl-i İmran, 3/133

    DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI

    www.diyanet.gov.tr/turkish/default.asp